beklenilenden kısadır kimi zaman. yürekleri iyilikle dolu, ’yalnız’ insanlardır telefon sapıkları. hiçbir zaman anlaşılamamış insanlardır.
her hafta toplanıp yaptığımızı yapacaktık, biraz gülecek, eğlenecek ve telefon ile birilerini şakalayacaktık. asla küfür etmez, son derece güzel konuşurduk, hepimiz terbiyeli birer sapıktık.
telefonla milleti arıyor, ara kazan yarışmasından arıyoruz, soracağımız beş soruyu bilirseniz, büyük ödül sizin olacak diyerek telefondakini elimizin altına alıyorduk, genelde tav oluyorlardı hemen.
+ tamam yarışcam
- o halde sorunuz geliyor.
* zebranın kaç tane kalbi vardır?
- üç müydü iki galiba.
böyle absürd cevaplar geldikçe deli gibi gülüyorduk, sıçarcasına gülenler bile vardı, hele sapıklığı yapanın ağzını tutması hep profesyonellik isteyen davranıştı.
+ bir insanın midesi kaç odalıdır?
- dört oda bir salondur.
+ ahuhaha
- ne biçim soru lan bu?
+ hiç yaaa.
- siktirin gidin aa.
inanmayanlar da olurdu tabi böyle, önemli olan ciddiyeti bozmamaktı, sesinizin tek kıkırdaması karşınızdakini kuşkulandırabilirdi.
sesiniz ne kadar iyi olursa, karşıdakine o kadar güven verirdi, hatta yalvaranlar bile olurdu.
+ malesef bilemediniz.
- abi bi soru daha be, bi şans daha lütfen.
+ hayır üzgünüz.
- abi ne olur be..
öyle böyle derken yarışma işinden sıkılmıştık, daha ileriye gitmek istedik, ilk önce 3 komşunun evinin önüne taksi çağırdık, gelen taksiciler mal mal biribrlerine bakıyorlar, allah allah diyerek iç geçiriyorlardı, bi süre sonra çok sinirlendiler, bulsalar ebemize bineceklerdi...
ondan sonra pizzacı, lahmacuncu derken işin bokunu iyice çıkarmıştık, gelen herkes küfrederek geri dönüyordu, sonunda akıllının biri itfaiyeyi arayarak oha dedirtecek bir şey dedi, abi yanıyoruz!
sokağa 2 tane itfaiye arabası geldi, ama sokakta ne alev ne de duman vardı, sinirlenen itfaiyeciler polisi arayarak yanlış bildiri geldiğini söyledi, iki de polis arabası geldi, götümde 50 tane uçuk çıkmıştı...
polisler şak diye buldular bizi, buradan aramışlar diye, ulan gurur duydum şerefsizim türk polisiyle, ama sonra hepimizi tokatladılar, olsundu, haketmiştik, insanların duyguları ile oynadık, ümit verdik.
boş hayallere kapıldılar, karşısındakilerin iğrenç çocuklar olduğunu bilmeden..
o günden sonra bir daha hiç toplanmadık, arkadaşın biri polis olacak zaten artık, ben ise arada bir hala milleti ararım, naber lan? der, kapatırım.
itfaiye mi? çölün ortasında güneşten cayır cayır yanan akbaba bile olsam aramam artık, arayamam.
telefon sapıklarınin hazin sonları
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?