daha baştan toparlayamayacağımı biliyor olsam da hakkında bildiğim bazı şeyler var.
öncelikle bu, bir türkün yapacağı ve kendisine yakıştıracağı bir şey değildir diye düşünüyordum. tarih boyunca sürekli mağdur rolü yapıp bir şeyler koparmaya çalışan toplumlarla muhatab olsa da türkler bu yola baş vurmamışlardır. entry içeriği faşizan söylemler içeriyor gibi gözükse de kesinlikle bununla alakası yoktur. entry yazarının geçmişinde en nefret ettiği olgulardan biri faşizm olduğu gibi şu kavurucu yaz gecesinde faşizm taraftarı olmadığını savunacak durumda da değildir. türklüğü savunacak veya yüceltecek kurtçuk kafasında da değildir. demek istediği, ne çinliler gibi hunlar ebemizi belledi fitne peşinde koşmuş, ne israilliler gibi "almanlar bizi sabun yaptı" diye ağlayıp duygu sömürüsü yaparken filistinde yaptıkları vahşete perde çekme çabasına girmiş, ne ermeniler gibi çoluk çocuk köyleri katlederken kovulduklarında "soy kırıma uğradık, türkler bizi mağdur etti" deyip üç kuruş tazminat peşinde koşmuş, ne de kürtler gibi tembellikten başka gözleri bir şey görmeyip 9-10 çocuk yaparken ve içlerinde zengin olanları memleketine yatırım yapıp bölgeyi kalkındırmak yerine alıp başını batıda keyfini sürerken "deulet bize sahip çıkmıyor, bize ikinci sını muamelesi yapıyor" diye işin kolayına kaçmış bir millet değiliz.
bu iyi bir şey mi yoksa aptallık mı bilmiyorum. osmanlıdan beri ingilizden kazık yedik sesimiz çıkmadı, fransızın oyununa geldik "ne oluyo" demeyi gururumuza yediremedik. yunanın rusun kalleşliğini gördük ama bununla yüzleşmekten kaçtık.
ama başkası mağdur durumuna düşsün yeter ki öyle güzel değerlendiriyor ki şaşrsın. biz bunu beceremediğimizden bize söylenen hep şudur; "olmadı abi tepkini yanlış gösterdin, haklıykan haksız durumuna düştün"
mağdur durumuna düşeriz ama yine suçlu bizizdir. şu "mağdur rolüyle prim yapma"yı bir türlü beceremeyiz. ilk okulda kız bize salak der, biz de ona aptal deriz. salak denmiş olmakla yetinmeyiz bir de kızın şikayeti üzerine "aptal" dediğimiz için üstüne dayak yeriz. "ama hocam o da bana salak dedi" desek de işe yaramaz. "niye gelip bana söylemedin" der örtmen. ama biz gururumuza yediremeyiz mağdur rolünü. gidip hocaya nasıl deriz ki "ühü hocam filan kız bana salak didi".
konunun başında olayı türklere bağlamam saçmaydı, hatta tamamen cücük bir genelleme. çünkü mağdur rolüyle üzerimden prim yapan çoğu tanıdığım yine bir türktü. hep ara gazıyla dolmuşuzdur ya "türk şöyledir, böyle kudretlidir, her türk asker doğar, asker üşümez, erkek ağlamaz, falandı fişmandı" diye. genellemem ondan galiba.
başka bir örnek vereyim. çocukken/ergenken hani bi kişiden dayak yersin, sonra gidip bir kaç kişiyle dönüp dayak yediğin kişi veya gruplardan öcünü alma yoluna gidersin. eğer dayak yediğim kişi tek kişiyse hayatta mağdura yatıp dönüp bir kaç kişiyle uğraşmamışımdır dayak yediğim kişiyle. söylemesi bile ayıp gelirdi "abi şundan dayak yedim" falan. ama bunu yapana da çok rastladım.
gelelim akpye(ki bu konu sonu akpye bağlanmak için açılmamıştır), evet akp resmen mağdur rolüyle besleniyor. bu kadar yüzsüzlük bu kadar aciz görünümden medet umuculuk olur mu arkadaş? 367 de aynı politika, e muhtırada aynı, ergenekon çıkardılar gene aynı, şimdi konu değişti "referandum" ama rol yine aynı "mağdur".
(bkz: başbakanın meclis kürsüsünde ağlaması)
adam olun be azcık.
mağdur rolüyle prim yapmak
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?