tam adi leo nikolayevich tolstoydur.28 agustos 1828de yasyana polyanada dogmustur.daha bebekken annesini kaybetmistir.genclik yillarinda universitesi terk edip o zamanin baskenti st. petersburga giderek yazarliga baslamistir.1910 yilinda ardinda onlarca eser birakarak hayata veda etmistir.
lev nikolayevic tolstoy
’’guzel olan sevgili degil sevgili olan guzeldir’’ sozunun sahibi.
ortodoks kilisesini ve her turlu iktidari yadsiyan kendine ozgu bir tur hristiyanlik anarsizmi gelistirmistir.bu dusuncelerini acikladigi bir kac makalesinin yayinlanmasindan sonra 1901 yilinda kilise tarafindan aforoz edildi.1900’lerden sonra mulkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle ailesiylede arasi acilan yazar 1910 yilinda yanina sadece en kucuk kizini alarak evi terk etti.ancak bir kac gun sonra astapovo tren istasyonunda zaturreden olmus olarak bulundu.savas ve baris,anna karenina,dirilis,haci murat,kazaklar en onemli eserlerindendir.
celabicyyi savunurken sanirim 8 cocugu olan, ironinin allahini kendi hayati uzerinde yapmi$ adam.
tam ismi lev nikolayevic tolstoydur. sadece hristiyan dinine degil butun dinlere cok saygili ve onlar hakkinda cok sey bilen bir insandir. insan ne ile yasar kitabinda islam diniyle ilgili oldukca guzel bilgiler verir. kitaplarinda asiri derecede tasvir kullanir.
savas ve baris romanini okuyup romandaki karakterleri tam anlayabilmek icin uc ayimi harcadigim yazardir..
kendisinin yazdigi kitaplarin iletisim yayinevinden cikan ergin altay tarafindan cevirilenini okumanizi tavsiye ederim zira kimin cevirdigi belli olmayan kitaplarda cok fark olabiliyor.
hz. muhammed adli bir kitap piyasaya suruldu ve bu kitabi onun yazmis oldugu iddaa edildi.
buyuk rus yazari lev nikolayevic tolstoy (leo tolstoy), 9 eylul 1828’de tula’da bulunan ailesine ait yasyana polyana malikanesinde dogdu. iki yasinda annesini ve dokuz yasinda babasini kaybetti. anne ve babasinin olmamasi sebebiyle egitimini halalari ustlendi ve 1943 yilinda dogu dilleri okumak uzere kazan universitesi’ne gonderildi. fakat uzun bir sure gecmeden buradaki egitimini yarida birakti ve hukuk fakultesi’ne gecti. bu fakultedeki egitimini de yarida birakti ve 1847 yilinda, dogdugu yer olan yasyana polyana’daki ciftligine geri dondu. aradan uc yil gectikten sonra, 1851’de rus ordusuna yazildi ve 1854-55 arasi kirim savasin’da topcu tegmeni olarak gorev yapti.
bu donemde otobiografik eserler olan cocukluk, ilk genclik ve genclik’i ve ayrica tipi, iki suvari subayi ve toprak agasi’nin sabahi’ni yazdi. bu ilk basarilarindan sonra kendini edebiyata adamaya karar veren tolstoy, savastan sonra st. petersburg’a gitti, fakat burada birini radikal demokrat n. cernisevski, digerini muhafazakar liberal i. turgenyev’in temsil ettigi iki edebi kampla anlasamayarak 1857’de isvicre, almanya ve fransa’yi kapsayan bir seyahate cikti. bu donemde egitim kurumlariyla ilgilenmeye basladi ve rusya’ya donerek ciftligindeki koylu cocuklari icin bir okul acti. 1860’ta ikinci bir avrupa seyahatine cikarak buradaki egitim kuramlarini ayrintili bir sekilde inceledi. bu incelemelerin neticesinde, bati’nin yapay ve maddeci uygarligini, insani bozan bir etken olarak gormeye basladi. avrupa seyahatini bitirip rusya’ya dondugunde serflik kaldirilmisti. tolstoy, kendi bolgesinde eski serflerle toprak sahipleri arasindaki toprak ve borc anlasmazliklarini cozmek uzere yargiclik gorevini ustlendi.
1862 yilinda komsu ciftliginin sahibinin kizi olan sofya andeyevna bers’le evlendi ve bu evliliginden on uc cocugu oldu. bu donemde yazar, “kazaklar”, “sivastopol hikayeleri” ve belkide en buyuk romani olan “savas ve baris”i yazdi. napolyon savaslari sirasinda, 1865de yazdigi "savas ve baris", yasama sunulan bir destan olarak nitelendirilir. bu romanda genis bir zaman surecinden bahsedilmesi, somut ozelliklerin canlandirilmasinda kaydedilen yuksek basari duzeyi, sayilari bes yuzu asan sayida kisiyi icermesi, oykunun dallanip budaklanarak ilerlemesi bu eseri basyapitlardan biri haline getirmistir. eser genis ve detayli olmasi nedeniyle tarihi bir belgesel niteligi dahi tasir . bu kadar cok sayida karaktere ragmen, her bir karakter digerlerinden cok farkli ozellikler tasir. tolstoy, “savas ve baris” adli eserinin yayimlanmasindan sonra, yildan yila artacak bir bunalima girdi. bu bunalimin izleri, 1877 yilinda yayimlanan, ikinci buyuk romani sayilabilecek “anna karenina” adli romaninda da gorulur. bu romanda yazar, aileleri mutsuzluga goturebilecek etmenleri arastirip, kendimizi sorgulamaya sevketmistir.
tolstoy, 1880’den sonra hristiyanliktaki olumsuzluk dusuncesini, ortodoks klisesi’ni ve her turlu siyasal iktidari yadsiyan, kendine ozgu bir tur hristiyanlik anarsizmi gelistirmeye basladi. dusuncelerini acikladigi ‘‘dogmatik teolojinin elestirisi’’, ‘‘o halde ne yapmaliyiz?’’ ve ‘‘tanri’nin hukumdarligi kendi icimizdedir’’ adli makalelerin yayimlanmasindan sonra 1901’de kilise tarafindan afaroz edildi. bu donemde yazdigi “ivan ilyic’in olumu”, “kreutzer sonat”, “haci murat” ve son buyuk romani sayilabilecek “dirilis” gibi eserleri, ayni manevi arayisa, ahlâksizlikla sucladigi sanati ve dogmalar ve mucizeler ureten kilise’yi yadsiyisina isaret eder.
1900’lerden itibaren bir yandan mulkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle ailesiyle arasi acilirken, diger yandan aydin rus gencleri arasinda giderek daha cok tanindi. bu ikisi, derin bunalimini ve manevi yalnizligini arttirdi. 7 kasim 1910’da ailesini terk etmeye karar vererek yanina en kucuk kizi ve doktoruyla yola cikti. ancak birkac gun sonra astapovo tren istasyonunda zaturreden olmus olarak bulundu.
kaynak : kimkimdir.gen.tr
(bkz: kazaklar)
(bkz: agdaki ku$lar)
(bkz: kroycer sonat)
(bkz: aile mutlulugu)
(bkz: vah$i zevkler)
(bkz: ve i$ik karanlikta parliyor)
(bkz: sava$ ve bari$)
(bkz: itiraflarim)
(bkz: insan ne ile ya$ar)
(bkz: dirili$)
(bkz: haci murat)
(bkz: anna karenina)
(bkz: cocukluk)
(bkz: sanat nedir)
(bkz: olum manifestosu)
(bkz: masallar)
(bkz: sivastopol)
(bkz: din nedir)
(bkz: icimizdeki $eytan)
(bkz: erik cekirdegi)
(bkz: hayat uzerine du$unceler)
(bkz: kucuk $eytan)
(bkz: uc olum)
(bkz: hayati sorgulamak)
(bkz: $eytan)
bu donemde otobiografik eserler olan cocukluk, ilk genclik ve genclik’i ve ayrica tipi, iki suvari subayi ve toprak agasi’nin sabahi’ni yazdi. bu ilk basarilarindan sonra kendini edebiyata adamaya karar veren tolstoy, savastan sonra st. petersburg’a gitti, fakat burada birini radikal demokrat n. cernisevski, digerini muhafazakar liberal i. turgenyev’in temsil ettigi iki edebi kampla anlasamayarak 1857’de isvicre, almanya ve fransa’yi kapsayan bir seyahate cikti. bu donemde egitim kurumlariyla ilgilenmeye basladi ve rusya’ya donerek ciftligindeki koylu cocuklari icin bir okul acti. 1860’ta ikinci bir avrupa seyahatine cikarak buradaki egitim kuramlarini ayrintili bir sekilde inceledi. bu incelemelerin neticesinde, bati’nin yapay ve maddeci uygarligini, insani bozan bir etken olarak gormeye basladi. avrupa seyahatini bitirip rusya’ya dondugunde serflik kaldirilmisti. tolstoy, kendi bolgesinde eski serflerle toprak sahipleri arasindaki toprak ve borc anlasmazliklarini cozmek uzere yargiclik gorevini ustlendi.
1862 yilinda komsu ciftliginin sahibinin kizi olan sofya andeyevna bers’le evlendi ve bu evliliginden on uc cocugu oldu. bu donemde yazar, “kazaklar”, “sivastopol hikayeleri” ve belkide en buyuk romani olan “savas ve baris”i yazdi. napolyon savaslari sirasinda, 1865de yazdigi "savas ve baris", yasama sunulan bir destan olarak nitelendirilir. bu romanda genis bir zaman surecinden bahsedilmesi, somut ozelliklerin canlandirilmasinda kaydedilen yuksek basari duzeyi, sayilari bes yuzu asan sayida kisiyi icermesi, oykunun dallanip budaklanarak ilerlemesi bu eseri basyapitlardan biri haline getirmistir. eser genis ve detayli olmasi nedeniyle tarihi bir belgesel niteligi dahi tasir . bu kadar cok sayida karaktere ragmen, her bir karakter digerlerinden cok farkli ozellikler tasir. tolstoy, “savas ve baris” adli eserinin yayimlanmasindan sonra, yildan yila artacak bir bunalima girdi. bu bunalimin izleri, 1877 yilinda yayimlanan, ikinci buyuk romani sayilabilecek “anna karenina” adli romaninda da gorulur. bu romanda yazar, aileleri mutsuzluga goturebilecek etmenleri arastirip, kendimizi sorgulamaya sevketmistir.
tolstoy, 1880’den sonra hristiyanliktaki olumsuzluk dusuncesini, ortodoks klisesi’ni ve her turlu siyasal iktidari yadsiyan, kendine ozgu bir tur hristiyanlik anarsizmi gelistirmeye basladi. dusuncelerini acikladigi ‘‘dogmatik teolojinin elestirisi’’, ‘‘o halde ne yapmaliyiz?’’ ve ‘‘tanri’nin hukumdarligi kendi icimizdedir’’ adli makalelerin yayimlanmasindan sonra 1901’de kilise tarafindan afaroz edildi. bu donemde yazdigi “ivan ilyic’in olumu”, “kreutzer sonat”, “haci murat” ve son buyuk romani sayilabilecek “dirilis” gibi eserleri, ayni manevi arayisa, ahlâksizlikla sucladigi sanati ve dogmalar ve mucizeler ureten kilise’yi yadsiyisina isaret eder.
1900’lerden itibaren bir yandan mulkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle ailesiyle arasi acilirken, diger yandan aydin rus gencleri arasinda giderek daha cok tanindi. bu ikisi, derin bunalimini ve manevi yalnizligini arttirdi. 7 kasim 1910’da ailesini terk etmeye karar vererek yanina en kucuk kizi ve doktoruyla yola cikti. ancak birkac gun sonra astapovo tren istasyonunda zaturreden olmus olarak bulundu.
kaynak : kimkimdir.gen.tr
(bkz: kazaklar)
(bkz: agdaki ku$lar)
(bkz: kroycer sonat)
(bkz: aile mutlulugu)
(bkz: vah$i zevkler)
(bkz: ve i$ik karanlikta parliyor)
(bkz: sava$ ve bari$)
(bkz: itiraflarim)
(bkz: insan ne ile ya$ar)
(bkz: dirili$)
(bkz: haci murat)
(bkz: anna karenina)
(bkz: cocukluk)
(bkz: sanat nedir)
(bkz: olum manifestosu)
(bkz: masallar)
(bkz: sivastopol)
(bkz: din nedir)
(bkz: icimizdeki $eytan)
(bkz: erik cekirdegi)
(bkz: hayat uzerine du$unceler)
(bkz: kucuk $eytan)
(bkz: uc olum)
(bkz: hayati sorgulamak)
(bkz: $eytan)
(bkz: en önemli an)
"birinin yaptığı saçma bir şakaymış gibi geliyor yaşam bana" sözünün sahibi.
hz muahammed isminde basilmis olan ve kara kutu yayinlarindan cikmis olan ve tolstoya atfedilen eserin orjinal adi: hz muhammed in kuran a girmemis hadisleri idi.
bu kitabi yazarken tolstoyun islami derinlemesine pek bilmedigi ve kuran i kerim’in yapisini incil gibi sandigi kitabin orjinal isminden anlasilmaktadir.
nitekim islami ogrenmek icin istanbula gitmeye karar vermisken oldugu soylenmektedir.
ayrica hz. muhammed ismiyle basilan kitapta kendisinin tatar ailelere islamiyet hakkinda yazdigi mektuplarda vardir.
bunun yani sira kitapcigin orjinalinin kopyalari ile mektuplarin kopyalarida mevcuttur.
alinip okunmasi tavsiye edilir baya ilginc seyler yazmis ve tespit etmis tolstoy islamiyet hakkinda. zaten cok kucuk capta bir kitaptir bir solukta okunabilir.
bu kitabi yazarken tolstoyun islami derinlemesine pek bilmedigi ve kuran i kerim’in yapisini incil gibi sandigi kitabin orjinal isminden anlasilmaktadir.
nitekim islami ogrenmek icin istanbula gitmeye karar vermisken oldugu soylenmektedir.
ayrica hz. muhammed ismiyle basilan kitapta kendisinin tatar ailelere islamiyet hakkinda yazdigi mektuplarda vardir.
bunun yani sira kitapcigin orjinalinin kopyalari ile mektuplarin kopyalarida mevcuttur.
alinip okunmasi tavsiye edilir baya ilginc seyler yazmis ve tespit etmis tolstoy islamiyet hakkinda. zaten cok kucuk capta bir kitaptir bir solukta okunabilir.
itiraflarim ve din nedir kitaplarina bakilirsa, manevi yonden bir arayis icersinde oldugu anlasilabilir.
rusyada yasayan muslumanlar, bilhassa naksibendiler sayesinde de islama meyil etmesi pek sasilacak bir durum degildir.
rusyada yasayan muslumanlar, bilhassa naksibendiler sayesinde de islama meyil etmesi pek sasilacak bir durum degildir.
(bkz: tolstoyun cevabı) adlı eseri okursanız onun müslüman olmadıgını anlarsınız asla müslüman değildi sadece hristiyanlıga göre daha mantıklı buldu onu sunu demiştir:
’’müslümanlıkta insan tanrı oldugunu iddia etmiyor o kendinden cok üstünbirine tapıyor’’ bu gercekten cok daha mantıklıydı ve sunu der’’eger insan aklını kullanarak bir din secebilse muhammedin dinini secmesi en mantıklı olanı olacaktır’’
bu sözleri calısmaları ve dini incelemesi onun müslüman bazı cevrelerce müslüman olduguna dair kanıt olarak gösterilmiş ve böyle söylenti cıkmıstır ama bunu kanıtlayan bir argüman yoktur elimizde o yüzden ona asla müslüman diyemeyiz...
’’müslümanlıkta insan tanrı oldugunu iddia etmiyor o kendinden cok üstünbirine tapıyor’’ bu gercekten cok daha mantıklıydı ve sunu der’’eger insan aklını kullanarak bir din secebilse muhammedin dinini secmesi en mantıklı olanı olacaktır’’
bu sözleri calısmaları ve dini incelemesi onun müslüman bazı cevrelerce müslüman olduguna dair kanıt olarak gösterilmiş ve böyle söylenti cıkmıstır ama bunu kanıtlayan bir argüman yoktur elimizde o yüzden ona asla müslüman diyemeyiz...
insanları,bize yaptıkları iyiliklerden çok bizim onlara yaptığımız iyilikler için severiz.
romanlarındaki ayrıntılı fiziksel görünüş tasvirleriyle, dostoyevskinin dikkatini çekmiş yazardır. yaşadığı hayatın etkisinde kalıp bazı romanlarını kaleme alması, eserlerindeki gerçeklik görüşünü artırır.
doğmamış olana ne mutlu özlü sözün sahibi yazar.
(bkz: insan ne ile yaşar) kitabı gerçekten okuduğum en güzel kitaplardan biriydi.
bir günün "on sekiz saatini" yazarak geçiren, büyük yazar, edebiyatçı.
ivan ilyiçin ölümü nde ivan ilyiç karakterinin daha kitabın başında ölmesi gayet şaşırtıcıdır. (bkz: ivan ilyiç seni seviyoruz)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?