the revenant

bocelek
herkesin büyük bir hayranlık içinde izleyip methiyeler dizdiği fakat benim filmi izlerken mantık hataları içinde boğulduğum ve filmden hiç zevk almayarak tamamen saçmalıklar dizisi olduğuna kanaat getirdiğim film. saçmalıkları da teker teker sıralayacağım...

1. kahramanımız leonardo bıçkın delikanlılık zamanlarında bir kızılderili bacımıza imam nikahı kıyıp zevcesi yaptıktan sonra nur topu gibi bir evlatları oluyor fakat sonrasında (çok fazla takip etmedim ama karısını mı öldürmüş köyünü mü yakmış tam anlamadım filmi izlerken başka alemlere daldığımdan dolayı) çocuğunu kendi belli bir yaşa gelip toplum içine çıkartıyor, tabii herkes bunla dalga geçiyor üstüne geliyor falan filan. bu çocuk da pek içine kapanık düzgün ingilizcesi de yok tabii leo abimiz onu her ne kadar toplum içine çıkartsa da çocuk ne hikmetse hala anaokulu ingilizcesinde. neyse buraları geçelim esas konumuz bir insana devasa boyutlarda ayı saldırıyor üstüne çıkıyor tüm kemiklerini kırıyor öldü sanıp hayvancağız gibidor ama bu leo abimiz tarkan filmlerinden fırlamış gibi son bir hareketle çekiyor tüfeği vuruyor ve ayı onun üstüne düşüyor bu her zamanki bildik senaryolardan.

2. leo abimizi buluyorlar üstünde en az 500 kiloluk hayvan var bu nerden nefes alıyor o yarlarla nasıl geriye kalan kemikleri de kırılmıyor hayretler içersinde izleyip gözümün önüne sürekli tarkan kara şovalyeye karşı filmindeki sahneler geliyor. var mı arkadaşım böyle bir olay bana bir açıklayın? yıllarca tarkan, karamurat filmleriyle büyüdük kimsenin mi aklına gelmedi o filmler?

3. sonrasında abimizi bulup çekip alıyorlar ayının altından yaralara pansuman yapmaya başlıyorlar ama o yarıkların her biri kemiklere kadar girmiş, ve biri varki adamın ses tellerini bile almış götürmüş leo abimiz konuşamıyor bile. ama tıp o zamanlar çok gelişmiş iğne iplikle her şey çözülebiliyor. adamı sarıp sarmalıyorlar iyileşecek diyorlar. ve ne hikmetse adam biraz kötüleşir gibi olsa da iyileşmeye başlıyor sanki. ama bunlar da size çok saçma gelmiyor muarkadaşlar? gelmiyo rmu dediniz? tamam devam ediyorum.

4. arada geçen diyalogları zor şartları atlıyorum. sonunda en kötü adam ve kızılderili evladımızla birlikte bir sübyan daha leo abimizle kalıp ölümünü bekleyecekler. ama adam dayanamıyor leoyu öldürüp kısa zamanda yolunu bulacak. ama bizim bıçkın kızılderili tüm planlarını alt üst edip kendini öldürtüyor ve ilahi bir güçle leo abimize can geliyor. işte en can alıcı yerler de aslında buradan sonra başlıyor. çok dikkat ettim adamın bir bacağı kırık ve ayağı ters dönmüş ne kımıldatabiliyor ne de acı çekmeden bir anı geçer o şekildeyken. ama abimiz öyle mi sürünerek, tıpkı bir sürüngen gibi evladının ölüsü başında ölümü beklerken ilahi adalet ona ölmemesini tıpkı bir sürüngen gibi yaşayabileceğini ve intikamını alabileceğini kulağına fısıldıyor eksi bilmem kaç derecede donmak üzereyken.

5.leo abimiz artık ne kadar süre süründü ne kadar süre avlandı karnını doyurdu ben inanın o kısmını hiç hatırlamıyorum fakat karşı buzlu ortamlardan güneşin açtığı hayatın cıvıl cıvıl olduğu mekanlara kadar gittiğini biliyorum. lan sen sakatsın ayağının ters dönmesini bırak vücudunun her yeri yara bere içinde sesin çıkmıyor nasıl yemek buluyorsun nasıl balık tutuyorsun be vicdansız? adam sürünerek yüzerek yerlilerden kaçtı ya dumur oldum ben ne diyeceğimi bilemedim.

6.sonrası nispeten biraz daha mantıklı geldi o zamanlar söylemiştim tıp o kadar ileri ki bir yerli çadırında yakılan otla hem kafa bulunuyor hem de yaralar tedavi oluyordu. işte o sahnede tarkan filmlerinin birinde kaynar suyun içine gece sakat halde girip sabah dipçik gibi çıkan tarkan geldi aklıma gözlerim doldu. ulan tarkan bunu yıllar önce yapmıştı sonunda dünya türkün gücünü gördü diyerek gözlerimdeki yaşları silip mantıksızlıkları mantığımla çözmeye devam ettim.

7.o ayağı kırık olan ve normal şartlarda o bacağın kesilip atılması gereken yerde üstüne basıp seksek oynayacak kıvama geldi leo. ve intikam çanları tüm düşmanları için çalmaya başlamıştı, çünkü ona evini açan deli yürek dizisindeki kuşçu abimiz gibi olan kızılderili abimize kıymışlardı. o da ona kıyanların ç.künü kestirdi tecavüze uğramak üzere olan bir kızılderili kadına. orada bir iyilik yapıp pusuda bekledi onun karşılığı için ve spoiler veriyorum, sonunda o kurtardığı kadının babası bizim leoyu kurtarıyordu.

ben çok sıkıldım, anlatırken bile izlemekten fazla sıkıldım. bu adam bu filmdeki oyunculuğu ile oscar aldı, yoksa filmin senaryosu çok b.ktandı be arkadaşlar.
sirintyson

ayı sahnesi gerçekçi yapılmaya çalışılmış ama bir boz ayı bir adama bırak iki üç dakika şiddet uygulamayı, iki tane vursa o adamın yaşaması veya sağlıklı olarak hayatına devam edebilmesi imkansızdır. ayının iki pençesiyle leonardo nun sırtına bastığı sahnede omurganın kaç parçaya ayrılabileceğini tahmin edemeyiz. discovery de boz ayı saldırıları üzerine yapılan belgeseli izleyenler bilirler. ama adam o şartlarda, o yaralar ve kırıklarla kurtuluyor. kurtulduktan sonra uçurumdan düşüyor, yine ayağa kalkıyor.
madamjervez
leonardo dicaprio'nun başrolünü oynadığı 2015 yapımı fakat ülkemizde 22 ocak 2016 tarihinde vizyona girmiş film.
film kürkleri için hayvanları avlayan hugg glass'ın bir avlanma sonrası boz ayı tarafından ağır yaralanması, ekibi tarafından ölüme terkedilmesi ve hayatta kalmak için verdiği savaşı konu alıyor.

filmi izleyenlerin en büyük merakı ise şüphesiz leonardo'ya oscar kazandırıp kazandıramayacağıdır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol