turk klasiklerindendir.
serguzest
bir gemi hayal ve mutluluk dolu giderken yolunda itin tekinin duasına batarmış. batan hayaline mi itin duasını kabul eden allah mı hagisine yanacağını bilemeden bakarsın batan geminin ardından.
(bkz: sergüzeşti ali bey)
şu sıralar tutku reklamlarındaki enteresan karakterli diye gözümüze sokulan kelime. nobran kelimesinin çıkışını yakalamaya çalışıyor.
sami paşazade sezainin romanı
özetle..
evinden ayrılıp bir gemi ile yurdundan uzaklaşan küçük kız, onun gibi başka bir esir kız ile birlikte neresi olduğunu bilmediği bir yere getirilmiştir. bu kızı bundan sonra birçok sürprizler beklemektedir.
ilk olarak kız (henüz bir ismi yoktur), yaşlı fakat zengin bir kadını yanına ona hizmet etmesi amacıyla satılmıştır. küçük kız burada tam bir esaret hayatı yaşamaktadır. sürekli olarak buradan nasıl kurtulabileceğinin planlarını yapmaktadır. bu evin hanımının yanı sıra hanıma hizmet etmekte olan başka bir kadın da kıza baskı yapmaktadır. bu durum kızı yıpratmakta, zaten bir umudu olmayan yaşamdan onu iyice somutlamaktadır. bir gün kız bu evden kaçmayı iyece kafasına taktığı bir anda bir gece yarısı evden kaçar. çevreyi pek tanımadığı için saatlerce yürür fakat bir yerede yorgun bir şekilde yere yığılmaktan başka çaresi yoktur. yerde kaldığı bölgede bir evin bahçe kapısının önüdür.
sabah olunca evin hizmetlilerinden biri kızı farkeder ve onu içeri almak için yaşlı ev sahibine danışır. oda bunu çok olumlu bir şekilde karşılar ve hemen yardım etmek niyetiyle onu yanına alır. ilk olarak karnı doyurulur, güzel bir uyku çektirirlir. daha sonra kız kendine gelince ona neler olup bittiği sorulur. oda analatır evin hanımı kızın yaşadıklarını duyunca çok üzülür ve ona yardım edeceğini söyler, kızdabuna çok sevinir. evin hanımı ona sahibinden izin alacağını ve artık kendi yanında kalacağını söyler. bunun için hanımı kızın kaçtığı eve gider. ve onu yanına almak istediğini söyler. fakat kadın bunu onur meselesi yaparak kabul etmez. bundan sonra kızda eski evine geridöner. bu olay kızı çok etkilemiştir. çünkü daha önce kaçtığı eve tekrar dönmüştür. gider gitmez yine hiç hoş olmayan durumlarla karşılaşmıştır.
günler böyle geçip giderken birgün mustafa bey evin sahibi birkaç yıl önce işlediği bir hatadan dolayı bir çok borcu olmuştu ve bu borçları ödemek için karısıyla tartışırdı. birgün karısıyla beraber kızın satılmasına kara veridler.
kızın adı kaçtığı evde hanımın onu çok güzel bulması üzerine ‘dilber’ olarak koyulmuştu. bundan sonrada ona ‘dilber’ olarak seslenilmeye başlandı. dilber kendisi hakkında satılması kararının alınmasından sonra bir esirciye satıldı. ve dilber’in bütün hayatı bu yönde değişti. dilber bundan sonra belli bir süre esir hayatı yaşamıştır. bu süre içinde bir çok kendisi gibi esir hayatı yaşamış olan kız arkadaşları olmuştur. onların hayatlarını dinledikçe aslında kendi hayatının okadarda kötü olmadığının farkına varmıştır. daha nice insanların kendisi gibi cefa çektiğini anlamıştır. buradaki bir çok kızın çeşitli meziyetleri vardır. bir tanesi çok iyi bir şekilde ud çalmaktadır bu yüzden çoğu yerden çağrılmaktadır. dilber’de onun gibi ud çalabilmeyi çok istemektedir.
dilber’e bir gün bir talip çıkmıştır, ve dilber’de o eve gitmek zorunda kalmıştır zaten onun böyle bir şeyi isteyip istemediği pek önemli değildir, önemli olan bir kaç kişinin işinin görülmesidir.
dilber’in gittiği bu evde ona bir esir gibi değil, bir insan gibi yaklaşılması onu çok etkilemiştir. evde bir hanımefendi, onun kocası ve onların tek oğlu olan celal bey bulunmaktadır. celal bey aynı zamanda bir ressamdır. yaptığı porrelerle ün kazanmıştır. dilber’i evde görünce o da çok şaşırmıştır. çünkü dilber’i cleopatra’ya benzetmişti. celal bey yalnız yaşadığı için kız arkadaşı ya da sevgilisi yoktur. fakat dilber’i gördüğü andan itibaren içinde bir kıvılcım oluşmuştur. ilk zamanlarda dilber’de buna bir karşılık doğmamış fakaat günler geçtikçe dilber’de onaa karşı ilgi duymaya başlayacaktır. celalbey dilber’i boş bulduğu zamanlarda odasına çağırıp onun resimlerini yapmaya başlamıştır. kimi zaman nü resimlerinide çalışır. dilber’in bebeksi vücudunu gördüğü zamanlarda daha önce hç yaşamadığı duyguları tadıyordu. ona her baktığında onun daha değişik bir güzelliğini yakalıyordu. günler geçtikçe dilber zamanının büyük bir kısmını celal beyin yanında geçirmeye başlar. böylelikle celal beyin dilber’e olan aaşkı da diğer ev halkı tarafından da öğrenilir. bu arada celal bey açıkça aşkını dilber’e de belli etmeye başlar. dilber bu olaya ilk önceleri çok şaşırır. çünkü böyle bir şeye asla imkan vermez. bunun nedeni de onun esir kız olmasıdır. daha ssonraları dilber de celaal beye karşılık vermeye başlar. günler geçtikçe onlar aşklarını bariz bir şekilde yaşarlar. evin baahçesinde yıldızları seyrederler, beraber gezerler. fakat bu durum celal beyin annesini olddukça rahatsız eder ve buna akarşı bir önlem almak ister. bu beraberliği bitirmek için dilberi celal beyin evde olmadığı bir zamanda bir esirciye satar. tabii dilber’in yapacak birşeyi yoktur. celal bey daha sonra eve döner ve ilk olarak dilber’in nerede olduğunu sorar önce bunu öğrenemesede daha sonra öğrenir fakat onu bütün aramalrına rağmen bulamaz. bundan sonraki bütün hayatı boyunca oda dilber’de mutlu olamaz.
bundan sonra ikiside hiç mutlu olmadığı gibi bu olay biçare dilberi intihara kadar sürükler bu yaptıklarına celal bey’in aileside çok pişman olur ama yapabilecek bir şey yoktur.
özetle..
evinden ayrılıp bir gemi ile yurdundan uzaklaşan küçük kız, onun gibi başka bir esir kız ile birlikte neresi olduğunu bilmediği bir yere getirilmiştir. bu kızı bundan sonra birçok sürprizler beklemektedir.
ilk olarak kız (henüz bir ismi yoktur), yaşlı fakat zengin bir kadını yanına ona hizmet etmesi amacıyla satılmıştır. küçük kız burada tam bir esaret hayatı yaşamaktadır. sürekli olarak buradan nasıl kurtulabileceğinin planlarını yapmaktadır. bu evin hanımının yanı sıra hanıma hizmet etmekte olan başka bir kadın da kıza baskı yapmaktadır. bu durum kızı yıpratmakta, zaten bir umudu olmayan yaşamdan onu iyice somutlamaktadır. bir gün kız bu evden kaçmayı iyece kafasına taktığı bir anda bir gece yarısı evden kaçar. çevreyi pek tanımadığı için saatlerce yürür fakat bir yerede yorgun bir şekilde yere yığılmaktan başka çaresi yoktur. yerde kaldığı bölgede bir evin bahçe kapısının önüdür.
sabah olunca evin hizmetlilerinden biri kızı farkeder ve onu içeri almak için yaşlı ev sahibine danışır. oda bunu çok olumlu bir şekilde karşılar ve hemen yardım etmek niyetiyle onu yanına alır. ilk olarak karnı doyurulur, güzel bir uyku çektirirlir. daha sonra kız kendine gelince ona neler olup bittiği sorulur. oda analatır evin hanımı kızın yaşadıklarını duyunca çok üzülür ve ona yardım edeceğini söyler, kızdabuna çok sevinir. evin hanımı ona sahibinden izin alacağını ve artık kendi yanında kalacağını söyler. bunun için hanımı kızın kaçtığı eve gider. ve onu yanına almak istediğini söyler. fakat kadın bunu onur meselesi yaparak kabul etmez. bundan sonra kızda eski evine geridöner. bu olay kızı çok etkilemiştir. çünkü daha önce kaçtığı eve tekrar dönmüştür. gider gitmez yine hiç hoş olmayan durumlarla karşılaşmıştır.
günler böyle geçip giderken birgün mustafa bey evin sahibi birkaç yıl önce işlediği bir hatadan dolayı bir çok borcu olmuştu ve bu borçları ödemek için karısıyla tartışırdı. birgün karısıyla beraber kızın satılmasına kara veridler.
kızın adı kaçtığı evde hanımın onu çok güzel bulması üzerine ‘dilber’ olarak koyulmuştu. bundan sonrada ona ‘dilber’ olarak seslenilmeye başlandı. dilber kendisi hakkında satılması kararının alınmasından sonra bir esirciye satıldı. ve dilber’in bütün hayatı bu yönde değişti. dilber bundan sonra belli bir süre esir hayatı yaşamıştır. bu süre içinde bir çok kendisi gibi esir hayatı yaşamış olan kız arkadaşları olmuştur. onların hayatlarını dinledikçe aslında kendi hayatının okadarda kötü olmadığının farkına varmıştır. daha nice insanların kendisi gibi cefa çektiğini anlamıştır. buradaki bir çok kızın çeşitli meziyetleri vardır. bir tanesi çok iyi bir şekilde ud çalmaktadır bu yüzden çoğu yerden çağrılmaktadır. dilber’de onun gibi ud çalabilmeyi çok istemektedir.
dilber’e bir gün bir talip çıkmıştır, ve dilber’de o eve gitmek zorunda kalmıştır zaten onun böyle bir şeyi isteyip istemediği pek önemli değildir, önemli olan bir kaç kişinin işinin görülmesidir.
dilber’in gittiği bu evde ona bir esir gibi değil, bir insan gibi yaklaşılması onu çok etkilemiştir. evde bir hanımefendi, onun kocası ve onların tek oğlu olan celal bey bulunmaktadır. celal bey aynı zamanda bir ressamdır. yaptığı porrelerle ün kazanmıştır. dilber’i evde görünce o da çok şaşırmıştır. çünkü dilber’i cleopatra’ya benzetmişti. celal bey yalnız yaşadığı için kız arkadaşı ya da sevgilisi yoktur. fakat dilber’i gördüğü andan itibaren içinde bir kıvılcım oluşmuştur. ilk zamanlarda dilber’de buna bir karşılık doğmamış fakaat günler geçtikçe dilber’de onaa karşı ilgi duymaya başlayacaktır. celalbey dilber’i boş bulduğu zamanlarda odasına çağırıp onun resimlerini yapmaya başlamıştır. kimi zaman nü resimlerinide çalışır. dilber’in bebeksi vücudunu gördüğü zamanlarda daha önce hç yaşamadığı duyguları tadıyordu. ona her baktığında onun daha değişik bir güzelliğini yakalıyordu. günler geçtikçe dilber zamanının büyük bir kısmını celal beyin yanında geçirmeye başlar. böylelikle celal beyin dilber’e olan aaşkı da diğer ev halkı tarafından da öğrenilir. bu arada celal bey açıkça aşkını dilber’e de belli etmeye başlar. dilber bu olaya ilk önceleri çok şaşırır. çünkü böyle bir şeye asla imkan vermez. bunun nedeni de onun esir kız olmasıdır. daha ssonraları dilber de celaal beye karşılık vermeye başlar. günler geçtikçe onlar aşklarını bariz bir şekilde yaşarlar. evin baahçesinde yıldızları seyrederler, beraber gezerler. fakat bu durum celal beyin annesini olddukça rahatsız eder ve buna akarşı bir önlem almak ister. bu beraberliği bitirmek için dilberi celal beyin evde olmadığı bir zamanda bir esirciye satar. tabii dilber’in yapacak birşeyi yoktur. celal bey daha sonra eve döner ve ilk olarak dilber’in nerede olduğunu sorar önce bunu öğrenemesede daha sonra öğrenir fakat onu bütün aramalrına rağmen bulamaz. bundan sonraki bütün hayatı boyunca oda dilber’de mutlu olamaz.
bundan sonra ikiside hiç mutlu olmadığı gibi bu olay biçare dilberi intihara kadar sürükler bu yaptıklarına celal bey’in aileside çok pişman olur ama yapabilecek bir şey yoktur.
bir çamur şarkısı.
sözleri şu şekildedir:
bırak anlatayım sarhoşum öyle
sarhoşu da geçtim nolacak böyle
hayatlar içinden hayat seçmişim
hiç bi şey fark etmez kendimden geçmişim
şair giden geminin ardından bakar ya
bakar da kendini zora sokar ya
bazen bi itin duası tutar ya
çok uzaklarda o gemi batar ya
ah beni unut bitir beni gidiyorum
ya unuttum ya vazgeçtim bilmiyorum
yarim ateş olmuş içinden geçmişim
kim ektiyse ekmiş ama ben biçmişim
hiç boşalmadıki bardak hep dolu
her şeyin bi sonu yok başka yolu
söz-müzik:murat ak
sözleri şu şekildedir:
bırak anlatayım sarhoşum öyle
sarhoşu da geçtim nolacak böyle
hayatlar içinden hayat seçmişim
hiç bi şey fark etmez kendimden geçmişim
şair giden geminin ardından bakar ya
bakar da kendini zora sokar ya
bazen bi itin duası tutar ya
çok uzaklarda o gemi batar ya
ah beni unut bitir beni gidiyorum
ya unuttum ya vazgeçtim bilmiyorum
yarim ateş olmuş içinden geçmişim
kim ektiyse ekmiş ama ben biçmişim
hiç boşalmadıki bardak hep dolu
her şeyin bi sonu yok başka yolu
söz-müzik:murat ak
samipaşazade sezainin esaret konusunu işlediği, 1888 yılında yayımlanmış romanı.
(bkz: macera)
robot süpürge
bebek maması
aptamil bebek maması
en ucuz klima fiyatları
klima fiyatları
dubai vize
sözlük scripti sütyenli atlet
şişli escort bursa escort bursa escort görükle escort türkçe seks hikayeleri izmir escort hatay escort izmir escort ankara escort
çankaya escort maltepe escort buca escort denizli escort denizli escort çiğli escort şirinevler escort çekmeköy escort
Anadolu Yakası Escort istanbul escort
şişli escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?