nefes vatan sağolsun

3 /
ozee
filmde yanlılıktan ziyade duygusal öğelere çok yer verilmiş, çatışma , savaş sahneleri günümüz dizileri ve filmlerindekinden daha gerçekçi. siyasi bir mesajdan ziyade olan yansıtılmaya çalışılmış. bu filmden de kurumun kaybolan prestijini yükseltme çabası manasını çıkarmak çok gülünç ve herşeye bir bok atma meğilciliğinde olur. bu toplum bireylerin yaşadığı gerçekleri, yaşanılan anılarla ve teknik yetilerle görsel süslemedir. daha öncesinde benzeri yapılmamış türk yapımı güzel bir filmdir.
tasarimharikasi
bu topraklarda çekilen gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri. hatta ortalama bir amerikan filminden daha profesyonelce -propaganda yapmadan, ortalığı velveleye vermeden- işlenmiş konu.
lenix
nefes:vatan sağolsun filminin ilk teasırını gördüğümde gerçekten heyecanlanmış ve iyi bir film görmek namına ümitlenmiştim. çünkü her ne kadar hergün gazete yoluyla olsun, televizyonla olsun haşır neşir olsakta sinema perdesinde pekte görmeye alışkın olmadığımız bir kimlikti türk askeri... onları nihayet sinemada görecektik ve bu benim için önemli bir olaydı.

içinde savaş ve asker olan bir film çekmek her zaman zor olmuştur. ne kadar masum ya da objektif olmaya çalışırsanız çalışın eleştiri oklarından kaçamazsınız. militarizm propagandası yapmakla suçlanabilir, duygu sömürüsü yapmakla itham edilebilirsiniz. kendinizi herkese beğendirmeniz neredeyse imkansızdır. ayrıca bu tür bir filmden ne beklediğiniz ve filmin size ne sunmak istediğide çok önemlidir. eğer sizin beklentiniz ve filmin sunduğu şeyler örtüşmezse dünyanın en iyi filmi bile olsa beğenmezsiniz, ve içinde askerler ve çatışma olan böyle bir filmden de pek çok farklı şey bekleyebilirsiniz; mükemmel savaş sahneleri, milliyetçi duygularınızın okşanması, kahraman kesilmiş cengaverler, yada tam tersi ’savaşa hayır’ naraları atan antimilitarist bir film.

peki nefes filmi bize ne sunmak istiyor? işte sorulması gereken soru bu. bence askerin ’o anını’ sunmak istiyor. o anı bütün yalınlığıyla sunmak ve askerle birlikte o anı yaşamamızı istiyor. nöbet yerinde üşüyerek beklerken onunla birlikte beklememizi, komutan bütün bir bölüğe ’’uyursan ölürsün!’’ diye fırça attığında seninde o askerle birlikte o fırçayı yemeni, uyuyamadığında seninde uyuyamamanı, kabus gördüğünde seninde onunla birlikte o kabusu görmeni istiyor. çatışma çıktığında ise tıpkı o çatışmadaki asker gibi seninde gündüz olsun diye dua etmeni istiyor, ve bir nebze de olsun film bunu başarıyor.

ayrıca film bana fazlasıyla stanley kubrick’in başyapıtı full metal jacket’i hatırlattı (bakın benziyor demiyorum, hatırlattı diyorum). neredeyse o filme türk sinemasının cevabı gibi ve filmin o filmle kıyaslanıcak pek çok sahnesi var. askerlerin saç traşı olduğu sahne olsun, koştukları sahneler olsun, komutanların uzun tiradıyla olsun (kaldı ki bizim filmimizde komutan her ne kadar askerlerine bağırsa da özünde onların iyiliği isteyen birisi olduğunu ve oğlunu fırçalayan bir baba edasında olduğunu biliyoruz, ama diğer filmde komutan askerlerine yeni sahip olduğu kölesi ya da köpeği muamelesi çekiyor) her iki film amerikalılarla bizlerin askerliğe ne kadar faklı gözlerle baktığımızı gösteriyor. onlar askerde birer cani yaratmaya çalışırken bizler insanlığını asla kaybetmeyen onurlu askerler yaratmaya çalışıyoruz. bu iki film arasında beni en düşündüren parallellik ise şu oldu. full metal jacket filminin sonunda amerikan askeri vietnamlı kadın suikastçiyi öldürmekle öldürmemek arasında tereddüt ediyor ve sonunda nefsine hakim olamayıp onu öldürüyordu. nefes filminde de buna benzer şekilde bir türk askeri etkisiz haldeki bir pkklıyı öldürmekle öldürmemek arasında gidip geliyor. ne yaptığını söylemiyeceğim. siz tahmin edin.

filmde oyunculuklar iyi (ki filmde bulutlarında küçümsenmiyecek bir rolü var, ayrıca yüzbaşıyı oynayan oyuncuyu (mete horozoğlu) çok beğendim), görüntüler çoğu kez kartpostal kalitesinde ve müzikler çok dozunda kullanılmış. diyalogların ise genel olarak lezzetli olduğunu söyleyebilirim (özel olarak askerlerin telefon görüşmesine bayıldım).

filmin finalindeki çatışma sahnesinden fazlasıyla etkilendiğimi ve başarılı bulduğumu söyleyebilirim. çatışma sahnesindeki silah ve bomba gürültüsü öyle abartılı değil, dozunda. en azından günümüz holywood aksiyonlarına nazaran bu filmdeki gürültünün çok masumane olduğunu söyleyebilirim. ayrıca yönetmen (levent semerci) o anı yaşatmak konusunda çok başarılı.

sonuç olarak ilgiye değer bir yapım nefes:vatan sağolsun. eğer irdelerseniz filmde pek çok mantık hatası bulabilirsiniz, (karlarla kaplı bir bölgede askerlerin yeşil üniforma giymesi, örgüt liderinin rahatlıkla telefon konuşmalarına katılması gibi) ama bunları yapıp keyfinizi kaçırmanızı tavsiye etmem. çünkü sinemamızın ihtiyacı olan türde bir film bu.

en azından kendi adıma diyebilirim ki, sinemada kurtlar vadisi:irak gibi bir film görmektense böyle bir film görmeyi tercih ederim.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol