bu baslik, yarin kutlanacak olan anneler gunu vesilesiyle her gunun anneleri icin acilmistir. onlarla birlikteyken onlara ne soyleme memiz gerekiyor, onermesi veren gercek hayattan alinmis hikayelerdir. cunku soyledigimiz her soz ya da soz obegi onu bir daha goremeyecegimiz ihtimalini goze alarak soylenmelidir. konusurken onlara karsi agzimizdan cikan her lafin, bizim ona soylemis oldugumuz son laf olarak kalip, bu hedenin omur boyu bizimle yasayacagini hesaplamamiz gerekmektedir.
anne evladinin, giysilerinden birini veya bir kacini yikamamistir.
annenin evladindan duydugu son soz; bu bana ne kadar deger verdigini gosteriyor, ben de sana o kadar deger veriyorum.
anne rahatsizdir veya herhangi bir nedenle yemek pisirememistir.
annenin evladindan duydugu son soz; dogdugumdan beri ac biraktin beni, sorumluluklarini bilmesi gereken ben miyim sadece.
evlat maddi bakimdan bunalimdadir, anne tasarruf etmesini istemektedir;
annenin evladindan duydugu son soz; beni bu dunyaya neden getirdiniz, madem istedigim gibi yasatamayacaktiniz.
bu ornekler,bazi anneler icin, evlatlarindan duyduklari son sozler olarak kalmistir ve hepsi gercektir.
evlatlar bu sozleri soyleyip cekip gittikten sonra, anne ani bir rahatsizlik neticesi bu dunyadan gocetmistir. bu orneklerdeki cesitli evlatlarin, akillari baslarina geldigin de annelerinden ozur dileyecek, aglayip ayaklarina kapanacak olayi kalmamistir artik. ve son sozler agir bir yumruk gibi bogazinda, beyninde, ruhunda yasadigi surece o evlatlari rahat birakmayacaktir.
son ornek; bu entrymi ithaf etmek istedigim yillar once izini kaybettigim edebiyat fakultesi ogrencisi olan, arkadasima aittir. umuyorum eger sozlugumuzu okuyor sa, beni bu satirlardan hatirlayip benimle baglantiya gececektir.
bu arkadasim ankaraliydi. cok saygin iyi bir aileden geliyordu. ikimizde gurbette degisik fakultelerde okuyorduk. onun yazmaya siirlere olan aski kisa zamanda cok guzel bir arkadaslik kurmamizi saglamisti...surekli siirler hikayeler yazar sonra da bunlari virgulu virgulune, noktasi noktasina ezberinden cok icten bir sekilde okur dinleyen herkesi aglatirdi. bu zamanlarin disinda hep suskun bunalim takilirdi garip esrarengiz bir haleti ruhiye tasirdi. bir gun bana, hayatina damga vuracak kadar onemli olan olayini anlatti.
arkadasim ve ailesi bir gece gezmeden donuyorlarmis. babasi arabayi oturduklari apartmanin onune parkederken, arkadasim arka koltuktan, anne de on koltuktan ayni anda inmisler. annesinin elinde arkadasimin hirka veya ceketi varmis, kadincagiz arabadan inerken bu hedeyi yere dusurmus farkinda olmayarak. arkadasim da annesine kizarak -dikkat etsene, ne kadar dikkatsizsin! seklinde bir kelime obegini sarfederek, sinirle yere dusen hedesini almis ve hizli hizli merdivenlerden evlerine dogru cikmaya baslamis. daha evlerinin kapisini acmadan arkasindan gelen normal olmayan ciglik ve yardim isteyen sesler duymus, kosarak geri dondugunde annesi yerde uzanmis babasinin kucaginda cansiz yatiyormus.ani bir kalp kriziyle vefat etmis kadincagiz, hersey sadece iki dakika da olmus geriye, ozur dileyecek bir firsati dahi olmayan super zeka fakat bunalim dolu bir genc kiz olan arkadasim ve annesine sarfettigi son sozler kalmis.
anneler; mucadele icinde yorgun, bedenleri genellikle rahatsiz insanlardir. hayatin nerede bitecegi belli degildir ama onlari her an kaybedecegimiz riskini gozune alarak yasamak gerekmektedir. bu baslik sadece annelerle evlatlar arasindaki iliskileri degil, butun insanlarla olan iliskilerde sarfettigimiz sozlerin son soz olabilecegi baglamindan hareketle degerlendirilmelidir.
edit: bir bilgic anne olarak butun bilgic annelerinin ve anne bilgiclerin. dunyada yasayan ve artik hayatta olmayip, sadece kalplerde yasayan butun annelerin bu mutlu gunlerini kutluyorum.
son soz olmaması gereken sözler
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?