dünyanın en kolay işi şafak sezeri al koy oluyor türkiyede. onsuz olanlar güzel olabiliyor aslında
türkiye de komedi dizisi yapmak
bir insan doksan dakika boyunca gülerse ölür. bir insan doksan dakikalık komedi yazarsa saçmalar. işin güzeli 25-30 dakikadır.
zaman kaybetmektir bence.
en büyük sebebi tabii ki dizilerin süresi. 90 ila 120 dakika arasında sürüyor diziler. her hafta bu kadar uzun komedi yazmak imkansız. zaten geriye dönüp baktığımızda aklımızda başarılı dizi olarak kalanların pek azının komedi dizisi olduğunu göreceksinizdir. dediğim gibi imkansız bu.
espri dediğin şey anlıktır. ve en önemlisi hızlıdır. çok komik bir şeyi gereğinden yavaş anlattığında kimse gülmez ona. şakayı olabildiğine hızlı satmak zorundasın. dolayısıyla eğer 90 dakikalık bir komedi dizisi yapmak istiyorsan neredeyse 200 sayfa yazman lazım.
dramda durum daha kolay. bir ayrılık sahnesi düşün mesela. oğlan olay yerine gelir, biraz bekler, uzaklara doğru dalar, sonra kız gelir, oğlanın yanına oturur, bir süre sessiz otururlar, sonra kız bir şey söyler, oğlan kafasını çevirir, sonra kafasını öbür tarafa çevirir, tam bir şey söyleyecek gibi olur ama söylemez, sonra kız başını eğer, sonra başını kaldırır, içinden konuşur, parmaklarını sıkar, oğlanın gözünden bir damla yaş süzülür, ama o yaş o kadar yavaş süzülürki siz o sırada çay koyup gelebilirsiniz... sakız gibi uzar gider sahneler. 90 dakikalık bir dram dizisi için 90 sayfa yazmak kafi olabilir.
öte yandan malum ahlak yapımız gereği birçok konu hakkında şaka yapamayız, ayıptır. politik şaka hiç yapamayız, suçtur. ünlülerle dalga geçemeyiz, dava açarlar.
komedi yazarlarının bütün sınırlarının daraltılmasına rağmen onlardan her hafta insanüstü bir performans göstermelerini bekliyoruz. boşuna bekliyoruz. durum böyle olunca dizilerin kalitesi de olduğu kadar oluyor işte.
en büyük sebebi tabii ki dizilerin süresi. 90 ila 120 dakika arasında sürüyor diziler. her hafta bu kadar uzun komedi yazmak imkansız. zaten geriye dönüp baktığımızda aklımızda başarılı dizi olarak kalanların pek azının komedi dizisi olduğunu göreceksinizdir. dediğim gibi imkansız bu.
espri dediğin şey anlıktır. ve en önemlisi hızlıdır. çok komik bir şeyi gereğinden yavaş anlattığında kimse gülmez ona. şakayı olabildiğine hızlı satmak zorundasın. dolayısıyla eğer 90 dakikalık bir komedi dizisi yapmak istiyorsan neredeyse 200 sayfa yazman lazım.
dramda durum daha kolay. bir ayrılık sahnesi düşün mesela. oğlan olay yerine gelir, biraz bekler, uzaklara doğru dalar, sonra kız gelir, oğlanın yanına oturur, bir süre sessiz otururlar, sonra kız bir şey söyler, oğlan kafasını çevirir, sonra kafasını öbür tarafa çevirir, tam bir şey söyleyecek gibi olur ama söylemez, sonra kız başını eğer, sonra başını kaldırır, içinden konuşur, parmaklarını sıkar, oğlanın gözünden bir damla yaş süzülür, ama o yaş o kadar yavaş süzülürki siz o sırada çay koyup gelebilirsiniz... sakız gibi uzar gider sahneler. 90 dakikalık bir dram dizisi için 90 sayfa yazmak kafi olabilir.
öte yandan malum ahlak yapımız gereği birçok konu hakkında şaka yapamayız, ayıptır. politik şaka hiç yapamayız, suçtur. ünlülerle dalga geçemeyiz, dava açarlar.
komedi yazarlarının bütün sınırlarının daraltılmasına rağmen onlardan her hafta insanüstü bir performans göstermelerini bekliyoruz. boşuna bekliyoruz. durum böyle olunca dizilerin kalitesi de olduğu kadar oluyor işte.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?