ara sıra oynadığım(crysis dışında bir oyunu bitirmiş veya sırf bitirmek için çabalamış değilim) tps türü, güzel senaryolu, şahane atmosferli, otantik müziklere sahip bir oyun. oyun 1940larda geçiyor, irlandalı eski bir yarışçı olan seanın nazilerle mücadelesini konu ediniyor.
nazilerin hakim olduğu yerler siyah beyaz, sean buralara sabotaj düzenleyip nazi askerlerini tamamen ortadan kaldırdıkça nazi bölgeleri kurtarılmış bölge konumuna geçip siyah beyazdan renkli hale dönüşüyor. geçtiğin bölüm başına asgari ücretten 100 lira 150 lira para alıyon, bu paraları denkleştirip silah alıyon, çatılara tırmanıyon, sniperla albay yarbay vuruyon... eğlenceli bir oyun yani. bi manita var, bölüm sonu vidyolarında tam bunu yatağa atacakken ekran kararıyor. arabalar da döneme göre fena değil, tipik ea arabaları, titanyumdan. vur kır, duvara tosla, takla at yine dört teker üstüne düştün mü yoluna devam et, patlama-yanma diye bir şey yok. neyse canım çekti, bi yarım saat takılayım.
the saboteur
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?