dont give up on the dream,
dont give up on the wanting placebo
and everything thats true
dont give up on the dream,
dont give up on the wanting placebo
dinleyin, dinletin. dinlemeyeni falakaya yatırın.
placebo
orijanal kadrosu 1995 yılında brain malko, stefan olsdal ve robert schultzberg tarafından oluşturulan, lakin robert schultzberg ün dallamalıkları sonucu gruptan kovulması ile yerine steve hewitt alınarak bugün ki haline bürünen pek bir leziz oluşumdur.
adini bir tip teriminden alan,daha sonra her ozne gibi anildigi ismi (placebo) onun icin ozel isim olan grup.ornegin..sedef deniz kabugunun icindeki parlak tabakadir ancak o bir sahsin ismiyse bu onun icin ozel isim olur ve herhangi bir yerde yazilirken ilk harf buyuk formatinda yazilir.
olene kadar dinlenecek gruptur,kotu diyebilecegim bir sarkisi bulunmayandir bir de.brianin sesi hep huzur versindir,hep aglatsindir.
çocukken yere düştüğümüzde ağlarken birinin bize acıması ve ardında öpeyim de geçsin diyerek öpmesi halbuki bu ne acıyı dindirir ne de iyileştirir.
placebo bu olayın bütünüdür.
placebo bu olayın bütünüdür.
nedenini anlayamadigim bir sekilde ne zaman dinlesem beni hafiften bunalima iten grup. sozleri mi bunu yapan, muzikleri mi anlamadim gitti!..
18 haziranda,rock istanbul cercevesinde turkiyeye gelecegi soylenen grup, hatta kapanisi yapacaklarmis.
resmi internet sitesinde istanbul konseriyle alakali bir haber bulunmayan grup.
mvo nun etkilendiği hatta bazı şarkılarından arak yaptığı grup.
grub; vokal, gitar ve basta amerikalı brian molko, bateri, perküsyon ve dijeriduda ingiliz steve hewitt, bas, akustik, elektro gitar ve piyanoda isveçli stefan olsdaldan oluşuyor. grup için her şey 1980 yılında başladı. ikisi de 8 yaşlarında olan brian ve stefan, lüksemburgda amerikalı çocukların gittiği bir okulda eğitim görüyorlardı. brian, o yaşlarında istediği arkadaşlıkları kuramamış ve çocukluğunun uzun bir dönemini bu anlamda yalnız geçirmişti. en büyük hayali sağlam dostlar edinip londraya gitmekti.
yıllar sonra okul bittiğinde, brian ve stefan londraya taşındı. ancak aralarında herhangi bir arkadaşlık ilişkisi yoktu. 1994 yılında bir gün, manş tünelinin çıkışında karşılaştılar ve uzun süre sohbet ettiler. o günün akşamında brianın evinde müzik yapmaya karar vermeleri, placebo için atılan ilk adımdı belki de. stefan, brianın gitar çalışına ve vokal tarzına hayran kalmıştı. iki genç, müzik grubu kurma planları yapmaya başlamış, tek eksiklerinin iyi bir baterist olduğuna karar vermişlerdi.
daha önce stefan ile birlikte çalışan ve perküsyon okumak için londrada bulunan isviçre asıllı robert schultzbergi de aralarına alarak "ashtray heart" adlı bir grup kurdular. brian, grubun kurulmasından önce tiyatro okuyordu. daha sonra fikrini değiştirerek müzik yapmaya ve tüm çalışmalarını gruba yoğunlaştırmaya karar verdi. kısa süre içinde topluluk, kimlik değişikliğine gitti ve bugün tüm dünyanın tanıdığı o büyülü isme karar verildi: "placebo". (placebo, bir tıp terimi... bazı hastalar etkisiz bile olsa bazı ilaçların faydası olacağına inanırlar. bunlar hastanın ikna edilemediği durumlarda onu rahatlatmak için verilen orjinal görünümde sahte ilaçlardır. işte bu ilaçlara placebo adı veriliyor. ayrıca placebo, latincede "mutlu edeceğiz" anlamına da geliyor).
önceleri art rocktan başlayan tarzları, sonradan punk ve new wavee kaymaya başladı. brian molkonun dikkat çeken dış görünümü de, müziklerinin yanısıra imajlarıyla da dikkat çekeceklerinin göstergesi gibiydi. fierce panda kayıt şirketi tarafından 1995te yayınlanan single "bruise pristine" ile, müzikseverlere ilk çalışmalarını sunmanın mutluluğunu yaşadılar. "bruise pristine", michael stipe, bono, david bowie, marilyn manson gibi önemli isimlerin dikkatini çekti. bu durum, topluluğun büyük şirketlerle anlaşma yolunu açtı. deceptive kayıt şirketi etiketini taşıyan ve grupla aynı ismi taşıyan 1996 çıkışlı "placebo" albümü, ilk ticari başarıları oldu. tabii bunda, ünlü yapımcı brad woodun da payı büyüktü.
katıldıkları ilk büyük organizasyon, david bowienin 50. doğumgününde sergiledikleri canlı performanstı. konserin ardından albüm satışları arttı ve turneler birbirini izledi. "nancy boy" adlı single çalışması, ingiltere listelerinde 4 numaraya kadar yükselmiş, brian molkonun marjinal görünümü, dergi kapaklarına yansımaya başlamıştı.
bir süre sonra brian ve stefan ikilisi ile robert arasında bazı anlaşmazlıklar çıktı. bu durumun gerektirdiği yeni baterist arayışı, breed isimli toplulukta çalan ve molkonun büyük hayranlık duyduğu steve hewittin teklifi kabul etmesiyle son buldu. steve ile kaydettikleri "without you im nothing" albümü, 1998 yılında raflardaki yerini aldı. albümden çıkan "pure morning" ve "you dont care about us" adlı çalışmalar, ingiltere listelerinin zirvesini uzun süre meşgul etti. brian molko, şarkı yazma konusundaki yeteneğini geliştirmiş, grubun başarılarının yanında kişisel olarak da büyük ilerleme kaydetmişti.
placebo, michael stipe tarafından yapılan "velvet goldmine" filminin birkaç sahnesinde yer aldı. bu film, öncülüğünü mark bolanın yaptığı ve david bowie tarafından uzun süre geçerliliğini korumuş olan glam rock tarzının çıkışı üzerine yapılmıştı. son yıllarda çıkmış en iyi glam imaja sahip olan placebo, bu film için gerçekten çok iyi bir seçimdi.
bu arada david bowie ile olan bağları kopmadı. 1999da ingilterenin en önemli müzik ödüllerinden biri olan brit awardsun töreninde aynı sahnede trexin "20th century boy"unu yorumladılar.
o yılın yazında "without you im nothing"in yeni versiyonunu kaydettiler. 2000 yılının ortalarında ise "black market music" adlı albümleri, dünyaca ünlü virgin kayıt şirketi etiketiyle piyasaya çıktı. bu albümdeki "taste in men", hem müziği, hem de sözleriyle şimşekleri üzerine çekti. fakat bu tepkiler, avrupadan rusyaya uzanan bir turnenin başarılı geçmesine engel olamadı. hatta turnenin bir ayağı da türkiyedeydi. topluluk, ülkemizde de büyük ilgi gördü.
ünlü grup, 2003 yılında yine çok başarılı bir albüm sundu sevenlerine. "sleeping with ghosts" adını taşıyan albümün açılış parçası, sert bir enstrumental olan bulletproof cupid. bu şarkıdan sonra dikkatinizi çekecek ilk şarkı, kesinlikle world trade center sonrası yazılmış sleeping with ghosts. albümün ve placebonun kariyerinin en sağlam parçalarından biri. the bitter end, kesinlikle başarılı ve albümü satabilecek bir "stalker" şarkısı. albümün ikinci yarısı kesinlikle daha ilginç ve eğlenceli. ill be yours, second sight, protect me from what i want ve de centerfolds bu albümü bir bakıma kurtaran son 4 şarkı.
yıllar sonra okul bittiğinde, brian ve stefan londraya taşındı. ancak aralarında herhangi bir arkadaşlık ilişkisi yoktu. 1994 yılında bir gün, manş tünelinin çıkışında karşılaştılar ve uzun süre sohbet ettiler. o günün akşamında brianın evinde müzik yapmaya karar vermeleri, placebo için atılan ilk adımdı belki de. stefan, brianın gitar çalışına ve vokal tarzına hayran kalmıştı. iki genç, müzik grubu kurma planları yapmaya başlamış, tek eksiklerinin iyi bir baterist olduğuna karar vermişlerdi.
daha önce stefan ile birlikte çalışan ve perküsyon okumak için londrada bulunan isviçre asıllı robert schultzbergi de aralarına alarak "ashtray heart" adlı bir grup kurdular. brian, grubun kurulmasından önce tiyatro okuyordu. daha sonra fikrini değiştirerek müzik yapmaya ve tüm çalışmalarını gruba yoğunlaştırmaya karar verdi. kısa süre içinde topluluk, kimlik değişikliğine gitti ve bugün tüm dünyanın tanıdığı o büyülü isme karar verildi: "placebo". (placebo, bir tıp terimi... bazı hastalar etkisiz bile olsa bazı ilaçların faydası olacağına inanırlar. bunlar hastanın ikna edilemediği durumlarda onu rahatlatmak için verilen orjinal görünümde sahte ilaçlardır. işte bu ilaçlara placebo adı veriliyor. ayrıca placebo, latincede "mutlu edeceğiz" anlamına da geliyor).
önceleri art rocktan başlayan tarzları, sonradan punk ve new wavee kaymaya başladı. brian molkonun dikkat çeken dış görünümü de, müziklerinin yanısıra imajlarıyla da dikkat çekeceklerinin göstergesi gibiydi. fierce panda kayıt şirketi tarafından 1995te yayınlanan single "bruise pristine" ile, müzikseverlere ilk çalışmalarını sunmanın mutluluğunu yaşadılar. "bruise pristine", michael stipe, bono, david bowie, marilyn manson gibi önemli isimlerin dikkatini çekti. bu durum, topluluğun büyük şirketlerle anlaşma yolunu açtı. deceptive kayıt şirketi etiketini taşıyan ve grupla aynı ismi taşıyan 1996 çıkışlı "placebo" albümü, ilk ticari başarıları oldu. tabii bunda, ünlü yapımcı brad woodun da payı büyüktü.
katıldıkları ilk büyük organizasyon, david bowienin 50. doğumgününde sergiledikleri canlı performanstı. konserin ardından albüm satışları arttı ve turneler birbirini izledi. "nancy boy" adlı single çalışması, ingiltere listelerinde 4 numaraya kadar yükselmiş, brian molkonun marjinal görünümü, dergi kapaklarına yansımaya başlamıştı.
bir süre sonra brian ve stefan ikilisi ile robert arasında bazı anlaşmazlıklar çıktı. bu durumun gerektirdiği yeni baterist arayışı, breed isimli toplulukta çalan ve molkonun büyük hayranlık duyduğu steve hewittin teklifi kabul etmesiyle son buldu. steve ile kaydettikleri "without you im nothing" albümü, 1998 yılında raflardaki yerini aldı. albümden çıkan "pure morning" ve "you dont care about us" adlı çalışmalar, ingiltere listelerinin zirvesini uzun süre meşgul etti. brian molko, şarkı yazma konusundaki yeteneğini geliştirmiş, grubun başarılarının yanında kişisel olarak da büyük ilerleme kaydetmişti.
placebo, michael stipe tarafından yapılan "velvet goldmine" filminin birkaç sahnesinde yer aldı. bu film, öncülüğünü mark bolanın yaptığı ve david bowie tarafından uzun süre geçerliliğini korumuş olan glam rock tarzının çıkışı üzerine yapılmıştı. son yıllarda çıkmış en iyi glam imaja sahip olan placebo, bu film için gerçekten çok iyi bir seçimdi.
bu arada david bowie ile olan bağları kopmadı. 1999da ingilterenin en önemli müzik ödüllerinden biri olan brit awardsun töreninde aynı sahnede trexin "20th century boy"unu yorumladılar.
o yılın yazında "without you im nothing"in yeni versiyonunu kaydettiler. 2000 yılının ortalarında ise "black market music" adlı albümleri, dünyaca ünlü virgin kayıt şirketi etiketiyle piyasaya çıktı. bu albümdeki "taste in men", hem müziği, hem de sözleriyle şimşekleri üzerine çekti. fakat bu tepkiler, avrupadan rusyaya uzanan bir turnenin başarılı geçmesine engel olamadı. hatta turnenin bir ayağı da türkiyedeydi. topluluk, ülkemizde de büyük ilgi gördü.
ünlü grup, 2003 yılında yine çok başarılı bir albüm sundu sevenlerine. "sleeping with ghosts" adını taşıyan albümün açılış parçası, sert bir enstrumental olan bulletproof cupid. bu şarkıdan sonra dikkatinizi çekecek ilk şarkı, kesinlikle world trade center sonrası yazılmış sleeping with ghosts. albümün ve placebonun kariyerinin en sağlam parçalarından biri. the bitter end, kesinlikle başarılı ve albümü satabilecek bir "stalker" şarkısı. albümün ikinci yarısı kesinlikle daha ilginç ve eğlenceli. ill be yours, second sight, protect me from what i want ve de centerfolds bu albümü bir bakıma kurtaran son 4 şarkı.
5. albümlerini cikarmiştir: meds. çıkış parçaları: song to say goodbye’dır
"türkiyeye gelsinler nooolur!.." dedigim grup. şöyle dünya gözüyle bir dinlesek canlı canlı da huzura ersek.
ayrıca; (bkz: meds)
ayrıca; (bkz: meds)
girilen entrylerin çokluğunu görünce, bilgiçlerin çoğunluğunun rock müzik sevdiğini bir kez daha anlamamı sağlayan başlık.
every you every me şarkısı ile ünlenmiş gruptur. bu grubu sevmek için bir tek şarkısını sevmek yeterlidir : ister istemez geri kalan bütün şarkılarını da deli gibi sevmeye başlarsınız. son olarak song to say goodbye şarkısının klibi ile kendimden geçmeme sebep olmuşlardır.
grubun solisti : brian molko
grubun solisti : brian molko
protege moi klipleri bir grup seksi anlatir ve pornografiktir. sarki guzel olsa da tvlerde yayinlanabilecegini sanmiyorum. klipte blowjob dan tutun da orgye kadar hersey sanatsal bir dille ifade edilmis.
where is my mind??
(bkz: i know)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?