mustafa kemal atatürk

70 senedir yerinde rahat uyutamadığımız komutanımızdır. bir şey senelerce tartışılıp çözüm bulunamıyorsa susulmalıdır. kavga ne tartışana ne de yerinde yatana fayda sağlar.

hakkında artı eksi yorum yapılacağına devrimlerinin ve fikirlerinin pozitif yönünde hareket edilmesi gereken en büyük türk.yoksa herkes konuşsun faydası olmasın ama belki kemiklerini sızlatarak zarar verilir ruhuna..

yaptığı devrimler, inkilaplar vb. sonucu bugün kendine türk diyen gençliğin bir macar, bir polonyalı (leh) bir slovak gencinden ne görüntü ne de dünya görüşü olarak bir farkının kalmadığını gördüğümüz ademoğlu.
yıllar önce ölmüş olduğunun vurgulanması, kendisini tanrılaştıran milyonları müthiş rahatsız eder.

yapmi$ oldugu devrimler, inkilaplar vb. bugun kendine turk diyen gencligin kendisine turk diyebilmesini saglami$tir. bir macar bir polonyali bir slovak gencinden $ekil itibari ile bir farki olsun diye degildir bu yapilanlar zira onlarda da iki kulak bir burun bir agiz vardir bizlerde de. bahsi gecen inkilaplar, devrimler vb. olmasaydi, bugun kendine turk diyebilen bu genclik, allah bilir hangi ulkenin somurgesi ve esareti altindaki bir ismi soylemek durumunda kalacakti kendisine.

mustafa kemal’i sevmemek, ozgurlugun degerini anlayamamaktan gecer. ozgurlugun degerini anlayamamak ise okumami$ligin ve sikinti cekmemi$ligin verdigi suni refahtandir.

dün ingilizin, fransızın mandası olmayı, o toplumlara tabi olmayı arzulayan padişaha, devlet adamlarına kafa tutmuş ve ne olursa olsun ülkesini bağımsız bir toplum hale getirmenin savaşını vermiş bir bireydir. tabii o derece yüksek öngörü sahibi olmasına karşın bugün hala kendisini bir macar, bir polanyalı (leh), bir slovak genci ile karşılaştıran ezik, kendinden güvensiz gençlerin olabileceğini görememiştir, bu da onun kusuru olsun. ha gönül ister ki daha eline bi kalem bi kitap almadan işkembe i kübradan sallayan bireylere o devrimlerin, inkilapların yapılamaması durumunda neler olabileceğini anlatalım, öğretelim. ama olmuyor malesef, olamıyor. üzülüyoruz sonra böylelerine.

1938’de bedenen aramızdan ayrılmış olsa da halen ve inanıyorum ki sonsuza kadar türk milletinin kalbinde yaşayacak olan rahmetli başkumandan, gazi, cumhurbaşkanı, başöğretmen, atatürk... vücudundan ter gibi cehalet akan, gereksiz yere nefes alan ve üstüne üstlük sıfatı "birey" olan, beyinlerine çamaşır suyu dökülmüş varlıkların kulaktan dolma bilgilerle önemsizleştirmeye çalıştıkları, ne için savunduklarını bilmedikleri bu düşüncelerin ve mensuplarının zamanında eline vermiş bir insan.

mustafa kemal ataturk, cok zekiydi. gözü karaydı, ki bu özellik herkeste kolay kolay bulunmaz. büyük bir cesaret gösterip kurtulu$ hareketini ba$latmı$tır.


ilkögretim kitaplarına baktıgınızda ataturkun hayatı, kargaları kovalayı$ı mustafa ismini alı$ı ve kahramanlık hikayeleri anlatılır. cocuklara sevdirmeye calı$ılır bu karakter. neden? her$ey yeni nesille tekrardan üretilmeye ba$lanacaktır çünkü. bir ulus devletin in$aası ziya gökalp’in de dedigi gibi "tek bir egitim"den gecer. ataturk ortak nokta oldu bu vatanı sevmemiz için. onun yaptıklarıydı bizim övüncümüz, nesillerin

"türküm dogruyum çalı$kanım ilkem küçüklerimi korumak büyüklerimi saymak
yurdumu milletimi özümden çok sevmektir"

sözleriyle devamıydı birbirimize bizi baglayan tutkal.

biz vatan için vardık, vatan sagolsundu ama vatan hiç bir zaman bizim için olmadı. $ehit analarının çıglıkları bu yuzdendi...bu türk milliyetçiligiydi, türk milli ideolojisiydi. farklılıkları dı$lamak herkezi ne oldugunu umursanmadan bir potada eritmekti, turklugu dayatmaktaydı.

ataturk; cocuklara hep iyi yonleri abartılarak anlatıldı, topluma hiç eksik yonleri gösterilmedi. o yuzden de mustafa filmi tepki gördü zaten. içki içiyordu, onu canından bezdiren bir kadınla evlenmi$ti, üvey amcasının kızı fikriye ataya olan a$kından kendini vurmu$tu.

en önemlisi de sol gözü, $a$ıydı. evet, $arapnel parcası çarpmı$ olan gözünde büyük bir gururla bu kusuru ta$ımaktaydı... o bir gaziydi.

çizilen resimlere bir bakın, sol gözünde bir kusur yok. gayet duzgun çizmi$ ressamlar onu.

ailesinden kaçtı, sevgi eksikligini vatanına duydugu a$kla doldurmaya çalı$tı. cepheden cepheye ko$mak az i$ miydi? sürekli birinin seni ensenden a$agıya indirecegi dü$üncesini ta$ımak ve de normal bir hayat ya$ayamamak?...

devrimler, otoriterlik ruhunda yukarıdan a$agıya 15 sene içerisinde indirilmeye çalı$ıldı. kar$ıtlar çok oldu, susanlar bir o kadar . herkezi bir arada tutmaktı asıl sorun, bunu kar$ıtları susturarak ancak yapabilirdi. devrimler ardı arkasına dikte edildi.


o zaman o kadar çok $ey ya$anmı$ ki ben anlatmaya alksam siz sıkılırsınız okumazsınız ben de klavye ba$ında ömür tüketmi$ olurum.

ben yıllardır bu konuları ara$tırıyorum,bana hayır lan böyle olmadı sen nasıl yazarsın bunları diye kar$ı çıkanların hıyar kadar beyinleri yoktur. evet, kıçlarını kaldırıp yıllardır ögretilegelen $eylere inanıp ama "ulan atatürkü ben de ara$tırayım bi" diyip hiç elleri ataturk hakkında kitap yuzu görmeyen nesiller; kalkıp o salak milliyetciliklerine sarılıp gövde gösterisi yapmasınlar, zira yemezler. sevenler sevmeyenler bir yana;

ben ataturku oldugu gibi seviyorum. sol gözünün $a$ılıgıyla, insanlıgıyla yalnızlıgıyla, gece hovardalıgıyla, köylüsüne olan sevgisiyle, annesine yazdıgı mektuplardaki özlemiyle, bir cocugun elinden tutup yeni alfabeyi ona yazdırmasıyla...

açın bir bakın o neler yapmı$, zaferler kazanmı$ ama hezimetleri de ya$amı$. açın da bir bakın allah için. o adamı anlatıldıgı gibi degil, okudugunuz bildiginiz $ekilde; onu o oldugu için sevin!

edit: ulan bir kere de dogru söyleyenin ardında durmazsınız zaten. almı$ bi turk milliyetciligi gidiyor. bre koyunlar, o ardına cok sıgındıgınız milliyetciliginiz sizi bir gün götünüzden $i$leyecek! sabırla beklemekteyim o günü.

(bkz: mustafa kemal ataturk e mustafa kemal demek)

ırkçılık için kullanılabilen, vah yazık atam seni sacma sapan milliyetcilikleri için malzeme yapmı$lar diye utanmayla karı$ık serzeni$te bulundugum komutan.

atatürk’ün dilinden türk;

"bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir türk beşiğidir. beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; türk oldu. türk budur. yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.


gazi musatafa kemal

mustafa filminde kendisinin kısa boylu oldugu vurgulanmı$, insanları $a$ırtmı$tır.

aslında atatürk’ün tabiatındaki ve yaptıgı i$lerdeki büyüklügü cisme vurmu$tur cumhuriyetçiler. demem odur ki, atatürk’ü bastıgı yeri inleten kalıplı bir adam olarak gösterdiler bize, hepimize. halbuki büyük i$ler yapan küçük bir adammı$ kendisi.

$a$ırmadım, yalnızca kızdım. bir insan bu kadar mı metala$tırılır, bu kadar mı oldugu kalıptan dı$arı cıkarılır diye. sizler bu kadar mı utandınız boyundan posundan, sol gözünün görme kaybı ya$ayıp kaymasından, bu kadar mı cekindiniz onun insan olarak anılmasından?! o da etten kemiktendi. muhtaç oldugu kudreti damarlarındaki asil kanda bulanlardandı.

ulan, anıtkabire giden her insan mezarın küçüklügüne bakakalmakta. en azından ben dolmabahçeye gittigimde yatagını gördügümde "e cok küçükmü$ ya nasıl sıgdı buraya" demi$tim kendi kendime... aptalla$tırmı$sınız, anlatılagelen tarihe inandırmı$sınız.


yazık.

ben o’nu insan oldugu için seviyorum!

müze olan köşkünde sanal tur atmak için:

http://www.tccb.gov.tr/common/sanaltur/tur/index.html

mustafa kemal atatürk ün "19" sirri
19. yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğdu.
19 yaşında harbiye’ ye girdi.
harp akademisi’ ndeki sicilinin rakamları toplandığında 19 ediyor. (317-8)
çanakkale savaşı’ nın kazanılmasını sağlayan 19. fırkayı kuruyor.
19 mayıs’ ta miralay oluyor.
samsun’ a 19 mayıs 1919’ da çıkıyor. kurtuluş savaşımızın başlangıç tarihi olan bu günde tam üç tane 19 sayısı var!
meclis’ te milli mücadeleye fiilen başlama tarihi de yine üç tane 19’ lu bir tarih: 19 kasım 1919!
milletin iradesini meclise devretme kararını da 19 mart’ ta alıyor..
mareşal rütbesine 19 eylül’ de kavuşuyor..
"istikbal göklerdedir." sözü 19 harftan oluşuyor..
19’ un 2 katı 38 yılında ölüyor..
öldüğünde yaşı 19’ un üç katı olan 57!
türk milletinin kaderine 1919-1938 yılları arası tam 19 yıl hakim oluyor.
" mustafa kemal atatürk " 19 harften oluşuyor!
" ne mutlu türküm diyene " sözü de 19 harfli bir söz!

değişik bir tesadüf. ama gerçek galiba. evet.

(bkz: 19 mucizesi)

(bkz: ataturk un yayinlanmayan ses kaydi)

kendisinin kız karde$ine ne olmu$tur neden hiç konu$ulmamı$tır diye merak eder durur insan...

o kadar kendisi babası annesi anlatılır, velhasıl kız karde$ine dair hiç bir $ey yok...

71 sene olmu$ bugun, tam 71 senedir aramizda yok. hesapta hata yapabilirim, 71 degil de 72 de olabilir 70 de, cok onemli degil zamanin uzunlugu, onemli olan artik aramizda olmayi$i.

bu seneler icerisinde ne iktidarlar geldi ulkeyi bitirmeye yonelik, yine de mustafa kemal ataturk’un kurmu$ oldugu cumhuriyetin temelindeki bir cakil ta$ini dahi sarsamadi. belki de bu iktidarlarin en $iddetli cumhuriyet aleyhtari donemindeyiz bugun ve sirf bu sebeple belki de, bugun mustafa kemal ataturk cok daha buyuk bir ozlemle anilacak, cok daha buyuk bir saglamlikla ve dimdik anilacak. hukumet uyeleri sabah 09:05 de anitkabir’de olacaklar tam kadro gostermelik olarak. i$te tam o esnada gonul isterdi ki mustafa kemal ataturk’un sesi duyulsun gokyuzunden ve "cumhuriyeti yikmak icin gosterdiginiz cabayi ilime, fene, bilime gostermi$ olsaydiniz, $u anda fezada koloni kurmu$tunuz" desin.

uzuntumuz bir nebze olsun tebessume donseydi ne guzel olurdu.

ulu onderin amerika’ya yonelik yaptigi konu$ma. bu kadar yakindan gormemi$sinizdir hic kendisini muhtemelen;

http://tinyurl.com/yca7fmh

tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi devlet adamı,nur içinde yat atammm!!!!

o kadar saldırılıyor ama toplum kalitemize bakıyorum galiba ne yaptıysa doğru yapmış bu adam diyorum. ruhu şad olsun.