"suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta. yapacak, duyacak, görecek hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla. bir aşağı bir yukarı yürürdü insan, düşünceleri de onunla birlikte bir aşağı bir yukarı, bir aşağı bir yukarı yürüyüp dururdu. ama ne kadar soyut görünürlerse görünsünler, düşünceler de bir dayanak noktasına gereksinim duyarlar, yoksa kendi çevrelerinde anlamsızca dönmeye başlarlar; onlar da hiçliğe katlanamaz. insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır. yalnız. yalnız." diyen adam.
stefan zweig
(bkz: dünün dünyası)
(bkz: amok koşucusu)
(bkz: yarının tarihi)
(bkz: yıldızın parladığı anlar)
(bkz: marie antoinette sıradan bir kadının portresi)
ayrıca; günlükler’i, macellan ve balzac ve freud öğretisi üzerine yazdığı kitaplar, zweig’in bitmek bilmeyen yazma gücünün ürünlerinden sayılabilir.
(bkz: amok koşucusu)
(bkz: yarının tarihi)
(bkz: yıldızın parladığı anlar)
(bkz: marie antoinette sıradan bir kadının portresi)
ayrıca; günlükler’i, macellan ve balzac ve freud öğretisi üzerine yazdığı kitaplar, zweig’in bitmek bilmeyen yazma gücünün ürünlerinden sayılabilir.
(bkz: satranç)
28 kasım 1881de viyana’da doğdu. 22 şubat 1942de brezilyada rio de janeiro yakınlarında yaşamını yitirdi. babası varlıklı bir sanayiciydi. viyana ve berlin’de eğitim gördü. 1913te salzburga yerleşti. 1934te nazilerin baskıları sonucu burayı terketmek zorunda kaldı. 1938’de ingiltere’ye, 1939’da new york’a gitti, birkaç ay sonra da brezilya’ya yerleşti. avrupa’nın içine düştüğü duruma üzüntüsü ve yaşmındaki düş kırıklıkları nedeniyle 1942de eşiyle birlikte intihar etti. psikoloji ve freuda ilgisi yazılarında onu derin karakter tahlillerine götürdü. ünlü yazarların yaşamöykülerini araştırdı. balzac, dickens, dostoyevski, holdenrin, heinrich von kleist, casanova, stendhal ve tolstoyun yaşamöykülerini topladığı kitabı türkçeye "dünya fikir mimarları" adıyla 3 cilt olarak tercüme edildi ve basıldı: kendileri ile savaşanlar (1989), üç büyük usta (1989) ve kendi hayatının şiirini yazanlar (1990). türkçeye çevrilen diğer eserleri arasında korku (1944), amok koşucusu (1945), bir kadının 24 saati (1986), satranç oyuncusu (1944), dünün dünyası (1985) sayılabilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?