32.osmanli padisahi.gurese cok meraklidir.iki bilegi kesilerek oldurulmustur.
sultan abdülaziz
(bkz: sultan abdulhamit)
kendisi pehlivandi. bir oturusta bir kuzuyu yerdi. akli kit bir padisahti. iki bileginin kesilmesi suretiyle kan kaybindan olmustur.
ikinci mahmutun oğludur abdülmecitten sonra taht sırası kendine gelmiştir 15 yıl padişahlık yapmıştır.
sportmen padişah.pehlivan olduğu bilinir.intihar süsü verilerek mithat paşa tarafından öldürülmüştür.
#779794
osmanlı padişahlarının otuz ikincisi, islam halifelerinin doksan yedincisi olan sultan abdülaziz döneminde avrupadan alınan borçlar dolayısıyla osmanlı devleti maddi güçlükler içine girmişti. bir yandan artan isyanlar fransız devrimi ile kuvvetlenen milliyetçilik ve özgürlük düşüncesinin yansımasıydı. 14 yıl 11 ay padişahlık yapan sultan abdülaziz, meşrutiyet yanlılarının baskını sonucu tahttan indirildi.
sultan abdülaziz, 8 şubat 1830da istanbul kanatlarımın altında, eyüpte ii. mahmutun ikinci oğlu olarak pertevniyal sultan hanımdan dünyaya geldi. şehzadeliğinde güreş, binicilik, av gibi sporlarla ve müzik ile resimle uğraştı. sarayda iyi bir eğitim gördü. i. abdülmecitin ölümü üzerine 25 haziran 1861de 32 yaşında osmanlı tahtına geçti.
tahta geçtikten sonra ordunun ve donanmanın geliştirilmesiyle meşgul oldu. sultan abdülaziz tahta çıktığında osmanlı devletinde dış borçlar yüzünden hazine boşalmıştı. özellikle gayrimüslimler fransız ihtilalinin getirdiği özgürlükçü ve milliyetçi düşüncelerden ve avrupalı devletlerin kışkırtmaları sonucunda yeniden ayaklanmaya başlamışlardı.
sultan abdülazizin 3 nisan 1863de mısır ziyaretinden sonra batılı devletlerin baskısı sonucunda tanzimat hareketlerine devam etmek zorunda kaldı. padişahlığının ilk yıllarında avrupalı devletlerin baskıları ve iç sorunlar ile uğraşan sultan abdülaziz, azınlıkların isteklerini yerine getirmek zorunda kaldı.
15 haziran 1862 tarihinde avrupada yardım alan sırplar, belgrad kalesine saldırdılar. 1861de hersekde çıkan isyan ile birleşerek kısa zamanda büyüyen bu hareket 23 ağustosda ömer paşa komutasındaki osmanlı ordusunun riekadaki karadağ ordusunu mağlup etmesiyle neticelendi. bunun üzerine 31 ağustos 1862de işkodra barışı yapıldı. karadağ savaşını sona erdirmek için yapılan bu barış ile karadağ iç işlerinde bağımsızlık kazandı.
1856 paris antlaşması ile sırbistan özerkliğini kazanmıştı. ancak osmanlı devletinin bölgede zayıflaması yüzünden sırbistan kalan osmanlı askerlerini de bölgeden çıkarmak için girişimlerde bulundu. avrupalı devletlerin olaya karışması sonucunda 1867de osmanlı sırbistan topraklarından çekilmeyi kabul etti.
bu gelişmelerin hemen ardından 1859da eflak ve boğdan birleşerek ortak bir prens atamışlardı ve osmanlı devleti de bu prensi tanımak zorunda bırakılmıştı. bunun sonucunda eflak ve boğdan osmanlı devletine bağlı olmakla beraber birleşerek romanya prensliğini kurdu. 28 haziran 1864de osmanlı devleti birleşmeyi kabul eden istanbul protokolünü imzaladı. kısa bir süre sonra 8 mart 1865te osmanlı devleti, ingiltere, fransa, rusya ve yunanistan ile birlikte istanbul barışını imzaladı. bu barışa göre korfu, kefalonya, zenta, çerigo ve paksa adaları yunanistana verildi.
ayaklanmalar giritte de başladı. sorunu çözmek için osmanlı devleti, idari ve askeri açıdan girişimlerde bulundu. girite gönderilen mehmet emin paşa, 6 ekim 1867de yeni statü için ferman yayınladı. sivil yönetim padişahın atadığı valiye askeri yönetim ise atanacak komutana verildi. atanan valinin biri müslüman diğeri hıristiyan iki yardımcısı olacaktı. gümrük vergisi hariç diğer vergilerden ada muaf olacak, iki resmi dili olacaktı. karma meclis tarım, bayındırlık, ticaret ve endüstri işlerini planlayacaktı.
sultan abdülaziz, 1867 yılında pariste açılan büyük bir sergiyi görmek için imparator napolyonun davetini kabul ederek fransaya gitti. ardından ingiltere, belçika, almanya, avusturya, macaristan yoluyla ülkeye döndü. bu seyahatleri süresince birçok hükümdar ile görüştü. ardından rusyanın karadenize ait hükümleri dikkate almayacağını bildirmesi üzerine ingiltere, fransa, prusya, rusya ve italya arasında 13 mart 1871de karadenizin tarafıszlığına son veren londra antlaşması imzalandı.
19. asrın sonlarına doğru avrupada, avusturya-macaristan, rusya ve almanya devletleri belli başlı güç odakları durumundaydılar. bu üç devletin üzerinde durdukları en önemli konu şark meselesi idi. dolayısıyla osmanlı devletinin hakimiyeti altındaki hıristiyan unsurun tahrik edilerek hıristiyanların yaşadıkları bölgelerin kendi nüfuzları altına alınması yolundaki faaliyetlerden geri durmamışlardır. avusturya-macaristan imparatorluğunun bosna-hersek üzerinde uzun süredir emelleri bulunmaktaydı ve bu devletin esas amacı selanike ulaşmaktı. 1875 yılında bosna-hersekte yeni bir isyanın çıkmasında kuşkusuz avusturyanın rolü çok büyüktür. bosna-hersekin sırbistan ve karadağ gibi iki slav ülkesi ile avusturya arasında yer alması burayı propaganda için uygun bir duruma getiriyordu. ayrıca 1856 paris antlaşmasından sonra karadağ, sırbistan ve girit gibi yerlerin, çıkan isyanlarla muhtariyet kazanmış olmaları da bosna-hersekin hıristiyanlarını heveslendiriyordu. çıkan bu isyanlar sırasında avusturyanın üstlendiği himayeci rol ve buraya yönelik yayılma emelleri rusyanın tepkisini çekmeye başlamıştı.
sadrazam mahmut nedim paşa, hem dışta hem de içte devletin itibarının sarsılmasına sebep oldu. aldığı kararlarla avrupa devletlerinin tepkisini çekmekle devletin senelik ödediği borcunu beş sene müddetle ödenmeyeceğini bildirmesi üzerine avrupada osmanlılar aleyhine gösteriler yapılmasına yol açtı. rusya bu karışıklıktan faydalanarak balkanlarda panislavizm propagandasını yayarak isyan çıkmasını sağladılar. sultan abdülaziz, balkanlardaki tehlikeli gelişmeyi önlemeye çalışırken daha önce görevlerinden azledilmiş bulunan hüseyin avni, mithat paşa, mütercim rüşti paşa ile hasan hayrullah efendi ihtilal hazırlığı yapıyorlardı. özellikle hüseyin avni paşa, mahmut nedim paşa tarafından azledilip, sürüldüğü için padişahı tahttan indirip öldürmeye karar verdi. londraya gidip ingilizlerle bu işi planladı. hüseyin avni, mithat, mütercim rüşdi ve süleyman paşalar, padişahın tahttan düşürülmesi için geniş bir propagandaya giriştiler. 30 mayıs 1876 cuma günü sabahı, saat 04.30’da harekete geçtiler. taşkışladan gelen taburlarla, mekteb-i harbiyyenin 300 kadar talebesi, dolmabahçe sarayını çevirdi. donanma da deniz tarafını kontrol altına aldı. sultan abdülaziz kayıkla alınıp, topkapı sarayına götürülerek odaya hapsedildi. sonra feriyye sarayına götürüldü.
4 haziran 1876da avni paşa, sultan abdülazizi odada ölü buldu. sultan abdülazizn cenazesi 5 haziran 1876da büyük bir merasimle kaldırıldı. babası ii. mahmutun çemberlitaştaki türbesine defnedildi.
sultan abdülaziz döneminde, i.abdülmecit döneminde başlayan yenilik hareketleri sürdürüldü. yeni bir vilayet teşkilatlanmasına geçildi. yeni asker elbiseleri kabul edildi. ilk defa posta pulu kullanıldı. süveyş kanalı açıldı. sahillere deniz fenerleri kondu. istanbulda tramvay işletilmeye başlandı. galata tüneli yapıldı ve işletilmeye başlandı. mahkeme-i nizamiye, icra cemiyeti, ceza, cinayet ve hukuk mahkemelerini havi istinaf mahkemesi, temyiz mahkemesi, gümrüklerle ilgili rüsumat eminliği, merkez bidayet mahkemeleri teşkil edildi. meclis-i kebir-i maarif ve tapu umum müdürlüğü ve meclis–i hazain teşkil edildi. ahmet cevdet paşa başkanlığında mecelle cemiyeti kuruldu. maarif teşkilat nizamları düzenlendi. sultani mektepleri (liseler) ve sanayi mektepleri açıldı. fransa imparatoriçesi, avusturya imparatoru, iran şahı, sultan abdülaziz’i ziyaret için istanbula geldiler. şark ve izmir demiryolları açıldı. tıbbiye, mülkiye, orman ve maden mektepleri, darüşşafaka lisesi açıldı. itfaiye alayı teşkil edildi.
kadılık kurumu daha sıkı denetim altına alınarak 1 nisan 1868 şura-yı devlet ve 1870 yılı içerisinde de divan-ı muhasebat kuruldu (danıştay ve sayıştay). ayrıca eğitim, ulaşım ve bankacılık konularında çeşitli düzenlemeler yapıldı.
sultan abdülaziz döneminde donanmanın modernleştirilmesine de çalışıldı. 1875 yılına doğru türk donanmasında 816 top taşıyan 21 zırhlı ve 173 yardımcı gemi vardı. türk bahriyesinde 50.000 efrad, 700 subay, 208 yüksek rütbeli subay, 11 tümamiral, 6 koramiral ve üç oramiral vardı. sultan abdülaziziin hükümdarlığı sürasince meşrutiyet fikrine başta sıcak baksa da, sonraları değişip bu fikri savunanlara karşı zor kullanacaktır. dönemin aydınlarından şinasi, namık kemal ve ziya paşa ile padişahlığının ilk dönemlerinde sıcak ilişkiler kurduysa da daha sonra onları sürgüne göndermiştir. ülkede meşruti yönetimin gelmesini isteyenlerin yarattığı bu özgürlük havası içerisinde abdülazizin tahttan indirilmesi konusunda kamuoyu oluşturuldu.
sultan abdülaziz, 8 şubat 1830da istanbul kanatlarımın altında, eyüpte ii. mahmutun ikinci oğlu olarak pertevniyal sultan hanımdan dünyaya geldi. şehzadeliğinde güreş, binicilik, av gibi sporlarla ve müzik ile resimle uğraştı. sarayda iyi bir eğitim gördü. i. abdülmecitin ölümü üzerine 25 haziran 1861de 32 yaşında osmanlı tahtına geçti.
tahta geçtikten sonra ordunun ve donanmanın geliştirilmesiyle meşgul oldu. sultan abdülaziz tahta çıktığında osmanlı devletinde dış borçlar yüzünden hazine boşalmıştı. özellikle gayrimüslimler fransız ihtilalinin getirdiği özgürlükçü ve milliyetçi düşüncelerden ve avrupalı devletlerin kışkırtmaları sonucunda yeniden ayaklanmaya başlamışlardı.
sultan abdülazizin 3 nisan 1863de mısır ziyaretinden sonra batılı devletlerin baskısı sonucunda tanzimat hareketlerine devam etmek zorunda kaldı. padişahlığının ilk yıllarında avrupalı devletlerin baskıları ve iç sorunlar ile uğraşan sultan abdülaziz, azınlıkların isteklerini yerine getirmek zorunda kaldı.
15 haziran 1862 tarihinde avrupada yardım alan sırplar, belgrad kalesine saldırdılar. 1861de hersekde çıkan isyan ile birleşerek kısa zamanda büyüyen bu hareket 23 ağustosda ömer paşa komutasındaki osmanlı ordusunun riekadaki karadağ ordusunu mağlup etmesiyle neticelendi. bunun üzerine 31 ağustos 1862de işkodra barışı yapıldı. karadağ savaşını sona erdirmek için yapılan bu barış ile karadağ iç işlerinde bağımsızlık kazandı.
1856 paris antlaşması ile sırbistan özerkliğini kazanmıştı. ancak osmanlı devletinin bölgede zayıflaması yüzünden sırbistan kalan osmanlı askerlerini de bölgeden çıkarmak için girişimlerde bulundu. avrupalı devletlerin olaya karışması sonucunda 1867de osmanlı sırbistan topraklarından çekilmeyi kabul etti.
bu gelişmelerin hemen ardından 1859da eflak ve boğdan birleşerek ortak bir prens atamışlardı ve osmanlı devleti de bu prensi tanımak zorunda bırakılmıştı. bunun sonucunda eflak ve boğdan osmanlı devletine bağlı olmakla beraber birleşerek romanya prensliğini kurdu. 28 haziran 1864de osmanlı devleti birleşmeyi kabul eden istanbul protokolünü imzaladı. kısa bir süre sonra 8 mart 1865te osmanlı devleti, ingiltere, fransa, rusya ve yunanistan ile birlikte istanbul barışını imzaladı. bu barışa göre korfu, kefalonya, zenta, çerigo ve paksa adaları yunanistana verildi.
ayaklanmalar giritte de başladı. sorunu çözmek için osmanlı devleti, idari ve askeri açıdan girişimlerde bulundu. girite gönderilen mehmet emin paşa, 6 ekim 1867de yeni statü için ferman yayınladı. sivil yönetim padişahın atadığı valiye askeri yönetim ise atanacak komutana verildi. atanan valinin biri müslüman diğeri hıristiyan iki yardımcısı olacaktı. gümrük vergisi hariç diğer vergilerden ada muaf olacak, iki resmi dili olacaktı. karma meclis tarım, bayındırlık, ticaret ve endüstri işlerini planlayacaktı.
sultan abdülaziz, 1867 yılında pariste açılan büyük bir sergiyi görmek için imparator napolyonun davetini kabul ederek fransaya gitti. ardından ingiltere, belçika, almanya, avusturya, macaristan yoluyla ülkeye döndü. bu seyahatleri süresince birçok hükümdar ile görüştü. ardından rusyanın karadenize ait hükümleri dikkate almayacağını bildirmesi üzerine ingiltere, fransa, prusya, rusya ve italya arasında 13 mart 1871de karadenizin tarafıszlığına son veren londra antlaşması imzalandı.
19. asrın sonlarına doğru avrupada, avusturya-macaristan, rusya ve almanya devletleri belli başlı güç odakları durumundaydılar. bu üç devletin üzerinde durdukları en önemli konu şark meselesi idi. dolayısıyla osmanlı devletinin hakimiyeti altındaki hıristiyan unsurun tahrik edilerek hıristiyanların yaşadıkları bölgelerin kendi nüfuzları altına alınması yolundaki faaliyetlerden geri durmamışlardır. avusturya-macaristan imparatorluğunun bosna-hersek üzerinde uzun süredir emelleri bulunmaktaydı ve bu devletin esas amacı selanike ulaşmaktı. 1875 yılında bosna-hersekte yeni bir isyanın çıkmasında kuşkusuz avusturyanın rolü çok büyüktür. bosna-hersekin sırbistan ve karadağ gibi iki slav ülkesi ile avusturya arasında yer alması burayı propaganda için uygun bir duruma getiriyordu. ayrıca 1856 paris antlaşmasından sonra karadağ, sırbistan ve girit gibi yerlerin, çıkan isyanlarla muhtariyet kazanmış olmaları da bosna-hersekin hıristiyanlarını heveslendiriyordu. çıkan bu isyanlar sırasında avusturyanın üstlendiği himayeci rol ve buraya yönelik yayılma emelleri rusyanın tepkisini çekmeye başlamıştı.
sadrazam mahmut nedim paşa, hem dışta hem de içte devletin itibarının sarsılmasına sebep oldu. aldığı kararlarla avrupa devletlerinin tepkisini çekmekle devletin senelik ödediği borcunu beş sene müddetle ödenmeyeceğini bildirmesi üzerine avrupada osmanlılar aleyhine gösteriler yapılmasına yol açtı. rusya bu karışıklıktan faydalanarak balkanlarda panislavizm propagandasını yayarak isyan çıkmasını sağladılar. sultan abdülaziz, balkanlardaki tehlikeli gelişmeyi önlemeye çalışırken daha önce görevlerinden azledilmiş bulunan hüseyin avni, mithat paşa, mütercim rüşti paşa ile hasan hayrullah efendi ihtilal hazırlığı yapıyorlardı. özellikle hüseyin avni paşa, mahmut nedim paşa tarafından azledilip, sürüldüğü için padişahı tahttan indirip öldürmeye karar verdi. londraya gidip ingilizlerle bu işi planladı. hüseyin avni, mithat, mütercim rüşdi ve süleyman paşalar, padişahın tahttan düşürülmesi için geniş bir propagandaya giriştiler. 30 mayıs 1876 cuma günü sabahı, saat 04.30’da harekete geçtiler. taşkışladan gelen taburlarla, mekteb-i harbiyyenin 300 kadar talebesi, dolmabahçe sarayını çevirdi. donanma da deniz tarafını kontrol altına aldı. sultan abdülaziz kayıkla alınıp, topkapı sarayına götürülerek odaya hapsedildi. sonra feriyye sarayına götürüldü.
4 haziran 1876da avni paşa, sultan abdülazizi odada ölü buldu. sultan abdülazizn cenazesi 5 haziran 1876da büyük bir merasimle kaldırıldı. babası ii. mahmutun çemberlitaştaki türbesine defnedildi.
sultan abdülaziz döneminde, i.abdülmecit döneminde başlayan yenilik hareketleri sürdürüldü. yeni bir vilayet teşkilatlanmasına geçildi. yeni asker elbiseleri kabul edildi. ilk defa posta pulu kullanıldı. süveyş kanalı açıldı. sahillere deniz fenerleri kondu. istanbulda tramvay işletilmeye başlandı. galata tüneli yapıldı ve işletilmeye başlandı. mahkeme-i nizamiye, icra cemiyeti, ceza, cinayet ve hukuk mahkemelerini havi istinaf mahkemesi, temyiz mahkemesi, gümrüklerle ilgili rüsumat eminliği, merkez bidayet mahkemeleri teşkil edildi. meclis-i kebir-i maarif ve tapu umum müdürlüğü ve meclis–i hazain teşkil edildi. ahmet cevdet paşa başkanlığında mecelle cemiyeti kuruldu. maarif teşkilat nizamları düzenlendi. sultani mektepleri (liseler) ve sanayi mektepleri açıldı. fransa imparatoriçesi, avusturya imparatoru, iran şahı, sultan abdülaziz’i ziyaret için istanbula geldiler. şark ve izmir demiryolları açıldı. tıbbiye, mülkiye, orman ve maden mektepleri, darüşşafaka lisesi açıldı. itfaiye alayı teşkil edildi.
kadılık kurumu daha sıkı denetim altına alınarak 1 nisan 1868 şura-yı devlet ve 1870 yılı içerisinde de divan-ı muhasebat kuruldu (danıştay ve sayıştay). ayrıca eğitim, ulaşım ve bankacılık konularında çeşitli düzenlemeler yapıldı.
sultan abdülaziz döneminde donanmanın modernleştirilmesine de çalışıldı. 1875 yılına doğru türk donanmasında 816 top taşıyan 21 zırhlı ve 173 yardımcı gemi vardı. türk bahriyesinde 50.000 efrad, 700 subay, 208 yüksek rütbeli subay, 11 tümamiral, 6 koramiral ve üç oramiral vardı. sultan abdülaziziin hükümdarlığı sürasince meşrutiyet fikrine başta sıcak baksa da, sonraları değişip bu fikri savunanlara karşı zor kullanacaktır. dönemin aydınlarından şinasi, namık kemal ve ziya paşa ile padişahlığının ilk dönemlerinde sıcak ilişkiler kurduysa da daha sonra onları sürgüne göndermiştir. ülkede meşruti yönetimin gelmesini isteyenlerin yarattığı bu özgürlük havası içerisinde abdülazizin tahttan indirilmesi konusunda kamuoyu oluşturuldu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?