(bkz: get lucky)
lucky
(bkz: lucky number slevin)
insanın üstüne 15 ton koyup bırakan radiohead şarkısı.
insanın dinlerken başını yastığa gömüp zırıl zırıl ağlayabileceği, o da kesmedi kendini yerden yere vurabileceği kadar depresif ve umutsuz olduğunu zannettiğim; fakat sözlerini okuyunca "o kadar da gök gürültülü sağnak yağışlı değilmiş..." dediğim bir radiohead şarkısı.
(bkz: lucky strike)
yaygin bir kopek ismidir. oyle ki cikin sokaga luckyyy, luckyy! buraya gel oglum! fiiiy fiyy diye bagirdiginizda muhakkak ki ortalama iki kopek kisa sureli de olsa size dogru yonelir.
alf dizisinde alf’in sen bir bifteksin diyerek hipnotize etmeye çalı$tığı,onu yemek uğruna kılıktan kılığa girdiği kedi.
(bkz: lucky luke)
im on a roll,
im on a roll this time
i feel my luck could change.
kill me sarah,
kill me again with love,
its gonna be a glorious day.
pull me out of the aircrash,
pull me out of the lake,
im your superhero,
we are standing on the edge.
the head of state has called for me by name
but i dont have time for him.
its gonna be a glorious day!
i feel my luck could change.
pull me out of the aircrash,
pull me out of the lake,
im your superhero,
we are standing on the edge.
we are standing on the edge.
ingilizce:sansli
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?