sinan aygün

0 /
nickten yana sansim yok
kılıçlar kınından çekildi”… “nazlı ilıcak ayağını denk alsın” bunu kim diyor? cumhuriyet yazarı ümit zileli diyor..

“atatürk’ü sevmekle suçlanıyorum..” bunu da sinan aygün diyor..

kılıç kimin, kın nerede, denk alınması istenen ne, bu ayaklar kimin, kim kimin ayağına basıyor?

ve bu ne ayaktır?

“atatürk’ü sevdiği için suçlanmış”mış..

aygün, atatürk’ü sevdiği için gözaltına alınmışsa atatürk’ü seven başkaları niye gözaltına alınmıyor?

ya da gözaltına alınmayan herkes atatürk’ü sevmeyen kişilerden mi oluşuyor?

cezaevini sevmeyen ama atatürk’ü seven bir kişi şimdi ne yapacak?!

atatürk’ü seviyorsanız cezaevine gideceksiniz; ama cezaevini de sevmiyorsunuz, bu durumda şimdi ne halt edeceksiniz?!

bana bu ikilemi yaşatmaya ne hakkınız vardır, “atatürk’ü sevdiği için suçlananların ticaret odası başkanı” sayın aygün?

kısa adı ato olan ve çok saygın bir statüsü bulunan odanın açılımı ankara ticaret odası mıdır yoksa atatürk’ü ticarileştirme odası mı?

atatürk gibi, cumhuriyetin kurucusu sembol bir ismi bu kadar pespaye bir şekilde şahsi ikbalinize payanda yapmaktan sıkılmadınız mı, sıkılmıyor musunuz?

“kılıçlar kınından çıkacak”mış..

kılıçlar dediğiniz, vicdanlara sapladığınız kalemler mi yoksa başka bir “meta”mı? ne?

siz evet siz, adaleti simgeleyen “tanrıça”nın elindeki o kılıca mı mukabele edeceksiniz?

madem o kılıca karşılık kendi kılıçlarınızı kınından çıkaracaksınız; o halde aynı tanrıçanın gözünü kapatan o bez parçasına karşı gardınızı nasıl alacaksınız?

bu kez “bezler bohçamızdan çıkacak” mı diyeceksiniz?

siz bohçanızda bez bulamadığınız zaman türk bayrağını veya “sıkmabaş” dediğiniz bir kızın başörtüsünü bile kesip, kestiğiniz o parçayla gözünüzü perdeleyecek kadar kendinizden geçmiş değil misiniz?

soruyorum: ayaklar nasıl denk alınır? “marş marş” ritmiyle mi?

ayağa takılan “kap”, terlik arası mı olacak yoksa postal mı?

çok entelektüel olduğunuz için mi “akıllı ol..” lafı yerine “ayağını denk al..” demeyi tercih ediyorsunuz?

evet farkındasınızdır; bütün bu yazdıklarımın içinde gözaltına alınanların suçlu ya da masum olduğuna dair tek bir satır yoktur..

niye yoktur? çünkü ortada iddianame bile yoktur..

peki iddianame olmadan tahkikat olur mu? elbette olur..

bu arada ak partili bazı yetkililer diyor ki: “efendim, bu bağımsız bir yargının kararıdır; yargıya saygı duymak gerekir”

bu cümle doğru bir cümle midir? evet doğru bir cümledir.

peki ak partili bazı yetkililer ak parti’nin kapatılması davasında ne diyordu?

diyordu ki: “başsavcının kapatma iddianamesi siyasidir; bu bir yargı darbesidir..”

bu cümle doğru bir cümle midir? evet bu cümle de doğru bir cümledir.

gelelim gözaltına alınanların “sevenlerine”.. onlar da ergenekon soruşturması için diyor ki: “bu soruşturma siyasidir; dolayısıyla bu bir sivil bir darbedir..”

aynı cenah kapatma davası için ne diyordu? diyordu ki:

“bu iddianame bağımsız yargı tarafından hazırlanmıştır; amacı cumhuriyeti korumak ve kollamaktır..”

oysa bu “cenah”, her iki yargısında da yanlış düşünmektedir; çünkü kurgu yanlıştır.

“ergenekon” meselesi sadece bir “soruşturma”dan ibarettir, orta yerde henüz bir iddianame bile yoktur.

oysa kapatma davası açıldığında orta yerde bir “iddianame” vardı.

işte çarpıtma bununla başlamaktadır; savcılık, yukarıda da belirttim, soruşturmayı derinleştirmeden iddianame hazırlayabilir mi? elbette hazırlayamaz..

ergenekon soruşturmasındaki dosya “münderecatını” hangimiz gördü? hiçbirimiz..

gözaltına alınanların telefon konuşmaları, fotoğrafları, yazıları vesair belgeler “ya”, evet, “ya” gözaltına alınmayı gerektiren unsurlar içeriyorsa..

belki de içermiyordur ama bunu ne zaman tespit edeceğiz? yargılama bitince hatta belki de iddianame tanzim edilince, değil mi?

o nedenle, ak partili bazı yetkililerin aradaki bu farkı yansıtmak yerine, muhaliflerine koz verecek şekilde “yargı bağımsızdır..” gibi klasik bir jargonla konuşmaması gerekmektedir.

söyledikleri doğrudur elbette; doğrudur ama bu, altı delik olan bir testiye su doldururken “ama koyduğum su çok temiz..” demeye benzer..

dolayısıyla, “iddianamesi” mevcut olan ak parti kapatma davası ile, henüz “göremediğimiz” ergenekon soruşturması arasında ne esasen ne de usulen bir benzerlik vardır.

zaten soruşturma ve kovuşturma yapılmadan iddianame hazırlanamadığını vural savaş, sabih kanadoğlu ve özdemir özok dışında herkes bilir!

o yüzden mi bilip bilmeden konuşuyorlar, bilmiyorum!


fikri akyüz/yeni şafak
stiger
tutuklandığında sebebini "atatürk’ü sevmem" şeklinde açıklayan ama kasasına götürdüğü milyonların hiçbirinin üzerinde atatürk olmayan şahsiyet.. kankası ne zaman alınacak merak ediyorum i.melih götçek
sitare
tutuklanmasından öte evindeki kasalardan çıkan altın ve avroların konuşulduğu, atatürk’ü seviyorsun ama kasada atatürk resimli para yok diye dalga geçilen insan.

her fırsatta bu ülkeyi çok sevdiğini söyleyen, durmadan araştırma yaptırıp yayınlatan, ankaranın en zenginlerinden biri olan kişi.

ülkede onlarca kişi darbe planlamak, devleti ele geçirmek için örgüt kurmak gibi suçlardan gözaltına alınıyor biz de adamın birikimlerinden bahsediyoruz.

ne yani kandine ait kasadan gazoz kapakları, eşine ait kasadanda saç tokasımı çıkacaktı.
independence
gozalti surecinde psikolojisi bir hayli bozulmu$.sorgulamaya alinmak icin sira beklerken ba$ini duvara yaslayip gozlerini kapatip "beni ba$bakan yapacaklar" $eklinde mirildaniyormu$.
igor
ergenekon operasyonu kapsaminda gozaltina alinmis ve tutuklanmisti. an itibariyle serbest birakilmistir. hadi bakalim.
independence
serbest birakilmi$tir kendisi ancak yine de yargilanacaktir.tutuksuz yargilanmak diyoruz biz buna, henuz isnat edilen suclardan(ki oyle suclar var mi ben henuz bilmiyorum, sadece kimi sorular soruldu kendisine bildigim kadari ile) aklanmi$ degil.bir beraat durumu soz konusu degil kisacasi.
cihanmusul
ergenekonun kasası olduğu iddia edilen insandır,tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır.eğer iddia ispatlanırsa serbest kalması mümkün değildir.
independence
dun avukatlarinin itiraz dilekcelerinin kabul gormesi sonucunda tutuksuz yargilanmak uzere serbest birakildiktan sonra, bugun ato’da bir basin toplantisi yapti.

ozetle $unlari soyledi;

"ben demokratik laik ve hukuk devleti olan bir turkiye’ye inanirim, darbe gibi kelimeler benim lugatimda yoktur.zira darbelerden en cok i$ dunyasinin etkilendigini hep birlikte gorduk.ben her zaman demokrasidan yana bir ba$kan oldum, bundan sonra da bu $ekilde devam edecegim.devletim beni 14 gun boyunca misafir etti, ben $imdi devletimden helallik istiyorum.askerlik yaptigimiz donemde de devletimiz bize bakiyordu ama orada egitim yapiyorduk bir $ey yapiyorduk hak ediyorduk bunu.$imdi 14 gun boyunca sirt ustu yatip bir $ey haketmeden devletimiz bize bakti, bu yuzden helallik istiyorum yuce devletimden.ayrica $u anda kar$inizda tutuksuz sanik olarak bulunuyorum ancak yuce yargimizin sucsuzlugumu ortaya cikartacagina da tum kalbimle inaniyorum."
independence
ozel banyosunda bulunan glock marka silahin izi suruldu ve sonuca ula$ildi.kim tarafindan o banyoya konuldugu henuz bilinmese bile kime kayitli oldugu artik biliniyor.

izi surulen silah, nihayetinden uretilen firmaya soruldu ve bahsi gecen silahin aylar once amerika tarafindan satin alinarak irak’ta bulunan koalisyon guclerine, oradaki amerikan askerlerine teslim edildigi anla$ildi.

sen kalk irak’tan bir silah al, getir sinan aygun’un banyosuna birak cek git sonra da.bunun da altindan bir $eyler cikar illaki.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol