pilav yapmayın pilav,
gitmez karadeniz’de.
pirinçler yağlar sular,
pişmez tenceremiz’de.
ne ayran’ı ne tuz’u,
fırlatır tansiyonu,
sobaların borusu,
zenci yok evimizde.
bırakın çan çalmayı,
davulları zurnayı,
millet böyle oynamayı,
çıkart kemençemizi.
o gün öyle desinler,
bugün cumaya gitsinler,
fatihalar, yasinler,
üç gulhüvella, felak, nas
mübarek ramazan ayında.
şerefini şanını,
şöhretini ananı,
çok severdim amcanı,
sen ne güzel ablamızdın o gün.
çin işi, japon işi,
tak fişi bitir işi,
soktumunun güneşi,
yaktı her tarafımı.
bizde varken bu duruş,
o duruşa vuruş kaç kuruş?
alayımız beş kuruş,
hepimiz sudan ucuz.
anladık var götünüz,
bellidir boy ölçünüz
kargalara gücünüz,
yetmez bu devirde.
gibi sözleriyle gönüllerde taht kuran bir türkümüzdür.
pilav yapmayın pilav
pilav yemekten cinlilerle bir akrabaligi oldugunu dusunmeye baslayan kisinin "lan yoksa" serzenisidir.
pilavı lapa gibi yapan becerikten uzak aşçılara bir serzeniş de olabilir pekala. böyle yapacağınıza yapmayın allah belanızı versin tadında.
pilav yemekten bıkmış çinli serzenişi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?