paydos
paydos bundan böyle çılgınlıklara;
sert konuşmaya başladı aynalar.
yetişir koştum aşkın peşi sıra;
bitirdi beni bu içki, bu kumar.
ne saklayayım gaflet ettiğimi?
elimle batırmışım gençliğimi;
binip bineceğim en güzel gemi!
aldığını geri vermez dalgalar.
meyhaneler, sabahçı kahveleri,
cümle eş dost, şair, ressam, serseri,
artık cümbüşte yoksam geceleri,
sanmayın tarafımdan ihanet var.
yaş ilerliyor... artık geçti bizden;
kişi ev bark edinmeli vakitken,
gün gelince biz değil miyiz ölen?
cenazemiz yerde kalmasın dostlar...
cahit sıtkı tarancı
paydos
cevat fehmi başkut, pek az tanınmasına rağmen, yazdığı 23 oyunla, türk tiyatrosuna büyük emeği geçmiş çok değerli bir yazardır. övünülecek bir şey mi bilmem ama ben bu 23 oyunun tamamını okudum. hatta bu 23 oyundan 15’i kitaplığımda mevcut. pek güçlüklerle temin ettiğim bu oyunların her biri benim için paha biçilmez değerde.
“paydos” başkut’un en çok bilinen eserlerinden biri. benim de çok beğendiğim bir oyundur ayrıca. birkaç kez okumuştum. mesleğine aşık bir ilkokul mualliminin, etrafındaki para-mal düşkünü kişilerle olan mücadelesidir, oyunun konusu.
dün gece, ege tv’de, başkut’un paydos oyununun sinemaya uyarlanan filmini izledim. muallim murtaza rolünde sadri alışık oynuyor. hani bir rol, oyuncuya ancak bu kadar yakışır. sadri alışık, hüzünlü ve samimi yüzüne yakışan bu rolü, gerçekten hakkını vererek oynamış. diğer oyuncular da, en az onun kadar başarılı. kötüyü oynayan vahi öz, ali şen, mualla sürer oyunculuklarının zirvesinde. vahi öz’ün karısı rolündeki mualla sürer’e “hanım sen sus!...” diye ünlenişi, onun da “sustum hacı bey!...” diye yaltaklanışı hala yüzümde hafif tebessümlere sebep oluyor. hepsi rahmetlik olmuş bu oyuncuları izlerken, dudaklarımın ucuna geliveren fatihayı okumadan edemedim. cenab-ı allah, mimikleriyle, sözleriyle kalbimizi ışıtan bu oyuncuların kusurlarını affetsin ve mekanlarını cennet eylesin!
film ile oyun arasında farklılıklar da var. oyunun sonunda muallim murtaza, hacı-muhtar ikilisine yenilir ve öğretmenlikten istifa edip bakkallık yapmaya başlar. filmde ise mutlu son var. hacı-muhtar ikilisinin düzenbazlıkları ortaya çıkar ve muallim murtaza yeniden okula döner. bana kalırsa “oyunun” finali, “filmin” finalinden daha etkileyicidir. ilk kez okuyormuşum gibi hala ruhumda tatlı ürpertiler uyandıran, muallim murtaza’nın oyunun sonundaki duygusal tiradı şöyle:
: kağıt kalem alın çocuklar... yazdıracağım parçanın adı mektep... fatma... yine burnun akıyor. al, sil bakayım, minimini yaramaz... sonra sana pis çocuk derler, ayıptır. evet, yazdıracağım parçanın adı mektep... çocuklar mektebi sevin, okumayı sevin... hayatta en temiz yer burası, en güzel şey okumak.... sonra ikisini de çok, pek çok arayacaksınız... dışarısı karanlık, gürültülü, korkunç... oh, buranın havasında bile bir başka koku var. sükun ve huzur kokuyor. ağrıdan sızlayan başım dinleniyor. mektebinizi sevin, mualliminizi sevin çocuklar…
paydos
yönetmen : ülkü erakalın
oyuncular : sadri alışık, vahi öz, mualla sürer, ali şen, gülistan güzey, nubar terziyan
yapım : 1968-türkiye
tür : dram
“paydos” başkut’un en çok bilinen eserlerinden biri. benim de çok beğendiğim bir oyundur ayrıca. birkaç kez okumuştum. mesleğine aşık bir ilkokul mualliminin, etrafındaki para-mal düşkünü kişilerle olan mücadelesidir, oyunun konusu.
dün gece, ege tv’de, başkut’un paydos oyununun sinemaya uyarlanan filmini izledim. muallim murtaza rolünde sadri alışık oynuyor. hani bir rol, oyuncuya ancak bu kadar yakışır. sadri alışık, hüzünlü ve samimi yüzüne yakışan bu rolü, gerçekten hakkını vererek oynamış. diğer oyuncular da, en az onun kadar başarılı. kötüyü oynayan vahi öz, ali şen, mualla sürer oyunculuklarının zirvesinde. vahi öz’ün karısı rolündeki mualla sürer’e “hanım sen sus!...” diye ünlenişi, onun da “sustum hacı bey!...” diye yaltaklanışı hala yüzümde hafif tebessümlere sebep oluyor. hepsi rahmetlik olmuş bu oyuncuları izlerken, dudaklarımın ucuna geliveren fatihayı okumadan edemedim. cenab-ı allah, mimikleriyle, sözleriyle kalbimizi ışıtan bu oyuncuların kusurlarını affetsin ve mekanlarını cennet eylesin!
film ile oyun arasında farklılıklar da var. oyunun sonunda muallim murtaza, hacı-muhtar ikilisine yenilir ve öğretmenlikten istifa edip bakkallık yapmaya başlar. filmde ise mutlu son var. hacı-muhtar ikilisinin düzenbazlıkları ortaya çıkar ve muallim murtaza yeniden okula döner. bana kalırsa “oyunun” finali, “filmin” finalinden daha etkileyicidir. ilk kez okuyormuşum gibi hala ruhumda tatlı ürpertiler uyandıran, muallim murtaza’nın oyunun sonundaki duygusal tiradı şöyle:
: kağıt kalem alın çocuklar... yazdıracağım parçanın adı mektep... fatma... yine burnun akıyor. al, sil bakayım, minimini yaramaz... sonra sana pis çocuk derler, ayıptır. evet, yazdıracağım parçanın adı mektep... çocuklar mektebi sevin, okumayı sevin... hayatta en temiz yer burası, en güzel şey okumak.... sonra ikisini de çok, pek çok arayacaksınız... dışarısı karanlık, gürültülü, korkunç... oh, buranın havasında bile bir başka koku var. sükun ve huzur kokuyor. ağrıdan sızlayan başım dinleniyor. mektebinizi sevin, mualliminizi sevin çocuklar…
paydos
yönetmen : ülkü erakalın
oyuncular : sadri alışık, vahi öz, mualla sürer, ali şen, gülistan güzey, nubar terziyan
yapım : 1968-türkiye
tür : dram
isin bittigi andir. yorgun bir gunun en guzel anidir ayni zamanda. bazi yerlerde saat ile belirtilmis olmasina karsin, bazi yerlerde is ne zaman biterse paydos o zaman yapilir, belli bir saati hic olmaz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?