seslendirdiği parçaların içine bolca sıçan, sıvayan sentezci türkücü.
mustafa yıldızdoğan
türkiyem adlı parçayı iyi seslendiren sanatçı.
türkiye faşizminin türkülerini seslendiren şahıs.
amirim siiri ile biz bu hallere duzecek adammiydik siiri cok guzeldir.
hele amirim dinleyince adamin tuylerini diken diken eder.
hele amirim dinleyince adamin tuylerini diken diken eder.
populerlestikce muziginde degismeler olmus insan. boyle olmasina ragmen hicbir zaman kimligini ve fikirlerini gizlememistir.
belki de $iirleri guzeldir ama aglamakli ses tonundan oturu bir $ey anlayamiyorum ki ben bu adamin.
sanatcinin kendi agizindan hayati ;
1966 konya kadinhani ornekkoy dogumluyum. ciftci bir ailenin 7 cocugunun ortancisiyim. tahsilim lise terk. askerligimi 1986-1988de egirdir ve adiyamanda tamamladim. 1990da evlendim. ahmet, gulsum ve irem adlarinda uc can parcam var.
sanata 1982 yilinda hayalini kurdugum baglama ile basladim. hic kimseden ders almadan, kendi kendime ama bikmadan usanmadan cok calisarak, gece uykularini yuregime ve sevdama hapsederek bu gunun temelini attim. gerci bir gun sanatci olacagim diyerek degil. o gunku hasin, hircin, deli dolu duygularimi karacaoglan gibi yunus gibi sifresi yalniz bana ait olmak uzere ruhumdaki kara bulutlari dagitmak icindi. meger yuce mevlam rizkimizi sanatla verecekmis de haberimiz yokmus. cok kucuk yaslarda agabeylerimin ve arkadaslarinin vatan ve millet icin ne kafa yorduklarini, bazi zaman goz yasi doktuklerini unutamam. beni once allaha iyi bir kul, ana-babaya iyi bir evlat, yuce milletime de iyi bir fert olarak yetistiren anamdan, babamdan ve agabeylerimden allah razi olsun.
1989 yilinda kadinhani ulku ocaginin konseri ile baslayan ve bu gunlere gelen zor ama guzel bir seruven. 1990 yilinda pendik ulku ocaginin konserinde sahne alan alperen ile tanismamiz ve kaset teklifi.....
doguyoruz ufuklardan, usuyorum ve turkiyem
unkapani muzik piyasasinda bir yere gelmenin zorlugunu hatta imkansizligini biliyordum. ama neden olmasin. alperen umutluydu benden. yakalayacaktik. bir turku lazimdi. iste o turku: siirin yazari, omur boyu vatan hainleriyle, kalemi ile savasan, yilmayan, yikilmayan ve su an hastalikla savasan saygideger buyugumuz dilaver cebeci. bestesi kendime ait olan turkiyem turkusu.
bize kapanan demir kapilari, yuregimizden kopan firtina ile yikiyorduk. 7den 70e herkes sagcisi solcusu istemeseler bile mecbur kaliyorlardi, millî gunlerde, millî maclarda, hemen hemen her siyasi parti secim zamanlarinda devlet protokolunde turkiyemi caliyorlardi. basarmistik.
yon vermeliydik sanata. sevdali genclerimiz sifresini cozmeliydi askin, bizim turkulerimizle.
han duvarlari albumunden sonra selcuklu muzikten yani alperenden ayrilmak zorunda kaldim. bu yere gelmemde cok buyuk emegi olan sevgili agabeyim alperene sonsuz tesekkurler...
akbas muzikin sahibi yilmaz akbas ile baslayan yeni bir donem..
yil 1995. kasetimiz bitmisti. sonradan bir hafta icinde besteleyip aranjesini yapip, okuyup kasete dahil ettigimiz, basbuguma yaktigim agit ve yandi yurekler yandi. o nasil duygu idi anlatamam. mekanin cennet olsun basbugum.
bu vatan kimin, mektup ve insanlar ...
bu vatan kimin albumunde, saclarin turkusu ile daha genis kitlelere ulastik. mektup albumu ile turkiyede en cok satan 5 kaset arasina girdik. cikmadigimiz tv kanali kalmadi.1990 yilindaki hayallerimizi coktan astik. gelen her basari bizi citamizi yukseltmeye mecbur kildi. geldigimiz nokta mukemmel ve guzel ama yeterli degil.
fikrimden, dusuncemden, tasidigim butun degerlerden taviz vermeden , buralara gelebilmenin guzelligi ve sevincini yasiyorum.
sozun kisasi degerli gonuldaslarim; hic bir egitim almadan, hic bir kimseden yardim gormeden, gece uykusuna hasret, evime hasret, esime, cocuklarima hasret, ote yandan da en guzel vuslat. sabrin, sukrun ve azmin neticesi.
iyi gunde, kotu gunde her konserde, cebinizdeki son kurusu ile bilet alarak bize guc veren salonlari, statlari tiklim tiklim dolduran gencler, kendi evlatlarindan bizi ayirt etmeyen, namazlarinin ardinda bize de dua eden analarim, bacilarim, agabeylerim sizin duygulariniza tercuman olabilmek icin ugrastik. eger zerre kadar basarili olabildiysek ne mutlu bize.. butun gaye ve cabamiz genclerimiz. onlar bizden kabiliyetli , daha cesur, daha sabirli, daha inancli, daha azimli ve her seyi ilimle ve en onemlisi sevgiyle basaracaklar. onlara deryada bir katre, kucucuk bir isik olabildi isek ne mutlu bize. ve ne mutlu ayni dilek, ayni umut ,ayni ulkude paylasmasini bilen ,sevdigini riyasiz seven gonullere ve ne mutlu turkum diyene.
hakkiniz helal edin.
sanatcinin 1990 ilk albumu doguyoruz ufuklardan ile baslayan ve 2005 yilinda son albumu satan satana, olmakla birlikte 15 yilda 13 album var.
(bkz: doguyoruz ufuklardan)
(bkz: usuyorum)
(bkz: turkiyem)
(bkz: han duvarlari)
(bkz: yandi yurekler yandi)
(bkz: bu vatan kimin)
(bkz: mektup)
(bkz: insanlar)
(bkz: sevmeyen bilmez)
(bkz: artik kafaya takmam)
(bkz: biz bu hallere dusecek adammiydik)
(bkz: karsiliksiz sevmedikmi)
(bkz: satan satana)
1988 yilindan bu gune kadar, edirneden karsa, avusturyadan ingiltere ye kadar binlerce konserleri bulunmaktadir.
1966 konya kadinhani ornekkoy dogumluyum. ciftci bir ailenin 7 cocugunun ortancisiyim. tahsilim lise terk. askerligimi 1986-1988de egirdir ve adiyamanda tamamladim. 1990da evlendim. ahmet, gulsum ve irem adlarinda uc can parcam var.
sanata 1982 yilinda hayalini kurdugum baglama ile basladim. hic kimseden ders almadan, kendi kendime ama bikmadan usanmadan cok calisarak, gece uykularini yuregime ve sevdama hapsederek bu gunun temelini attim. gerci bir gun sanatci olacagim diyerek degil. o gunku hasin, hircin, deli dolu duygularimi karacaoglan gibi yunus gibi sifresi yalniz bana ait olmak uzere ruhumdaki kara bulutlari dagitmak icindi. meger yuce mevlam rizkimizi sanatla verecekmis de haberimiz yokmus. cok kucuk yaslarda agabeylerimin ve arkadaslarinin vatan ve millet icin ne kafa yorduklarini, bazi zaman goz yasi doktuklerini unutamam. beni once allaha iyi bir kul, ana-babaya iyi bir evlat, yuce milletime de iyi bir fert olarak yetistiren anamdan, babamdan ve agabeylerimden allah razi olsun.
1989 yilinda kadinhani ulku ocaginin konseri ile baslayan ve bu gunlere gelen zor ama guzel bir seruven. 1990 yilinda pendik ulku ocaginin konserinde sahne alan alperen ile tanismamiz ve kaset teklifi.....
doguyoruz ufuklardan, usuyorum ve turkiyem
unkapani muzik piyasasinda bir yere gelmenin zorlugunu hatta imkansizligini biliyordum. ama neden olmasin. alperen umutluydu benden. yakalayacaktik. bir turku lazimdi. iste o turku: siirin yazari, omur boyu vatan hainleriyle, kalemi ile savasan, yilmayan, yikilmayan ve su an hastalikla savasan saygideger buyugumuz dilaver cebeci. bestesi kendime ait olan turkiyem turkusu.
bize kapanan demir kapilari, yuregimizden kopan firtina ile yikiyorduk. 7den 70e herkes sagcisi solcusu istemeseler bile mecbur kaliyorlardi, millî gunlerde, millî maclarda, hemen hemen her siyasi parti secim zamanlarinda devlet protokolunde turkiyemi caliyorlardi. basarmistik.
yon vermeliydik sanata. sevdali genclerimiz sifresini cozmeliydi askin, bizim turkulerimizle.
han duvarlari albumunden sonra selcuklu muzikten yani alperenden ayrilmak zorunda kaldim. bu yere gelmemde cok buyuk emegi olan sevgili agabeyim alperene sonsuz tesekkurler...
akbas muzikin sahibi yilmaz akbas ile baslayan yeni bir donem..
yil 1995. kasetimiz bitmisti. sonradan bir hafta icinde besteleyip aranjesini yapip, okuyup kasete dahil ettigimiz, basbuguma yaktigim agit ve yandi yurekler yandi. o nasil duygu idi anlatamam. mekanin cennet olsun basbugum.
bu vatan kimin, mektup ve insanlar ...
bu vatan kimin albumunde, saclarin turkusu ile daha genis kitlelere ulastik. mektup albumu ile turkiyede en cok satan 5 kaset arasina girdik. cikmadigimiz tv kanali kalmadi.1990 yilindaki hayallerimizi coktan astik. gelen her basari bizi citamizi yukseltmeye mecbur kildi. geldigimiz nokta mukemmel ve guzel ama yeterli degil.
fikrimden, dusuncemden, tasidigim butun degerlerden taviz vermeden , buralara gelebilmenin guzelligi ve sevincini yasiyorum.
sozun kisasi degerli gonuldaslarim; hic bir egitim almadan, hic bir kimseden yardim gormeden, gece uykusuna hasret, evime hasret, esime, cocuklarima hasret, ote yandan da en guzel vuslat. sabrin, sukrun ve azmin neticesi.
iyi gunde, kotu gunde her konserde, cebinizdeki son kurusu ile bilet alarak bize guc veren salonlari, statlari tiklim tiklim dolduran gencler, kendi evlatlarindan bizi ayirt etmeyen, namazlarinin ardinda bize de dua eden analarim, bacilarim, agabeylerim sizin duygulariniza tercuman olabilmek icin ugrastik. eger zerre kadar basarili olabildiysek ne mutlu bize.. butun gaye ve cabamiz genclerimiz. onlar bizden kabiliyetli , daha cesur, daha sabirli, daha inancli, daha azimli ve her seyi ilimle ve en onemlisi sevgiyle basaracaklar. onlara deryada bir katre, kucucuk bir isik olabildi isek ne mutlu bize. ve ne mutlu ayni dilek, ayni umut ,ayni ulkude paylasmasini bilen ,sevdigini riyasiz seven gonullere ve ne mutlu turkum diyene.
hakkiniz helal edin.
sanatcinin 1990 ilk albumu doguyoruz ufuklardan ile baslayan ve 2005 yilinda son albumu satan satana, olmakla birlikte 15 yilda 13 album var.
(bkz: doguyoruz ufuklardan)
(bkz: usuyorum)
(bkz: turkiyem)
(bkz: han duvarlari)
(bkz: yandi yurekler yandi)
(bkz: bu vatan kimin)
(bkz: mektup)
(bkz: insanlar)
(bkz: sevmeyen bilmez)
(bkz: artik kafaya takmam)
(bkz: biz bu hallere dusecek adammiydik)
(bkz: karsiliksiz sevmedikmi)
(bkz: satan satana)
1988 yilindan bu gune kadar, edirneden karsa, avusturyadan ingiltere ye kadar binlerce konserleri bulunmaktadir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?