bu sorunun yaniti ne kadar kabul edilmek istenmese de iki yonludur. bunlardan birincisi ekonomik boyut, ikincisi 22 temmuz secim kararidir.
ekonomik boyuttan bahsedecek olursak; kisilerin iddia ettikleri gibi ak partinin yoksullara yaz ayinda komur vermesi ya da 2001de krize suruklenen turkiyenin hakikaten bir ekonomik gelisme kaydediyor olmasiyla aciklanabilir. bu durum toplumu, toplumda yasiyan insanlari ayri ayri birey olarak olumlu yonde etkilemistir ki insanlar surekli tekrarladiklari lafi agizlarina alma geregi duymuslardir -istikrar. ayrica eger 23 temmuz sabahi guler sabanci yuzu gulerek secim sonuclarini olumlu buluyoruz diye bir aciklama yapıyorsa bu hukumet hem isciye hem de isverene yaramis demek oluyor.
bir ulkedeki ekonomik gelisimi anlamanin bircok yolu vardir. bunlardan birini burada paylasmak istiyorum. mesela; ekonomik sikinti donemleri reklamlarini hatirlayaniniz vardir heralde. alo matik hem renklilere hem beyazlara tum hassas camasirlariniz icin. ya da rejoice sac kremi sampuan hepsi bir arada, kepekli, yagli boyali tum sac cesitleri tek sampuan... ekonomik sikinti nedeniyle her sey icin tek bir urunun iyi geldigi yonunda bir pazarlama stratejisi kullanirlar cunku baska sanslari yoktur. ancak ekonomide refah donemi yasandiginda ise şu tarz reklamlarla karsilasiriz; yeni omo matik yunlu kazaklariniz icin; ya da yeni ariel renklileriniz solmasın diye...
sizce hangilerinin yayinlandigi bir donemdeyiz?
ikinci aci olan 22 temmuz secimlerine gelecek olursak. ak partinin ilk cumhurbaskanligi secimlerinden once oyle demokratik bir tavrı yoktu kimse bir sey soylemesin. ancak bu demek degil ki ak parti anti-demokratik bir yolla o gune ulasti. o da degil. ancak nisan secimlerinde ak parti, yasadigi engellenmeyi kendi cikarlari dogrultusunda manipule ederek demokratik bir tavir kazandı ve bunun savasini vermeye basladi. yonetimde de kadro da da buyuk degisiklikler bu yonde ortaya cikmaya basladi. ertugrul gunay, zafer uskul gibi insanlar bu durumun bizatihi ornekleridirler. diger tarafta ise askeri darbe umudiyle askere ortak cikmak isteyen, halkin kendisine karsi kendileri halkmiscasina hareketlerde bulundular. ancak bu ulkenin hafizasi kuvvetliymis. bu ulke darbelerle neler cektigini unutmamis. o yuzden de sandikta ak parti dediler. hatta dtp bile bin umut adaylarindan doguda bekledigi kadar yuksek performans goremedi. neden mi? cunku pkk da olsa mehmetcik de olsa olen, geride kalip aglayan bir anneydi. sizlayan bir anne yuregiydi.
bir de bu acidan bakip kendi basarisizliklarini baska yerlere yuklemeye calismak yerine kisiler oz elestiride bulunsalar gelecek icin daha faydali seyler yapmis olacaklardir kendileri adina.
neden akp
(bkz: anketimsi)
ingiliz bir araştırma firması yıllar önce türkiyeyi %80 i sağcı %20 si solcu eğilim gösteren insanlar olarak tanımladı. 1980 ve sonrasındaki sağ parti iktidarları 19 yıl boyunca süre gelmiş bu süreçte 2 kez sol partiler koalisyonların junior ortağı olarak kalmışlardır. buda türk halkın sağdaki bütün partilerin iktidarı denemiş olduğu ancak hepsinin başarısız olduğu kanaati oluşturmultur ki doğrudur. 2002 yılında eski istanbul büyükşehir belediye başkanı recep tayyip erdoğan ve saz arkadaşları tarafından kurulan parti ve değiştik söylemleri halkın dikkatini çeker. ve halk kendisine iktidar verir. bu iktidarın değişik bir tarzı vardır daha öncekilere nazaran buda halkın hoşuna gider. değişen birşey toktur daha önceki 19 yıllık iktidarlara nazaran ancak söylev farklıdır. hocaları necmettinden öğrendikleri pasif agresif tutumlarını hiç bozmamakta karşılarına çıkacak rakipleri tutundukları aptal tavırla çıldırtacak durumdadırlar. rakipleri o kadar çıldırır ki askeri yandaş görür kendine. işte burada enbüyük yanılgıya düşer rakipler, ne yazıkki halk içinde olan ordu düşmanlığını sadece korkusundan konuşamamaktadır. madem öyle der alsana asker,chp,mhp vs. deyip yapıştırır akp ye oyunu.
edit: tamamını okuyunuz ve anlayınız.
edit: tamamını okuyunuz ve anlayınız.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?