en iyilerinden biridir bu;
yagmuru seviyorum diyorsun
yagmur yaginca semsiyeni açiyorsun
günesi seviyorum diyorsun
günes açinca gölgeye kaçiyorsun
rüzgari seviyorum diyorsun
rüzgar çikinca pencereni kapatiyorsun
iste bunun için korkuyorum
beni de sevdigini söylüyorsun?
william shakespeare
william shakespeare
kendimi her zaman mutlu hissederim. neden biliyor musunuz? çünkü kimseden bir şey ummam. beklentiler daima yaralar.
hosca kal! degerin cok yuksek, tutamam seni,
biliyorum kendine ne paha bictigini;
ozgurluge kavustun alip deger belgeni,
iptal ettik sendeki hakkimin senedini
nasil tutarim seni, saglamadan iznini,
neyim var hak edecek senin zenginligini,
bu essiz armagana kim layik gorur beni?
bana verilmis berat, donup buldu vereni.
sen vermistin kendini, bilmeden degerini
ya da bana vermekle hata isledigini,
bir yanlis anlamanin sonucu hediyeni;
ama, o yine buldu hatayi duzelteni
sen benimdin: ruyanin gorkemleriyle doldum.
ben uykuda sultandim, uyaninca hic oldum
87.sone
biliyorum kendine ne paha bictigini;
ozgurluge kavustun alip deger belgeni,
iptal ettik sendeki hakkimin senedini
nasil tutarim seni, saglamadan iznini,
neyim var hak edecek senin zenginligini,
bu essiz armagana kim layik gorur beni?
bana verilmis berat, donup buldu vereni.
sen vermistin kendini, bilmeden degerini
ya da bana vermekle hata isledigini,
bir yanlis anlamanin sonucu hediyeni;
ama, o yine buldu hatayi duzelteni
sen benimdin: ruyanin gorkemleriyle doldum.
ben uykuda sultandim, uyaninca hic oldum
87.sone
din kitabı yazsa tutardı derim kendisine. bazı eserlerinde ne kadar copy paste yapmış olsa da..
hala dünyanın birçok yerinde birçok insan tarafından eserleri okunuyor.. bu da aslında ölümsüzleştiğinin kanıtı bence..
(bkz: hamlet)
(bkz: macbeth)
ayrıca "vay bee o devirde herifte ne hayal gücü varmış.." dedirtir okununca..
(bkz: hamlet)
(bkz: macbeth)
ayrıca "vay bee o devirde herifte ne hayal gücü varmış.." dedirtir okununca..
bazı iddialara göre aslında hiç shakespeare diye birinin olmadığı, eserlerinin de başkaları tarafından yazıldığı söyleniyor. tabi bunlar tamamiyle iddia ama tüm dünyada birçok insanın tartıştığı bir konu.
zira okuma yazma bilmeyen, doğru dürüst imza atmasını beceremeyen bir kasap çırağının nasıl olup da elimizdeki şaheserleri yazabildiği merak ediliyor. bu durumda eserleri yazan kişi shakespeare imzasıyla kendisini mi gizledi diye düşünülüyor. faizle borç verdiği bir alacaklısına yazdığı mektuptan başka, kendi el yazısından tek satır bulunmayan sheakpeare’in mezar taşına da ne ilginçtir ki yazar değil tüccar yazılmış.
bir tek gün okula gitmeyen, okuma yazma bilmeyen, ingiltere dışına adımını atmamış, kitap okumayan, yaşadığı bölgede kitap ve kütüphane bile bulunmayan, bulsa bile latince kitaplar basıldığı bir zamanda onları okuyamayacak durumda olan bu stratfordlu kasabın eserlerinde 15-20 bin civarında kelime kullanmış olması, kesif tarih bilgisi, ingiliz, fransız, italyan, hatta rus saraylarında geçen en hurda ayrıntılardan haberdar olması ve sanatların en zoru kabul edilen trajedi yazmayı öğrenmesi, masonlukla ilgili pek çok sembolik ayrıntıyı eserlerinde hakkıyla ve yerinde kullanması, tıp, tarih, çiçek ilmi, felsefe, fransızca biliyor olması... bütün bunlar shakespeare muammasına yeni karanlık sayfalar ekliyor.
peki bu eserleri kimin yazdığı düşünülüyor; bu noktada kimilerine göre en güçlü ismin francis bacon olduğu söyleniyor, kimilerine göreyse oxford beyi de vere. marlow diyenler de var, ben johnson da.
bu noktada kesin bir ittifaka varılamamış ancak, bu ismin takma olduğu ve bu kasap eskisi ve oyunculuk meraklısının isminin, eserleri sahneletebilmek için piyeslerin üzerine kamuflaj amacıyla yazıldığı iddialar arasında.
ve mark twain’den charles dickens’a, schlegel’den coleridge’e, walt whitman’dan emerson’a... hepsi bacon’ın gereçk shakespeare olduğuna inanmışlar.
zira okuma yazma bilmeyen, doğru dürüst imza atmasını beceremeyen bir kasap çırağının nasıl olup da elimizdeki şaheserleri yazabildiği merak ediliyor. bu durumda eserleri yazan kişi shakespeare imzasıyla kendisini mi gizledi diye düşünülüyor. faizle borç verdiği bir alacaklısına yazdığı mektuptan başka, kendi el yazısından tek satır bulunmayan sheakpeare’in mezar taşına da ne ilginçtir ki yazar değil tüccar yazılmış.
bir tek gün okula gitmeyen, okuma yazma bilmeyen, ingiltere dışına adımını atmamış, kitap okumayan, yaşadığı bölgede kitap ve kütüphane bile bulunmayan, bulsa bile latince kitaplar basıldığı bir zamanda onları okuyamayacak durumda olan bu stratfordlu kasabın eserlerinde 15-20 bin civarında kelime kullanmış olması, kesif tarih bilgisi, ingiliz, fransız, italyan, hatta rus saraylarında geçen en hurda ayrıntılardan haberdar olması ve sanatların en zoru kabul edilen trajedi yazmayı öğrenmesi, masonlukla ilgili pek çok sembolik ayrıntıyı eserlerinde hakkıyla ve yerinde kullanması, tıp, tarih, çiçek ilmi, felsefe, fransızca biliyor olması... bütün bunlar shakespeare muammasına yeni karanlık sayfalar ekliyor.
peki bu eserleri kimin yazdığı düşünülüyor; bu noktada kimilerine göre en güçlü ismin francis bacon olduğu söyleniyor, kimilerine göreyse oxford beyi de vere. marlow diyenler de var, ben johnson da.
bu noktada kesin bir ittifaka varılamamış ancak, bu ismin takma olduğu ve bu kasap eskisi ve oyunculuk meraklısının isminin, eserleri sahneletebilmek için piyeslerin üzerine kamuflaj amacıyla yazıldığı iddialar arasında.
ve mark twain’den charles dickens’a, schlegel’den coleridge’e, walt whitman’dan emerson’a... hepsi bacon’ın gereçk shakespeare olduğuna inanmışlar.
beğendiğiniz bedenlere, hayallerinizdeki ruhları koyup, aşk sanıyorsunuz demiştir.
insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
sevilmekten korkuyor, kendisini sevmeye layık görmediği için.
düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.
w. shakespeare
sevilmekten korkuyor, kendisini sevmeye layık görmediği için.
düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.
w. shakespeare
elizabeth döneminin ve tüm ingiliz edebiyatının en ünlü oyun yazarı. yazdığı 30 civarı oyundan popülerliğini hala koruyanlar daha çok trajedyalarıdır. komedyalarının artık daha az hatırlanır olmalarının sebebi mizah anlayışının o günden bugüne bir hayli değişmesidir.
eserleri sinemaya en çok aktarılmış yazarlardan biridir.
hayatı hakkında elde pek bilgi yoktur, hatta öyle birinin yaşamadığını, eserlerin başka bir yazarın elinden çıkmış olduğunu savunanların sayısı da azımsanamayacak ölçüdedir. (bu kişilerden bazıları bu eserlerin stradford okulu öğrencileri tarafından kaleme alındığını, oyunlardaki tarzların tek bir kişinin kaleminden çıkamayacak kadar çeşitli olduğunu savunur, bazıları christopher marlowe’un 1593’te ölmediği, shakespeare ismini alarak bu oyunları kaleme aldığını savunur, bazıları shakespeare adıyla tanınan kişinin aslında ben johnson olduğunu savunur, ve bu liste uzar gider).
bu iddiaların temelinde daha çok shakespeare diye tanınan ve kısıtlı bir biyografisi elimize ulaşan kişinin bu eserlerin hepsini kaleme alacak bir birikime sahip olacaği eğitimi almamiş olması ve diğer yazarlar gibi toplum hayatında öne çıkan bir kişi olmaması yatar.
eşcinsel veya biseksüel olduğu rivayetlerinin sebebi sonelerinde sürekli olarak yer alan biri erkek diğeri kadın iki kişidir; nasıl aşık olduğunu bilmediği ve her zaman ne kadar çirkin olduğunu söyleyip buna rağmen ona büyük bir aşk duyduğunu belirttiği esmer kadın (dark lady) ve güzelliğine hayranlığını dile getirip sürekli "neden kadın değil de erkeksin" dediği beyaz tenli erkek. ancak bunu değerlendirirken rönesans döneminde erkeklerin birbirleriyle bu kadar samimi olmalarının gayet doğal karşılandığını da hesaba katmak lazım.
eserleri sinemaya en çok aktarılmış yazarlardan biridir.
hayatı hakkında elde pek bilgi yoktur, hatta öyle birinin yaşamadığını, eserlerin başka bir yazarın elinden çıkmış olduğunu savunanların sayısı da azımsanamayacak ölçüdedir. (bu kişilerden bazıları bu eserlerin stradford okulu öğrencileri tarafından kaleme alındığını, oyunlardaki tarzların tek bir kişinin kaleminden çıkamayacak kadar çeşitli olduğunu savunur, bazıları christopher marlowe’un 1593’te ölmediği, shakespeare ismini alarak bu oyunları kaleme aldığını savunur, bazıları shakespeare adıyla tanınan kişinin aslında ben johnson olduğunu savunur, ve bu liste uzar gider).
bu iddiaların temelinde daha çok shakespeare diye tanınan ve kısıtlı bir biyografisi elimize ulaşan kişinin bu eserlerin hepsini kaleme alacak bir birikime sahip olacaği eğitimi almamiş olması ve diğer yazarlar gibi toplum hayatında öne çıkan bir kişi olmaması yatar.
eşcinsel veya biseksüel olduğu rivayetlerinin sebebi sonelerinde sürekli olarak yer alan biri erkek diğeri kadın iki kişidir; nasıl aşık olduğunu bilmediği ve her zaman ne kadar çirkin olduğunu söyleyip buna rağmen ona büyük bir aşk duyduğunu belirttiği esmer kadın (dark lady) ve güzelliğine hayranlığını dile getirip sürekli "neden kadın değil de erkeksin" dediği beyaz tenli erkek. ancak bunu değerlendirirken rönesans döneminde erkeklerin birbirleriyle bu kadar samimi olmalarının gayet doğal karşılandığını da hesaba katmak lazım.
eserleri ile tanzimat döneminden itibaren türk romantik tiyatro yazarlarına ilham vermiş olan ingiliz tiyatro yazarıdır..türk okurları tarafından ülkemizde fazla bilinmeyen eserleri (örneğin:atinalı timon) edebiyat öğrencilerine ödev olarak verilmekte ve shakespeare okumak edebiyat hocaları tarafından bir işkenceye dönüştürülmektedir..tabii ki shakespearein bu olup bitenlerden haberi yoktur..
"erkeklere sevgilerini sık söyleyen kadınlar en az seven kadınlardır"...
"biz ruyalarin yapildigi nesnedeniz, kisacik hayatimizin sonuda bir uyku ile baglaniveriyor hayat yuruyen bir golgeden, rolunu sahnede boburlenerek okuyan sonrada ortadan kayboluveren zavalli bir aktorden baska bir sey degildir. hayat bir budalanin anlattigi; hic bir anlami olmayan gurultulu patirtili bir hikayedir."
diyerek kendisine hayran birakan, john shakespeare den olma mary arden den dogma stradford on avon dogumlu unlu ingiliz tiyatro yazaridir.
diyerek kendisine hayran birakan, john shakespeare den olma mary arden den dogma stradford on avon dogumlu unlu ingiliz tiyatro yazaridir.
shakespeare gerçekten ilginç bir tarihi kişilik. henüz, yaşayıp yaşamadığı bile kesinlik kazanmış değil! shakespeare’ye ait olduğu kabul edilen oyunların, aslında başka bir ingiliz’e ait olduğu iddiaları ciddi biçimde günümüz edebiyat tarihçilerini meşgul ediyor. şahsen buradan yeni bir da vinci şifresi çıkma olasılığını yüksek görüyorum. her an tetikte olmakta fayda var! bu oyunların yazarı her kimse, belki de oyunların içinde künyesini gizlemiş olabilir! neden olmasın?
çok sevdiğim bir sözü ; insanlar göründükleri gibi olmalılar,eğer değillerse hiç görünmesinler daha iyi *othello’dan*
"bir aptalın sizi öpmesine izin verin ama bir öpücüğün sizi aptal etmesine asla."
yazdıgı 154 sonenin 126 tanesini genç bir adama, kalanları "dark lady" denen sevgilisine yazmıştır.
elizabet doneminde yasamis unlu ingiliz yazar.
bazen yildizlari supurursun farkinda olmadan
gunes kucagindadir, bilemezsin
bir cocuk gozlerine bakar, arkan donuktur
cigerinde kuruludur orkestra, duyamazsin
koca bir sevdadir yasamakta oldugun, anlayamazsin
ucar gider kossanda tutamazsin
bazen yildizlari supurursun farkinda olmadan
gunes kucagindadir, bilemezsin
bir cocuk gozlerine bakar, arkan donuktur
cigerinde kuruludur orkestra, duyamazsin
koca bir sevdadir yasamakta oldugun, anlayamazsin
ucar gider kossanda tutamazsin
arıza sone yazan muhtesem edebi kisilik
(bkz: the merchant of venice)
"hasari cocuklar icin sinekler neyse biz de oyuz tanrilar icin. oyun olsun diye oldururler bizi"
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?