çocukken nefret ettiğim gündü.
tırnaklar o gün kesilir illaki banyo yapılır.
hem tv de de bişey olmazdı starda bizimkiler olurdu herkes onu izlerdi ben onu da sevmezdim.
pazar
hunharca harcanan bo$ vakitlerin en yogun harcandigi gundur.(vunharca diye biliyordum ama hunharcaymi$, baktim ögrendim. te$ekkurler tdk sozluk!)
en cansıkındırıçlı gündür. bir türlü sevemedim bu günü. nefrenç duyuyorum kendisine karşı.
bu günün sabah kahvaltısıda muhteşemdir kendisi gibi,cumartesi gününden sucuklar,salamlar filan alınır,tüm aile bireylerinin evde hazır bulunduğu gündür sırf bu günün kahvaltısı için.ilerleyen saatlerde herkes çil yavrusu gibi dağılır..bu günün en önemli özelliği geç kalkmaktır.
sozluk icin en boktan gunlerden birisidir. misal saat 17:31 ba$lik sayisi 7, entry sayisi 9. pehey.
büyük kahvaltıların günüdür. geç kalkılır, türlü miskinlikler yapılır. geçten geçe dışarı çıkılır. yok çıkılmayacaksa dışarı evde yatışa devam edilir. normal bi pazar böyle olmalı yaf. ben eski pazarlarımı özledim.
haftanın en boktan günüdür. pazartesi bile 10 basar kendisine.
tum sozluk yazarlarinin osura osura uyuduklari gun. saat olmu$ 12:55 ama allahin kulu yok ortaliklarda. vay arkada$.
kamu çalışanları ve bazı işçiler açısından tatil günüdür.
tatil günüdür. ve bugünün beni rahatsız eden tarafı da tam olarak bu sanıyorum. çalışan insanların neredeyse 5 te 4 ü, okuyanların ve zaten yapacak hiç bir işi olmayanların tamamı tatil yapar bugün.
insan herkesin tatil yaptığı bir zaman aralığında tatilde olduğunu nasıl anlayabilirki? haftanın 6 günü sabah erken kalkıp uğraşman gereken şeylerin başında bulunmak için evden çıkıyorsun; ama aynı apartmanda senin hemen üst katında oturan komşun da aynı şekilde sabahın çok erken saatlerinde yola çıkıyor. sonra hafta bitiyor, pazar geliyor. sabah nispeten daha geç kalkıp kahvaltı yapıyorsun tek başına. sonra yine, haftanın diğer altı gününden daha geç bir saatte bu sefer tamamen keyfi bir nedenden ötürü evden çıkıyorsun ve onu görüyorsun; aynı apartmanda senin hemen üst katında oturan komşun da o sabah nispeten daha geç kalkmış, kahvaltısını daha geç yapmış ve lanet olsun ki tıpkı senin gibi haftanın diğer altı gününden daha geç bir saatte ve tamamen keyfi bir sebepten ötürü evden çıkıyor.
oldu mu şimdi? ne farkı kaldı senin pazar gününün. yine herkesle aynı şeyleri yapmıyor musun işte?
benzer bir durum senelik izin muhabbetinde de var. sanki yönetmelikte böyle bir madde varmış gibi herkes yazın, özellikle temmuz-ağustos aylarında kullanıyor bu izni. sonra tahminen 20 gün sonra yine hep beraber işlerinin başına dönüyorlar. bir farkı yok ki. 20 gün önce her şey nasılsa şimdi de öyle. sadece biraz daha bronz ve tuz kokulu. düzenli bir işte çalışsaydım kesinlikle sonbahar ya da kış aylarında kullanırdım senelik iznimi; ama şükür ki öyle bir işte çalışmıyorum.
insan herkesin tatil yaptığı bir zaman aralığında tatilde olduğunu nasıl anlayabilirki? haftanın 6 günü sabah erken kalkıp uğraşman gereken şeylerin başında bulunmak için evden çıkıyorsun; ama aynı apartmanda senin hemen üst katında oturan komşun da aynı şekilde sabahın çok erken saatlerinde yola çıkıyor. sonra hafta bitiyor, pazar geliyor. sabah nispeten daha geç kalkıp kahvaltı yapıyorsun tek başına. sonra yine, haftanın diğer altı gününden daha geç bir saatte bu sefer tamamen keyfi bir nedenden ötürü evden çıkıyorsun ve onu görüyorsun; aynı apartmanda senin hemen üst katında oturan komşun da o sabah nispeten daha geç kalkmış, kahvaltısını daha geç yapmış ve lanet olsun ki tıpkı senin gibi haftanın diğer altı gününden daha geç bir saatte ve tamamen keyfi bir sebepten ötürü evden çıkıyor.
oldu mu şimdi? ne farkı kaldı senin pazar gününün. yine herkesle aynı şeyleri yapmıyor musun işte?
benzer bir durum senelik izin muhabbetinde de var. sanki yönetmelikte böyle bir madde varmış gibi herkes yazın, özellikle temmuz-ağustos aylarında kullanıyor bu izni. sonra tahminen 20 gün sonra yine hep beraber işlerinin başına dönüyorlar. bir farkı yok ki. 20 gün önce her şey nasılsa şimdi de öyle. sadece biraz daha bronz ve tuz kokulu. düzenli bir işte çalışsaydım kesinlikle sonbahar ya da kış aylarında kullanırdım senelik iznimi; ama şükür ki öyle bir işte çalışmıyorum.
anlamı olmayan tek gündür bence. pazartesi haftanın ilk günüdür, başlangıçtır. salı günü tatile dört kalır, çarşamba üç... oysa ki pazar bitişi anımsatır insana. belki bencilce olacak ama öğrenci kesimi için de bir hayli sıkıcıdır. bana hep beyaz atletiyle mangal yapan amcaları, oradan oraya koşturan çocukları hatırlatır. hele sahil kesimine hiç uğranmaz. trafik de bir o kadar berbattır. nedendir bilinmez, hava da bir o kadar boğucu olur. insanın dışarı çıkası gelmez.
ayrıca pazar gününün tatil olmasının nedeni, museviliğe göre, tanrının dünyayı 6 günde yaratması ve yedinci günde dinlenmesidir.
ayrıca pazar gününün tatil olmasının nedeni, museviliğe göre, tanrının dünyayı 6 günde yaratması ve yedinci günde dinlenmesidir.
aksamuzerine kadar havuza girerek daha sonrasinda ise bahcede mangal ve sarap keyfi yapilarak degerlendirilen gun.
sozlugun lanetli gunu. 8 sene once de boyleydi, bugun de boyle. degi$en tek $ey seneler.
bugün kü günün adıdır insanların çoğu evlerinde dinlenmektedir tabi işi gücü olmayanlar birde hafta içi yoğun tempoda çalışıp yorgun olanlar.
(bkz: pazar sabahı)
sozlugun tamamen bo$landigi gunler siralamasinda birinci siradadir. du$un ki ben bile sozlukte degilim, o derece.
tam yatma ve yayma gunudur. oh$.
$ahsim adina vucudunu yataktan dakika olsuın ayirmaksizin gecirilmesi gereken bir gundur. bir insan 24 saat araliksiz yatar mi lan! yatar.
evde pineklemek, yataktan asla cikmamak, kimse ile ileti$ime gecmemek anlamini ta$iyan gun. $ahsim adina yataktan kazisalar kazinmam pazar gunleri, o derece.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?