dun son yolculuguna ugurlandi. te$vikiye camiinde kilinan cenaze namazinin ardindan kilyosta ki aile mezarligina defnedildi kendisi. huzur icinde uyusun.
müşfik kenter
yazik ki hayatini kaybetti. topragi bol olsun, allah gunahlarini affetsin.
durumunun agir oldugu aciklanmis buyuk sanatci. lutfen olmesin muhtesem sesinden bizleri mahrum birakmasin...
acil sifalar diliyoruz kendisine...
acil sifalar diliyoruz kendisine...
akciger kanseri sebebi ile yogun bakima alinmi$. kendisi 80 ya$inda. umarim bu durumu hemen atlatir. allah uzun omurler versin kendisine.
karşınıza geçip yüzünüze yarım saat boyunca küfretse dahi hiç sıkılmadan kendini dinletir.
"hayatta en hakiki müşfik, müşfik kenterdir".
o değil de, o kolay, onu hallederiz; ben şu dünya üzerinde müşfik kenteri müşfik adının son temsilcisi olarak görüyordum hep. müşfik devri müşfik kenterle kapanır, kenter müşfikin üstüne müşfik olmaz sanıyordum.
meğer bu dünya ne yalanmış be arkadaş. vay anasını...
bu yanılsamayı düzeltip hayata yeniden başlamam gerek. hindistana mı gitsem bir kaç aylığına, arınsam falan. ne güzel olur...
o değil de, o kolay, onu hallederiz; ben şu dünya üzerinde müşfik kenteri müşfik adının son temsilcisi olarak görüyordum hep. müşfik devri müşfik kenterle kapanır, kenter müşfikin üstüne müşfik olmaz sanıyordum.
meğer bu dünya ne yalanmış be arkadaş. vay anasını...
bu yanılsamayı düzeltip hayata yeniden başlamam gerek. hindistana mı gitsem bir kaç aylığına, arınsam falan. ne güzel olur...
alf bireyine dublaj yapmış olan yüce şahsiyettir.
dönmeyecek birini hala bekleyenlere;
hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdiğin insanin buna hiç değmediğini gördüğün andır ve en
büyük kaybın onun için harcadığın yıllardır...senin aşkını su gün hak etmeyen, bil ki 10 sene
sonra yine hak etmeyecektir...bırak, gitsin...
yalnız olanlara;
aşk bir kelebek gibidir,pesinden koştukça hep senden kaçar..
en iyisi bırak uçsun, inan ki hiç beklemediğin bir anda gelip omzuna dokunuverir...
aşk mutlu eder, bazen de üzer ama aşk özeldir, aşkını hak eden birine sunarsan eğer..
sevgilisi olanlara;
aşkın amacı birileri için "mükemmel insan" olmak değildir,seni mükemmelliğe en çok
yaklaştıracak insani bulmaktır..
çapkınlara;
sevmediğin birine asla "seni seviyorum" deme..
içinde olmayan duygulardan varmış gibi söz etme..
kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme..
sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme; çünkü birine verebileceğin en büyük acı,
aşık olmadığın birini kendine aşık etmektir...
evli olanlara;
seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir...
"neredesin" yerine "ben buradayım" diyendir..
"nasıl yaparsın" yerine "niye yaptığını anlıyorum" diyendir..
ve aşk "keşke" yerine daima "iyi ki" diyendir...
kalbi kırık olanlara;
kalp yarası siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer ve ilacı bu acıya alışmak değil, ondan ders çıkarabilmektir.
aşık olmaktan korkanlara;
aşka düş ama tökezleme,anla ama bekleme, paylaş ama isteme,yaralan; ama asla acıyı içinde
büyütme...
sevdiğini fazla sahiplenenlere;
sevdiğinin bir başkasıyla mutlu olduğunu görmekten daha acı bir şey varsa, o da sevdiğinin seninle mutsuz olduğunu görmektir..
aşkını itiraf etmeye çekinenlere;
sevdiğinden ayrılınca aşk acı verir, sevdiğin seni terk edince daha da çok acı verir
ama en acısı, onu ne kadar sevdiğini bilmesine hiç fırsat vermemektir
hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdiğin insanin buna hiç değmediğini gördüğün andır ve en
büyük kaybın onun için harcadığın yıllardır...senin aşkını su gün hak etmeyen, bil ki 10 sene
sonra yine hak etmeyecektir...bırak, gitsin...
yalnız olanlara;
aşk bir kelebek gibidir,pesinden koştukça hep senden kaçar..
en iyisi bırak uçsun, inan ki hiç beklemediğin bir anda gelip omzuna dokunuverir...
aşk mutlu eder, bazen de üzer ama aşk özeldir, aşkını hak eden birine sunarsan eğer..
sevgilisi olanlara;
aşkın amacı birileri için "mükemmel insan" olmak değildir,seni mükemmelliğe en çok
yaklaştıracak insani bulmaktır..
çapkınlara;
sevmediğin birine asla "seni seviyorum" deme..
içinde olmayan duygulardan varmış gibi söz etme..
kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme..
sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme; çünkü birine verebileceğin en büyük acı,
aşık olmadığın birini kendine aşık etmektir...
evli olanlara;
seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir...
"neredesin" yerine "ben buradayım" diyendir..
"nasıl yaparsın" yerine "niye yaptığını anlıyorum" diyendir..
ve aşk "keşke" yerine daima "iyi ki" diyendir...
kalbi kırık olanlara;
kalp yarası siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer ve ilacı bu acıya alışmak değil, ondan ders çıkarabilmektir.
aşık olmaktan korkanlara;
aşka düş ama tökezleme,anla ama bekleme, paylaş ama isteme,yaralan; ama asla acıyı içinde
büyütme...
sevdiğini fazla sahiplenenlere;
sevdiğinin bir başkasıyla mutlu olduğunu görmekten daha acı bir şey varsa, o da sevdiğinin seninle mutsuz olduğunu görmektir..
aşkını itiraf etmeye çekinenlere;
sevdiğinden ayrılınca aşk acı verir, sevdiğin seni terk edince daha da çok acı verir
ama en acısı, onu ne kadar sevdiğini bilmesine hiç fırsat vermemektir
orhan veli şiirlerini seslendirdiği albümünde, sesine ve orhan veliye (bir kez daha) aşık etmiş sanatçı.
hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
hiç vaktiniz yok, "fast live", "fast food", "fast music", "fast love"...
dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında
bitecek hepsi.
dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, size sesleniyorum!
hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program
verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın
tomurcuklandığını?
ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı
yetmiyor?
müşfik kenter
hiç vaktiniz yok, "fast live", "fast food", "fast music", "fast love"...
dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında
bitecek hepsi.
dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, size sesleniyorum!
hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program
verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın
tomurcuklandığını?
ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı
yetmiyor?
müşfik kenter
hak ettigi saygiyi ve takdiri gorememis usta <gercek> sanatci.
ayni zamanda nazim hikmetin siirlerini okudugu bir de albumu bulunmaktadir bu usta sanatcinin..
yillarini tiyatroya vermis,muthis ses tonuyla bir cok tv yapiminda ve reklamda seslendirme yapmis,yildiz kenterin kardesi beyefendi kisi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?