orjinal adı 50/50 olan, yönetmenliğini jonathan levine’ın yaptığı, başrollerini joseph gordon levitt ve seth rogen’in oynadığı 2011 yapıöı film.
-----------------------------spoiler----------------------------:öncelikle film gerçek bir öyküye dayanıyor, seth rogen aynı olayın bir arkadaşının başına gelmesiyle birlikte kendi hissettiklerinden ve arkadaşının durumundan yola çıkarak senaryo fikrini ortaya atmış ve film gerçek olmuş. yani, seth rogen filmde aslında belki biraz daha abartarak kendini oynuyor.
film her şey çok yolunda giderken, kanser olduğunu öğrenen bir genç adamın dramatik öyküsünü anlatıyor. ama kanser, drama diyince öyle duygu sömürüsü yapan sürekli ağlatan, sizi perişan eden filmlerden değil, ee tabi gözleriniz doluyor ama bu öyküyü gayet dozunda bir mizahla size sunuyor ve içiniz burkulduğu kadar gülüyorsunuz da. (benim gibi filmde kendi hayatındaki özel durumlarla karşılaşanları pek tabi öldüresiye ağlatabilir, o ayrı)
joseph gordon levitt’in oyunculuğu çok iyi verdiği tepkiler, bakışlar hele o ameliyata girerken ki hali sizi gerçekten çok etkiliyor.
çok gerçek bir film, insanların öyle bir durumda neler hissettiklerini, neler yaptıklarını, olayın şaşkınlığıyla yaptıkları aptalca davranışları çok güzel veriyor. bir sevdiği böyle bir hastalıkla boğuşurken, insanın yapabileceği pek bir şey olmuyor, destek olmak, yanında olmak, tedaviye katkıda bulunmak, hastalıkla ilgili her şeyi öğreneyim, işe yarayayım derken, sürekli saçmalama hali ve içinizdeki yok edemediğiniz korku, daha da sinir bozucu olmanıza neden oluyor, en doğrusunu yapsanız bile sinir bozucu olmaktan öteye geçemiyorsunuz. film de işte bunu çok iyi veriyor.
kısacası, film çok güzel !
filmin müzikleri de çok iyi seçilmiş ve sahnelerle birleştirilmiş. hala high and dry şarkısını duyar duymaz, pencerenin önüne geçip, uzun uzun dışarıyı seyretmemin ve ağlamaya başlamamın sebebi bu filmdir. ne zaman hastaneye girsem, koridorda yürüken arka fonda hep bu şarkı çalıyormuş gibi oluyorsa, tek sorumlusu bu filmdir.-----------------------------spoiler----------------------------
şansa bak
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?