20 eylül itibarı ile abd'de indirilmesi yasaklanacak olan müzik video uygulaması. sebebi ise ulusal guvenlik.
https://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-haberler-abdden-tiktok-ve-wechat-hakkinda-flas-karar-41615191
tiktok
biraz uzun oldu, o yüzden arkaya müzik de verelim.
eylül 2016'da çıkan çin menşeili sosyal medya. kendisiyile ilgili araştırıp, okuyup, haberleri takip edip, en sonunda da deneyen biri olarak sosyal medya denen araçların tartışmasız en iyisi. önce sosyal medya kavramının gelişimine değinip, neden tiktok'un bu işte en iyi olduğuna bakalım.
zuckerberg isimli şahıs facebook fikrini çalmadan önce de, bugünkü sosyal medya'ya benzer araçlar vardı. fb'nin bunlardan farklı yaptığı tek şey aslında, sınırsız fotoğraf koyabilme özelliğiydi. peki sadece bu kadar basit bir değişiklikle nasıl bugünkü yerine gelebildi?
sosyal medya dediğimiz şey aslında insanların birbirleriyle ve dünya ile etkileşim kurma çabasından ibaret. bu yüzden, iletişim teknolojisindeki gelişmeler ile her zaman elele ilerliyor. bu basit bir kural ile hangi sosyal medya şirketinin geçmişte neden tuttuğunu / tutmadığını ve gelecektekilerin başarısını az çok kestirebiliriz hatta.
bir kaç örnek verelim. yonja, hi5 vs. çıktığında "fotoğraf" insanların rahat kullanabildiği bir iletişim aracı değildi. o zamanlar yazışıyorduk; sms, msn, icq filan. herkesin kamerası yoktu telefonunda; varsa da 12*12 pixel filan çekiyordu. Facebook'un hızlı yükselişi, aslında iphone'un çıkışı ve kameralı telefonların yaygınlaşmasıyla denk düşmesinden. ve hatta, twitter'ın şansı da bu teknolojideki "geçiş" döneminde kurulmasından. ve yazmak her zaman kolay ve tercih edilir bir şey, tıpkı bu sözlük gibi.
biraz ilerleyince vine vardı, bumerang vardı misal. onların sıkıntısını tahmin edebiliyor musunuz? evet kamera var ve foto çekiliyor, ama ön kamera gibi bir kolaylık yok. ya da gene kötü kalite videolar, editing yetenekleri kısıtlı. vaktinden erken çıktığı için şu anda unutulmuş sosyal mecralara örnek bunlar. şu anda tiktok'un yaptığının biraz daha kötüsünü yapıyordu bu uygulamalar sadece halbuki.
aşağı yukarı bu zamandan itibaren facebook'un tekelleşmesi başlıyor zaten. instagram ve whatsapp'ı satın almasıyla birlikte batı dünyasındaki en fazla kullanıcıya sahip şirket oluyordu hatta. bu yüzden eğer şu anda "tutmuş" bir yenilik varsa bile, genellikle bu şirketin başının altından çıkmış oluyor. çünkü para.
ama batı dünyası dedim, çünkü dünyanın öteki yarısında işler hiç öyle değil. orada devlet eliyle bu tekelleşme destekleniyor, ve kendi kurdukları 3-4 milyar insanlık bir eko sistemleri var. wechat mesela dünyada facebook dışında en çok kullanıcısı olan mesajlaşma uygulaması, 1 küsür milyar ile. ya da hindistan'n şu anda nakit para kullanımı çok az ve bazıları devlet destekli, bazıları desteksiz bir çok çözümleri var takas için. takas yani bakınca bildiğin.
işte tiktok bu bölgelerde doğmuş ve parlamış bir uygulama. bu uygulamanın "içeriği" diye bir şey yok, tıpkı diğer sosyal medyalar gibi. ama bu adamların yaptıkları şey, sunum tekniğini mü-kem-mel hale getirmeleri.
uygulamaya giriyorsunuz, üye oldunuz. size bir tane soru soruyor: "ilgileriniz seçin". öyle yazmalı filan da değil, sadece tıklıyorsunuz. ve o andan itibaren sonsuza kadar kaydırmanızı engelleyen hiç bir şey yok. size video yükle bile demiyorlar, ne isterseniz onu yapıyorsunuz. başka konular mı görmek istediniz? iki tık. video mu yükleyeceksiniz? çekip, editleyip, ses efekti koyup atması 8-10 tık.
ve hiç reklam yok. sıfır.
işte sıkıntının başladığı nokta da bu. social dilemma'yı izlemeyenler varsa, bu sosyal medyaların en büyük derdi nasıl para kazanılacağı. facebook'un bir başka "dehası" da reklam göstermek. öncesinde zuk amcamız "eheh aylık ücret olsun" gibi sığ, paragöz ve vizyonsuz bir yaklaşımdayken şirketin strateji danışmanı öneriyor reklamları. daha sonra baktılar çok para var, ayrım yapmadan her türlü reklamı almaya başlıyorlar. daha sonra sana hangi reklamları göstereceklerini öğrenmek için bilgilerini çalmaya başlıyorlar. daha sonra, senin daha fazla reklam görmen ama kullanmayı bırakmaman için ne yapabiliriz onu araştırıyorlar. en son geldiğimiz noktada, "biden seçilirse aylık kullanıcı sayımız düşer" diye trump'ı seçtirtmeye çalışıyorlar.
asıl konumuz tiktok, ama iki farklı yaklaşımı görün istedim. tiktok nasıl para kazanıyor? uygulama içinde "coin" satıyor. bunların gerçek hayatta hiç bir denkliği yok, internet puanı sadece. ve tabi ki şu anda ne kadar kazanıyorlar, ne yaptılar belli değil ve sadece aldıkları yatırımlar ve şirketin satılma parası ile dönüyor.
pekiiii kapitalizm 101: bir şirket zararına iş yapar mı? yapmaz. bu yüzden de adamlar bulabildikleri (büyük harf) bütün verileri (büyük haf) topluyor sizden. yukarıda fb'nin yaptığını söylediklerim zaten, bunlar da yapıyorlar onları. bu topladıklarını da çin hükümetine satıyorlar. olay bu.
sistem inanılmaz başarılı dediğim gibi. tiktok uygulaması gerçekten "sosyal medya" kavramının en iyisi. kendini saatlerce izletiyor, paylaştırıyor, hiç reklam göstermiyor ve verileri otoriter bir rejime satıyor.
alan memnun, satan memnun, veren habersiz, harika bir sistem.
eh şimdi haberimiz var, yani napalım bırakalım mı? cık. gene çok basit bir bakış açısı var insanların önerdiği. bütün bunlar birer "araç", tıpkı çekiç filan gibi. ama ben "beni kullan git resim as" diye notification gönderen bir çekiç görmedim.
siz istediğiniz zaman kullandığınızdan emin olduğunuz sürece sıkıntı yok. aman zuk'a uymayın.
ama şunlara da uymayalım.
o değil de, kuzey kore'de StarCon isimli bir sosyal medya başlattıklarını biliyor muydunuz? bu sosyal medyanın akıbeti belli değil, yıllardır haber alınamıyor ahasfasf.
eylül 2016'da çıkan çin menşeili sosyal medya. kendisiyile ilgili araştırıp, okuyup, haberleri takip edip, en sonunda da deneyen biri olarak sosyal medya denen araçların tartışmasız en iyisi. önce sosyal medya kavramının gelişimine değinip, neden tiktok'un bu işte en iyi olduğuna bakalım.
zuckerberg isimli şahıs facebook fikrini çalmadan önce de, bugünkü sosyal medya'ya benzer araçlar vardı. fb'nin bunlardan farklı yaptığı tek şey aslında, sınırsız fotoğraf koyabilme özelliğiydi. peki sadece bu kadar basit bir değişiklikle nasıl bugünkü yerine gelebildi?
sosyal medya dediğimiz şey aslında insanların birbirleriyle ve dünya ile etkileşim kurma çabasından ibaret. bu yüzden, iletişim teknolojisindeki gelişmeler ile her zaman elele ilerliyor. bu basit bir kural ile hangi sosyal medya şirketinin geçmişte neden tuttuğunu / tutmadığını ve gelecektekilerin başarısını az çok kestirebiliriz hatta.
bir kaç örnek verelim. yonja, hi5 vs. çıktığında "fotoğraf" insanların rahat kullanabildiği bir iletişim aracı değildi. o zamanlar yazışıyorduk; sms, msn, icq filan. herkesin kamerası yoktu telefonunda; varsa da 12*12 pixel filan çekiyordu. Facebook'un hızlı yükselişi, aslında iphone'un çıkışı ve kameralı telefonların yaygınlaşmasıyla denk düşmesinden. ve hatta, twitter'ın şansı da bu teknolojideki "geçiş" döneminde kurulmasından. ve yazmak her zaman kolay ve tercih edilir bir şey, tıpkı bu sözlük gibi.
biraz ilerleyince vine vardı, bumerang vardı misal. onların sıkıntısını tahmin edebiliyor musunuz? evet kamera var ve foto çekiliyor, ama ön kamera gibi bir kolaylık yok. ya da gene kötü kalite videolar, editing yetenekleri kısıtlı. vaktinden erken çıktığı için şu anda unutulmuş sosyal mecralara örnek bunlar. şu anda tiktok'un yaptığının biraz daha kötüsünü yapıyordu bu uygulamalar sadece halbuki.
aşağı yukarı bu zamandan itibaren facebook'un tekelleşmesi başlıyor zaten. instagram ve whatsapp'ı satın almasıyla birlikte batı dünyasındaki en fazla kullanıcıya sahip şirket oluyordu hatta. bu yüzden eğer şu anda "tutmuş" bir yenilik varsa bile, genellikle bu şirketin başının altından çıkmış oluyor. çünkü para.
ama batı dünyası dedim, çünkü dünyanın öteki yarısında işler hiç öyle değil. orada devlet eliyle bu tekelleşme destekleniyor, ve kendi kurdukları 3-4 milyar insanlık bir eko sistemleri var. wechat mesela dünyada facebook dışında en çok kullanıcısı olan mesajlaşma uygulaması, 1 küsür milyar ile. ya da hindistan'n şu anda nakit para kullanımı çok az ve bazıları devlet destekli, bazıları desteksiz bir çok çözümleri var takas için. takas yani bakınca bildiğin.
işte tiktok bu bölgelerde doğmuş ve parlamış bir uygulama. bu uygulamanın "içeriği" diye bir şey yok, tıpkı diğer sosyal medyalar gibi. ama bu adamların yaptıkları şey, sunum tekniğini mü-kem-mel hale getirmeleri.
uygulamaya giriyorsunuz, üye oldunuz. size bir tane soru soruyor: "ilgileriniz seçin". öyle yazmalı filan da değil, sadece tıklıyorsunuz. ve o andan itibaren sonsuza kadar kaydırmanızı engelleyen hiç bir şey yok. size video yükle bile demiyorlar, ne isterseniz onu yapıyorsunuz. başka konular mı görmek istediniz? iki tık. video mu yükleyeceksiniz? çekip, editleyip, ses efekti koyup atması 8-10 tık.
ve hiç reklam yok. sıfır.
işte sıkıntının başladığı nokta da bu. social dilemma'yı izlemeyenler varsa, bu sosyal medyaların en büyük derdi nasıl para kazanılacağı. facebook'un bir başka "dehası" da reklam göstermek. öncesinde zuk amcamız "eheh aylık ücret olsun" gibi sığ, paragöz ve vizyonsuz bir yaklaşımdayken şirketin strateji danışmanı öneriyor reklamları. daha sonra baktılar çok para var, ayrım yapmadan her türlü reklamı almaya başlıyorlar. daha sonra sana hangi reklamları göstereceklerini öğrenmek için bilgilerini çalmaya başlıyorlar. daha sonra, senin daha fazla reklam görmen ama kullanmayı bırakmaman için ne yapabiliriz onu araştırıyorlar. en son geldiğimiz noktada, "biden seçilirse aylık kullanıcı sayımız düşer" diye trump'ı seçtirtmeye çalışıyorlar.
asıl konumuz tiktok, ama iki farklı yaklaşımı görün istedim. tiktok nasıl para kazanıyor? uygulama içinde "coin" satıyor. bunların gerçek hayatta hiç bir denkliği yok, internet puanı sadece. ve tabi ki şu anda ne kadar kazanıyorlar, ne yaptılar belli değil ve sadece aldıkları yatırımlar ve şirketin satılma parası ile dönüyor.
pekiiii kapitalizm 101: bir şirket zararına iş yapar mı? yapmaz. bu yüzden de adamlar bulabildikleri (büyük harf) bütün verileri (büyük haf) topluyor sizden. yukarıda fb'nin yaptığını söylediklerim zaten, bunlar da yapıyorlar onları. bu topladıklarını da çin hükümetine satıyorlar. olay bu.
sistem inanılmaz başarılı dediğim gibi. tiktok uygulaması gerçekten "sosyal medya" kavramının en iyisi. kendini saatlerce izletiyor, paylaştırıyor, hiç reklam göstermiyor ve verileri otoriter bir rejime satıyor.
alan memnun, satan memnun, veren habersiz, harika bir sistem.
eh şimdi haberimiz var, yani napalım bırakalım mı? cık. gene çok basit bir bakış açısı var insanların önerdiği. bütün bunlar birer "araç", tıpkı çekiç filan gibi. ama ben "beni kullan git resim as" diye notification gönderen bir çekiç görmedim.
siz istediğiniz zaman kullandığınızdan emin olduğunuz sürece sıkıntı yok. aman zuk'a uymayın.
ama şunlara da uymayalım.
o değil de, kuzey kore'de StarCon isimli bir sosyal medya başlattıklarını biliyor muydunuz? bu sosyal medyanın akıbeti belli değil, yıllardır haber alınamıyor ahasfasf.
(bkz: #1164429)
Tiktok yapısı itibariyle sosyal bir ağ olduğu için etkileşim çok yüksek. İnanlar kendi arasında içerik yöntemleri dahi geliştirmiş.Hemen her konuda bir dil ve lügat olduğu gibi tiktok için de gelişen bir sözlük dili oluşmuş.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?