galatasaray ın bu yıl kadroda istemediği oyunculardan biri.
diğerleri,
(bkz: cihan haspolatlı)
(bkz: hasan kabze)
(bkz: orhan ak)
necati ateş
steven seagali andıran gs li futbolcu.
sözlükte yazanlara, galatasaray öncesi döneme ve ilk galatasaray yıllarına bakınca; müthiş bir düşüş yaşadığını görerek üzüldüğüm futbolcu. çok önemli bir golcüyken, gerçekten gitmesi durumunda sevinilecek duruma düşmüştür galatasaraylılar için. yolu açık olandır.
hakkında beşiktaşa transfer olacağına dair söylentiler olan forvet.
(bkz: sinan engin)
(bkz: sinan engin)
dedeme göre yağlı baş.
galatasarayda oynadığı 94 maçta 48 gol atmıştır.
www.sporx.com isimli sitenin haberine göre ankaraspor ile anlaşmış futbolcudur. galatasaray ile bonservis pazarlıkları sürmekteymiş. kendisi parayı futbolculuktan değil şirket kurup i melih gökçek’ten ihale alarak kazanacakmış. hadi hayırlısı.
(bkz: steven segal)
ates olsa curmu kadar yer yakar derler bu o kadar da yer yakamıyor, vay arkadasım ya bi insan bu kadar mı kotu futbolcu olur...
adana sporda oynarken "ah bi gelsede 3 büyüklerde,izlesek..kimbilir neler yapar" dediğimiz..gelip,bişeyler yapan fakat yeterince tatmin edici olamayan futbolcudur.ankara sporda top koşturmaktadır.. yorumlara göre vasatı aşmamakta direnmektedir..
sezon sonuna kadar istanbul büyükşehir belediyesinde forma giyecek forvet.
önümüzdeki yerel seçimlerde büykşehirlerden birinden belediye başkanı seçilmesi muhtemel sporcu. seçimlere kadar belediyeciliğin bütün inceliklerini öğrenecektir zannımca.
ispanya nın real sociedad klübüne bir yıllığına kiralık gönderilen galatasaray lı futbolcu.
ara transfer döneminde antalyaspordan galatasaraya transfer olan oyuncu. tam da galatasaray-antalyaspor maçından hemen önce.
şimdi aklıma futbolda şike soruşturması kapsamında içeri alınan ve altı ay boş yere hapis yatan, itibar yitiren beşiktaş yöneticisi serdal adalı ve eski teknik direktörü tayfur havutçu geliyor. neydi onların suçu? beşiktaş ile istanbul büyükşehir belediyespor arasında 2011 kupa finali öncesi bu ikili adına bir menajerin ibbli futbolcu ibrahim akına transfer teklif etmesi. bu iki olay birbirine benzemiyo mu amk? hatta beşiktaşın bu olaydan dolayı küme düşme ihtimalinden bile bahsediliyor. bi de hala galatasaray sütten çıkmış ak kaşık gibi konuşmuyor mu ortalarda!
şimdi aklıma futbolda şike soruşturması kapsamında içeri alınan ve altı ay boş yere hapis yatan, itibar yitiren beşiktaş yöneticisi serdal adalı ve eski teknik direktörü tayfur havutçu geliyor. neydi onların suçu? beşiktaş ile istanbul büyükşehir belediyespor arasında 2011 kupa finali öncesi bu ikili adına bir menajerin ibbli futbolcu ibrahim akına transfer teklif etmesi. bu iki olay birbirine benzemiyo mu amk? hatta beşiktaşın bu olaydan dolayı küme düşme ihtimalinden bile bahsediliyor. bi de hala galatasaray sütten çıkmış ak kaşık gibi konuşmuyor mu ortalarda!
klüpler aralarında anlastıktan sonra gerçeklesmis transfer yani necati transferinin görüsme tapeleri olmadığı gibi bir kaç haftadır ve sezon basında da gündeme geldiğini varsayarsak transferin son günü olması sebebi ile hızlı bir sekilde gerçeklestiği sonucuna varılabilir, yani bu durumu şike yapmak olarak algılayabilen bünyeler zaten şikenin tanımından bir haber oldukları ayrı bir tartısma konusu olmakla beraber söz konusu ibrahim akın ve can arat tapeleri incelendiği vakit, ortada transfer görüsmesinden daha çok alaylı bir dille "maca cok asılmayacaksınız değil mi" tarzı yaklasımlar mevcuttur.
demem o dur ki galatasaraya herhangi bir katkısının olacağını zerre kadar düsünmüyorum fakat algıda sıkıntı yasayan bir takım taraftarlarca "olum iste buda sike bize yazık değil milan" sorularını gündeme getirerek hem o bir takım taraftarlara algı problemi yasatmakta hemde yarar sağlasın diye alınan takıma zarar vermekte olan fitbolcu.
not: türkiye tarihinde a olsun b olsun şikeden uzak durmus bir takım olduğunu düsünmemekteyim, fakat elinde argüman dahi olmadan bir seyleri ortalık yerlere kusmakta insanlarda anlık bir ferahlama rahatlama sağlarken bunun dısında ekstra bir , yarar sağlamayacaktır, "her klüp tertemiz sampiyonluklar kazanmıstır" cümlesi ne kadar komik ise necatinin transferinin sike ile bağdastırılması ve bu sekilde değerlendirilmesi o derece komiktir.
son not: olum fanatik taraftar gibin entri girdim lan ben artık burada durmam hemen bir kaç futbol forumuna srv1905 falan diye üye olup ortalığı kasıp kavurucam ben kaçar.
demem o dur ki galatasaraya herhangi bir katkısının olacağını zerre kadar düsünmüyorum fakat algıda sıkıntı yasayan bir takım taraftarlarca "olum iste buda sike bize yazık değil milan" sorularını gündeme getirerek hem o bir takım taraftarlara algı problemi yasatmakta hemde yarar sağlasın diye alınan takıma zarar vermekte olan fitbolcu.
not: türkiye tarihinde a olsun b olsun şikeden uzak durmus bir takım olduğunu düsünmemekteyim, fakat elinde argüman dahi olmadan bir seyleri ortalık yerlere kusmakta insanlarda anlık bir ferahlama rahatlama sağlarken bunun dısında ekstra bir , yarar sağlamayacaktır, "her klüp tertemiz sampiyonluklar kazanmıstır" cümlesi ne kadar komik ise necatinin transferinin sike ile bağdastırılması ve bu sekilde değerlendirilmesi o derece komiktir.
son not: olum fanatik taraftar gibin entri girdim lan ben artık burada durmam hemen bir kaç futbol forumuna srv1905 falan diye üye olup ortalığı kasıp kavurucam ben kaçar.
fanatiklikleri kendileri tarafından dahi gizlenmeyen bazı taraftarlarca... ya niye "bazı" diycem lan, isim vermekten kaçarak laf atmaya kalkan çok akıllı yazarlar gibi. zaten 2 kişiyiz bugün şu başlıkta. ne lan bu "bünyeler, bir takım taraftarlar..." lafları? (birtakım kelimesi doğru yazılmış olsa neyse) birine cevap vermeye kalkınca insan neden kendini tayyip erdoğanın kılıçdaroğluna laf yetiştirmeye çalıştığı kürsüde sanar ki?
fanatikliğe kötü gözle bakmam kesinlikle, ama objektif olmak veya olamamak bambaşka bir şey. abuk subuk konuşmaya da gerek yok. bahsettiğim iki olay arasındaki benzerlikleri fanatiklikten gözü dönmemiş herkes rahatlıkla fark edebilir. asıl mesele şu; kimse, bir olay kendi başına gelmeden işin doğrusunu konuşmuyor, kendini sütten çıkmış ak kaşık sanıyor. bakalım olaylara;
- ibrahim akın olayındaki etik dışı olay neydi? kesinlikle transfer dönemi olup olmaması ya da kulüp başkanının transfer görüşmelerinden haberdar olup olmaması değildi(ibb başkanı göksel gümüşdağ transfer teklifinden haberdar olduğunu itiraf etti zaten). etik olmayan şey, rakip takımla yapılacak maçtan önce o takım oyuncusuna transfer teklifinde bulunmaktı. bu teklifi yapan da doğrudan beşiktaş yöneticileri bile değildi, transferle ilgili yetki verilmemiş bi menajerdi. galatasaray ise doğrudan menajersiz yaptı olayı. tape mape olayı da konuyla ilgili olunmadığının kanıtı, can aratla ibrahim akının yer aldığı tapeler ibb-fenerbahçe maçıyla ilgiliydi. sallayayım ortalığa bir sürü alakalı alakasız laf, argüman da ortalık kalabalık gözüksünki bir bir şey biliyorum mantığıyla hareket edilmiş.
yine galatasarayın büyük yaygara koparttığı emenike olayı var, daha bir benzer olay necati ateş transferiyle. fener-karabük maçından önce emenikenin sakat olduğu açıklanmıştı ve emenike fener maçında oynamamıştı. ve aynı dönem fenerin kendisiyle anlaştığı döneme denk geliyordu. ne denmişti? fener satın aldı emenikeyi, rakip takım tam da maç öncesi güç kaybetti falan filan. şimdi durum farklı mı? çıkaralım at gözlüğünü bakalım. bu üç ayrı olay da bence mide bulandıran olaylar. ama gel gör ki eskiden beri yapılan şeyler. asıl şaşırdığım insanın kendi yararına olacaksa siyaha beyaz diyebilmesi.
fanatikliğe kötü gözle bakmam kesinlikle, ama objektif olmak veya olamamak bambaşka bir şey. abuk subuk konuşmaya da gerek yok. bahsettiğim iki olay arasındaki benzerlikleri fanatiklikten gözü dönmemiş herkes rahatlıkla fark edebilir. asıl mesele şu; kimse, bir olay kendi başına gelmeden işin doğrusunu konuşmuyor, kendini sütten çıkmış ak kaşık sanıyor. bakalım olaylara;
- ibrahim akın olayındaki etik dışı olay neydi? kesinlikle transfer dönemi olup olmaması ya da kulüp başkanının transfer görüşmelerinden haberdar olup olmaması değildi(ibb başkanı göksel gümüşdağ transfer teklifinden haberdar olduğunu itiraf etti zaten). etik olmayan şey, rakip takımla yapılacak maçtan önce o takım oyuncusuna transfer teklifinde bulunmaktı. bu teklifi yapan da doğrudan beşiktaş yöneticileri bile değildi, transferle ilgili yetki verilmemiş bi menajerdi. galatasaray ise doğrudan menajersiz yaptı olayı. tape mape olayı da konuyla ilgili olunmadığının kanıtı, can aratla ibrahim akının yer aldığı tapeler ibb-fenerbahçe maçıyla ilgiliydi. sallayayım ortalığa bir sürü alakalı alakasız laf, argüman da ortalık kalabalık gözüksünki bir bir şey biliyorum mantığıyla hareket edilmiş.
yine galatasarayın büyük yaygara koparttığı emenike olayı var, daha bir benzer olay necati ateş transferiyle. fener-karabük maçından önce emenikenin sakat olduğu açıklanmıştı ve emenike fener maçında oynamamıştı. ve aynı dönem fenerin kendisiyle anlaştığı döneme denk geliyordu. ne denmişti? fener satın aldı emenikeyi, rakip takım tam da maç öncesi güç kaybetti falan filan. şimdi durum farklı mı? çıkaralım at gözlüğünü bakalım. bu üç ayrı olay da bence mide bulandıran olaylar. ama gel gör ki eskiden beri yapılan şeyler. asıl şaşırdığım insanın kendi yararına olacaksa siyaha beyaz diyebilmesi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?