utanma, ihanet gibi duyguların bünyede tecellisine vesile olan eylemdir.
şimdi düşünün, a marketine gitmişsiniz domates ve yumurta almaya. domatesi almışsınızdır ama yumurta kalmamıştır. e menemen için de yumurta şart! ne yapmalı, tabii ki, marketin hemen karşısında ikame edilmiş rakip markete gitmek lazım. ama bi problem var. domateslerin içerisinde bulunduğu poşette eşşek kadar büyük puntolarla "a market, kaliteyi ucuza alın" vs. yazıyor. işte o an bünye düşünmeye başlar "lan acaba kasiyer siktir git yumurtayı da ordan al demez mi? market görevlileri burada yumurta daha ucuz diye buraya geliyor köftehor diye düşünmezler mi" falan filan. hatta arada düşünürüm ben eve kadar götürsem, kapıdan domatesleri bıraksam da yumurtayı çıkıp tekrar b marketten alsam mı diye.
markete rakıp marketin posetiyle girmek
-ne vardı?
+2 ekmek alacaktım da
-lan utanmıyo musun karşıdan almışsın buraya da gelmişin 2 ekmek almaya?
+ şey ben fonksiyonel gelir dağılımı açısından şeettim...
-höyyyt ulan sus
+ şey, beni karşıdaki marketin sahibi göndertti, sen siftah yapmamışın diye
- lan olm sus çakacam beynine defol...
+2 ekmek alacaktım da
-lan utanmıyo musun karşıdan almışsın buraya da gelmişin 2 ekmek almaya?
+ şey ben fonksiyonel gelir dağılımı açısından şeettim...
-höyyyt ulan sus
+ şey, beni karşıdaki marketin sahibi göndertti, sen siftah yapmamışın diye
- lan olm sus çakacam beynine defol...
örnek bir durum olarak, bim’den şeker alınıp, migros’ tan çay alınmaya gidilsin.
elde bim poşeti, migros’a çay almaya gidilir, neden? çünkü bim’deki en ucuz çay berk çay adlı ölüm makinasıdır. migros’ta ise en azından çaykur’un güzel çayları uygun fiyata bulunabilmektedir.
-iç ses: lan acaba bişey derler mi ki? bunlar rakip firma. geç lan içeri diye depoya çekip barda filminden sahnelerle karşılamasınlar sakın beni.
-kasiyerin iç sesi: hıyara bak, bakışlara bak, korka korka geliyo, bana ne amına koyim, istersen git carrefour poşetiyle gel, bim babamın marketi sanki.
-iç ses: bak surata bak, içinden yetmiş yedi türlü küfür ediyo, üç yüz bin’in hesabını yapıyo aklınca diyodur şimdi. halden anlamaz mısın lan, öğrenciyiz işte, paramız yok.
-kasiyerin iç sesi: ya bi siktir git hadi. hala korkuyo.
-kasiyerin dış sesi: ya bi s.. iyi günler efendim, yine bekleriz.
-dış ses: iyi günler.
elde bim poşeti, migros’a çay almaya gidilir, neden? çünkü bim’deki en ucuz çay berk çay adlı ölüm makinasıdır. migros’ta ise en azından çaykur’un güzel çayları uygun fiyata bulunabilmektedir.
-iç ses: lan acaba bişey derler mi ki? bunlar rakip firma. geç lan içeri diye depoya çekip barda filminden sahnelerle karşılamasınlar sakın beni.
-kasiyerin iç sesi: hıyara bak, bakışlara bak, korka korka geliyo, bana ne amına koyim, istersen git carrefour poşetiyle gel, bim babamın marketi sanki.
-iç ses: bak surata bak, içinden yetmiş yedi türlü küfür ediyo, üç yüz bin’in hesabını yapıyo aklınca diyodur şimdi. halden anlamaz mısın lan, öğrenciyiz işte, paramız yok.
-kasiyerin iç sesi: ya bi siktir git hadi. hala korkuyo.
-kasiyerin dış sesi: ya bi s.. iyi günler efendim, yine bekleriz.
-dış ses: iyi günler.
market sahibi 6 yaşında nazlı bir çocuk değilse sorun olmayacak olaydır.
hayır, zaten çıkaracağı sorun da 5 karış suratla trip atmaktır, onun da sonunda markete kimsenin girmemesi olayına döner mevzu.
gel gelelim 30 yıldır esnaflık yapan bu olgun işletmecinin artık götü kalkmıştır ya akşam olmadan tükanı kapatır, pazar günleri banka gibi kapalıdır. ama birşey almaya gidince suratında bir nerede sikiştiysen orada abdest al bakışı, bir ne bu yüzsüzlük tavırları, bir neme lazımcılık felan.. ağzına bir tane patlatasım gelir.. ama öbür bakkal uzak işte. üşeniyorum..
hayır, zaten çıkaracağı sorun da 5 karış suratla trip atmaktır, onun da sonunda markete kimsenin girmemesi olayına döner mevzu.
gel gelelim 30 yıldır esnaflık yapan bu olgun işletmecinin artık götü kalkmıştır ya akşam olmadan tükanı kapatır, pazar günleri banka gibi kapalıdır. ama birşey almaya gidince suratında bir nerede sikiştiysen orada abdest al bakışı, bir ne bu yüzsüzlük tavırları, bir neme lazımcılık felan.. ağzına bir tane patlatasım gelir.. ama öbür bakkal uzak işte. üşeniyorum..
aslında hiç çekinilmemesi lazım gelen, ters bir bakışla karşılaşıldığı halde, "ne yapayım, pirinç, şeker, peynir, zeytin... orda daha ucuz. sizde de yumurta ve ekmek daha tazeee" denmesi gereken vaziyet.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?