malpractice diye bir şey duydunuz mu? malpraktis diye türkçe'de de kullanılıyor.. tıbbi hata demek.
şu gibi
"Denizli'de parkta oynarken kolunu kıran 6 yaşındaki Miray, kaldırıldığı özel hastanedeki ameliyatının ardından hayatını kaybetti. Aile hastane hakkında suç duyurusunda bulunurken, küçük kızın ölüm nedeninin aşırı narkoz olduğu öne sürülüyor."
https://www.ntv.com.tr/saglik/kirik-kol-ameliyatinda-6-yasindaki-miray-oldu-aile-ihmal-sikayetinde-bulundu,AwM1Mvt55U-f3UJ8BGFnFg
saygın ali'yi hatırladınız mı?
(bkz: ekşi sözlük koru hastanesi ilişkisi)
tıbbi hata budur yani.. ihmal, deneyimsizlik, aşırı özgüven, umursamazlık, o zamana kadar bilinmeyen bir alerji, ilaç etkileşimi ve bu tip şeylerle açıklayamadığımız için "kötü şans" diye adlandırılabilecek durumlar.
nedir peki malpraktis oranı?
bu zor bir soru.. çünkü malpraktisi tespit etmek zor.. iğneyi yaparken damar patlatan her hemşire koşup kendini ihbar etmeyebiliyor.. işsizlik korkusu vs.. ya da koru hastanesindeki gibi bütün bir hastane yönetimi işbirliği içinde o da yetmiyormuş gibi bir de ekşi sözlüğü yemleyerek malpraktisi örtbas etmeye çalışabiliyorlar..
zor yani malpraktisin kesin tespiti.. belki ekipçe yapılan bir ameliyattaki fahiş bir hatayı saklayamamak, ya da 6 yaşında küçük bir kızın basit bir işlemde ölmesi gibi durumlar kolay tespit edilebiliyor ama net bir rakam vermek zor.
şöyle bir makale var. amerika'yla ilgili rakamları veriyor.. haliyle bir kısmı tahmini, bir kısmı interpolasyon. kesin rakamı bilmek çok zor. .
https://www.sidgilreath.com/learn/medical-malpractice-death-statistics.html
şu paragrafı vereyim.. kabaca bir fikriniz olur..
"According to a 2016 study led by Martin Makary, a professor of surgery at the Johns Hopkins University School of Medicine, medical errors in hospitals and other health care facilities are so commonplace that preventable deaths due to medical malpractice are the third leading cause of death in the United States. Their latest estimate found that approximately 251,000 lives are claimed each year because of medical error - about 9.5 percent of all deaths annually in the United States."
yılda 251 bin..
kaç kişi ölmüş bu wuhan siksiğinden? bugüne kadar 1 milyon kişi.. kaç tane malpraktis var? sıfır..
hiç olmamış yani yanlış ilaçtır, kazadır, beceriksizliktir vs gibi durumlar.. sıfır hatayla oynamış sağlıkçılar...
mümkün mü? değil tabi.. ama neredeyse 10 ay oldu sağlıkçılarımız (sağlıkçılar derken politikacılar dahil) henüz açıklamadılar hangi ilaçları verdiklerini, hangi tedavileri uyguladıklarını.. entübe hidroksi filan gibi goygoymatik laflar dışında net açıklanan tek bir bilgi yok.
örneğin ben bilmek isterim türkiye'de ölen 6000 hasta hangi belirtilerle gelmiş hastaneye, yatıştaki durumları neymiş, hangi ilaçlar verilmiş, hangi tedaviler uygulanmış, ne zaman durumları kötüye gitmiş vs vs.. sorulabilecek tüm sorular.. aklınıza ne geliyorsa.
gerçi korona propaganda ekibindeki bilimsel sefaleti görünce doğru düzgün bilgi verilmemesi normal skor tabi.. ne kadar çok bilgi verilirse o kadar daha çok soru gelecek çünkü..
bu korona işinde en ufak bir iyi niyet olmadığından adım gibi emin olduğum için çok takmıyorum ama böyle bir durum var yani. sizin de aklınızda bulunsun..
bir milyon ölüm, sıfır tıbbi hata... yersen..
hemen bu akşam çıkıp sağlıkçıları şakşaklayoruz güzel dostlar.. ama koru hastanesi hariç diye bağırmayı unutmayın emi ..
wuhan virüsü
bu sabah kızımı parka götürdüm.
kendi yaşında bir arkadaş buldu. oynamaya başladılar. o küçük kızın annesi de vardı yanlarında. küçük kız maske takmıyordu. benim kızım hiç takmıyor zaten. sevindim en azından annesi bile isteye çocuğunun nefes alma hakkını elinden almıyor diye..
fakat kadın takıyordu çomar maskesini. siz sürekli takıyor musunuz diye sordum. evet dedi bana mesleğini de söyledi.
avrupa'da kimsenin maske takmadığını, isterse kendi gözüyle de görebileceğini, tek yapması gerekenin aklına gelen herhangi bir avrupa kentinin adını youtube'da yazıp filtrelerden bugün ya da bu hafta gibi bir şeyi seçmesi olduğunu söyledim.
bana cevap olarak şunu söyledi "ülkelerin farklı sağlık politikaları olabiliyor"..
ülkelerin farklı sağlık politikaları olabilir olmasına da virüs hangi ülkede olduğunu, orada geçerli sağlık politikasının ne olduğunu filan da mı biliyor artık... diye sormadım elbette..
bir süre sonra biz ayrıldık yanlarından.
soru şu... tahmin edin bakalım bu hanımefendinin mesleği nedir?
soruya verdiğiniz cevap aynı zamanda "birileri neden ortadoğu birileri neden avrupa?" sorusunun da yanıtı olacak..
kendi yaşında bir arkadaş buldu. oynamaya başladılar. o küçük kızın annesi de vardı yanlarında. küçük kız maske takmıyordu. benim kızım hiç takmıyor zaten. sevindim en azından annesi bile isteye çocuğunun nefes alma hakkını elinden almıyor diye..
fakat kadın takıyordu çomar maskesini. siz sürekli takıyor musunuz diye sordum. evet dedi bana mesleğini de söyledi.
avrupa'da kimsenin maske takmadığını, isterse kendi gözüyle de görebileceğini, tek yapması gerekenin aklına gelen herhangi bir avrupa kentinin adını youtube'da yazıp filtrelerden bugün ya da bu hafta gibi bir şeyi seçmesi olduğunu söyledim.
bana cevap olarak şunu söyledi "ülkelerin farklı sağlık politikaları olabiliyor"..
ülkelerin farklı sağlık politikaları olabilir olmasına da virüs hangi ülkede olduğunu, orada geçerli sağlık politikasının ne olduğunu filan da mı biliyor artık... diye sormadım elbette..
bir süre sonra biz ayrıldık yanlarından.
soru şu... tahmin edin bakalım bu hanımefendinin mesleği nedir?
soruya verdiğiniz cevap aynı zamanda "birileri neden ortadoğu birileri neden avrupa?" sorusunun da yanıtı olacak..
dalga dalga geldiği / geleceği iddia edilen bir salgın vürüsü. tabi bize söylemedikleri şey, bu hastalığı yenerken bazı ülkelerin tur bindireceği.
"nalaka lan" demeyin - yeni zelanda ülkede tekrar sıfır aktif vakaya düştüklerini açıkladı. biz diyoruz "türkiye şu an ikinci dalgada", amerikalılar dalga geçiyor "biz daha birinciyi bitirmedik ehe ehe" diye.
yeni zelanda'yı daha önce de yazmıştım, hem de gene bu başlıkta (#1163972). 0 vaka ile 102 gün geçirdikten sonra, tekrar hasta çıkmıştı. çıkmıştı derken, yoktan peydah olmuştu diyorum.
eylül ortasındaki haberlere göre, yeni vaka sayıları günlerce üstüste sıfır çıktı. şu anda yeniden 3-5 bir şeyler çıkıyor, o yüzden "acaba biraz kısıtlasak mı insanları" diyorlar.
dalgalar farklı farklı vuruyuor. bunun sebebi tabi önlemlerin farklılığı, nüfus bilmemne. ama gelin başka bir şey göstereyim. aşağıda, dünya çapında günlük yeni vaka ve aktif vaka sayıları grafikleri var (kaynaklı filan).
çizdiğim noktalardan biri, bu korku pompalamasının en yoğun olduğu, nisan ortası dönemleri. hatırladınız mı, "hepimiz ölcez" diye haberlerin bağırdığı, "flatten the curve (eğriyi düzleştirelim)" dedikleri dönemler.
o dönemlerdeki hastane görüntülerini hatırlıyor musunuz peki? yoğun bakımda aynı makineye dört kişi bağladıkları, ağlayan hemşireleri, yorgunluktan bayılmış doktorları? bize evden çıkmayın diye yalvaran tom hanks'i, bill amcayı, bütün o ünlüleri?
şu anda o dönemden 3 katı kadar yeni vaka çıkıyor, 3 katından fazla ise aktif vaka var. nerede lan bu videolar? ağlayan hemşireler? hani "lütfen evde kalın" diyen keanu reaves?
yukarıda dalga dalga yayıldığından bahsetmiştim, bazı ülkeler daha iyi daha kötü diye. şu anda rusya, hindistan yıkılıyor virüsten (hiç görüntü bulamıyorum ama hadi güvenelim). aktif ve yeni vakalara sadece amerika için bakalım bir de madem:
gördüğümüz gibi, gene 3-5 kat yüksek rakamlar. tekrar soruyorum, nerede lan bu görüntüler?
benim görebildiğim kadarıyla iki tane ihtimal var. birincisi, başımızdakiler kafalarını kuma gömüyorlar / bizden bilgi saklıyorlar. ikincisi ise, bu virüs artık "eski haber". o kadar tık getirmiyor, o yüzden normalden 3 katı fazla hasta olmasına rağmen, haber değeri taşımıyor. yani bu adamlar ya yalancı, ya çıkarcı, ya da ikisi birden.
peki, bu adamlar yalancı ve çıkarcı ise.
bu virüsle ilgili diğer söyledikleri herhangi bir şeye nasıl güvenebiliyoruz ki?
bir de bonus vereyim. amerikanın aktif vaka sayıları döneminde, george floyd protestolarının etkisini görebiliyor musunuz? mayıs sonunda protestolar başlıyor, haziran ortası-sonu gibi (yani kuluçka dönemi sonrası) vakalar atağa kalkıyor.
halbuki o zamanlar "yani protestoya gitmek için çıakbilrsiniz ama işe gidemezsiniz" bile demişlerdi.
"nalaka lan" demeyin - yeni zelanda ülkede tekrar sıfır aktif vakaya düştüklerini açıkladı. biz diyoruz "türkiye şu an ikinci dalgada", amerikalılar dalga geçiyor "biz daha birinciyi bitirmedik ehe ehe" diye.
yeni zelanda'yı daha önce de yazmıştım, hem de gene bu başlıkta (#1163972). 0 vaka ile 102 gün geçirdikten sonra, tekrar hasta çıkmıştı. çıkmıştı derken, yoktan peydah olmuştu diyorum.
eylül ortasındaki haberlere göre, yeni vaka sayıları günlerce üstüste sıfır çıktı. şu anda yeniden 3-5 bir şeyler çıkıyor, o yüzden "acaba biraz kısıtlasak mı insanları" diyorlar.
dalgalar farklı farklı vuruyuor. bunun sebebi tabi önlemlerin farklılığı, nüfus bilmemne. ama gelin başka bir şey göstereyim. aşağıda, dünya çapında günlük yeni vaka ve aktif vaka sayıları grafikleri var (kaynaklı filan).
çizdiğim noktalardan biri, bu korku pompalamasının en yoğun olduğu, nisan ortası dönemleri. hatırladınız mı, "hepimiz ölcez" diye haberlerin bağırdığı, "flatten the curve (eğriyi düzleştirelim)" dedikleri dönemler.
o dönemlerdeki hastane görüntülerini hatırlıyor musunuz peki? yoğun bakımda aynı makineye dört kişi bağladıkları, ağlayan hemşireleri, yorgunluktan bayılmış doktorları? bize evden çıkmayın diye yalvaran tom hanks'i, bill amcayı, bütün o ünlüleri?
şu anda o dönemden 3 katı kadar yeni vaka çıkıyor, 3 katından fazla ise aktif vaka var. nerede lan bu videolar? ağlayan hemşireler? hani "lütfen evde kalın" diyen keanu reaves?
yukarıda dalga dalga yayıldığından bahsetmiştim, bazı ülkeler daha iyi daha kötü diye. şu anda rusya, hindistan yıkılıyor virüsten (hiç görüntü bulamıyorum ama hadi güvenelim). aktif ve yeni vakalara sadece amerika için bakalım bir de madem:
gördüğümüz gibi, gene 3-5 kat yüksek rakamlar. tekrar soruyorum, nerede lan bu görüntüler?
benim görebildiğim kadarıyla iki tane ihtimal var. birincisi, başımızdakiler kafalarını kuma gömüyorlar / bizden bilgi saklıyorlar. ikincisi ise, bu virüs artık "eski haber". o kadar tık getirmiyor, o yüzden normalden 3 katı fazla hasta olmasına rağmen, haber değeri taşımıyor. yani bu adamlar ya yalancı, ya çıkarcı, ya da ikisi birden.
peki, bu adamlar yalancı ve çıkarcı ise.
bu virüsle ilgili diğer söyledikleri herhangi bir şeye nasıl güvenebiliyoruz ki?
bir de bonus vereyim. amerikanın aktif vaka sayıları döneminde, george floyd protestolarının etkisini görebiliyor musunuz? mayıs sonunda protestolar başlıyor, haziran ortası-sonu gibi (yani kuluçka dönemi sonrası) vakalar atağa kalkıyor.
halbuki o zamanlar "yani protestoya gitmek için çıakbilrsiniz ama işe gidemezsiniz" bile demişlerdi.
yeni çıkan bir habere göre, bu virüse ikinci kere yakalanan kişi bu sefer yenik düşmüş.
tık tık: https://www.turkinfo.nl/dunyada-ilk-kez-koronaviruse-ikinci-kez-yakalanan-hollandali-yasi-kadin-hayatini-kaybetti/28670/
haberin başlığına bakınca sizde de "sıçtık" hissiyatı oluştu di mi? hemen içeriğine bakalım:
"89 yaşındaki kadının 2 ay sonra yeniden koronavirüse yakalandığı ve kanser hastası yaşlı kadının kemoterapi tedavisi sırasında yüksek ateş belirtisi üzerine test edildiği ve sonucun pozitif çıktığı belirtildi. Bağışıklık sisteminin zayıf olmasından dolayı virüse karşı direnemediği ve hayatını kaybettiği bilgisi verildi."
bu haberi "koronavirüse ikinci kez yakalanan kişi öldü" diye niye veriyorsunuz insafsızlar?
tık tık: https://www.turkinfo.nl/dunyada-ilk-kez-koronaviruse-ikinci-kez-yakalanan-hollandali-yasi-kadin-hayatini-kaybetti/28670/
haberin başlığına bakınca sizde de "sıçtık" hissiyatı oluştu di mi? hemen içeriğine bakalım:
"89 yaşındaki kadının 2 ay sonra yeniden koronavirüse yakalandığı ve kanser hastası yaşlı kadının kemoterapi tedavisi sırasında yüksek ateş belirtisi üzerine test edildiği ve sonucun pozitif çıktığı belirtildi. Bağışıklık sisteminin zayıf olmasından dolayı virüse karşı direnemediği ve hayatını kaybettiği bilgisi verildi."
bu haberi "koronavirüse ikinci kez yakalanan kişi öldü" diye niye veriyorsunuz insafsızlar?
(bkz: #1164295)
89 yaşında kanser hastası bir kadının ikinci kez gorona gapınca ölmesi değil, ilk kaptığında ölmemesi asıl haberdir ama böyle korku pornolu aktarınca daha şehvetengiz oluyor heralde.
boşuna demiyoruz orospu çocuğu medya diye..
bir de eskiden hastalığı atlatınca bağışıklık geliştirmiş oluyordun ama süper über mega biliminsanları o kuralı da değiştirdiler sanırım... imam götü yalayarak profesör olmuş şarlatanlardan biri televizyona çıkıp konuyu açıklığa kavuştursa da dinlesek.. deeermişim... yok be olm .. ne dinlicem bu rezilleri başka işim mi yok.
89 yaşında kanser hastası bir kadının ikinci kez gorona gapınca ölmesi değil, ilk kaptığında ölmemesi asıl haberdir ama böyle korku pornolu aktarınca daha şehvetengiz oluyor heralde.
boşuna demiyoruz orospu çocuğu medya diye..
bir de eskiden hastalığı atlatınca bağışıklık geliştirmiş oluyordun ama süper über mega biliminsanları o kuralı da değiştirdiler sanırım... imam götü yalayarak profesör olmuş şarlatanlardan biri televizyona çıkıp konuyu açıklığa kavuştursa da dinlesek.. deeermişim... yok be olm .. ne dinlicem bu rezilleri başka işim mi yok.
21 haziran'da istanbul'da açık havada bile maske takmak zorunlu oldu..
(bkz: #1163806)
o günden beri de tüm vilayetlerde maskesiz sokağa çıkmak yasak.. oohhh mis gibi özgürlük.. teşekkür ediyorum size şuursuz ekrem ve panik mansur beyler.. çok iyi yaptınız .. ne güzel yaptınız.. siz çok özgürlükçüsünüz.. sizi yalamak istiyorum..
neyse soktuk lafımızı devam edelim..
o gün 5000 küsur ölü varmış bu götten uydurma virüs yüzünden.. bugün sayı 8000 küsur..
soru basit.. bu 3000 kişiden kaç tanesi düzenli maske takıyormuş.. normalde hepsinin olması lazım da hadi yasağı masağı siklemeyen insanlar var diyelim.. var yani arkadaşım ekolünden biliyorum ben..
o zaman doğal olarak soru bu: 3000 kişiden kaç tanesi maske takmış.. bu çok temel, ölçülebilir, önemli ve son derece bilimsel bir veri.. en basitinden maske işe yarıyor mu yaramıyor mu sorusunun cevabına ışık tutabilir. maskenin sizi zehirlemekten başka bir işe yaradığı yok bu arada.. lafın gelişi soruyorum.
açıklama? yok tabi.. tabi demişken... mesela bilimsel paçozluğun dip noktası, sayın apocu türk teletabiler birliğinin böyle bir sorusu var mı? yok elbette.. çünkü bu insanlar dostunuz değil..
bu korona palavrasında en ufak bir iyi niyet olmadığından, bu işin başından sonuna bir iblis planı olduğundan adım gibi emin olduğum için bu kadar basit bir soruya bile cevap verilmeyeceğini de biliyorum.
ama olsun yine de soralım.. çünkü çok basit bir soru. 21 haziran'dan bugüne kadar iddia edilen virüsten öldüğü iddia edilen 3000 kişinin kaç tanesi düzenli maske kullanıyormuş...
(bkz: #1163806)
o günden beri de tüm vilayetlerde maskesiz sokağa çıkmak yasak.. oohhh mis gibi özgürlük.. teşekkür ediyorum size şuursuz ekrem ve panik mansur beyler.. çok iyi yaptınız .. ne güzel yaptınız.. siz çok özgürlükçüsünüz.. sizi yalamak istiyorum..
neyse soktuk lafımızı devam edelim..
o gün 5000 küsur ölü varmış bu götten uydurma virüs yüzünden.. bugün sayı 8000 küsur..
soru basit.. bu 3000 kişiden kaç tanesi düzenli maske takıyormuş.. normalde hepsinin olması lazım da hadi yasağı masağı siklemeyen insanlar var diyelim.. var yani arkadaşım ekolünden biliyorum ben..
o zaman doğal olarak soru bu: 3000 kişiden kaç tanesi maske takmış.. bu çok temel, ölçülebilir, önemli ve son derece bilimsel bir veri.. en basitinden maske işe yarıyor mu yaramıyor mu sorusunun cevabına ışık tutabilir. maskenin sizi zehirlemekten başka bir işe yaradığı yok bu arada.. lafın gelişi soruyorum.
açıklama? yok tabi.. tabi demişken... mesela bilimsel paçozluğun dip noktası, sayın apocu türk teletabiler birliğinin böyle bir sorusu var mı? yok elbette.. çünkü bu insanlar dostunuz değil..
bu korona palavrasında en ufak bir iyi niyet olmadığından, bu işin başından sonuna bir iblis planı olduğundan adım gibi emin olduğum için bu kadar basit bir soruya bile cevap verilmeyeceğini de biliyorum.
ama olsun yine de soralım.. çünkü çok basit bir soru. 21 haziran'dan bugüne kadar iddia edilen virüsten öldüğü iddia edilen 3000 kişinin kaç tanesi düzenli maske kullanıyormuş...
bugun yasamini yitiren kisi sayisi 71, toplamda yasamini yitiren kisi sayisi 9224 kisi, agir hasta sayisi 1428 kisi. buyuk bir hizla en yakinlarimiza kadar geliyor. benim oturdugum sitede 3 aile karantinada, annemlerin oturdugu sitede 2 aile karantinada. site icerisinde cocuk parki ve hatta hatta banklar bile kapatilmis durumda.
aşı bulunana ve etkisi gorulene kadar sirf ulkemizde can kaybi sayisi 20 binleri bulacak sanirim allah korusun.
aşı bulunana ve etkisi gorulene kadar sirf ulkemizde can kaybi sayisi 20 binleri bulacak sanirim allah korusun.
madem yakınlarımıza geldi hasta olan insanlara soralım
1) uzun süreli maske taktınız mı? çünkü neden? çünkü dişinizdeki bir çürüğü akciğerinize indirme riskiniz var. birazdan bir tivit atıcam.
2) hangi ilaçları aldınız? çin malı bir ilacı (favipiravir) günde 16 tane yuttunuz mu? 16 tane aspirin yutarsan feleğin şaşar.. günde 16 tane supradin içersen ölürsün. bu kadar ağır bir ilacı 16 tane yutmanın böbrekler üzerinde etkisi olmaması imkansız. vücudumuzda ilk biten organ böbreklerdir.. böbrekler tükenince akciğerler de bozulur, kan dolaşımı da bozulur.. yaşlı insanların çoğu kez asıl altta yatan ölüm sebebi budur.. benim babam beyin kanamasından öldü.. ama hastaneye gittiğinde anlaşıldı ki aslında biten şey böbreklermiş.
3) güneşe çıktılar mı? aylardır eve kapanmışlarsa kendi kendilerini hasta etmişlerdir.. geçmiş olsun..
şimdi şu tivite bakalım
bir hekim kişi iddia edilen virüsle ilgili macerasını anlatıyor.. dikkatli okuyalım.
https://i.ibb.co/H7mwS4p/Eki-Mbr-KX0-AMF9-L3.jpg
plaquenil (hidroksiklorokin, sıtma ilaci bir kinin türevi) kullanmış ve durumu kötüye gitmiş.. zatüre başlamış. sonra favipiravir kullanmış pek bir değişiklik olmamış. en son azitromisin kullanmış ve 14 gün sonunda iyileşmiş..
azitromisin nedir?
azitromisin antibiyotik.. bakterilere karşı kullanılır, virüslere değil..
çok muhtemeldir ki doktor kişinin hastalığı zaten başından beri bakteriyeldi. tabi eğer anlattıkları doğruysa. durum buysa da maske saçmalığı yüzünden akciğerlerine hiç gitmemesi gereken strep vs. gibi haşereleri kendi eliyle göndermiş olabilir.
peki doçent olmuş bir insan niye böyle yanıltıcı bilgiler veriyor, azitromisin'i yazıp sanki önemsiz bir noktaymış gibi geçiştiriyor.. bilmiyorum.
1) uzun süreli maske taktınız mı? çünkü neden? çünkü dişinizdeki bir çürüğü akciğerinize indirme riskiniz var. birazdan bir tivit atıcam.
2) hangi ilaçları aldınız? çin malı bir ilacı (favipiravir) günde 16 tane yuttunuz mu? 16 tane aspirin yutarsan feleğin şaşar.. günde 16 tane supradin içersen ölürsün. bu kadar ağır bir ilacı 16 tane yutmanın böbrekler üzerinde etkisi olmaması imkansız. vücudumuzda ilk biten organ böbreklerdir.. böbrekler tükenince akciğerler de bozulur, kan dolaşımı da bozulur.. yaşlı insanların çoğu kez asıl altta yatan ölüm sebebi budur.. benim babam beyin kanamasından öldü.. ama hastaneye gittiğinde anlaşıldı ki aslında biten şey böbreklermiş.
3) güneşe çıktılar mı? aylardır eve kapanmışlarsa kendi kendilerini hasta etmişlerdir.. geçmiş olsun..
şimdi şu tivite bakalım
bir hekim kişi iddia edilen virüsle ilgili macerasını anlatıyor.. dikkatli okuyalım.
https://i.ibb.co/H7mwS4p/Eki-Mbr-KX0-AMF9-L3.jpg
plaquenil (hidroksiklorokin, sıtma ilaci bir kinin türevi) kullanmış ve durumu kötüye gitmiş.. zatüre başlamış. sonra favipiravir kullanmış pek bir değişiklik olmamış. en son azitromisin kullanmış ve 14 gün sonunda iyileşmiş..
azitromisin nedir?
azitromisin antibiyotik.. bakterilere karşı kullanılır, virüslere değil..
çok muhtemeldir ki doktor kişinin hastalığı zaten başından beri bakteriyeldi. tabi eğer anlattıkları doğruysa. durum buysa da maske saçmalığı yüzünden akciğerlerine hiç gitmemesi gereken strep vs. gibi haşereleri kendi eliyle göndermiş olabilir.
peki doçent olmuş bir insan niye böyle yanıltıcı bilgiler veriyor, azitromisin'i yazıp sanki önemsiz bir noktaymış gibi geçiştiriyor.. bilmiyorum.
dün yasadigim sitede karantina aile sayisi 2 iken bugun gelen haberlere gore 6 ya yukseldi. dilerseniz bu virüse 5g ile ilintili diyin, dilerseniz dış minnaklarin oyunu diyin ancak boyle bir gercek var. bizi ilgilendiren simdilik menşei yerine sebebi yerine salt gercekler.
nedir onlar?
bu virüs gececek mi?
aşı bulunacak mı?
aşı bulunsa bile işe yarayacak mı?
en önemlisi;
tüm bunlar yaşanırken sevdiklerimizi kaybedecek miyiz yahut biz canimizdan olacak miyiz.
bizi simdilik ilgilendiren bunlar. olaylarin felsefi durumlarini psikolojik durumlarini yahut perde arkasi durumlarini incelemek simdilik hayatimizi kurtarmayacak. bu hastalik konusunda basta devletin yetkili kurumlari olmak üzere dsö ve diger hastalik ile alakali fikir beyan eden hicbir otoriteye guvenmiyorum. sadece kendi arastirmalarim, kendi analizlerimdir simdilik beni ve sevdiklerimi ilgilendiren ve koruyan. sizlere de önerim o dur.
nedir onlar?
bu virüs gececek mi?
aşı bulunacak mı?
aşı bulunsa bile işe yarayacak mı?
en önemlisi;
tüm bunlar yaşanırken sevdiklerimizi kaybedecek miyiz yahut biz canimizdan olacak miyiz.
bizi simdilik ilgilendiren bunlar. olaylarin felsefi durumlarini psikolojik durumlarini yahut perde arkasi durumlarini incelemek simdilik hayatimizi kurtarmayacak. bu hastalik konusunda basta devletin yetkili kurumlari olmak üzere dsö ve diger hastalik ile alakali fikir beyan eden hicbir otoriteye guvenmiyorum. sadece kendi arastirmalarim, kendi analizlerimdir simdilik beni ve sevdiklerimi ilgilendiren ve koruyan. sizlere de önerim o dur.
şu linkte menzil bakanlığının raporu var.
http://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/raporlar/Covid-19%20Raporu-revize.pdf
67. sayfada geçen ifade
"Yoğun bakımdaki hastalarda erken entübasyondan (invaziv ventilasyondan) vazgeçildi."
hatırladınız mı bu kelimeyi.. zırcahil profesörlerimizin fışkırtmayı en çok sevdiği laflardandı.. mucize tedavi entübasyon.. içine bir boru sokup hava basıyorlar.. ve iyileşiyorsun.. otomobil lastikleri için konuşuyorum tabi..
her neyse .. çok cilalanmıştı bu entübasyon.. bilen bilmeyen herkesin ağzındaydı..
ama fakat raporda kibarca diyor ki önümüze gelen her hastaya zort diye boru sokmaktan vazgeçtik.. allah allah.. neden acaba? bir şey olmuş olmalı..
entübasyonla ilgili risklere bakınca zaten ne olmuş olabileceği tahmin edilebilir.
- infection
- injury to the throat or trachea.
- buildup of too much fluid in organs or tissues.
- bleeding.
- lung complications or injury.
- aspiration (stomach contents and acids that end up in the lungs)
muhittin böcek 40 günden uzun süredir yoğun bakımda
"....Koronavirüsü yenmesine rağmen tedavi sürecinde akciğerleri büyük hasar gören Başkan Böcek'in Memorial'daki tedavi sürecinde bağlı olduğu makineden 'mantar enfeksiyonu' kaptığı, hastanenin buna engel olamamakla tedaviyi zora soktuğu öğrenildi."
https://www.kemerhaber.com/antalya-haber/bocekin-tedavisinde-ihmal-iddialari.html
ama ölürse govik yüzünden ölmüş olacak unutmayın..
şu entiride de bir başka durumu anlatmaya çalıştım (bkz: #1164331)
9 gün saçma sapan tedavilerle uğraştıktan sonra nihayet antibiyotik deniyorlar ve cevap veriyor. 2 günde topluyor.. kabak gibi görülüyor ki problem zaten başından beri bakteriyel pnömoni.. fakat az kalsın nalları dikiyormuş. direkten dönmüş..
yanisi govikten ölmek sandığınız kadar da kolay değil.. anlatabiliyor muyum? neydi o kelime? praktis .. praktis.. ne praktisti o?
(bkz: #1164225)
http://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/raporlar/Covid-19%20Raporu-revize.pdf
67. sayfada geçen ifade
"Yoğun bakımdaki hastalarda erken entübasyondan (invaziv ventilasyondan) vazgeçildi."
hatırladınız mı bu kelimeyi.. zırcahil profesörlerimizin fışkırtmayı en çok sevdiği laflardandı.. mucize tedavi entübasyon.. içine bir boru sokup hava basıyorlar.. ve iyileşiyorsun.. otomobil lastikleri için konuşuyorum tabi..
her neyse .. çok cilalanmıştı bu entübasyon.. bilen bilmeyen herkesin ağzındaydı..
ama fakat raporda kibarca diyor ki önümüze gelen her hastaya zort diye boru sokmaktan vazgeçtik.. allah allah.. neden acaba? bir şey olmuş olmalı..
entübasyonla ilgili risklere bakınca zaten ne olmuş olabileceği tahmin edilebilir.
- infection
- injury to the throat or trachea.
- buildup of too much fluid in organs or tissues.
- bleeding.
- lung complications or injury.
- aspiration (stomach contents and acids that end up in the lungs)
muhittin böcek 40 günden uzun süredir yoğun bakımda
"....Koronavirüsü yenmesine rağmen tedavi sürecinde akciğerleri büyük hasar gören Başkan Böcek'in Memorial'daki tedavi sürecinde bağlı olduğu makineden 'mantar enfeksiyonu' kaptığı, hastanenin buna engel olamamakla tedaviyi zora soktuğu öğrenildi."
https://www.kemerhaber.com/antalya-haber/bocekin-tedavisinde-ihmal-iddialari.html
ama ölürse govik yüzünden ölmüş olacak unutmayın..
şu entiride de bir başka durumu anlatmaya çalıştım (bkz: #1164331)
9 gün saçma sapan tedavilerle uğraştıktan sonra nihayet antibiyotik deniyorlar ve cevap veriyor. 2 günde topluyor.. kabak gibi görülüyor ki problem zaten başından beri bakteriyel pnömoni.. fakat az kalsın nalları dikiyormuş. direkten dönmüş..
yanisi govikten ölmek sandığınız kadar da kolay değil.. anlatabiliyor muyum? neydi o kelime? praktis .. praktis.. ne praktisti o?
(bkz: #1164225)
uzun zamandir 2000 li vaka sayilarina ulasmamistik, cok sukur dun ona da ulastik dunku vaka mi hasta sayisi mi nedir bilemedigim sayi 2026.
hasta sayisi yaziyor, vaka sayisi degil. her vakanin hasta kabul edilemeyecegi sayin saglik bakanimiz ultra insan fahrettin koca tarafindan da aciklanmisti daha once. bu durumda anliyoruz ki vaka sayisi en az iki uc katidir.
hasta sayisi yaziyor, vaka sayisi degil. her vakanin hasta kabul edilemeyecegi sayin saglik bakanimiz ultra insan fahrettin koca tarafindan da aciklanmisti daha once. bu durumda anliyoruz ki vaka sayisi en az iki uc katidir.
apar topar sümenaltı edilen bu işi hatırlayan var mı?
"herkesten özür dileyerek bir flood paylaşmak, içimi dökmek, hakkımı aramak ve insanlarımızı uyarmak istiyorum. sesimi duyurmama yardımcı olursanız çok sevinirim.
10 ağustos tarihinde covid 19 testi pozitif çıkan aile bireylerim, ev karantinasina alındı ve anneannem de teyzem de bu hastalığı evde gayet sağlam bir şekilde geciriyorlardi.
birkaç gün sonra kronik şeker hastaligi olan anneannem sadece "önlem amaçlı" ve şekerini dengelemek düzenlemek için halk sağlığı merkezi tarafından evden alınarak ankara şehir hastanesi'ne yatırıldı.
ilk iki gün her şey yolunda gidiyordu fakat daha sonra anneannem güç bela yemek yiyemedigini su vermediklerini bu yüzden su içemediğini anlattı. doktorları hastaneyi defalarca aradık, telefonlarımızı bir allah'ın kulu açmadı .
kronik şeker hastaligi olan, her gün en az iki buçuk litre su içmesi gereken bir kadını, hastane odasına attınız, gece bir serum verdiniz, sabaha kadar uğramadiniz ve o kadın sabah tuvalete gidebilmek için kendi serumunu kendi çıkarttı.
karantina sebebiyle evden çıkıp hastaneye gidemedik başka insanları riske atamadık kimseye bulaştırmak istemedik. ama son telefonunda son gücüyle anneannem serumunu bile kendisinin çıkarttığını anlatabildi. zaten bu son konuşması oldu.
yine de çıktık geldik, ayaklarıyla gülerek hastaneye giren anneannemi konusamaz, yiyemez içemez, bitmiş bir halde bulduk. ağzına damla damla damlattigimiz suları bile icemedi cunku günlerdir bir kişi bile ona su icirmeye yemek yedirmeye çalışmadı. özel hastaneye yatırmak istedik
hiçbir özel hastane anneannemi almadi. covid 19 testleri iki kez üst üste negatif çıkan anneannemi maalesef açlık ve susuzluktan kaybettim ben. daha iyi olsun sağ salim çıksın diye bıraktığımız hastaneden ölüsünü aldık.
benim hastam o kapıdan ayaklarıyla girdi, gülerek. covid 19 testi negatif çıktığı halde ölüm raporuna bulaşıcı hastalık yazdınız ve biz onu covid mezarlığına defnettik. cenazesinde 10 kişi bile yoktuk. tabutuyla, üzerine toprak atamadan gönderdik anneannemi.
yine söylüyorum covid 19 testi iki kez negatif çıkan anneannemi..iki kez negatif..benim anneannem önlem amaçlı götürüldüğü hastanede aclik ve susuzluktan seker komasina girerek öldü.
siz istediğiniz kadar ölüm raporuna bulaşıcı hastalık yazın. gerçekleri biz biliyoruz ve bu acıyı biz yaşıyoruz. geride bizler kaldık. gideni geri getiremiyoruz ama hiç kimse bu şekilde ölmeyi hak etmez.
anneannemi kaybettigimiz gün açıkladığınız verilerde o günkü ölüm sayısı 19du, muhtemelen içine anneannemi de kattınız ama değil, benim anneannem covidden ölmedi. istediğiniz kadar onu o mezarlığa tabutla törensiz gömün, biz her şeyi biliyor ve bu acıyla yanıyoruz.
geçen sene kardeşi vefat ettiğinde cenaze ne kadar kalabalıktı,ne çok seveni varmış ,beni de böyle gönderin diyen anneannemi düzenlediğiniz, gerçekleri yazmadiginiz o ölüm raporu yüzünden sadece 10 kişi gönderdik, üzerine toprak atamadık, başında ağlayamadık.
bu acı bize ölene kadar yeter, ama artık kimsenin canı yansın istemem. ciğeri yanan bir torun olarak ciğeri yanan annemi toparlamak düşüyor bana. annem aç susuz öldü diye yemek yemeyen su içmeyen annemi toparlamak düşüyor. rabbim hiçbirinize boyle bir acı yaşatmasın.
derseniz ki sağlık calisanlari tükendi hastalara bakamıyor, annesi babası sağlık çalışanı bir evladım. covid 19 a yakalanan annem iyileşir iyileşmez işine döndü. her gün çalıştı, çalışmaktan tükenmedi. başkalarının hayatını kurtarırken annesini kaybetti. bunun acısı bambaska."
https://cdn.eksisozluk.com/2020/8/22/j/jhwpjnpf.png
https://cdn.eksisozluk.com/2020/8/22/5/593efz79.png
https://cdn.eksisozluk.com/2020/8/22/3/3vwj4488.png
https://cdn.eksisozluk.com/2020/8/22/d/dz2y4s70.png
https://eksisozluk.com/entry/111943295
bir de bu arkadaş var.. anlattıkları doğruysa annesinin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiş ama hala virrus virrus diye sayıklıyor..
https://eksisozluk.com/entry/114568224
allah hidayet versin. başka ne diyebilirim.
götten uydurma virüsten öldüğü iddia edilen binlerce insanın nasıl öldüğü ortaya çıkacak.. er ya da geç... o güne kadar hastaneye filan düşecek olursanız ... düşmeyin.
"herkesten özür dileyerek bir flood paylaşmak, içimi dökmek, hakkımı aramak ve insanlarımızı uyarmak istiyorum. sesimi duyurmama yardımcı olursanız çok sevinirim.
10 ağustos tarihinde covid 19 testi pozitif çıkan aile bireylerim, ev karantinasina alındı ve anneannem de teyzem de bu hastalığı evde gayet sağlam bir şekilde geciriyorlardi.
birkaç gün sonra kronik şeker hastaligi olan anneannem sadece "önlem amaçlı" ve şekerini dengelemek düzenlemek için halk sağlığı merkezi tarafından evden alınarak ankara şehir hastanesi'ne yatırıldı.
ilk iki gün her şey yolunda gidiyordu fakat daha sonra anneannem güç bela yemek yiyemedigini su vermediklerini bu yüzden su içemediğini anlattı. doktorları hastaneyi defalarca aradık, telefonlarımızı bir allah'ın kulu açmadı .
kronik şeker hastaligi olan, her gün en az iki buçuk litre su içmesi gereken bir kadını, hastane odasına attınız, gece bir serum verdiniz, sabaha kadar uğramadiniz ve o kadın sabah tuvalete gidebilmek için kendi serumunu kendi çıkarttı.
karantina sebebiyle evden çıkıp hastaneye gidemedik başka insanları riske atamadık kimseye bulaştırmak istemedik. ama son telefonunda son gücüyle anneannem serumunu bile kendisinin çıkarttığını anlatabildi. zaten bu son konuşması oldu.
yine de çıktık geldik, ayaklarıyla gülerek hastaneye giren anneannemi konusamaz, yiyemez içemez, bitmiş bir halde bulduk. ağzına damla damla damlattigimiz suları bile icemedi cunku günlerdir bir kişi bile ona su icirmeye yemek yedirmeye çalışmadı. özel hastaneye yatırmak istedik
hiçbir özel hastane anneannemi almadi. covid 19 testleri iki kez üst üste negatif çıkan anneannemi maalesef açlık ve susuzluktan kaybettim ben. daha iyi olsun sağ salim çıksın diye bıraktığımız hastaneden ölüsünü aldık.
benim hastam o kapıdan ayaklarıyla girdi, gülerek. covid 19 testi negatif çıktığı halde ölüm raporuna bulaşıcı hastalık yazdınız ve biz onu covid mezarlığına defnettik. cenazesinde 10 kişi bile yoktuk. tabutuyla, üzerine toprak atamadan gönderdik anneannemi.
yine söylüyorum covid 19 testi iki kez negatif çıkan anneannemi..iki kez negatif..benim anneannem önlem amaçlı götürüldüğü hastanede aclik ve susuzluktan seker komasina girerek öldü.
siz istediğiniz kadar ölüm raporuna bulaşıcı hastalık yazın. gerçekleri biz biliyoruz ve bu acıyı biz yaşıyoruz. geride bizler kaldık. gideni geri getiremiyoruz ama hiç kimse bu şekilde ölmeyi hak etmez.
anneannemi kaybettigimiz gün açıkladığınız verilerde o günkü ölüm sayısı 19du, muhtemelen içine anneannemi de kattınız ama değil, benim anneannem covidden ölmedi. istediğiniz kadar onu o mezarlığa tabutla törensiz gömün, biz her şeyi biliyor ve bu acıyla yanıyoruz.
geçen sene kardeşi vefat ettiğinde cenaze ne kadar kalabalıktı,ne çok seveni varmış ,beni de böyle gönderin diyen anneannemi düzenlediğiniz, gerçekleri yazmadiginiz o ölüm raporu yüzünden sadece 10 kişi gönderdik, üzerine toprak atamadık, başında ağlayamadık.
bu acı bize ölene kadar yeter, ama artık kimsenin canı yansın istemem. ciğeri yanan bir torun olarak ciğeri yanan annemi toparlamak düşüyor bana. annem aç susuz öldü diye yemek yemeyen su içmeyen annemi toparlamak düşüyor. rabbim hiçbirinize boyle bir acı yaşatmasın.
derseniz ki sağlık calisanlari tükendi hastalara bakamıyor, annesi babası sağlık çalışanı bir evladım. covid 19 a yakalanan annem iyileşir iyileşmez işine döndü. her gün çalıştı, çalışmaktan tükenmedi. başkalarının hayatını kurtarırken annesini kaybetti. bunun acısı bambaska."
https://cdn.eksisozluk.com/2020/8/22/j/jhwpjnpf.png
https://cdn.eksisozluk.com/2020/8/22/5/593efz79.png
https://cdn.eksisozluk.com/2020/8/22/3/3vwj4488.png
https://cdn.eksisozluk.com/2020/8/22/d/dz2y4s70.png
https://eksisozluk.com/entry/111943295
bir de bu arkadaş var.. anlattıkları doğruysa annesinin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiş ama hala virrus virrus diye sayıklıyor..
https://eksisozluk.com/entry/114568224
allah hidayet versin. başka ne diyebilirim.
götten uydurma virüsten öldüğü iddia edilen binlerce insanın nasıl öldüğü ortaya çıkacak.. er ya da geç... o güne kadar hastaneye filan düşecek olursanız ... düşmeyin.
bugun yine 2000 i gecen hasta sayisi var. durulmuyor namussuz.
Videomuzun başlığı
TOKAT'ta KARANTİNADAN KAÇAN YAŞLI AMCA BUGÜN VEFAT ETTİ!
adam gayet yürürken hastaneye kaldırılıyor.. aksırdığı tıksırdığı filan da yok.. sonra hastanede bişiler oluyor demek ki... durumu kötüye gidiyor ve ölüyor.. yaz kızım gorona..
govik öldürmez.. neyin öldürdüğünü şimdilik yazamıyoruz.. ama biliyoruz.. ama yazamıyoruz..
TOKAT'ta KARANTİNADAN KAÇAN YAŞLI AMCA BUGÜN VEFAT ETTİ!
adam gayet yürürken hastaneye kaldırılıyor.. aksırdığı tıksırdığı filan da yok.. sonra hastanede bişiler oluyor demek ki... durumu kötüye gidiyor ve ölüyor.. yaz kızım gorona..
govik öldürmez.. neyin öldürdüğünü şimdilik yazamıyoruz.. ama biliyoruz.. ama yazamıyoruz..
türkiye'ye iltimas gosteren virüs.
düşün ki 85 milyon insan yasiyor bu ulkede ama gunluk vaka sayisi 2000 lerde ve her gun bu sekilde. can kaybi sayisi 70/80 bandinda ama her gun bu sekilde. demek ki virüs yoruluyorsa artik, 2000 kisiye bulastiktan sonra dinlenmeye cekiliyor.
düşün ki 85 milyon insan yasiyor bu ulkede ama gunluk vaka sayisi 2000 lerde ve her gun bu sekilde. can kaybi sayisi 70/80 bandinda ama her gun bu sekilde. demek ki virüs yoruluyorsa artik, 2000 kisiye bulastiktan sonra dinlenmeye cekiliyor.
"çember daralıyor" filan gibi abidik gubidik pornolar eskidi artık.. çete'nin yeni korku mottosu
"salgın kontrolden çıktı"
bu hafta bunu epey duyacağız.
yapmanız gerekeni anlatayım
boş bir a4 kağıt alıyorsun.. üzerine adını yazıp yanına pcr pozitif diyorsun.. bu kadar.. normal pcr pozitif dediğin şey bundan daha az keyfi değil zaten.
öksürmen filan gerekmiyor.. turp gibi olabilirsin.. hiç sorun değil.. asemptomatik akciğer virüsün var.. öyle uydurdu çete..
evet .. pcr pozitif oldun mu? oldun.
şimdi tedaviye geçiyoruz..
beton zeminli, karanlık, kuytu bir oda buluyorsun. güneş görmen tedaviyi olumsuz etkileyebilir.
16 tane favipiravir alıyorsun, bir de kendine karından clexane vuruyorsun.. çünkü gazete küpürü tıbbına göre bu milyon semptomlu hastalığın öyle bir şeyi varmış.. pıhtı atıyormuş.. yok öyle eli yüzü düzgün bir çalışma, alasın bakasın nedir kontrol grupları, nedir kriterler filan değerlendirebilesin gerçekten var mı böyle bir durum diye..
gazete küpürleri var sadece.. ve o gazete küpürlerine göre clexane alman şart..
ve kendini yatağa bağlıyorsun.. şakam yok bak.. ne söylediysem o.. kendini yatağa bağlıyorsun.. kalkmak yok. idrar ihtiyacı için sonda takılabilir. denk gelirse artık.
ve olmazsa olmazımız maske.. ağzına burnuna da maskeyi takıyorsun.. o maske 7/24 çıkmayacak. oksijen almaman çok önemli.
odaya bir tane 250 ml su koyacaksın ama yatağa bağlı olduğun için onu da alman mümkün olmayacak.. içilmeyecek o su.. dekor o ..
bir tane hemşire gelip seni kontrol edicek. su ihtiyacın olduğunu düşünürse sana bir serum takıp siktir olup gidecek.. dediğim gibi suyu içmek yok.. suyu napcaksın.. balık mısın sen?
bu mucizevi tedavi ile 24 saat içinde kalp krizi veya beyin kanaması falan geçirip ölürsen koronadan ölmüş olacaksın.. ölmez de sağ kalırsan da sana "koronayı yendi" madalyası vericez.
şakam yok.. şaka sevmem..
"salgın kontrolden çıktı"
bu hafta bunu epey duyacağız.
yapmanız gerekeni anlatayım
boş bir a4 kağıt alıyorsun.. üzerine adını yazıp yanına pcr pozitif diyorsun.. bu kadar.. normal pcr pozitif dediğin şey bundan daha az keyfi değil zaten.
öksürmen filan gerekmiyor.. turp gibi olabilirsin.. hiç sorun değil.. asemptomatik akciğer virüsün var.. öyle uydurdu çete..
evet .. pcr pozitif oldun mu? oldun.
şimdi tedaviye geçiyoruz..
beton zeminli, karanlık, kuytu bir oda buluyorsun. güneş görmen tedaviyi olumsuz etkileyebilir.
16 tane favipiravir alıyorsun, bir de kendine karından clexane vuruyorsun.. çünkü gazete küpürü tıbbına göre bu milyon semptomlu hastalığın öyle bir şeyi varmış.. pıhtı atıyormuş.. yok öyle eli yüzü düzgün bir çalışma, alasın bakasın nedir kontrol grupları, nedir kriterler filan değerlendirebilesin gerçekten var mı böyle bir durum diye..
gazete küpürleri var sadece.. ve o gazete küpürlerine göre clexane alman şart..
ve kendini yatağa bağlıyorsun.. şakam yok bak.. ne söylediysem o.. kendini yatağa bağlıyorsun.. kalkmak yok. idrar ihtiyacı için sonda takılabilir. denk gelirse artık.
ve olmazsa olmazımız maske.. ağzına burnuna da maskeyi takıyorsun.. o maske 7/24 çıkmayacak. oksijen almaman çok önemli.
odaya bir tane 250 ml su koyacaksın ama yatağa bağlı olduğun için onu da alman mümkün olmayacak.. içilmeyecek o su.. dekor o ..
bir tane hemşire gelip seni kontrol edicek. su ihtiyacın olduğunu düşünürse sana bir serum takıp siktir olup gidecek.. dediğim gibi suyu içmek yok.. suyu napcaksın.. balık mısın sen?
bu mucizevi tedavi ile 24 saat içinde kalp krizi veya beyin kanaması falan geçirip ölürsen koronadan ölmüş olacaksın.. ölmez de sağ kalırsan da sana "koronayı yendi" madalyası vericez.
şakam yok.. şaka sevmem..
Bizim dükkanda çalışan abi var. Bir iki hafta önce pozitif mi ne çıkmış. Karantinaya sokturdular. Bugün karantina süreci bitmiş. Sordum; ne yaptılar bu süreçte, ne yedin ne içtin.
Dediği şey şu, heralde kendini iyi hissetmediği için hastaneye kendisi gitmiş. Sonra şakkadanak pozitif çıkmış. Hastanede kalması gerekiyor mantık olarak ama eve yollamışlar. Tedavi olarak günde 17 tane hap aldığını söyledi. Yarım saat aralarla bu hapları gömmüş... şu an ben onun yalancısıyım. Gerçek mi değil mi bilemiyorum. Ama eğer doğruysa, bir günde bu kadar hapı içmek ileriye dönük problem yaratmaz mı ? Bence kesin olur. Sadece 1 tane ilaç kullanırken bile ben yan etkilerini hissediyorum. Zaten düzenli olarak kullandığım anksiyete ilacım var.
Sonuç olarak böyle bir süreç olduğunu söyledi. Şu an turp gibiyim ehehe diye de ekledi.
Dediği şey şu, heralde kendini iyi hissetmediği için hastaneye kendisi gitmiş. Sonra şakkadanak pozitif çıkmış. Hastanede kalması gerekiyor mantık olarak ama eve yollamışlar. Tedavi olarak günde 17 tane hap aldığını söyledi. Yarım saat aralarla bu hapları gömmüş... şu an ben onun yalancısıyım. Gerçek mi değil mi bilemiyorum. Ama eğer doğruysa, bir günde bu kadar hapı içmek ileriye dönük problem yaratmaz mı ? Bence kesin olur. Sadece 1 tane ilaç kullanırken bile ben yan etkilerini hissediyorum. Zaten düzenli olarak kullandığım anksiyete ilacım var.
Sonuç olarak böyle bir süreç olduğunu söyledi. Şu an turp gibiyim ehehe diye de ekledi.
uzun zamandan beri ilk defa can kaybi sayisi 80 i gecti. dun yasamini yitiren kisi sayisi 81, hasta sayisi 2311 ancak hukumetin elinden sadece restaurant, kuafor, yuzme havuzu vs. gibi yerleri 22.00 de kapatmak geliyor. zannedersin virüsün mesai saati var, 22.00 de basliyor mesaisi bu yuzden kapatiliyor restaurantlar.
oyle bir ulkedeyiz ki 15 gun sokaga cikma yasagi ilan etmeye kalksalar ulke çökecek resmen. gerci bu denli uzun bir sokaga cikma yasagini hicbir ulke uygulamadi o da ayri konu. tum dunyada 15 gun sokaga cikma yasagi ilan edilip enfekte kisiler evlerinde teshis edilse salgin bitecek ama yapamazlar bunu dogal olarak.
oyle bir ulkedeyiz ki 15 gun sokaga cikma yasagi ilan etmeye kalksalar ulke çökecek resmen. gerci bu denli uzun bir sokaga cikma yasagini hicbir ulke uygulamadi o da ayri konu. tum dunyada 15 gun sokaga cikma yasagi ilan edilip enfekte kisiler evlerinde teshis edilse salgin bitecek ama yapamazlar bunu dogal olarak.
polyester molyester gibi bok püsür malzemelerden yapılan maskeyi takıp akciğerlerinizin içine sıçıyorsunuz.. sonra gizli korona testiyle pozitif çıkıyorsunuz.. sağlık melekleri size çin malı ilaçlardan 16 tane yutturuyor, bir de yatağa bağlayıp karnınızdan kan sulandırıcı çakıyor.. ve turkuaz tablodasınız.
"ben gorona oldum ölüyom. geride galanlar maske takıp solunum yollarını kapatsınlar, otoritenin emirlerine itaat etsinler" tiyatrolarına benzemiyor değil mi?
https://pbs.twimg.com/media/EmnST_7WMAAHYzS?format=jpg
paşa keyfiniz bilir ama bana sorarsanız bu aralar hastaneye düşmemeye bakın. yoksa turkuaz tablo..
(bkz: #1164431)
"ben gorona oldum ölüyom. geride galanlar maske takıp solunum yollarını kapatsınlar, otoritenin emirlerine itaat etsinler" tiyatrolarına benzemiyor değil mi?
https://pbs.twimg.com/media/EmnST_7WMAAHYzS?format=jpg
paşa keyfiniz bilir ama bana sorarsanız bu aralar hastaneye düşmemeye bakın. yoksa turkuaz tablo..
(bkz: #1164431)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?