Okuduğum entrylerden anladığım kadarı ile sakin ve dinlenmiş bir kafa ile izlenmesi şart olan film.
Saat olmuş 04:20, daha yeni bir doz (bkz: life of pi) alınmış, demek ki bu kafa ile izlenmemesi lazımmış. Ancak ogrendiğime gore imdb top 250 içerisinde de yer alıyor bu film. Yarın akşam izlemek farz oldu.
the prestige
kurgu nedir nasıl yapılır filmlerine bir örnek.
------spoiler------
her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur.
birincisi "vaat" bölümüdür.
sihirbaz size sıradan bir şey gösterir.iskambil destesi, bir kuş ya da bir insan. bu nesneyi size gösterir. son derece gerçek,üzerinde oynanmamış,normal bir şey olduğunu görmeniz için nesneyi incelemenizi ister.fakat gerçek, farklı olabilir.
ikinci perdeye "dönemeç" denir.
sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. hilenin sırrını arıyorsunuz, ama bulamazsınız. çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. siz sırrı bilmek değil, kandırılmak istiyorsunuz. henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. onu geri getirmeniz gerekir. işte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur. içlerinde en zorlusu...
bizlerin deyişiyle;
"prestij."
------spoiler------
------spoiler------
her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur.
birincisi "vaat" bölümüdür.
sihirbaz size sıradan bir şey gösterir.iskambil destesi, bir kuş ya da bir insan. bu nesneyi size gösterir. son derece gerçek,üzerinde oynanmamış,normal bir şey olduğunu görmeniz için nesneyi incelemenizi ister.fakat gerçek, farklı olabilir.
ikinci perdeye "dönemeç" denir.
sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. hilenin sırrını arıyorsunuz, ama bulamazsınız. çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. siz sırrı bilmek değil, kandırılmak istiyorsunuz. henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. onu geri getirmeniz gerekir. işte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur. içlerinde en zorlusu...
bizlerin deyişiyle;
"prestij."
------spoiler------
sürükleyici ama tahmin edilebilir sonu ile çok da etkili olmayan film.
christian bale hayranlığımı 2ye katlamış olan ve bunun yanısıra huge jackman ve david bowienin de oyunculuğuyla doruğa ulaşmış olan film. bence sinema okullarinda bir filmin sonu nasil sasirtici yapilabilir seklinde bir baslik altinda ögrencilere bilgi verdirecek derecede sasirtici bir yapim.
başarılı bir film. ilizyon sanatıyla ilgili bazı bilinmeyenleride açığa vuran bir yapım.ayrıca filmde nicola tesla ismi geçmektedir.bu bile bu filmi sevmek için başlıbaşına bir sebep zaten.benzer bir örnek için;
(bkz: the illusionist)
(bkz: the illusionist)
christian bale in borden karakteriyle son derece yırtıcı ve acımasız olabileceğini gösterdiği film.ayrıca sihirbazlık ve büyücülük arasındaki farkları da vurgulamış bir film olmuştur.
(bkz: are you watching closely)
hugh jackman in her acidan christian bale in gölgesinde kaldigi filmdir...
insanı ters köşeye yatıran şaşırtıcı senaryoya ve görüntülere sahip kadrosu ve oyunculuğu ile de benzerlerinden sıyrılan bir (bkz: christopher nolan) filmi.
filmin başındaki sahneyi pek önemsemeyenlerde
sonunda tam bir şok etkisi yaratması muhtemel olan,
bitiş sahnesinin hemen ardından başlayan şarkının (analyse)
(bkz: thom yorke) imzası taşıdığı film.
filmin başındaki sahneyi pek önemsemeyenlerde
sonunda tam bir şok etkisi yaratması muhtemel olan,
bitiş sahnesinin hemen ardından başlayan şarkının (analyse)
(bkz: thom yorke) imzası taşıdığı film.
(bkz: christian bale)
ikinci izleyişimden sonra aslında hiç hata olmadığını düşündüğüm film.
---spoiler---
filmin sonunda ki sahnede bordon’un angier’e ateş ettikten sonra yerde seken topu eğilip alması, alırken elinin duruş şekli, diğer elinin şapkasına gitmesi ile müthiş bir the good the bad and the ugly göndermesidir. aklımıza hemen lee van cleef gelir bordon’un elindeki iki parmağın olmayışını gördüğümüzde.
yoksa sadece bana mı öyle gelmektedir bilmiyorum hiç böyle bir yorum okumadım şimdiye kadar.
---spoiler---
---spoiler---
filmin sonunda ki sahnede bordon’un angier’e ateş ettikten sonra yerde seken topu eğilip alması, alırken elinin duruş şekli, diğer elinin şapkasına gitmesi ile müthiş bir the good the bad and the ugly göndermesidir. aklımıza hemen lee van cleef gelir bordon’un elindeki iki parmağın olmayışını gördüğümüzde.
yoksa sadece bana mı öyle gelmektedir bilmiyorum hiç böyle bir yorum okumadım şimdiye kadar.
---spoiler---
her sahnesinde hayattan büyük izler bulunabilecek bir filmdir..
prestij zaten hayatın kendisidir ancak bunun ötesinde filmdeki gel-gitler sayesinde 19ncu yüzyılda londrada yaşamış olan bu iki sihirbazdan birisinin yanında olmak ta zordur. hayatın kendisinde de olduğu gibi kendinizi hangi tarafta bulmanız gerektiğine dair bütün düşünceler askıda kalmıştır. özünde iyi niyetle yapılan davranışlar kötü şeylerle sonuçlanabilir, bunun sonunda canı en çok acıyan hayatı boyunca bunu sorgular..ve hayat bilindiğinin aksine o kadar basittir ki bunun yanitini hiçbirimiz kabullenemeyiz. işte film budur..
prestij zaten hayatın kendisidir ancak bunun ötesinde filmdeki gel-gitler sayesinde 19ncu yüzyılda londrada yaşamış olan bu iki sihirbazdan birisinin yanında olmak ta zordur. hayatın kendisinde de olduğu gibi kendinizi hangi tarafta bulmanız gerektiğine dair bütün düşünceler askıda kalmıştır. özünde iyi niyetle yapılan davranışlar kötü şeylerle sonuçlanabilir, bunun sonunda canı en çok acıyan hayatı boyunca bunu sorgular..ve hayat bilindiğinin aksine o kadar basittir ki bunun yanitini hiçbirimiz kabullenemeyiz. işte film budur..
kesinlikle sezonun en kral filmlerinden biri.sinemanın hiç görmediğiniz bazı yönlerini görüyorsunuz,senaryo müthiş,tabi bazı hatalar var belki ama ben de kafamı yorup yorup çözemiyorum zaten.ama gerek oyunculuk gerekse yönetmen yapacağını yapmış ve memento yu yazan ağibimizin de bu filmi yazdığını düşünürsek haksız da olmayız.
her sihirbazlık numarası üç bölümden ya da perdeden oluşur.
birincisi "vaat" bölümüdür.sihirbaz size sıradan bir şey gösterir.
ikinci perdeye "dönemeç" denir.sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür.henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir.onu geri getirmeniz gerekir.
işte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur.içlerinde en zorlusu.
prestij.
birincisi "vaat" bölümüdür.sihirbaz size sıradan bir şey gösterir.
ikinci perdeye "dönemeç" denir.sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür.henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir.onu geri getirmeniz gerekir.
işte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur.içlerinde en zorlusu.
prestij.
karmaşık kurgusuyla zihin bulandıran film.
nikola tesla’yı oynayan david bowie’nin oyunculuğuna hasta olduğum film.
son zamanlarda izlediğim en güzel film. şiddetle tavsiye ediyorum. belki inanmayabilirsiniz ama kandırılmak istediğiniz bi gercek
filmin senaryosunu christopher nolanın kardeşi yazmıştır.ilginçtir ki nolan bu filmde her filminde kullandığı flashback olayını kullanmamıştır.
hugh jackman ve christian balein başrollerde oynadığı film. son derece izlenilesi, kafa karıştırıcı, insan beyninde "ohaa, yuh aq, la bi siktir git" şeklinde tepkilere yol açabilecek filmdir.
filmin ortasina dogru,tanitilan karakterlerin coklugundan dolayi noluyo mq,fallon kimdi,borden su muydu,angier su karisi olen adam miydi lan seklinde icsel dilemmalar yasarken,bir fizik ogrencisi olarak tesla ile edisonun film setini kurtlar vadisine cevirmelerine de hayretle baktim.
her 10 dakikada bir dikkatle izleyin dendikce iyice dikkatsiz izlerseniz,film dadindan yinmez.ben filmin sonuna kadar aklimdaki sou isaretlerinin cevabini bulamamistim.hadi iyi seyirler.
her 10 dakikada bir dikkatle izleyin dendikce iyice dikkatsiz izlerseniz,film dadindan yinmez.ben filmin sonuna kadar aklimdaki sou isaretlerinin cevabini bulamamistim.hadi iyi seyirler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?