politika uğruna kurban edildiklerinden, aslında böyle ölen kişilere şehit değil kurban, bu kurbanların cenazeleri üzerinden reyting yapan politikacılara da katil denilir.
vatan uğruna ölen kişiye şehit denir
yüzyıllar önce olduğu gibi itaat uğruna ölümün yüceltilmesi durumu.
kimse kimsenin inancına dokunmamalı, bu doğrudur ancak diğer yandan inanç bireyseldir. kişiler görev uğruna hayatını kaybeden yakınlarının şehit olduğunu düşünebilir yalnız bunun ulusal kademede ilan edilmesi yapılan işi, yani bir bireyin hayatını elinden alma durumunu meşrulaştırır ve kimse bunların gerçek sorumlularını düşünmez, kızmaz, sorgulamaz. burada hayatını kaybeden insanlara karşı söylemiş olduğum birşey yok, yanlış anlaşılmasın. söylemiş olduğum şey ortadaki gerçeğin yüzyıllardır yapıldığı gibi, tamamen bireysel olması gereken maneviyat kavramıyla insanlardan gizlenmesi, karanlıkta bırakılmasıdır.
bir de şöyle düşünmek lazım;
hayatını kaybeden askerlere şehit kimi teselli etmek için deniyor? yakınları, sevenleri veya bu duruma kızacak herkes için. e adam hayatını kaybetti? gitti yani. artık yaşamıyor. bu gerçeği bırakıp etrafındaki insanların egosunu mu düşünmek gerek? hayatını kaybeden insana şehit ünvanı + teröre lanet = dosya kapanmıştır, an itibariyle ailesinden başka kimse o hayatını kaybeden kişiyi hatırlamayacaktır. hayat bu kadar ucuz olmamalı.
bir de şöyle düşünmek lazım;
hayatını kaybeden askerlere şehit kimi teselli etmek için deniyor? yakınları, sevenleri veya bu duruma kızacak herkes için. e adam hayatını kaybetti? gitti yani. artık yaşamıyor. bu gerçeği bırakıp etrafındaki insanların egosunu mu düşünmek gerek? hayatını kaybeden insana şehit ünvanı + teröre lanet = dosya kapanmıştır, an itibariyle ailesinden başka kimse o hayatını kaybeden kişiyi hatırlamayacaktır. hayat bu kadar ucuz olmamalı.
vurun kahpeye yapmayacaksanız bir şeyler söylemek isterim...
doğuda, şemdinli’de ölenlere şehit gözüyle bakamıyorum, olmuyor. çünkü onları öldüren şey, bir terörist değil, cehalet. sen gider dümdüz ovaya dikersen savunmasız karakolu elbet ölür o çocuklar.
ha karakolları taratılmasa bile, teröristler olmasa bile, sınırdan hayvan tütün kaçırmak isteyen aç gözlü tüccarların elinden çıkan bir bıçak darbesiyle de öldürülebilir bir asker.
e şimdi ne oldu, şehit mi?
hayır.
sonucta vatan toprağını muhafaza edip korumak başka, vatan toprağını kazanmak için savaşmak başka.
gerçi ben devletlerin savaş halindeyken ölen askerlerinin de şehit olduğuna inanmıyorum. sonuçta onlar birer pul gibi, nereye yerleştirilirlerse orada oluyorlar. onların ölümlerinin sorumlusu komutanlardır. şehitlik mertebesinin bununla bir ilgisi yoktur. şehitlik mertebesi dediğimiz şey din emaresi altında zihnimde şekilleniyor, ki #1027836 no’lu entryde de bahsedilen budur.
tüm bunlar milliyetçilik adına yaratılmış olan paradokslardır. paradoksların kırıldığı yerler vardır, ha o yerlere ulaştığımızda da başka kavramlar zihinlere oturtulmaya çalışılacaktır ki milliyetçilik varlığını idame ettirebilsin.
her şey vatan için.
doğuda, şemdinli’de ölenlere şehit gözüyle bakamıyorum, olmuyor. çünkü onları öldüren şey, bir terörist değil, cehalet. sen gider dümdüz ovaya dikersen savunmasız karakolu elbet ölür o çocuklar.
ha karakolları taratılmasa bile, teröristler olmasa bile, sınırdan hayvan tütün kaçırmak isteyen aç gözlü tüccarların elinden çıkan bir bıçak darbesiyle de öldürülebilir bir asker.
e şimdi ne oldu, şehit mi?
hayır.
sonucta vatan toprağını muhafaza edip korumak başka, vatan toprağını kazanmak için savaşmak başka.
gerçi ben devletlerin savaş halindeyken ölen askerlerinin de şehit olduğuna inanmıyorum. sonuçta onlar birer pul gibi, nereye yerleştirilirlerse orada oluyorlar. onların ölümlerinin sorumlusu komutanlardır. şehitlik mertebesinin bununla bir ilgisi yoktur. şehitlik mertebesi dediğimiz şey din emaresi altında zihnimde şekilleniyor, ki #1027836 no’lu entryde de bahsedilen budur.
tüm bunlar milliyetçilik adına yaratılmış olan paradokslardır. paradoksların kırıldığı yerler vardır, ha o yerlere ulaştığımızda da başka kavramlar zihinlere oturtulmaya çalışılacaktır ki milliyetçilik varlığını idame ettirebilsin.
her şey vatan için.
olay ve $ehitlik kavrami politikaya ya da komutanlarin emirlerine baglanmi$, yanli$, benim goru$ume gore yanli$.
neden yanli$ peki?
orada can veren ki$inin nasil ve ne sebeple can verdigi onemli. politikacinin yanli$ politikasi yahut komutanin verdigi bir emir degil $ehiti $ehadet mertebesine ula$tiran. o gencecik insan oraya kendi zihninde vatanini savunmak icin mi gitti?
evet.
o zaman o gencin zihnindeki reeldir. eminim ki allah kulunu yanina alirken olum sebebinin kimin kaynakli oldugunu sorgulamiyordur. mademki kader var, mademki kadere inanan bir toplumuz, i$imize geldigi yerde kaderin varligini sorgulayip i$imize geldigi yerde "kaderden kacilmaz" dememek lazim. o genc orada kendi aklinca vatan savunmasi icin bulunuyorsa ve o esnada can vermi$se, bunun mertebesi $ehadettir. terorist kendi ölülerinden bahsederken "$u kadar gerilla $ahadet mertebesine ula$ti" derken, $ehitligi sorgulamazken, bizlerin sorgulamasi iyi yerlere goturmez bizi. o evlatlarin analarinin babalarinin tek teselli kaynagidir evlatlarinin $ehadet mertebesine ula$mi$ olmalari, bu teselliyi de onlarin elinden almaya cali$mak bize ne gibi avantajlar getirebilir ki?
kimi $eyler vardir sorgulanmamasi gereken, onlarin ba$inda da bu tur kavramlar gelir. ozellikle bu gunlerde.
neden yanli$ peki?
orada can veren ki$inin nasil ve ne sebeple can verdigi onemli. politikacinin yanli$ politikasi yahut komutanin verdigi bir emir degil $ehiti $ehadet mertebesine ula$tiran. o gencecik insan oraya kendi zihninde vatanini savunmak icin mi gitti?
evet.
o zaman o gencin zihnindeki reeldir. eminim ki allah kulunu yanina alirken olum sebebinin kimin kaynakli oldugunu sorgulamiyordur. mademki kader var, mademki kadere inanan bir toplumuz, i$imize geldigi yerde kaderin varligini sorgulayip i$imize geldigi yerde "kaderden kacilmaz" dememek lazim. o genc orada kendi aklinca vatan savunmasi icin bulunuyorsa ve o esnada can vermi$se, bunun mertebesi $ehadettir. terorist kendi ölülerinden bahsederken "$u kadar gerilla $ahadet mertebesine ula$ti" derken, $ehitligi sorgulamazken, bizlerin sorgulamasi iyi yerlere goturmez bizi. o evlatlarin analarinin babalarinin tek teselli kaynagidir evlatlarinin $ehadet mertebesine ula$mi$ olmalari, bu teselliyi de onlarin elinden almaya cali$mak bize ne gibi avantajlar getirebilir ki?
kimi $eyler vardir sorgulanmamasi gereken, onlarin ba$inda da bu tur kavramlar gelir. ozellikle bu gunlerde.
kişilerin şehit sayılması bugünlerde en geçerli mazeret olmaya başladı ve bazı şeylerin daha yoğun sorgulanma ihtimalini zayıflatıyor. ortada kaybedilen bir hayat, kazanılan bir ünvan var (ki bu ünvan da pek dünyevi sayılmaz zira vatan uğruna hayatını veren kişinin hayatını verirken kazandığı şey kendi milleti için savunmuş olduğu topraktır, reeldir). pek adil bir alışveriş gibi görünmüyor bana. bugün verilen kayıplar geçmişte olduğu gibi vatan uğruna değil, birkaç kişinin bozuk karar ve amaçları uğruna veriliyor.
bugun verilen kayiplarin hatali siyasetler sonucunda oldugu tarti$maya bile acik olmayan bir gercektir, kimsenin buna itiraz edecegini sanmiyorum. askerlerimizi yahut diger vatanda$larimizi olduren terordur evet ama terorun bu denli canlanmasina sebep olan hatali politikalardir;
(bkz: kürt açılımı)
tum bu gerceklere ragmen toplumun inani$lari ve dinamiklerinin fazla da kurcalanmamasi gerekliliginden yola cikarak;
$ehadet kavrami cok irdelenmemesi gereken, cok sorgulanmamasi gereken kavramlarin ba$inda gelmektedir. sorgulanmasi gereken milyar ayri konu varken bu kavramin sorgulanmasi topluma fayda saglamaz, tam aksine zarar getirir. sen $ahadet kavramini sorgulamaya acarsan, peygamber ocagi olarak da bilinen askerlik muessesesini de temelinden dinamitlemi$ sayilirsin. bu ulkede askerlik yapmayan adama kiz bile verilmez normalde, boyle bir guven vardir orduya. $ahadet kavrami ordunun temel dinamigidir esasen. bir $ehit anasina yahut babasina "senin oglun aslinda bir hic ugruna öldü" demeyi denediniz mi hic?
denemeyin, ho$ bir manzara olmayacaktir.
o insanlarin yegane tesellilerini de ellerinden alirsaniz bireysel teror yaratmi$ olursunuz, yaratmayin.
(bkz: kürt açılımı)
tum bu gerceklere ragmen toplumun inani$lari ve dinamiklerinin fazla da kurcalanmamasi gerekliliginden yola cikarak;
$ehadet kavrami cok irdelenmemesi gereken, cok sorgulanmamasi gereken kavramlarin ba$inda gelmektedir. sorgulanmasi gereken milyar ayri konu varken bu kavramin sorgulanmasi topluma fayda saglamaz, tam aksine zarar getirir. sen $ahadet kavramini sorgulamaya acarsan, peygamber ocagi olarak da bilinen askerlik muessesesini de temelinden dinamitlemi$ sayilirsin. bu ulkede askerlik yapmayan adama kiz bile verilmez normalde, boyle bir guven vardir orduya. $ahadet kavrami ordunun temel dinamigidir esasen. bir $ehit anasina yahut babasina "senin oglun aslinda bir hic ugruna öldü" demeyi denediniz mi hic?
denemeyin, ho$ bir manzara olmayacaktir.
o insanlarin yegane tesellilerini de ellerinden alirsaniz bireysel teror yaratmi$ olursunuz, yaratmayin.
toprakla vatan, bez parçasıyla bayrak arasındaki farkı bilenlerin anlayabileceği gerçektir.
kara kartal yerine, hadi panpalar!.. siyah kartal diyelim bundan böyle... e aynı renk...
neden birilerinin yattığı yere mezar denir de, başka birilerinin yattığı yere türbe? rütbe farkıdır aradaki.
sosyalistliği, hümanistliği, anarşistliği insanların değerlerine vurarak yapmak, ne size ve ne de aydınlatmak istediğiniz halka bir şey kazandırmaz.
empati yap yahu...
yaşam tarzına, inançlarına-inançsızlığına, ideolojine dokundurtmazsın. e sen ne diye, elinde çuvaldız üstelik, orasına burasına batırıyorsun insanların kutsallarının. patlamaz, ondan korkum yok da... elinde patlar ama bu senin.
kısa dönem-uzun dönem-bedelli-profesyonel (paralı) askerlik gel konuşalım bunları. orduda, eğitimde, siyasette, sokakta, ailede, medyada; şiddeti, faşizmi konuşalım. gördüğümüz yerde de dövelim, ezelim.
maksat üzüm yemekse, bol suyla yıkayıp afiyetle yiyelim.
felsefe de yapalım, geyik de...
ama bir haddimiz olsun, hududumuz; hukukumuz!..
kara kartal yerine, hadi panpalar!.. siyah kartal diyelim bundan böyle... e aynı renk...
neden birilerinin yattığı yere mezar denir de, başka birilerinin yattığı yere türbe? rütbe farkıdır aradaki.
sosyalistliği, hümanistliği, anarşistliği insanların değerlerine vurarak yapmak, ne size ve ne de aydınlatmak istediğiniz halka bir şey kazandırmaz.
empati yap yahu...
yaşam tarzına, inançlarına-inançsızlığına, ideolojine dokundurtmazsın. e sen ne diye, elinde çuvaldız üstelik, orasına burasına batırıyorsun insanların kutsallarının. patlamaz, ondan korkum yok da... elinde patlar ama bu senin.
kısa dönem-uzun dönem-bedelli-profesyonel (paralı) askerlik gel konuşalım bunları. orduda, eğitimde, siyasette, sokakta, ailede, medyada; şiddeti, faşizmi konuşalım. gördüğümüz yerde de dövelim, ezelim.
maksat üzüm yemekse, bol suyla yıkayıp afiyetle yiyelim.
felsefe de yapalım, geyik de...
ama bir haddimiz olsun, hududumuz; hukukumuz!..
insanoğlu bir inanç/inançsızlık sistemi üzerine kuruludur. bu sebeple ruhunun derinliklerinde, benliğini kutsal bir varlığa veya aynı derecede bir hiçliğe teslim etme zarureti duyar. allah, din vb olgular inanç sisteminin temelini oluştursa da insanın yapı taşları ait olduğu toplum ve dolayısıyla aile, millet ve nihayet vatan/bayrak kutsallığının varlığıdır. buradan hareketle vatan uğruna ölen kişiye şehit denir söylemi çıkar ve herkese göre bir noktada bir bağlantı kurmak mümkündür. allah için öldürülmek (ölmek değil, dolayısıyla cihat uğruna intihar ayrıca tartışılmalı)şehadet ise, vatan için, bayrak için, aile için veya kedisi için öldürülmek te pekala insanoğlunun anlayışında şehadet olarak görülebilir. sonuç; panter emel bir bir kedi uğruna saldırıya uğrayıp öldürülürse bazı insanlar için hayvan hakları uğruna şehit veya bir ateist dini dayatmaları kabul etmediği için saldırıya uğrayıp öldürülürse düşünceleri uğruna şehit olarak görülebilir. görülür, görülmelidir demiyorum, görülebilir diyorum. zira konu fevkelade görecedir.
evet neredeyse her gün tanık olduğumuz cenazeler (asker-polis-korucu-vatandaş kastedilmekte); bu kavramlar, bu tanımlar o kadar basit ve net değil. ama hayat da o bar, bu cadde, şu siteden ibaret değil hatta hayat bu değil. dünya böyle dönmüyor. hiç öyle bir dünya olmadı ve olmayacak da.
uzun zamandır gözüme takılan yazılar, kulağıma kadar gelen bazı söylemler var.. ’’vatan uğruna ölmek, allah uğruna ölmek ile eşittir. bu yüzdende vatan uğruna ölen kişiye şehit denir’’ diyorlar. pek enteresan geliyor bana bu söylem.
’’ve sakın allah yolunda öldürülenlere (şehitlere) ’’ölüler’’ demeyin, hayır onlar diridirler. fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.’’ (bakara suresi, 154)
’’allah yolunda hicret edip öldürülen veya ölenlere gelince muhakkak allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. şüphesiz allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. onları, kendisinden gerçekten hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır. şüphesiz allah, bilendir, halimdir. ’’(hac suresi, 58-59)
şimdi bunları ele aldığımızda nasıl yorumlamamız gerekir. kuranın varoluş tarihini ele alırsak ve şu yaşadığımız yüzyıla uyarlarsak sonuç yukarıda bahsedilen söylemler gibi mi oluyor acaba.
ben bilemedim.
’’ve sakın allah yolunda öldürülenlere (şehitlere) ’’ölüler’’ demeyin, hayır onlar diridirler. fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.’’ (bakara suresi, 154)
’’allah yolunda hicret edip öldürülen veya ölenlere gelince muhakkak allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. şüphesiz allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. onları, kendisinden gerçekten hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır. şüphesiz allah, bilendir, halimdir. ’’(hac suresi, 58-59)
şimdi bunları ele aldığımızda nasıl yorumlamamız gerekir. kuranın varoluş tarihini ele alırsak ve şu yaşadığımız yüzyıla uyarlarsak sonuç yukarıda bahsedilen söylemler gibi mi oluyor acaba.
ben bilemedim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?