uzun entrylerin okunmaması

çok haklı sebepleri vardır.

okuyan için biraz gününde olma meselesi bu. herkes 3 satırlık bir entryi okuyabilir. o entryde bahsedilen şey hiç ilgisini çekmese bile okur. 3 satır çünkü, maksimum 5 saniyesini alacak. entrynin güzel olup olmaması da çok umrunda olmaz okuyanın, dedim ya 5 saniye harcıyor sadece. risksiz bir iş yani.

uzun entrylerin okunması için okuyucunun o konuyla ilgili olması gerek. okuyucunun o an uzun bir şey okuyabilecek kadar vakti ve buna katlanabilecek kadar sabrı olması gerek. takdir edersiniz ki bunlar her daim sağlanan şartlar değil.

uzun entry yazan o entrylerin herkes tarafından okunmadığını bilerek yazdığı sürece sorun yoktur. herkes her şeyi okumak zorunda değil + her malın bir alıcısı vardır.

iyi yazar olmanın ön koşulunun iyi bir okur olmaktan geçtiğini bilmeyenlerin eylemidir ama bazen de öyle boğucu yazılar oluyor ki okuyası gelmiyor insanın. şayet sürüklüyorsa ilk cümleden takılıp kalabiliyorsun. ilk cümleler önemlidir bu açıdan. bir de son cümleler. ben bakarım nerden gelmiş nereye gider düşünce diye sonunda boka sarmışsa okumam misal ama tamamen okumasam da göz gezdirerek de bir izlenime sahip olur, kaba taslak ne anlattığını kavrama gayretine düşerim. her yazar bu kadarını da olsa hak ediyordur. sadece bakınızlarla lafı gediğine koyanları artılayıp düşünce dünyasının kapılarını bize aralayanları bir kenara itmek nankörce geliyor.

not: bu da uzun mu oldu yoksa, boşuna mı kurdum bu kadar tümceyi?

insani yazdigina yazacagina pi$man eden durum.

lan kin kusmu$sun nefret kusmu$sun, icinde ne var ne yok dokmu$sun uluorta yere ki insanlar okusun, okusunlar da belki ayni fikre sahip olanlarla bir $ekilde beyin firtinasi durumu olu$ur diye, yok arkada$, ne okuyan var o kadar $eyi ne goren. e ben bunlari zaten du$unuyorum, okunmayacaksa yazmamin anlami ne ki? hepsi zaten beynimde birbirini kovalayan du$unceler, yazarak extra zahmete girmeye hic gerek yok.

kac tane bilim icerikli, sosyal icerikli ba$lik altinda mac ozeti yazdigimi, dizi anlatimi yaptigimi unuttum, nasil olsa okuyan yok, yaz gitsin. hatta sanirim turban ba$ligi altinda yazmi$ oldugum bir hayli uzun entrynin icerisinde de uyeler listesini acip tum uyelere bir bir kufur etmi$tim, sene 2005 di sanirim. ama mesele dozajinda yapmak yapacagin $eyi. eger bir entrye ne kadar uzun olacaksa olsun direk kufurle yahut makarayla ba$larsan durum cakilir, rezil olursun yemin ederim.

bu i$in de taktikleri var;

misal edebiyat ba$liginin altinda uzun bir $ey yazacaksin ama amac ta$ak gecmek di mi? o zaman minik bir giri$gah, hemen ardindan da "$imdi de size william shakespeare’den bir alinti yaparak yazima devam etmek istiyorum" dedin mi olay orada kopar zaten, kimse siklemez william ne demi$, bu sheakespeare dedikleri bizim komser $ekspir mi diye, tatli bir sozluk anisi olarak kalir o da.

not: bunlarin hepsi hayal urunudur, $eytan girmesin akliniza, gammazlarin gozu uzerinizde.

(bkz: üşengeçlik)

tembel bilgiçler için uzun entry okuma kılavuzu;

uzun entrynin okunup okunmamasına karar vermek için iki unsur çok ehemmiyet arz eder

1-puanı
2-girildiği tarih



abkzlere dikkat ettikten sonra konyu örnekle açıklayalım;

entry: #457594
sonuç:okunur hatta muhteşem de verilir.



genel sonuç: tembelseniz gelmeyin kardeşim.

bu sözlük milleti (o nasıl bi milletse) hazır bilgiyi sever. kısa olacak, kafa bulandırmayacak, sade ve akıcı olacak falan filan...
bu sebeple gayet normaldir. yazar orada edebiyat parçalar belki 2 sayfa ama sikleyen olmaz şöyle ilk cümleyi okuyup geçer millet. bu yüzden uzun entry yazarlarında genelde özgüven eksikliği oluşur. "nerde hata yaptım lan!? niye kimse oy vermiyor? en azından biri eksilesin amk!" gibi düşüncelerle kendini yer bitirir. yazıktır lan, yazık! bari okumuyorsunuz en azından oy kullanın da adam/kadın/belirsiz kendini tatmin etsin, ohş desin. hadi bunu da yapmıyorsunuz en azından houstondan "fikirlerine katılmıyorum ama yazını beğendim" gibisinden abuk bi mesaj yollayın da okunduğunu sansın bari...

safi tembelliktir.

saksaganliktir.

ibneliktir.

- anneeaa entrylerim hiç okunmuyor!
+ okunaklı yaz evladım. ilkokulda nasıl güzel inci gibi yazardın...

yazmak istedigim bir iki entry’i nasil yazmam konusunda beni tekrar derinlere daldirmis basliktir. hayir entryi bolup bolup parcalar halinde yazsam cirkin bir goruntu olacak, ve tepkide alacagim, ama buyuk olasilikla hepsi okunacak.
uzun bir entryninde, entryi parcalara bolup girmekten daha sik olmasina ragmen, okunmayacaginida tahmin edebiliyorum. simdi ben ne yapmaliyim?

isin ilginci ise bu basligi tam’da kafamda boyle bir sorunla nasil basa cikmalayim derken gorup, okumamdir. evet bu ilahi bir isaret olabilir lakin bir kac kisiye danismadan entryleri girmeyecegim.

yazı şiir gibi olmalıdır, kısa ve öz. uzun yazı demek ne anlatmak istediğini eveleyip geveleyip anlatamamaktan da kaynaklanıyor oalbilir. bu dediklerim bir sözlük için geçerlidir. burası bir sözlüktür ansiklopedi değil. kısa yazının tüketim toplumuyla uyuştuğu da gerçektir. hızlı yaşa genç öl düsturu uzun yazıları okunmuyor kılabilir sözlükte. neyse uzatmayalım. böyle bir oldu vardır ve olan bir durumun yansımasıdır başlık da.

belki insanlarin okumak degil yazmak uzerine konsantre olmasi ya da uzun olan yazilarin zaman almasi ya da ekrandan uzun okumalarin zor olmasi sebebiyle gercek oldugunu dusundugum durum.