"milletimiz mazisinden degil, artik istikbalinden mesuldur."
atam biz artik istikbalimizden mesul degiliz, abye nasil yaranabiliriz, nasil taviz verebiliriz, nasil rezil olabiliriz, ondan mesuluz...
mustafa kemal atatürk
"ben hayatimin hicbir aninda karamsarlik nedir, tanimadim."
karamsar olmayalim genc arkadaslarim, memleketi bu yobazlardan, ab-abd usaklarindan, para babalarindan, imfden, satilmislardan kurtaracagiz. o gun mutlaka gelecektir...
karamsar olmayalim genc arkadaslarim, memleketi bu yobazlardan, ab-abd usaklarindan, para babalarindan, imfden, satilmislardan kurtaracagiz. o gun mutlaka gelecektir...
"biz elimizdeki gucu iyi kullanmazsak, dis kuvvetlerin de bize deger vermeyeceklerini bir animsatma olarak bilginize sunariz."
ah atam ah, su asagilik kompleksimizden bir turlu kurtulamadik, nerden geldi, nasil bulasti bu asagilik kompleksi bilmiyorum ama benim bildigim tek bir sey var, o da senin biz turk genclerine guven asilayan sozlerin, baska sey olamaz...
ah atam ah, su asagilik kompleksimizden bir turlu kurtulamadik, nerden geldi, nasil bulasti bu asagilik kompleksi bilmiyorum ama benim bildigim tek bir sey var, o da senin biz turk genclerine guven asilayan sozlerin, baska sey olamaz...
"en buyuk dusman, dusmanlarin dusmani ne falan ne filan milletler. bilakis bu, adeta her tarafi kaplamis bir saltanat halinde dunyaya hakim olan kapitalizm afeti ve onun cocugu olan emperyalizmdir."
m. k. ataturk
m. k. ataturk
turkiye yi kurtaran adam. zekasi cok ustun olan, karizma si 10 uzerinden 100 olan insan.
bu insan oyle bir zamanda gelmistir ki turkiye aslinda eskiden cok topragi olan fakat 1700 1800 gibi yillarda basina gelen hiyar padisahlarin yanlis is yapmasiyla butun topraklarini kaybeden en sonunda bir avuc topragi kalip genede gozu doymaz fransizi, italyani, ingilizi yunani vs gibi ulkelerin az kalsin ele gecirmesiyle ortada hic bisi kalmicakken bu adam geldi ve o muhtesem zekasiyla elde avucta son kalan orduyu yoneterek canakkale yi gecilmez kildi ve girdigi savaslari kazandi. eger o yillar kemal ataturk bu isleri yapmasa biz suan belki baska devletin insani olcaktik beli dunyaya hic gelmicektik belkide baska bir varlik olarak gelcektik. eminimki suan ataturk un bu devlet ten dolayi kemikleri sizliyodur mezarinda. ataturk demiski: cumhuriyet i genclere armagan ediyorum fakat genclik nereye gidiyor ? gencligin akli 2 bacak arasina gidiyor tamamiyle yanlis burda tabiki devletin buyuk sucu var 65 yasinda milletvekillerini barindiriyo ya kardesim sen cekil bi gencler yonetsin genc beyinler yonetsin yani su ulkeyi senin yapamayacagin isi belki yapicak adam senin artik bu ulke icin alabilecek riskin kalmamis 20 yil daha bu zihniyetle giderse bunlar ulke diye bisi kalmicak ataturk en sonunda mezarindan cikip 2nci kez bu ulkeyi kurtaricak heralde. mustafa kemal bi ulkenin basina gelebilecek en iyi adamdir padisah ligida o bitirmistir mason larla falanda alakasi yoktur masonlar kendi kicini yalasin ataturk tamamiyle ulkeyi kurtarmak icin geldi kurtardi gorevini yapti ve vefat etti. bu hayatta en cok sevdigim ugruna ol deseler olecegim insan.
bu insan oyle bir zamanda gelmistir ki turkiye aslinda eskiden cok topragi olan fakat 1700 1800 gibi yillarda basina gelen hiyar padisahlarin yanlis is yapmasiyla butun topraklarini kaybeden en sonunda bir avuc topragi kalip genede gozu doymaz fransizi, italyani, ingilizi yunani vs gibi ulkelerin az kalsin ele gecirmesiyle ortada hic bisi kalmicakken bu adam geldi ve o muhtesem zekasiyla elde avucta son kalan orduyu yoneterek canakkale yi gecilmez kildi ve girdigi savaslari kazandi. eger o yillar kemal ataturk bu isleri yapmasa biz suan belki baska devletin insani olcaktik beli dunyaya hic gelmicektik belkide baska bir varlik olarak gelcektik. eminimki suan ataturk un bu devlet ten dolayi kemikleri sizliyodur mezarinda. ataturk demiski: cumhuriyet i genclere armagan ediyorum fakat genclik nereye gidiyor ? gencligin akli 2 bacak arasina gidiyor tamamiyle yanlis burda tabiki devletin buyuk sucu var 65 yasinda milletvekillerini barindiriyo ya kardesim sen cekil bi gencler yonetsin genc beyinler yonetsin yani su ulkeyi senin yapamayacagin isi belki yapicak adam senin artik bu ulke icin alabilecek riskin kalmamis 20 yil daha bu zihniyetle giderse bunlar ulke diye bisi kalmicak ataturk en sonunda mezarindan cikip 2nci kez bu ulkeyi kurtaricak heralde. mustafa kemal bi ulkenin basina gelebilecek en iyi adamdir padisah ligida o bitirmistir mason larla falanda alakasi yoktur masonlar kendi kicini yalasin ataturk tamamiyle ulkeyi kurtarmak icin geldi kurtardi gorevini yapti ve vefat etti. bu hayatta en cok sevdigim ugruna ol deseler olecegim insan.
herseyi borclu oldugumuz ulu onderimizdir.mukemmel bir lider ve devlet adamidir. ataturk olmasaydi ananizin adi elanie, babanizin adi yorgo olurdu. yalniz ; turkiye cumhuriyetinin siyasi ideolojisini farkli ideolojilerden parca parca almasi ve tutarli bi ideolojiyi uygulamaya sokamamasi disinda kusursuz iyi bi siyasetci,kusursuz bir askerdir.
eger ona olan bagliliklarini tapinmaya kadar getiren,her seyi onun 60 sene,70 sene oncesinde dahi dimaginda olusturdugu fikirleri manipule ederek degerlendirmeye calisan insanlar olmasaydi,onun adi kullanilarak,insanlarin yasam bicimleri ve universite tahsili yapma ozgurlukleri sinirlanmasaydi,daha iyi olurdu.
sonucta dini,dini tatbik edenlere bakarak degerlendirmedigim gibi, bu tarihi ve buyuk sahsiyeti de onun arkasina gizlenip milleti horlayan ve tek tip bir insan modeline indirgemeye calisan zihniyete bakarak degerlendirmeyecegim.
kendisi gercekten anlasilamamistir. turk halkina ve koylusune duydugu derin saygiyi her an tum sozlerinde gormek mumkundur. esi,zamaninin en kulturlu ve egitimli bir hanimefendisi olmasina ragmen carsaflidir. bu konuda hic bir icerlemesi yoktur,gerci kadinlarin manto basortusu takmasi yonunde tesvik edici ve onlarin universite okumasina yonelik sozleri vardir ki,bu istegi gerceklesiyordu,muhafazakar ailelerin kizlari okumaya,universite mezunu olmaya ve sosyal hayata katilmaya baslamislardi. kendini ataturkcu ve modern ilan eden yobaz ve fasist kesimler, asagilama ve adam etme kibiriyle onlarin egitim alma ve sosyal hayatta bulunma sanslarini kisitladilar. sonucta toplumun bir kismi baski altinda kalirken,diger kismi haksiz edinilmis bir avantaja ses cikarmadan,haketmis ve orada bulunamayan insanlarin onune gecerek egitimlerini almaktadirlar. ben bir vatansever olarak bu haksizliga dayanamiyorum.
ulke tehlikeye girdiginde,askeri,medyasi ve tum cumhuriyet kurumlari,dini temali vatan savunmasini on plana cikaracak ve asagiladiklari,lumpen gozuyle baktiklari insanlara dini vaazlarla vatan savunmasinin yuceliginden dem vuracaklar,asker ocaginin peygamber ocagi oldugunu soyleyeceklerdir.
mustafa kemal,durusttu,halkina guvenirdi ve icten pazarliksiz bir sevgi ve guvenle seslenirdi onlara,cunku onlarin ne yapabilecegini gormustu. istanbul,belli bir kesmini ayri tutarsak ne kadar kurtulus mucadelesine uzak kalmissa anadolu o kadar yakindi mucadeleye. mustafa kemal,daha iyi bir uygarlik icin dogru olduguna inandigi devrimleri yapti. simdiki fasistlerse, sadece yerlerini kuvetlendirmek, yolsuzluklarini gizleyen duzenin ayakta kalmasini saglayabilmek icin onun ardina gizleniyor.
sonucta dini,dini tatbik edenlere bakarak degerlendirmedigim gibi, bu tarihi ve buyuk sahsiyeti de onun arkasina gizlenip milleti horlayan ve tek tip bir insan modeline indirgemeye calisan zihniyete bakarak degerlendirmeyecegim.
kendisi gercekten anlasilamamistir. turk halkina ve koylusune duydugu derin saygiyi her an tum sozlerinde gormek mumkundur. esi,zamaninin en kulturlu ve egitimli bir hanimefendisi olmasina ragmen carsaflidir. bu konuda hic bir icerlemesi yoktur,gerci kadinlarin manto basortusu takmasi yonunde tesvik edici ve onlarin universite okumasina yonelik sozleri vardir ki,bu istegi gerceklesiyordu,muhafazakar ailelerin kizlari okumaya,universite mezunu olmaya ve sosyal hayata katilmaya baslamislardi. kendini ataturkcu ve modern ilan eden yobaz ve fasist kesimler, asagilama ve adam etme kibiriyle onlarin egitim alma ve sosyal hayatta bulunma sanslarini kisitladilar. sonucta toplumun bir kismi baski altinda kalirken,diger kismi haksiz edinilmis bir avantaja ses cikarmadan,haketmis ve orada bulunamayan insanlarin onune gecerek egitimlerini almaktadirlar. ben bir vatansever olarak bu haksizliga dayanamiyorum.
ulke tehlikeye girdiginde,askeri,medyasi ve tum cumhuriyet kurumlari,dini temali vatan savunmasini on plana cikaracak ve asagiladiklari,lumpen gozuyle baktiklari insanlara dini vaazlarla vatan savunmasinin yuceliginden dem vuracaklar,asker ocaginin peygamber ocagi oldugunu soyleyeceklerdir.
mustafa kemal,durusttu,halkina guvenirdi ve icten pazarliksiz bir sevgi ve guvenle seslenirdi onlara,cunku onlarin ne yapabilecegini gormustu. istanbul,belli bir kesmini ayri tutarsak ne kadar kurtulus mucadelesine uzak kalmissa anadolu o kadar yakindi mucadeleye. mustafa kemal,daha iyi bir uygarlik icin dogru olduguna inandigi devrimleri yapti. simdiki fasistlerse, sadece yerlerini kuvetlendirmek, yolsuzluklarini gizleyen duzenin ayakta kalmasini saglayabilmek icin onun ardina gizleniyor.
ona olan borcumuzu nasil odeyecegimizi dusunup cevabini buldugum fakat ucundan kiyisindan bile gecemedigimi farkedip,agirligi altinda ezim ezim ezildigim,yerinde rahat uyuyor mudur acaba diye dusunmenin bile kanimi dondurdugu,verdiklerine sahip cikamadigim icin kendi adima utancimin daha da buyudugu,metanet ve sabir ornegi,mutevazi ve sevgi dolu turk.bir millet onunla tekrar uyandi.hasta adam,i sirtinda tasiyip geriye bakmadan yoluna devam ederek bizler icin bu gunlerin temelini atan fedakar atam.gozlerinde ki zafer isigini kendi gozlerimiz de yasatamadigimiz icin cok uzgunum:(
GAZİ hakkinda sadece 2 sayfa recep tayyip iicn ise 4 sayfa entry gorunce utandigim yuce onderim
(bkz: en buyuk turk.)
milliyetci,demokrat,gelecegi goren,hepimizden daha modern,bariscil,hayran olunasi bir disiplin anlayisiyla kirik dokuk bir orduyu muzaffer kuvvet haline getiren,mukemmel bir taktik zeka ile sungu kullanan askerleri tam donanimli dusmanin bogazina cokturen,askerlerine olmeyi emredecek kadar sorumlulugun yukunu goze alabilen kumandan.neredeyse yuzyil boyunca savaslarla dagilip gitmis bir milleti gelismis ulkeler seviyesine layik goren realist,savastan yeni cikmis,gucsuz ama ozgurlugu hakaden bir milleti politik arenada mumkun olabildiginde basarili korumus bir devlet adami.bugun milletini,ulkesini kucumsemeyi marifet sayan insanlarin bir iki kusak onceki atalarini degil kolelige usakliga bile layik bulmayan turkiye cumhuriyeti kurucusu,ilk cumhurbaskani,ilk ogretmen,atam.
mustafa kemal atatürk 1881 yılında selânik’te kocakasım mahallesi, islâhhâne caddesi’ndeki üç katlı pembe evde doğdu. babası ali rıza efendi, annesi zübeyde hanım’dır. baba tarafından dedesi hafız ahmet efendi xiv-xv. yüzyıllarda konya ve aydın’dan makedonya’ya yerleştirilmiş kocacık yörüklerindendir. annesi zübeyde hanım ise selânik yakınlarındaki langaza kasabasına yerleşmiş eski bir türk ailesinin kızıdır. milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan ali rıza efendi, 1871 yılında zübeyde hanım’la evlendi. atatürk’ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece makbule (atadan) 1956 yılına değin yaşadı.
küçük mustafa öğrenim çağına gelince hafız mehmet efendi’nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle şemsi efendi mektebi’ne geçti. bu sırada babasını kaybetti (1888). bir süre rapla çiftliği’nde dayısının yanında kaldıktan sonra selânik’e dönüp okulunu bitirdi. selânik mülkiye rüştiyesi’ne kaydoldu. kısa bir süre sonra 1893 yılında askeri rüştiye’ye girdi. bu okulda matematik öğretmeni mustafa bey adına "kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında manastır askeri idâdi’sini bitirip, istanbul’da harp okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., harp akademisi’ne devam etti. 11 ocak 1905’te yüzbaşı rütbesiyle akademi’yi tamamladı. 1905-1907 yılları arasında şam’da 5. ordu emrinde görev yaptı. 1907’de kolağası (kıdemli yüzbaşı) oldu. manastır’a iii. ordu’ya atandı.
19 nisan 1909’da istanbul’a giren hareket ordusu’nda kurmaybaşkanı olarak görev aldı. 1910 yılında fransa’ya gönderildi. picardie manevraları’na katıldı. 1911 yılında istanbul’da genel kurmay başkanlığı emrinde çalışmaya başladı. 1911 yılında italyanların trablusgarp’a hücumu ile başlayan savaşta, mustafa kemal bir grup arkadaşıyla birlikte tobruk ve derne bölgesinde görev aldı. 22 aralık 1911’de italyanlara karşı tobruk savaşını kazandı. 6 mart 1912’de derne komutanlığına getirildi. ekim 1912’de balkan savaşı başlayınca mustafa kemal gelibolu ve bolayır’daki birliklerle savaşa katıldı. dimetoka ve edirne’nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında sofya ateşemiliterliğine atandı.
bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. ateşemiliterlik görevi ocak 1915’te sona erdi. bu sırada i. dünya savaşı başlamış, osmanlı imparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. mustafa kemal 19. tümeni kurmak üzere tekirdağ’da görevlendirildi. 1914 yılında başlayan i. dünya savaşı’nda, mustafa kemal çanakkale’de bir kahramanlık destanı yazıp itilaf devletlerine "çanakkale geçilmez! " dedirtti. 18 mart 1915’te çanakkale boğazını geçmeye kalkan ingiliz ve fransız donanması ağır kayıplar verince gelibolu yarımadası’na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 nisan 1915’te arıburnu’na çıkan düşman kuvvetlerini, mustafa kemal’in komuta ettiği 19. tümen conkbayırı’nda durdurdu.
mustafa kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. ingilizler 6-7 ağustos 1915’te arıburnu’nda tekrar taarruza geçti. anafartalar grubu komutanı mustafa kemal 9-10 ağustos’ta anafartalar zaferini kazandı. bu zaferi 17 ağustos’ta kireçtepe, 21 ağustos’ta ii. anafartalar zaferleri takip etti. çanakkale savaşlarında yaklaşık 253.000 şehit veren türk ulusu onurunu itilaf devletlerine karşı korumasını bilmiştir. mustafa kemal’in askerlerine "ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirmiştir. mustafa kemal çanakkale savaşları’dan sonra 1916’da edirne ve diyarbakır’da görev aldı.
1 nisan 1916’da tümgeneralliğe yükseldi. rus kuvvetleriyle savaşarak muş ve bitlis’in geri alınmasını sağladı. şam ve halep’teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917’de istanbul’a geldi. velihat vahidettin efendi’yle almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. bu seyehatten sonra hastalandı. viyana ve karisbad’a giderek tedavi oldu. 15 ağustos 1918’de halep’e 7. ordu komutanı olarak döndü. bu cephede ingiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. mondros mütarekesi’nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 ekim 1918’de yıldırım orduları grubu komutanlığına getirildi. bu ordunun kaldırılması üzerine 13 kasım 1918’de istanbul’a gelip harbiye nezâreti’nde (bakanlığında) göreve başladı.
mondros mütarekesi’nden sonra itilaf devletleri’nin osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; mustafa kemal 9. ordu müfettişi olarak 19 mayıs 1919’da samsun’a çıktı. 22 haziran 1919’da amasya’da yayımladığı genelgeyle "milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını " ilan edip sivas kongresi’ni toplantıya çağırdı. 23 temmuz - 7 ağustos 1919 tarihleri arasında erzurum, 4 - 11 eylül 1919 tarihleri arasında da sivas kongresi’ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 aralık 1919’da ankara’da heyecanla karşılandı. 23 nisan 1920’de türkiye büyük millet meclisi’nin açılmasıyla türkiye cumhuriyeti’nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu.
meclis ve hükümet başkanlığına mustafa kemal seçildi. türkiye büyük millet meclisi, kurtuluş savaşı’nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı. türk kurtuluş savaşı 15 mayıs 1919’da yunanlıların izmir’i işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 ağustos 1920 tarihinde sevr antlaşması’nı imzalayarak aralarında osmanlı imparatorluğu’nu paylaşan i. dünya savaşı’nın galip devletlerine karşı önce kuvâ-yi milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. türkiye büyük millet meclisi düzenli orduyu kurdu, kuvâ-yi milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.
mustafa kemal yönetimindeki türk kurtuluş savaşının önemli aşamaları şunlardır: sarıkamış (20 eylül 1920), kars (30 ekim 1920) ve gümrü’nün (7 kasım 1920) kurtarılışı. çukurova, gazi antep, kahraman maraş şanlı urfa savunmaları (1919- 1921) i. inönü zaferi (6 -10 ocak 1921) ii. inönü zaferi (23 mart-1 nisan 1921) sakarya zaferi (23 ağustos-13 eylül 1921) büyük taarruz, başkomutan meydan muhaberesi ve büyük zafer (26 ağustos 9 eylül 1922) sakarya zaferinden sonra 19 eylül 1921’de türkiye büyük millet meclisi mustafa kemal’e mareşal rütbesi ve gazi unvanını verdi. kurtuluş savaşı, 24 temmuz 1923’te imzalanan lozan antlaşması’yla sonuçlandı. böylece sevr antlaşması’yla paramparça edilen, türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.
23 nisan 1920’de ankara’da tbmm’nin açılmasıyla türkiye cumhuriyeti’nin kuruluşu müjdelenmiştir. meclisin türk kurtuluş savaşı’nı başarıyla yönetmesi, yeni türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 kasım 1922’de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. böylece osmanlı imparatorluğu’yla yönetim bağları koparıldı. 13 ekim 1923’te cumhuriyet idaresi kabul edildi, atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 ekim 1923 günü ismet inönü tarafından cumhuriyet’in ilk hükümeti kuruldu.
türkiye cumhuriyeti, "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "yurtta barış cihanda barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı. atatürk türkiye’yi "çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı. bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz: 1. siyasal devrimler: saltanatın kaldırılması (1kasım 1922) cumhuriyetin ilanı (29 ekim 1923) halifeliğin kaldırılması (3 mart 1924) 2. toplumsal devrimler: kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934) şapka ve kıyafet devrimi (25 kasım 1925) tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 kasım 1925) soyadı kanunu ( 21 haziran 1934) lâkap ve unvanların kaldırılması (26 kasım 1934) uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü(1925-1931)
3. hukuk devrimi : mecellenin kaldırılması (1924-1937) türk medeni kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937) 4. eğitim ve kültür alanındaki devrimler: öğretimin birleştirilmesi (3 mart 1924) yeni türk harflerinin kabulü (1 kasım 1928) türk dil ve tarih kurumlarının kurulması (1931-1932) üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 mayıs 1933) güzel sanatlarda yenilikler 5. ekonomi alanında devrimler: aşârın kaldırılması çiftçinin özendirilmesi örnek çiftliklerin kurulması sanayiyi teşvik kanunu’nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması i. ve ii. kalkınma planları’nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması soyadı kanunu gereğince, 24 kasım 1934’de tbmm’nce mustafa kemal’e "atatürk" soyadı verildi.
atatürk, 24 nisan 1920 ve 13 ağustos 1923 tarihlerinde tbmm başkanlığına seçildi. bu başkanlık görevi, devlet-hükümet başkanlığı düzeyindeydi. 29 ekim 1923 yılında cumhuriyet ilan edildi ve atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında tbmm atatürk’ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti. atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. ilgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. cumhurbaşkanı sıfatıyla türkiye’yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.
15-20 ekim 1927 tarihinde kurtuluş savaşı’nı ve cumhuriyet’in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 ekim 1933 tarihinde de 10. yıl nutku’nu okudu. atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 ocak 1923’de latife hanımla evlendi. birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. bu evlilik 5 ağustos 1925 tarihine dek sürdü. çocukları çok seven atatürk afet (inan), sabiha (gökçen), fikriye, ülkü, nebile, rukiye, zehra adlı kızları ve mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. abdurrahim ve ihsan adlı çocukları himayesine aldı.
yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı. 1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da ankara ve bursa belediyelerine bağışladı. mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, türk dil ve tarih kurumlarına pay ayırdı. kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. zeybek oyunlarına, güreşe, rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. sakarya adlı atıyla, köpeği fox’a çok değer verirdi. zengin bir kitaplık oluşturmuştu.
akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. doğayı çok severdi. sık sık atatürk orman çiftliği’ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. fransızca ve almanca biliyordu. 10 kasım 1938 saat 9.05’te yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak istanbul’da dolmabahçe sarayı’nda hayata gözlerini yumdu. cenazesi 21 kasım 1938 günü törenle geçici istirahatgâhı olan ankara etnografya müzesi’nde toprağa verildi. anıtkabir yapıldıktan sonra nâşı görkemli bir törenle 10 kasım 1953 günü ebedi istirahatgâhına gömüldü.
kimkimdir.gen.tr
küçük mustafa öğrenim çağına gelince hafız mehmet efendi’nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle şemsi efendi mektebi’ne geçti. bu sırada babasını kaybetti (1888). bir süre rapla çiftliği’nde dayısının yanında kaldıktan sonra selânik’e dönüp okulunu bitirdi. selânik mülkiye rüştiyesi’ne kaydoldu. kısa bir süre sonra 1893 yılında askeri rüştiye’ye girdi. bu okulda matematik öğretmeni mustafa bey adına "kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında manastır askeri idâdi’sini bitirip, istanbul’da harp okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., harp akademisi’ne devam etti. 11 ocak 1905’te yüzbaşı rütbesiyle akademi’yi tamamladı. 1905-1907 yılları arasında şam’da 5. ordu emrinde görev yaptı. 1907’de kolağası (kıdemli yüzbaşı) oldu. manastır’a iii. ordu’ya atandı.
19 nisan 1909’da istanbul’a giren hareket ordusu’nda kurmaybaşkanı olarak görev aldı. 1910 yılında fransa’ya gönderildi. picardie manevraları’na katıldı. 1911 yılında istanbul’da genel kurmay başkanlığı emrinde çalışmaya başladı. 1911 yılında italyanların trablusgarp’a hücumu ile başlayan savaşta, mustafa kemal bir grup arkadaşıyla birlikte tobruk ve derne bölgesinde görev aldı. 22 aralık 1911’de italyanlara karşı tobruk savaşını kazandı. 6 mart 1912’de derne komutanlığına getirildi. ekim 1912’de balkan savaşı başlayınca mustafa kemal gelibolu ve bolayır’daki birliklerle savaşa katıldı. dimetoka ve edirne’nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında sofya ateşemiliterliğine atandı.
bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. ateşemiliterlik görevi ocak 1915’te sona erdi. bu sırada i. dünya savaşı başlamış, osmanlı imparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. mustafa kemal 19. tümeni kurmak üzere tekirdağ’da görevlendirildi. 1914 yılında başlayan i. dünya savaşı’nda, mustafa kemal çanakkale’de bir kahramanlık destanı yazıp itilaf devletlerine "çanakkale geçilmez! " dedirtti. 18 mart 1915’te çanakkale boğazını geçmeye kalkan ingiliz ve fransız donanması ağır kayıplar verince gelibolu yarımadası’na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 nisan 1915’te arıburnu’na çıkan düşman kuvvetlerini, mustafa kemal’in komuta ettiği 19. tümen conkbayırı’nda durdurdu.
mustafa kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. ingilizler 6-7 ağustos 1915’te arıburnu’nda tekrar taarruza geçti. anafartalar grubu komutanı mustafa kemal 9-10 ağustos’ta anafartalar zaferini kazandı. bu zaferi 17 ağustos’ta kireçtepe, 21 ağustos’ta ii. anafartalar zaferleri takip etti. çanakkale savaşlarında yaklaşık 253.000 şehit veren türk ulusu onurunu itilaf devletlerine karşı korumasını bilmiştir. mustafa kemal’in askerlerine "ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirmiştir. mustafa kemal çanakkale savaşları’dan sonra 1916’da edirne ve diyarbakır’da görev aldı.
1 nisan 1916’da tümgeneralliğe yükseldi. rus kuvvetleriyle savaşarak muş ve bitlis’in geri alınmasını sağladı. şam ve halep’teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917’de istanbul’a geldi. velihat vahidettin efendi’yle almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. bu seyehatten sonra hastalandı. viyana ve karisbad’a giderek tedavi oldu. 15 ağustos 1918’de halep’e 7. ordu komutanı olarak döndü. bu cephede ingiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. mondros mütarekesi’nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 ekim 1918’de yıldırım orduları grubu komutanlığına getirildi. bu ordunun kaldırılması üzerine 13 kasım 1918’de istanbul’a gelip harbiye nezâreti’nde (bakanlığında) göreve başladı.
mondros mütarekesi’nden sonra itilaf devletleri’nin osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; mustafa kemal 9. ordu müfettişi olarak 19 mayıs 1919’da samsun’a çıktı. 22 haziran 1919’da amasya’da yayımladığı genelgeyle "milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını " ilan edip sivas kongresi’ni toplantıya çağırdı. 23 temmuz - 7 ağustos 1919 tarihleri arasında erzurum, 4 - 11 eylül 1919 tarihleri arasında da sivas kongresi’ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 aralık 1919’da ankara’da heyecanla karşılandı. 23 nisan 1920’de türkiye büyük millet meclisi’nin açılmasıyla türkiye cumhuriyeti’nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu.
meclis ve hükümet başkanlığına mustafa kemal seçildi. türkiye büyük millet meclisi, kurtuluş savaşı’nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı. türk kurtuluş savaşı 15 mayıs 1919’da yunanlıların izmir’i işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 ağustos 1920 tarihinde sevr antlaşması’nı imzalayarak aralarında osmanlı imparatorluğu’nu paylaşan i. dünya savaşı’nın galip devletlerine karşı önce kuvâ-yi milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. türkiye büyük millet meclisi düzenli orduyu kurdu, kuvâ-yi milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.
mustafa kemal yönetimindeki türk kurtuluş savaşının önemli aşamaları şunlardır: sarıkamış (20 eylül 1920), kars (30 ekim 1920) ve gümrü’nün (7 kasım 1920) kurtarılışı. çukurova, gazi antep, kahraman maraş şanlı urfa savunmaları (1919- 1921) i. inönü zaferi (6 -10 ocak 1921) ii. inönü zaferi (23 mart-1 nisan 1921) sakarya zaferi (23 ağustos-13 eylül 1921) büyük taarruz, başkomutan meydan muhaberesi ve büyük zafer (26 ağustos 9 eylül 1922) sakarya zaferinden sonra 19 eylül 1921’de türkiye büyük millet meclisi mustafa kemal’e mareşal rütbesi ve gazi unvanını verdi. kurtuluş savaşı, 24 temmuz 1923’te imzalanan lozan antlaşması’yla sonuçlandı. böylece sevr antlaşması’yla paramparça edilen, türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.
23 nisan 1920’de ankara’da tbmm’nin açılmasıyla türkiye cumhuriyeti’nin kuruluşu müjdelenmiştir. meclisin türk kurtuluş savaşı’nı başarıyla yönetmesi, yeni türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 kasım 1922’de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. böylece osmanlı imparatorluğu’yla yönetim bağları koparıldı. 13 ekim 1923’te cumhuriyet idaresi kabul edildi, atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 ekim 1923 günü ismet inönü tarafından cumhuriyet’in ilk hükümeti kuruldu.
türkiye cumhuriyeti, "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "yurtta barış cihanda barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı. atatürk türkiye’yi "çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı. bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz: 1. siyasal devrimler: saltanatın kaldırılması (1kasım 1922) cumhuriyetin ilanı (29 ekim 1923) halifeliğin kaldırılması (3 mart 1924) 2. toplumsal devrimler: kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934) şapka ve kıyafet devrimi (25 kasım 1925) tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 kasım 1925) soyadı kanunu ( 21 haziran 1934) lâkap ve unvanların kaldırılması (26 kasım 1934) uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü(1925-1931)
3. hukuk devrimi : mecellenin kaldırılması (1924-1937) türk medeni kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937) 4. eğitim ve kültür alanındaki devrimler: öğretimin birleştirilmesi (3 mart 1924) yeni türk harflerinin kabulü (1 kasım 1928) türk dil ve tarih kurumlarının kurulması (1931-1932) üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 mayıs 1933) güzel sanatlarda yenilikler 5. ekonomi alanında devrimler: aşârın kaldırılması çiftçinin özendirilmesi örnek çiftliklerin kurulması sanayiyi teşvik kanunu’nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması i. ve ii. kalkınma planları’nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması soyadı kanunu gereğince, 24 kasım 1934’de tbmm’nce mustafa kemal’e "atatürk" soyadı verildi.
atatürk, 24 nisan 1920 ve 13 ağustos 1923 tarihlerinde tbmm başkanlığına seçildi. bu başkanlık görevi, devlet-hükümet başkanlığı düzeyindeydi. 29 ekim 1923 yılında cumhuriyet ilan edildi ve atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında tbmm atatürk’ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti. atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. ilgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. cumhurbaşkanı sıfatıyla türkiye’yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.
15-20 ekim 1927 tarihinde kurtuluş savaşı’nı ve cumhuriyet’in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 ekim 1933 tarihinde de 10. yıl nutku’nu okudu. atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 ocak 1923’de latife hanımla evlendi. birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. bu evlilik 5 ağustos 1925 tarihine dek sürdü. çocukları çok seven atatürk afet (inan), sabiha (gökçen), fikriye, ülkü, nebile, rukiye, zehra adlı kızları ve mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. abdurrahim ve ihsan adlı çocukları himayesine aldı.
yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı. 1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da ankara ve bursa belediyelerine bağışladı. mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, türk dil ve tarih kurumlarına pay ayırdı. kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. zeybek oyunlarına, güreşe, rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. sakarya adlı atıyla, köpeği fox’a çok değer verirdi. zengin bir kitaplık oluşturmuştu.
akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. doğayı çok severdi. sık sık atatürk orman çiftliği’ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. fransızca ve almanca biliyordu. 10 kasım 1938 saat 9.05’te yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak istanbul’da dolmabahçe sarayı’nda hayata gözlerini yumdu. cenazesi 21 kasım 1938 günü törenle geçici istirahatgâhı olan ankara etnografya müzesi’nde toprağa verildi. anıtkabir yapıldıktan sonra nâşı görkemli bir törenle 10 kasım 1953 günü ebedi istirahatgâhına gömüldü.
kimkimdir.gen.tr
izmir kurtulmuştur, tatlı bir yorgunluk üstlerindedir.
ankaraya hareket edecekler. trene binerler kompartımana çekilirler.
ertesi gün kompartımanin kapısını çalar yaveri.
açar yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır atatürk.
yaveri:
"paşam bu ne hal? hiç uyumadınız herhalde.. niye böylesiniz" der.
"ya çocuk.. kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz. kolumu yastık yaptım, ağrıdı, setremi yastık yaptım, üşüdüm. bende uyumadım kalktım" der.
yaveri:
"aman paşam! birimize haber vereydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik" der.
ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutanın verdiği tarihi cevap....
der ki...:
"geç farkettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. hiçbirinize kıyamadım. önemli olan benim uyumam değil, milletimin rahat uyuması".
işte böyle birisidir.
ankaraya hareket edecekler. trene binerler kompartımana çekilirler.
ertesi gün kompartımanin kapısını çalar yaveri.
açar yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır atatürk.
yaveri:
"paşam bu ne hal? hiç uyumadınız herhalde.. niye böylesiniz" der.
"ya çocuk.. kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz. kolumu yastık yaptım, ağrıdı, setremi yastık yaptım, üşüdüm. bende uyumadım kalktım" der.
yaveri:
"aman paşam! birimize haber vereydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik" der.
ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutanın verdiği tarihi cevap....
der ki...:
"geç farkettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. hiçbirinize kıyamadım. önemli olan benim uyumam değil, milletimin rahat uyuması".
işte böyle birisidir.
"medeni hukukta, aile hukukunda izleyeceğimiz yol ancak medeniyet yolu olacaktır. hukukta idare-i maslahat ve hurafelere bağlılık, milletleri uyandırmaktan meneden en ağır kabustur. türk milleti üzerinde kabus bulunduramaz."
demiş büyük insan. atam, sen şimdi gel de memleketteki bozuk hukuk sistemine bak. ne kadar acı değil mi?
demiş büyük insan. atam, sen şimdi gel de memleketteki bozuk hukuk sistemine bak. ne kadar acı değil mi?
hakkında ne söylense az gelecek devlet adamı.
kelimelerin kifayetsiz kalacağı yüce türk önderi. insan hakkında ne kadar bir şeyler yazmaya çalışsa dâhi yazılacak şeyler bulamıyor.
halkın başkanı olupta halka dair huylarından vaz geçmemiş belki tek dünya lideri.vatanı hep doruyu yaparken, kendi için keyif aldığı her şeyi yapan tam bir insan.
uğrunda ölüceğim tek lider
dunyaya turk ulusunu yeniden varedebilme misyonu yuklenerek gonderilmis ve bu misyonu layikiyla yerine getirmis ulu onerimizi butun dunyanin taniyor olmasi gurur verici...peki onun turk ulusuna ait bir deger oldugunu biliyorlar mi disarida...ne yazik ki hayir hicbir degerimizi tanitamadigimiz gibi bu konuda da ayniyiz ataturkun turk ulusuna ait bir deger oldugunu duyunca inanin yabancilar sasiriyorlar ...onlari suclayamayiz belki de bizi ona layik bulmuyorlar diye dusunesi geliyor insanin....
ilerigörüşlülüğüyle, sonsuz saygısıyla(düşman bayrağının yere düşmesine bile izin vermemiştir), çocuklara olan sevgisiyle, kadınlara verdiği önemle, eğitimdeki ısrarcılığı ile bütün dünyanın saygı duyup örnek aldığı yüce insan. başkomutan. başöğretmen. yaptığı savaş planları onun ne kadar dahi bir insan olduğunun göstergesidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?