tanrının en büyük cezası olarak üniversite hayatı

gunlerce sabahlayarak girilen sinavlarin sonucunda d- ile gecmek icin kic yirtmak sureti ile hamasi duygular icerisinde acilan baslik. sehir disinda iken hazir corba makarna kombinasyonu ile mide kanseri tehlikesi, hastalaninca kimsenin olmamasi, birebir halledilmesi gereken problemlerin sozkonusu yasam kosullari nedeniyle surekli ertelenerek icinden daha da cikilmaz bir hale gelmesine zemin hazirlayan akademik bela. "eamuga goduum sen de buzseydin karanfili kendi sehrinde kazansaydin okulu" diyenlerin az kivrimli beyinleri icin (bkz: beyzbol sopasinin muhtemel kullanim alanlari).

+tanrinin en buyuk cezasi olarak universite hayatindan nefret ediyorum
-heyttttt tanri yokturrrr lann
+obaa ateistiz galiba
-aslinda universiteyi kazanamadim
+ehehehe .

(bkz: ömür boyu çekilesi cezalar)

sinav haftalarinizin en cok kullanilan cumlesidir, zaten tum bu surec universite hayatiniza sovmekle gecmektedir ya neyse...

icki, kumar ve tabi ki kizlarla gezerek eglence sekline donusebilen, fakat aileye hesap verme zamaninda tam bir iskence olan durum...

her universite ogrencisinin bir an aklindan gecen cumledir. lakin universite bittiginde ozlenir olur, cunku hayat olmasi gerekenden daha agirdir.

(bkz: tanrinin en buyuk nimeti olarak bilgi sozluk)

hayatının en güzel zamanlarında üç kuruşluk burslarla cebelleşmek,abuk sabuk sınavlara girip çıkmak,demirel sıfatlı emlakçılar tarafından düdüklenmek,ev sahibiyle,manyak komşularla uğraşmak ve en kötüsü 24 yaşında bir çocuk olarak mezun olmak.

tekrar aynı cezayı görebilmek için günah arayışında olmak. zira...
(bkz: beterin beteri var)
(bkz: iş hayatı)

dogrusu icin :
(bkz: tanrinin en buyuk hediyesi olarak universite hayati)