başbakan adnan menderes bir olay sebebiyle "neler oluyor burada?"
diye sormuştur. bunun üzerine bir genç başbakanın ceketinin yakasına yapışıp "özgürlük istiyoruz" diye bağırır. adnan menderesde "bir başbakanın yakasına yapışıp bağırıyorsun. bundan büyük özgürlükmü olur ?" şeklinde feci ayar vermiştir.
not: hikayedeki gencin deniz baykal olduğunuda hatırlatalım. tam olsun.
tarihteki muhteşem ayarlar
marilyn monroe ve einstein bir toplantıda bir araya gelmiştir:
m.m.:eğer sizle evlenseydik çok ilginç çocuklarımız olurdu.düşünsenize sizin kadar zeki ve benim kadar güzel.
a.e.:ya benim kadar çirkin sizin kadar aptal olursa?
m.m.:eğer sizle evlenseydik çok ilginç çocuklarımız olurdu.düşünsenize sizin kadar zeki ve benim kadar güzel.
a.e.:ya benim kadar çirkin sizin kadar aptal olursa?
insanlık tarihinde dilden dile dolaşan, zeka parıltılarıyla dolu ayarlardır, şöyle ki;
rte: böyle bağırılmaz ki, terbiyesizlik yapma.
kemal öncel: terbiyesizlik yapmıyorum. lütfen bana hakaret etmeyin.
rte: artistlik yapma.
kemal öncel: artistlik yapmıyorum, ben sanatçı değilim.
rte: iyi bir sanatçısın.
kemal öncel: zatialiniz.
kemal öncel: tarım bakanımızın anayasayı ihlal ettiğini biliyor musunuz? .
rte: lan bana anayasayı öğretme,lan terbiyesizlik yapma.
kemal öncel: lan mı? .
rte: evet .
kemal öncel: lan mı? canın sağ olsun.
görüldüğü üzere koskoca türkiye cumhuriyeti başbakanının! almış olduğu muazzam ayardır. ayarı verenden ve alandan allah razı olsun.
rte: böyle bağırılmaz ki, terbiyesizlik yapma.
kemal öncel: terbiyesizlik yapmıyorum. lütfen bana hakaret etmeyin.
rte: artistlik yapma.
kemal öncel: artistlik yapmıyorum, ben sanatçı değilim.
rte: iyi bir sanatçısın.
kemal öncel: zatialiniz.
kemal öncel: tarım bakanımızın anayasayı ihlal ettiğini biliyor musunuz? .
rte: lan bana anayasayı öğretme,lan terbiyesizlik yapma.
kemal öncel: lan mı? .
rte: evet .
kemal öncel: lan mı? canın sağ olsun.
görüldüğü üzere koskoca türkiye cumhuriyeti başbakanının! almış olduğu muazzam ayardır. ayarı verenden ve alandan allah razı olsun.
terorun en yogun oldugu yillar da bir vatandas radyoyu arar ve tum polis camiasi icin daglara gel daglara adli turkuyu istiyoruz der pek tabiki gayet kinayeli bir sekilde,
sarki calindiktan bes dakika sonra arayan baska bir vatandasimiz,az onceki sarkiyi isteyen arkadasa turk polis teskilati olarak daglar seni delik delik deserim adli sarkiyi armagan ediyoruz demistir ki,sanirim bayaa baba bi ayar olmustur bu.
sarki calindiktan bes dakika sonra arayan baska bir vatandasimiz,az onceki sarkiyi isteyen arkadasa turk polis teskilati olarak daglar seni delik delik deserim adli sarkiyi armagan ediyoruz demistir ki,sanirim bayaa baba bi ayar olmustur bu.
cumhuriyetin ilk yıllarında mustafa kemal atatürk’ün yanına yaklaşıp sormuşlar:
- size diktatör diyorlar, ne düşünüyorsunuz bu konuda?
atatürk cevap vermiş:
- eğer ben diktatör olsaydım, sen şu an bana bu soruyu sorabilir miydin?
- size diktatör diyorlar, ne düşünüyorsunuz bu konuda?
atatürk cevap vermiş:
- eğer ben diktatör olsaydım, sen şu an bana bu soruyu sorabilir miydin?
#266270
en güzeli ve ders alınması gerekeni kanımca fatih sultan mehmetin babası 2. murata verdiği ayardır. hem de 12 yaşında iken.
2. murat fatihi 12 yaşında iken tahta çıkartır ve kendisi devlet işlerinden elini ayağını çekerek manisaya inzivaya çekilir.
bunu fırsat bilen avrupalı haçlı ordusu saldırıya geçer.fatih ordu ile başedememektedir.küçük olduğu için kimse onu dinlemez.
fatih hemen bir mektup gönderir babasına.mektubunda şöyle yazmıştır.
"devlet tehlikede,ben idare edemiyorum.eğer sen sultan isen gel, devletin başında dur.
yok eğer ben padişah isem,sana emrediyorum gel ordumun başına geç,komutanlık yap."
2. murat fatihi 12 yaşında iken tahta çıkartır ve kendisi devlet işlerinden elini ayağını çekerek manisaya inzivaya çekilir.
bunu fırsat bilen avrupalı haçlı ordusu saldırıya geçer.fatih ordu ile başedememektedir.küçük olduğu için kimse onu dinlemez.
fatih hemen bir mektup gönderir babasına.mektubunda şöyle yazmıştır.
"devlet tehlikede,ben idare edemiyorum.eğer sen sultan isen gel, devletin başında dur.
yok eğer ben padişah isem,sana emrediyorum gel ordumun başına geç,komutanlık yap."
sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş.bir gün eşi
sokrates e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş.bakmış
kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.sokrates, gayet sakin:
- "bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.
sokrates e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş.bakmış
kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.sokrates, gayet sakin:
- "bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.
ingiltere kralı george ile görüştüğü sırada, gandinin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır.
davetten çıkınca bir gazeteci sorar:
kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?`
gandi, hiç aldırmadan cevap verir:
kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
davetten çıkınca bir gazeteci sorar:
kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?`
gandi, hiç aldırmadan cevap verir:
kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
mehmet akif ersoy’u toplum içinde küçük düşürmek isteyen biri kendisine şöyle bir soru yöneltmiş;
- afedersiniz beyefendi siz veterinerdiniz değil mi?
mehmet akif ise gayet soğukkanlı bir şekilde vermiş ayarı;
- evet öyleyim, biryeriniz mi ağrıyordu?
- afedersiniz beyefendi siz veterinerdiniz değil mi?
mehmet akif ise gayet soğukkanlı bir şekilde vermiş ayarı;
- evet öyleyim, biryeriniz mi ağrıyordu?
galile’ nin kulakları normalden biraz daha büyükmüş.
kendisinden hoşlanmayan biri:"efendim, kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?" buyurmuş.
galile hemen düz ovada vermiş ayarı;
- kesinlikle, benim kulaklar bir insan için biraz büyük, ama unutma ki seninkiler de bir eşeğe göre biraz fazla küçük.
kendisinden hoşlanmayan biri:"efendim, kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?" buyurmuş.
galile hemen düz ovada vermiş ayarı;
- kesinlikle, benim kulaklar bir insan için biraz büyük, ama unutma ki seninkiler de bir eşeğe göre biraz fazla küçük.
büyük iskender sinop’u aldığında şehirde tur atarken yolun kenarında bir fıçı içinde yaşamını sürdürmeye çalışan, saçı sakalı bir birine karışmış pasaklı mı pasaklı birine rastlamış ve "dile bakalım benden ne dilersen" şeklinde bir cümle kuruvermiş, cümleyi kurmasıyla tarihteki muhteşem ayarlardan biri de gelivermiş.diyojen iskendere gölge etme başka ihsan istemem buyurmuş.zira iskender, ihsan buyurmaya çalışırken diyojen’in fıçı içinde iki büklüm vaziyette yazı yazmaya çalıştığı kağıt parçasına düşen güneş ışığına engel oluyormuş.
bernard shaw ile churchill geçinemezlermiş.. bir gün shaw, churchill’e bir davetiye göndermiş, not olarak da “size iki kişilik davetiye gönderiyorum. bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. tabii dostunuz varsa.”
churchill , hemen cevap göndermiş, “maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuza gelemeyeceğim. ikinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece oynarsa.
churchill , hemen cevap göndermiş, “maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuza gelemeyeceğim. ikinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece oynarsa.
(bkz: ayarlar göçü)
(bkz: mustafa kemal oncel)
(bkz: geldikleri gibi giderler)
(bkz: cobarde gallina ortega)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?