saksafon

(bkz: sakso)

çok zaman kısaca saks diye de anılır. phone sözcüğünün anlamı da "ses"tir. sax da bu çalgının yapımcısının soyadıdıdır. 1846 yılında antoine joseph sax ürettiği nefesli çalgılar için patent almış ve patent dairesine bu çalgıları saxophone ve saxhorn diye kaydettirmiştir.

dersanede konu yazım kuralları, adam yayınları ve tdk’ya göre kelimelerin dogru yazılışlarının oldugu bir ders notu incelenmekte.

öğrenci: ohaa! saksafon saksofon diye mi yazılıyormuş??
öğretmen: arkadaşlar bunlara takılmayın fazla. sınavda çıkacak şeyler değil bunlar. zaten bazen adam yayınları ve tdk çelişiyor, biliyorsunuz.
öğrenci: yahu ben bunu hep saksafon diye biliyordum ama.. nerden çıktı şimdi saksofon.
başka öğrenci:saksodan gelıo işte oglum...

sınıfta uzun bir sessizlik, duymamazlıktan gelme çabaları, ögretmenin kıskıs gülmesini saklamak amacıyla tahtaya dönmesi, öğrencilerin gülmek sebepli karın agrıları...

yazıktır günahtır böyle olaylara maruz kalır bu enstrüman.

clinton amcanin da calabildigi jazz aleti.

ayrica monica lewinsky ablaya calmayi ogrettigi bi alet.

sopranino,soprano,alto,tenor,bariton,bas,contrabas olmak uzere tizden pese siralanan uyeleri olan tahta kamislilar ailesine giren enstruman.

siz calarken diil ama ne calarsin sorusuna verdiginiz cevap aninda karsidaki insanlarda bilmis igrenc bi tebessume yol acan canim kanim olan enstrumanym.

nefesli calgilardandir.fakat bu i$in erbaplarina seneler boyu igrenclikler yapilir ve zavalli saksafon ustadinin bu konuda yapabilecegi hicbir $ey yoktur.saksafonla penisi ayni kategoride gormek de zaten sadece bir turk`un aklina gelebilir.
(bkz: saksafon cekmek)