sonsuz evrende din olmadığını fark etme eşiği

independence
basligin ilk entrysinde kesinlik iceren tek bir cumle var, o da sonsuz evrende din olmadiginin anlasilmasi.

nasil anlasilmis?

yine ayni esikten gecen insanlarin yazdigi makaleler, kitaplar vs. okunarak. ozetle bu makaleleri kaynaklari kaleme alan kisiler oyle asmis ulvi varliklar ki, milyarlarca insanin milyonlarca seneler boyunca bilemediklerini, bulamadiklarini bilmisler bulmuslar ve bilgilerini kaleme alarak paylasmislar. boylelikle sonsuz evrende dinin olmadigi netlesmis.

basligin ilk entrysinde kesinlik icermeyen pek cok cumle var.

insanlar daha ustun irk varliklarin karinca ciftligi olabilir, nasil direksiyondaki bakteriler bizim icin onemsizse ustun varliklar icin de biz ayni onemsiz derecede olabiliriz, koca evrende sadece bokbocegi kivamindaki varliklar olabiliriz vs.

ote yandan dine inanmamak demek yaraticiya ve / veya ruha inanmamak demek degilmis. uzak dogu ulkelerinde var olan yerlesik inanclar da buna ornek verilmis ama milyarlik islam dunyasi gozden kacirilmis. uzak dogu inanislarini goz onunde bulunduracaksak, objektif olabilmek adina islam, hristiyan ve yahudi toplumlari da gozonunde bulundurulmali. din yaraticinin eseriyse ve dine inanilmiyorsa otomatik olarak yaratici reddedilmis olunmaz mi? yaraticinin varligini insanliga bildiren sey dinlerin bizzatihi kendisi degil midir? dinler yokken ruh isimli bir olgunun varligindan haberdar miydi insanoglu? din sayesinde haberdar olunan seylerden sonra dini reddetmek neden?

din diye bir seyin olmadigini belirten makalelerin yazilarin yazarlari sonsuz evrenin neresine kadar gitmisler de dinin aslinda evrende var olmadigini cozmusler? haydi diyelim ki haklilar, bu durumda da ancak dunyada din kavraminin gercek olmadigi iddiaasinda bulunabilirler. bir ihtimal 800 isik yili otede uzerinde yasam olan bir gezegende din var ve gercek, bunun aksini kim ispat edebilir? sirf dunya baz alinarak koskoca evren genellenebiliyorsa diger gezegenlere ulasma cabalari neden? dinin evrende var olmadigini kesfeden dahiler bi zahmet marsta su olup olmadigini da soylesinler olsun bitsin.

okumak dunyanin en guzel seyidir, cok okumak dunyanin en guzel seyinden de guzeldir. ve fakat gel dikiz ki okudugunu anlayabilmek tum guzelliklerin otesindedir. okudugunun reel bilgi tasiyip tasimadigini, ya da sallama noktasinin zirvesi mi oldugunu idrak edebilmek ise tarif edilemez.

din vardir veya yoktur ama varsa da beni baglamaz, ben inkar evresindeyim dersin amenna, kimse bir sey diyemez, dese bile hakli olmaz zira bu senin dusuncendir, kendince de haklisindir. ancak varligi yahut yoklugu kimse tarafindan netlestirilemeyecek bir kavram icin kalkip "hayir bu yoktur" dersen sozlerinin kiymeti olmaz. belki yine sence kiymetlidir ama okuyan yahut dinleyen icin bir anlam ifade etmez.
125bpm
aştığımı ve bütün dünya insanları tarafından aşılabildiği taktirde dünyanın çok daha yaşanılabilir bir yer olacağını düşündüğüm eşiktir.
bırakınız ulu bir yaratıcıyı bizden çok daha gelişmiş bir medeniyetin düşük not aldıran bir ortaokul dönem ödevi bile olmamız muhtemeldir.
kukulak
yolculuğumuzda şu ana kadar bilebildiğimiz veya tespit edebildiğimiz en efektif kütüphane dini literatür ve kaynaklardır , kutsallık atfedildiği için iyi koruna gelmiş ve gitmektedir.
din ahlak ile var olmuş ve ahlak simsarlığına soyunmuştur.
başlığı açan yazarın bu kanaatleri oluşturmasının temel sebebi ise , ki bu din'in en güçlü yanıdır;
küçük yaşlarda başlatılan din eğitimi ile yaratılan şartlı reflekslerdir.
atadan sinsile ile akan bu metodoloji , yazarın kızgınlığına bahane değildir/olamaz/olmamalıdır.
ama ki şartlandırılmış refleksler bu sonucu doğurmaktadır.bu yan etki , radikal fiziksel değişikler veya ciddi korkular yaşanmadıkça ortadan kalkmaz.
aksi durum , seni bulunduğun yere getiren ata kızmak tan öte ve anlamlı değildir.
kızgınlık emeğe acımak ve/veya zaman kaybetmekten kaynaklı olmak ile birlikte , kızgınlığın temel sebebi bir beklenti içinde olmak ve beklentinin sukütu halay olduğunun farkına varmaktır.
bunun adı uyanmak ve hatta bilinçlenmek asla değildir , bilinç hep olduğu gibi vardır zaten , bu uyanış insanın kfc tavuğundan farkının olamadığına uyanışıdır ki , bu kavrayış ta güçlenmek için bir müsebbibe ihtiyaç duyar.
hülasa her durumda , insanın değerlilik ve/veya değersizlik ölçütü , inanç süreci ve öznesi değil , varlık sebebini aramaya anlamaya çalışmaktan vaz geçip geçmediğidir.
her kültürde farklı ocak bulmuş kadim bilgi'ler aramaktan yanadır ve mutlak inancı makbul saymazlar.
başlığı açan yazar , ulaştığı noktada oluşan kara deliği kapatmak zorundadır, yoksa geleni geçeni heba edecek bir gayya kuyusunun müsebibi olur , buda işin bonusu.
bilinç kollektifdir (kara madde diyin , tanrı diyin ne derseniz diyin) ama kavrayış kesinlikle müstakildir.
sonsuz evrende din in olmaması , ajitasyondan bağımsız siyaset yapmaya , matematik den bağımsız fonksiyon çözmeye benzer.
değerlilik veya değersizlik kara maddenin ne kadar ipinde ki acaba?
eşikte isen , beri ile işin yok artık , öteye bakacaksın...............
"allah'ı aramakla geçer ömür" bu demek.
lprmrv
yani uzun uzun anlatiyim diyorum ama dini inanclarin en keskin yani insanlari sorgusiz sualsiz inandirmasi. ozetle inanmak ya da inanmamak degil iyi olmak, calmamak, oldurmemek, merhametli olmak onemlidir efendiler. bu yuzdendir ki calanlarin gostere gostere namaz kilmasi. bu yuzdendir ki allahu ekber diye bagaranlarin kafa kesmesi.
soranlar icin sizin inanclariniz geregi sorgu meleklerine verecegim cevap calmadim, cirpmadim, cuma namazindan gelip kucaginda cocugu olan kadinlara laf atan muslumanlardan olmadim, vergi kacirip tuyu bitmemis cocugun hakkini yemedim, nefsime sahip ciktim baskasinin irzina namusuna gozumu dikmedim, durumum elverdikce acta doyurdum. namaz kilmadim oruc tutmadim. hacca gitmedim, kurban da kesmedim. pisman da degilim.
malesef kabul etmek istemediginiz kendi halinde mutevazi bir hayat surenlerinde kendi kararlarini ozgurce vermeleri.
herseyi gectim islam inancinda kul ile allah arasinda bir araci olmamasina ragmen dinin gerekliliklerini yerine getirenlerin getirmeyenleri zebaniler sizi yakacak, sorgu melekleri gelecek vs diye ignelemesi. kimin ne olacagi belli degil efendiler haberiniz olsun. benden soylemesi.
nevermore
tanrı ve felsefe, bir tanecik de sevimli zebani ilgilendiriyor beni. din beşerî, belli bir amaç için kullanabilmek adına üretilmiş.

edit.imla
lazanya
göte pamuk tikanip, mezar çukuruna konulunca, inanmadiginiz o sorgu meleklerine, ardindan cehennem zebanilerine de ayni zirvalari anlatabilirlermi merak ediyorum bu dinsizler.
independence
sonsuz evrende din olmadigini farketmenin anlami, bir yaraticinin da olmadigi fikrine denk gelir. bunun da anlami insanin, dusuncenin, zekanin ve dahi ruhun(eger din yokken de ruhun varligi kabul ediliyorsa) buyuk bir tesaduf sonucu olustugu kanisidir. ve bu oyle buyuk bir muhtesem tesaduftur ki gezegenlerin siralamasindan tutun, gunesin dunyaya uzakligi, insan bedeninin hic teklemeden ilerleyebilmesi, dogadaki her canlinin istisnasiz bir sekilde birbirlerine olan bagimliliklari falan hepten bu muhtesem tesadufun icerisinde yer almaktadir.

bugunku teknolojiye bilime ragmen halen marsta su var mi, varsa kuyu suyu mu gibi sorularin cevaplari bile bulunamamis durumda, ancak biz yine de kimi sorumluluklarimizdan kacmak adina dini ve yaraticiyi reddedip tesaduflere inanmayi tercih ediyoruz. cunku dine inanmak gerekliliklerini de yerine getirmeyi zaruri kilar. dini reddedersen dunya sana guzel.

bir diger yandan dini ve yaraticiti reddetmenin elitist bir hava yarattigina inanip sirf kari kiz dusurebilmek adina dini reddedenleri de gordu bu gozler. ozellikle cihangir ve benzer cevrede bu tur organizmalardan bolca bulunur.
lprmrv
benzer dusuncelere iyi olmak icin tehdit edilmeye ihtiyacimin olmadigini farketmem sonrasi kapilmisimdir. biraz benzer inancalari yani semavi dinleri sempatik dusunceden uzaklasarak inceleyince ortak noktanin iyi bir insan olmak oldugunun farkina varmam sonrasi inanclarin degil davranislarin belirleyici oldugunu anladim. netice olarak inandiginiz degil kim ve ne oldugunuz onemli.
balporsugu
din ya da tanrı inancı denilen olguyu tarihsel ve maddi koşulları içinde değerlendirebilme eşiğidir. binlerce yıl önce yıldırım düştüğünde, hava sıcaklıkları aşırı düştüğünde, çıktığında, kısacası insanın doğa karşısında yenik düştüğünde tanrıları, melekleri, şeytanları, büyüleri yarattığını öğrenmektir.modern toplumlarda ise ezilen çoğunluğun ezen azınlık karşısında mücadeledeki yetersizliğinin sonucu olarak öldükten sonra daha iyi bir dünyanın kendini beklediğine inanmak zorunda olduğunu fark etmektir.
benim için bu sonsuz evrende din diye bir şey olmadığını fark ettiğim gün, vaad edilen cennete gitmek yerine bu dünyayı "cennete" çevirmek için yaşamak tercihini yaptığım gündür.
herkonudafikrimvar
28 yaşına kadar bana öğretilen dogmatik bilgilerle ve 'fazla düşünmek günahtır' cümleleriyle beynimin işlemcisini fazla yormadan, hiç bir cuma namazını ıskalamadan dinimi güzelce yaşarken, bilgi kaynaklarına ulaşımın kolaylaşması ile beraber bir çok makale, tartışmaları okuma, belgeselleri, araştırmaları takip etme fırsatı buldum. ayrıca dini kitapları da tarafsız bir şekilde okuyarak kararımı verdim. sonsuz evrende kesinlikle din diye bir şey yoktur. din, insanların iç huzuru bulması, dünyadaki haksızlıklarla hesaplaşamayanların topu diğer tarafa atmak için yine insanlar tarafından icat edilen bir olgudur. bir karınca bizim için ne kadar önemsizse biz evren için çok daha önemsiz gelip geçici varlıklarız. zaten gelişmiş varlıklar olsaydık madde ile beden ile işimiz olmaz salt akıl halinde yaşardık. dini reddetmek ruhu reddetmek anlamına da gelmez. kuzey kore, japonya, çin gibi bir çok felsefe ruhu geliştirmek üzerine kurulmuştur. bu felsefelerin amaçları ruhu olabildiğince besleyip bir sonraki yaşam alanımızda konforlu bir şekilde yaşamaktır. bir sonraki geçtiğimiz alemde bizden 1milyon kat daha zeki ışınsal varlıklar için fino köpek kıvamında yaratıklar olma ihtimalimiz de yüksektir.

edit: beklenildiği gibi aşağıya konu hakkında en ufak bilgisi olmayan yazarlar gelmiş. öncelikle din olmadığını anlamak bir yaratıcı olmadığı fikrine denk gelmez. din olmadan yaratıcı kabul etmek veya yaratıcının evrenin kendisi olduğunu kabul etmek gibi birbirinden farklı 10'larca teori mevcuttur. bknz. http://onedio.com/haber/bilmekte-fayda-var-tanri-nin-varligina-dair-cesitli-fikirleri-savunan-15-felsefi-yaklasim-696304 . zaten evrende din olmadığını fark etme eşiğini aşan bir kişi 'bugünkü teknolojiye rağmen' lafını kullanmaya tenezzül bile etmez çünkü zaten evrende bok böceğinden farksız ilkel varlıklar olduğumuzu, hiç de üstün ırk falan olmadığımızı çoktan çözmüştür. insanlığın tümü, gelişmiş bir ırkın çekirdek çitleyerek izlediği bir kaç günlük bir truman show'u da olabilir, ya da gelişmiş bir ırktaki bir babanın çocuğuna hediye ettiği bir karınca çiftliği de olabilriz, biz nasıl araba kullanırken direksiyondaki bakterileri umursamıyorsak, bazı ırklar için umursanmayacak ve iletişime geçilmeyecek kadar önemsiz varlıklar olabiliriz. tüm bunları açıklayan paradoksa da fermi paradoksu denir. link https://tr.wikipedia.org/wiki/Fermi_paradoksu .

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol