optimus prime olsun, megatron olsun, bumblebee olsun cocukluk yillarinin en saglam, yaratici cizgi filmlerinden biri. arabalarin robota donusurken cikarttigi sesler hala kulaklarda yankilanir. optimus’un her kavgada megatron’un eline vermesi unutulmaz. gece’nin bir vakti en buyuk kuzenin elinden tutup bumblebee’nin oyuncagi aranirdi. kisacasi her seyiyle gecmise goturen cizgi film, bir erkek cocuk klasigi.
yazarin notu: ayrica sozkonusu cizgifilmdeki tum iyi ve kotu karakterler bir olup once pokemonlara sonra beyblade’lere saldiracaklarini acikladilar. saldirinin organizasyonunu ise clementine yapacaktir.
transformers
çocukluğumun çizgi dizisiydi ve geçenlerde filmini izledik...ilk yarısında güzel bi giriş yapılmıştır ikinci bölümde de robotlar devreye girmiştir,tamam fantastik bölüme geçtik derken oldukça gerçeğe yakın sahneleriyle başarılı olmuştur.
robota donusen tasitlari konu alan eski bir cizgi film.
autobot ve decepticon larin savastigi.optimus prime ile megatron un ezeli rekabetine sahne olan zamaninda hayranlikla seyrettigim cizgi film.
cok da izlenesi "aman kacirmayalim" denilesi bir film degil.las vegasin yaki$ikli bodyguardini almi$lar bir de prison breakin meksikali kacagini, yanina bir de dunyanin en guzel gozlerine sahip kizini koymu$lar ki gorsel ogeler tamamlansin, biraz da teknolijik gorsel efektlerle donatmi$lar, al sana transfomers.voltron hem daha heyecanliydi hem de daha surukleyiciydi yemin ederim, en azindan bir senaryo vardi.yahu transformersda senaryo da yok, herkes birbirine vuruyor sonucta film oluyor.
olmami$.
olmami$.
seyredip ellerimizde mandallarla robot yapmaya calistigimiz gunlerde bize ilham veren cizgi film.
bu cizgi film halen star tvde yayinlanmakta.
her zaman çocukların beynini yıkamak için ekranlarımızdan asla ayrılmayan çizgi dizilerin bir üyesi. transformers’tan sonra benim bildiği pokemon, digimon, beyblade bir de kartlarla oynanan bir oyun gelmiştir. ama bunların da modası geçince bu sefer beyin yıkama işlemi sihirli annem, selana, bez bebek türü peri maslaı içerikli sinir bozucu insanın sinirlerinin zap yaparken rast gelirse bile bozabilen şeyler gelmiştir. kısacası çocuklarımızn beyni asla sağlam kalmayacaktır.
(bkz: transformers 2)
pazar gunu star tvde pazar gecesi sinema ku$aginda yayinlanacakmi$ bu film.
transformers revenge of the fallen baya iyi bir film yapmışlar..baya bir geç izlesemde hele gece çok iyi sardı uykusuzluğuma değdi diyebilirim..izlemeyenler için tavsiye izleyin dehşet bir şey..
(bkz: shia labeouf)
transformers gibi filmlerde, film vizyona girmeden önce sarfedilen cümleler, vizyona girdikten sonra sarfedilen cümlelerden daha fazladır hep. önce projeyi hangi yönetmenin üstleneceği tartışılır. yönetmen belli olunca proje için uygun mu değil mi diye tartışılır. sonra filmde kimlerin oynayacağı merak edilir. önemli bir rolse kimin oynaması gerektiği üstüne fikirler üretilir. söz konusu insan olmayan bir karakterse kimin seslendireceği merak edilir. çizgi dizi ya da romandaki karakterlerin ne kadar aslına kalınarak perdeye uyarlandığı ve tasarlandığı durmaksızın tartışılır. genellikle hayranlar pek memnun kalmaz sonuçtan. filmin bütçesi film vizyona girene dek merak edilir, konuşulur.
kısacası film vizyona girene dek o film hakkında konuşulabilcek her şey konuşulur, her konu tartışılır, ve film vizyona girdiğinde ise yapılan yorumlar bir kaç basit cümleyi geçmez; süperdi! berbattı! eğlenceliydi! sıkıcıydı! iyiydi! kötüydü! gibi, ve şundan emin olabilirsiniz ki transformers, izledikten sonra böyle kısa bir yorum yapacağınız bir film. çünkü bu film bize bir şeyler anlatmaya çalışmıyor, çok önemli bir konuyu tartışmaya açmıyor, ya da bir mesaj vermeye de çalışmıyor. aslında bir mesaj veriyor ama aksiyon sahnelerinin gümbürtüsü bu mesajın aklınızda kalmasına mani oluyor (benimde aklımda kalmadığı gibi). yani mesaj bahane, aksiyon şahane diyebiliriz bu duruma. zaten bunun ne önemi var ki! kim böyle bir filmin bir cümleye sahip olmasını bekler!
film bittikten sonra aklınızda kalan tek şey koca robotların ortalığı tozu dumana katarak tepişmesi oluyor. aslında bunu kötüye yormamak gerekir. çünkü transformers aksiyon ve vaadettiği eğlence açısından son yılların en iyi filmlerinden biri. özellikle günümüz sineması için bile yeni sayılabilcek özel efektleri ise üstüne laf söylenemeyeek kadar kusursuz ve görkemli. filmin bu yıl ses, ses efekti kurgusu, görsel efekt gibi dallarda oscarlarda boy gösterebileceğine kesin gözüyle bakabilirsiniz.
hatırlar mısınız bilmem. tatilyanın içinde hareketli, sallanan, ileriye geriye doğru eğilen koltuklara sahip ufak film salonları vardı. o salonlarda sadece eğlendirmek için yapılmış, bir kaç dakika süren, senaryosuz eğlence filmleri gösterilirdi. elbette ki transformersı o kısa, üç boyutlu animasyon filmlerle kıyaslamak haksızlık olur ama nedense filmin aksiyon sahneleri bana o filmleri hatırlattı. tabi arada kalite açısından dağlar kadar fark var. işte ben filmi izlerken o sallanan ve titreyen koltukları aradım. o koltuklar bu filme çok yakışırdı doğrusu.
filmin yönetmeni michael bay. hani şu kaya, pearl harbor, armegeddon, ada filmlerinden hatırladığımız yönetmen. michael bayı bilirsiniz. yerinde bir türlü duramayan bir kamera, aksiyona fon oluşturan ve hiç dinmeyen bir müzik kullanımı ve yeri geldiğinde de amerikan milliyetçiliği... amerikan milliyetçiliği demişken, filmde neredeyse amerikanın silahlı kuvvetleri gövde gösterisi yapıyor. ama bunu pek suçlamamak gerek, çünkü bu bir yerde haklı bir gövde gösterisi. peki milliyetçilik pohpohlaması ne düzeyde derseniz, ister inanın ister inanmayın film bu açıdan çok mütevazi bir seyir izliyor. hatta bu söylediğime şaşırabilirsiniz, ben filmde gözümüze gözümüze sokulan bir amerikan bayrağı bile göremedim. hele filmin yönetmeninin bay olduğunu ve bu adamın armegeddon gibi bir filmi çekmiş olduğu düşünülürse durum gerçektende şaşırtıcı. bazı izleyiciler buna rağmen filmde amerikan milliyetçiliği olduğunu iddia etse bile bu film en azından armegeddonun yanında süt dökmüş kedi gibi... bu açıdan transformersa evrensel bir aksiyon filmi bile diyebiliriz. tabi neredeyse (çünkü film bir sahnesinde irana laf sokmadan da geri durmuyor)!
kısacası film vizyona girene dek o film hakkında konuşulabilcek her şey konuşulur, her konu tartışılır, ve film vizyona girdiğinde ise yapılan yorumlar bir kaç basit cümleyi geçmez; süperdi! berbattı! eğlenceliydi! sıkıcıydı! iyiydi! kötüydü! gibi, ve şundan emin olabilirsiniz ki transformers, izledikten sonra böyle kısa bir yorum yapacağınız bir film. çünkü bu film bize bir şeyler anlatmaya çalışmıyor, çok önemli bir konuyu tartışmaya açmıyor, ya da bir mesaj vermeye de çalışmıyor. aslında bir mesaj veriyor ama aksiyon sahnelerinin gümbürtüsü bu mesajın aklınızda kalmasına mani oluyor (benimde aklımda kalmadığı gibi). yani mesaj bahane, aksiyon şahane diyebiliriz bu duruma. zaten bunun ne önemi var ki! kim böyle bir filmin bir cümleye sahip olmasını bekler!
film bittikten sonra aklınızda kalan tek şey koca robotların ortalığı tozu dumana katarak tepişmesi oluyor. aslında bunu kötüye yormamak gerekir. çünkü transformers aksiyon ve vaadettiği eğlence açısından son yılların en iyi filmlerinden biri. özellikle günümüz sineması için bile yeni sayılabilcek özel efektleri ise üstüne laf söylenemeyeek kadar kusursuz ve görkemli. filmin bu yıl ses, ses efekti kurgusu, görsel efekt gibi dallarda oscarlarda boy gösterebileceğine kesin gözüyle bakabilirsiniz.
hatırlar mısınız bilmem. tatilyanın içinde hareketli, sallanan, ileriye geriye doğru eğilen koltuklara sahip ufak film salonları vardı. o salonlarda sadece eğlendirmek için yapılmış, bir kaç dakika süren, senaryosuz eğlence filmleri gösterilirdi. elbette ki transformersı o kısa, üç boyutlu animasyon filmlerle kıyaslamak haksızlık olur ama nedense filmin aksiyon sahneleri bana o filmleri hatırlattı. tabi arada kalite açısından dağlar kadar fark var. işte ben filmi izlerken o sallanan ve titreyen koltukları aradım. o koltuklar bu filme çok yakışırdı doğrusu.
filmin yönetmeni michael bay. hani şu kaya, pearl harbor, armegeddon, ada filmlerinden hatırladığımız yönetmen. michael bayı bilirsiniz. yerinde bir türlü duramayan bir kamera, aksiyona fon oluşturan ve hiç dinmeyen bir müzik kullanımı ve yeri geldiğinde de amerikan milliyetçiliği... amerikan milliyetçiliği demişken, filmde neredeyse amerikanın silahlı kuvvetleri gövde gösterisi yapıyor. ama bunu pek suçlamamak gerek, çünkü bu bir yerde haklı bir gövde gösterisi. peki milliyetçilik pohpohlaması ne düzeyde derseniz, ister inanın ister inanmayın film bu açıdan çok mütevazi bir seyir izliyor. hatta bu söylediğime şaşırabilirsiniz, ben filmde gözümüze gözümüze sokulan bir amerikan bayrağı bile göremedim. hele filmin yönetmeninin bay olduğunu ve bu adamın armegeddon gibi bir filmi çekmiş olduğu düşünülürse durum gerçektende şaşırtıcı. bazı izleyiciler buna rağmen filmde amerikan milliyetçiliği olduğunu iddia etse bile bu film en azından armegeddonun yanında süt dökmüş kedi gibi... bu açıdan transformersa evrensel bir aksiyon filmi bile diyebiliriz. tabi neredeyse (çünkü film bir sahnesinde irana laf sokmadan da geri durmuyor)!
transformers:dark of the moon serisinde benim rosie huntingtona asik olmamda aracı olan film, ama izlemenizi tavsiye etmem yani bicimsiz sekilsiz bir zamazingo. sadece vaktinizi yer bitirirsiniz, yazıktır günahtır.
(bkz: asus transformer book)
tusubasa ile 24 saat gozumu kirpmadan seyredecegim cocuklugumda hayatin anlami olan cizgifilm.
(bkz: optimus prime)
(bkz: optimus prime)
oyuncaklarini almasi icin babama yalvardigim sabahin kor vaktinde kalkip gozumu kirpmadan izledigim oyunlarimiza konu olmus cizgifilm.
cocukluk yillarimda cikartma albumuni alip cikartmalarini degis tokus edip biriktirdigim, keyifle seyrettigim cizgi film.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?