şu sade, anlamlı cümlenin sahibi.
kovmaya çalıştığı uyak mezarı başında kendisini yakalamış;
orhan veli
1914-1950
sunay akın
kardesiyle sokaklarda hep
bir ornek giydirilen sen
nasil sevmezsin esitligi
yururken dusen coraplarini
ayni hizaya getirmek icin
annen degil miydi onunde diz coken
yeterli mi bu adami sevmek icin. bence yeterli
bir ornek giydirilen sen
nasil sevmezsin esitligi
yururken dusen coraplarini
ayni hizaya getirmek icin
annen degil miydi onunde diz coken
yeterli mi bu adami sevmek icin. bence yeterli
- bir an once gorunebilsin diye akdeniz
agaclar buyumez hep bodur kalirlar.
agaclar buyumez hep bodur kalirlar.
(bkz: ozan)
o duyduğu her sözcükle ilgili güzel şeyler anlatabilir.ama ona karşı duyulanları anlatacak kadar güzel sözler yoktur ne yazık ki...
’’bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur.’’
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur.’’
cephede
aslında ben daha güzel ölürdüm
arka bahçede askercilik oynarken
tahta tüfeğimle toprağa uzanır
annemin sesiyle doğrulurdum hemen
-çabuk kalk üstün kirlenecek hınzır!
yerdeyim yine bak anneciğim
nolur kızma adımı çağır
aslında ben daha güzel ölürdüm
arka bahçede askercilik oynarken
tahta tüfeğimle toprağa uzanır
annemin sesiyle doğrulurdum hemen
-çabuk kalk üstün kirlenecek hınzır!
yerdeyim yine bak anneciğim
nolur kızma adımı çağır
antik acilar, 62 tavsani, makiler, kaza susu isimli siir kitaplarinin sahibi, icimi acitan adam. ne guzel yaziyor.
(bkz: telasli penguen)
(bkz: telasli penguen)
(bkz: 62 tavsani)
(bkz: semaver kulu)
sair-yazar sunay akin ve esi belgin akin’in kisisel cabalariyla kurulan istanbul oyuncak muzesi acildi. sunay akin’in babadan kalma eski aile koskunu restore ettirerek actigi ve 10 yili askin bir sureden beri biriktirdigi dunyanin dort bir yanindan gelen ucbini askin oyuncagin sergilendigi muzede bir de 70 kisilik konferans salonu bulunuyor.
ziyaret etmek isteyenler icin adres;
omerpasa cad. dr. zeki zeren sokagi no:17 goztepe, istanbul
tel : 0(216)359-45-50 ayrica muzenin hediyelik esya bolumunde bir tel dolap 25 milyondan satilmaktadir
ziyaret etmek isteyenler icin adres;
omerpasa cad. dr. zeki zeren sokagi no:17 goztepe, istanbul
tel : 0(216)359-45-50 ayrica muzenin hediyelik esya bolumunde bir tel dolap 25 milyondan satilmaktadir
maki
bir an önce görülsün
diye akdeniz
toroslarda ağaçlar
hep çocuk
kalır.
bir an önce görülsün
diye akdeniz
toroslarda ağaçlar
hep çocuk
kalır.
ayrılık isimli şiirinde lafı fazla uzatmayarak meziyetini göstermiştir.
(bkz: dudak payı)
"aşk; bir bakıma sobaya dokunmak gibidir. bir defa yanarsın, izi kalır. sonra bir daha dokunmazsın sadece yanına yaklaşırsın."
"iki rayı gibiyiz
aynı tren yolunun
yakın olması
neyi degistirir
son istasyonun"
aynı tren yolunun
yakın olması
neyi degistirir
son istasyonun"
şimdi; bir çok değerli, başarılı, ne biliyim birikimli kalem okuyoruz günümüzde. hepsini beğeniyoruz, çünkü seçerek okuyoruz. hepsi önemli bizim içni, okudukça ne kadar da güzel yazmış, ne kadar da bir şeyler katıyor insanlara falan diyoruz. eserleri çok satanlarda hep, ya da değil. ama biz ne olurssa olsun onları severek okuduklarımız arasında bulunduruyoruz. çoğu zaman usta lakabını takıyoruz. takmasak da kitaplarını öneriyor, insanların da okuması adına herkese anlatıyoruz. çeşitli sitelerde, bloglarda övgülerle bahsediyoruz.
amaaa! bunların hepsini şimdi yapıyoruz. yani tüketici toplumu olan biz, şuan bize verileni, şu an seviyoruz ve övüyoruz. onlar bizim için şu an çok iyi kalem, şu an çok değerli. peki ya yıllar sonra ne olacak; maalesef birçoğu unutulmaya yüz tutacak. birkaçı haricinde biz gene usta dendiğinde edebiyat tarihindeki eski ustalarımızdan bahsedeceğiz. lakin birçoğu dedim. bazı isimler olacak ki onlar hep bizim için efsane olarak alınacak. şu an seviyoruz ve ileride de biz onun yazdığı zamanlarda da okurduk, severdik diye gelecek nesillere övüneceğiz.
işte sunay akın da böyle biri. usta kelimesi bile onu tam anlamıyla anlatmaya yetmiyor. o gerçekten farklı bir isim. yani hali, tavrı, duruşu, konuşması, herşeyiyle örnek alınacak, imrenerek bakılacak biri o. ve ben onu yaşadığı dönemde tanıyor olmaktan inanılmaz mutluluk duyacağım gelecekte. zira sunay akın ismi, yıllar geçse de asla silinmeyecek, buna eminim.
amaaa! bunların hepsini şimdi yapıyoruz. yani tüketici toplumu olan biz, şuan bize verileni, şu an seviyoruz ve övüyoruz. onlar bizim için şu an çok iyi kalem, şu an çok değerli. peki ya yıllar sonra ne olacak; maalesef birçoğu unutulmaya yüz tutacak. birkaçı haricinde biz gene usta dendiğinde edebiyat tarihindeki eski ustalarımızdan bahsedeceğiz. lakin birçoğu dedim. bazı isimler olacak ki onlar hep bizim için efsane olarak alınacak. şu an seviyoruz ve ileride de biz onun yazdığı zamanlarda da okurduk, severdik diye gelecek nesillere övüneceğiz.
işte sunay akın da böyle biri. usta kelimesi bile onu tam anlamıyla anlatmaya yetmiyor. o gerçekten farklı bir isim. yani hali, tavrı, duruşu, konuşması, herşeyiyle örnek alınacak, imrenerek bakılacak biri o. ve ben onu yaşadığı dönemde tanıyor olmaktan inanılmaz mutluluk duyacağım gelecekte. zira sunay akın ismi, yıllar geçse de asla silinmeyecek, buna eminim.
keşke hıncal uluça hocam demese hatta o programa katılmasa dediğimiz araştırmacı şair.
gerek konu$ma tarzi, gerek yazdiklari, gerekse pek cok konuda olan engin bilgileri sonucunda pek cok ki$inin takdirini en ust duzeyde kazanmi$ olan gercek bir sanatci.
(bkz: yara bandi)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?