kürt sorunu

0 /
independence
akp’nin iktidara gelmesi ile start alan, akp’nin abdullah ocalan’a neredeyse üstün hizmet madalyasi vermesi ile alevlenen bir sorun.

ben diyorum ki daha bugunler guzel gunlerimiz, yakindir kürt sorununu halletmek adi altinda demokratik özerklik ve benzeri $eylerin kabul edilmesi. az kaldi bak sabret, o gunleri de goreceksin.
elma sekeriiii
akp’de kürt sorununa ilişkin çözüm yolları grup toplantısında tartışılmış ve karara bağlanmış:

1- kürt sorununun çözümünde sivil siyaset kanalı dışında hiçbir kanala itibar edilmeyecek, kullanılmayacak.
2- imralı’da abdullah öcalan, kandil’de veya avrupa’da pkk muhatap alınmayacak, devre dışı bırakılacak.
3- güneydoğu’da ve diğer bölgelerde yaşayan kürt vatandaşlar, pkk ve kck’nın baskısından kurtarılacak.
4- bu amaçla doğrudan halk muhatap alınacak ve sivil siyaset kanalıyla çözüm aranacak.
5- çözüm yeri olarak parlamento dışında hiçbir zemin kabul edilmeyecek; ipleri imralı ve kandil’in elinde olmayan, demokratik yollarla seçilerek meclis’e gelmiş, siyasi inisiyatif kullanabilecek parti veya partilerle muhatap olunacak.
6- pkk, silahlı eylemlere devam ettiği sürece silahlı mücadele devam edecek.
7- pkk ile bir daha görüşülecekse bu ancak silah bırakması için olacak.
8- pkk silahlarını türkiye’ye teslim ettiğinde, yargısal sorumluluğu olmayanlarla ilgili nasıl bir prosedür uygulanacağı belirlenecek.
9- yeni anayasada kürt kimliği veya özerklik düzenlemesi olmayacak. yeni anayasa, insan haklarını ve vatandaşların kanun önünde eşitliğini esas alacak.
10- yerel yönetimler güçlendirilecek, uluslararası hukuka dayalı ilkeler esas alınacak.

ne kadar tesirli olacaktır bu çözüm yolları göreceğiz...
elma sekeriiii
çok "sayın" bağımsız milletvekili leyla zana’nın düşncesine göre varolan bir sorundur bu. leyla zana’nın bu çıkışıyla birlikte, diğer taraflarca aynı şekilde başa bela görüntü uyandıran durumdur.

neden mi?

leyla zana, kürt kökenli vatandaşlarımızın özerkliği (otonomi) başlangıçta talep ettiğini ancak bunun yeterli olmayıp bu vatandaşlarımız için kendi kaderini tayin etme hakkının; yani birleşmiş milletler’in mevzuatında bulunduğu üzere self determinasyon ilkesinin gerçekleştirilmesi gerektiği yönünde açıklamalar yaptı.


haberin detayları şurada:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19552864.asp
rumuz pilis tiray egen
bu pkk’nın basına nedense pek yansımayan bir kaç yüzü var. müslüman, ermeni, hristiyan vs. gruplaşmaları var kendi içinde. yani hangi kürdü ne kadar savunuyo lan bunlar? türk’ü devletin savunmadığı gibi, pkk ve bdp’nin de kürd’ü savunmadığı besbelli. yani silahlı veya silahsız siyaset yapan her kesim yalancı.

eğer bir kürt isen ve gerçekten ana dilinle eğitim, kültürünü yaşatma vs. şeyler istiyorsan, o güneydoğu da ki topraklar zaten senin. silaha harcayacağın parayla istanbul’da bir ali ağaoğlu neyse sende orda o olabilirsin. ama işine gelir mi ağaların, aşiretlerin? gelmez tabi.

barış diyoruz iki tarafta elinde kanla geziniyor, masaya oturan yok!

kim niye istemiyor bu durumu belli değil mi? hala anlayamadın mı? zeka gerektirmiyo pek anlamak için. zihinsel olarak engelli değilsen anlarsın muhakkak...

kimse kızmasın ama, akp’ye oy veren %50 salak, diğer %50 salakoğlu salak...

niye mi salak oğlu salak? ulan onlardan akıllıysan, onların desteklediği adamlar ne arıyo devletin başında? demek ki sen onlardan bile salaksın. ben de buna dahilim...

not: bana kimse kürt’lüğü türk’lüğü anlatmasın boşuna, biliyorum merak etmeyin... iki tarafı da bilmek diye bi şey var gerçekten!
greyfurt
aksiyon dergisinin araştırmasını haber yapan samanyolu haber portalının 16.12.2009 18:16:36 tarih ve saatli haberinden alıntıdır (kürt sorunuyla ilişkilendirdikleri cinayetleri kronolojik olarak sıralamışlar):

eski mit müsteşar yardımcısı hiram abas: 26 eylül 1990’da ilk sivil mit müsteşarı olma hayaline kavuşamadan öldürüldü. özal’a yakınlığıyla bilinen abas, kürt meselesinin sivil çözümünden yanaydı.

başbakanlık başmüşaviri emekli korgeneral hulusi sayın: 30 ocak 1991’de öldürüldü. 1989 yılına kadar ohal asayiş birlikleri kolordu komutanlığı görevinde bulunan sayın, kürt meselesinin sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini savunuyordu.

hep diyarbakır il başkanı vedat aydın: 5 temmuz 1991’de polis kimlikli kişiler tarafından alınarak öldürüldü. cenazesinde de kalabalığın üzerine ateş açıldı, diyarbakır savaş alanına döndü. jitem adının karıştığı bu cinayet kürt sorunundaki en büyük provokasyonlardan biri olarak görülüyor.

anap milletvekili adnan kahveci: mayıs 1992’de özal’a sunduğu kürt raporunda: "askeri çözümle hiçbir ülke çözüme ulaşamamıştır." ifadelerini kullandı. kahveci bir yıl sonra şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

72 yaşındaki yazar musa anter: 20 eylül 1992’de diyarbakır’da öldürüldü.

gazeteci uğur mumcu: 24 ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu öldürüldü. öldürülmeden önce pkk-devlet ilişkisini irdeleyen bir kitap üzerinde çalışıyordu.

jandarma genel komutanı orgeneral eşref bitlis: 17 şubat 1993’te şüpheli bir uçak kazasında hayatını kaybetti. bitlis vefatından bir hafta önce suriye, iran ve irak dışişleri bakanlarıyla pkk’nın bitirilmesi için görüşmeler yapmıştı.

cumhurbaşkanı turgut özal: 17 nisan 1993’te vefat etti. eşi semra özal hala eşinin öldürüldüğünü savunuyor. özal’ın ölümü kürt meselesini çözme çabaları ile ilişkilendiriliyor.

hep kurucularından mardin milletvekili mehmet sincar: 4 eylül 1993’te faili meçhul cinayetleri araştırmak için gittiği batman’da öldürüldü.

diyarbakır jandarma bölge komutanı tuğgeneral bahtiyar aydın: 22 ekim 1993 tarihinde lice tugay komutanlığı bahçesinde alnından vurularak öldürüldü. pkk terör örgütü çok sansasyonel bir eylem olmasına rağmen bahtiyar aydın cinayetini hiçbir zaman üstlenmedi. jandarma istihbarat astsubayı hüseyin oğuz yıllar sonra yaptığı açıklamada aydın cinayetinin arkasında jitem olduğunu söyledi. aydın, kürt sorunun sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini savunuyordu.

eski diyarbakır jitem grup komutanı emekli binbaşı ahmet cem ersever: duruşma için gittiği ankara’da öldürüldü. cesedi 4 kasım 1993’te bulundu. pkk’yla mücadele adına yapılan kanunsuzlukları ve uyuşturucu ticareti gibi yasa dışı faaliyetleri mahkemede açıklayacağını söylemişti.

behçet cantürk: 24 ocak 1994’te öldürüldü. bu tarih, dönemin başbakanı tansu çiller’in "elimizde pkk’ya yardım eden kürt işadamlarının listesi var, hesap soracağız" açıklamasından sonraya rastlıyor. bu süreçte savaş buldan, hacı karay’ın da içinde bulunduğu pek çok işadamı infaz edildi.

gazeteci metin göktepe: 8 ocak 1996’da öldürüldü.

sabancı holding yönetim kurulu üyesi özdemir sabancı, haluk görgün ve nilgün hasefe: 9 ocak 1996’da sabancı center’ın 25. katında susturucu takılmış tabancayla öldürüldüler. sabancı grubu’nun 1995’te kürt sorunu üzerine hazırlattığı raporda "bu sorunu sadece fabrika kurarak çözemeyiz." deniliyordu.

diyarbakır emniyet müdürü ali gaffar okan: 24 ocak 2001’de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını yitirdi. halkla kurduğu güçlü bağ ve hizbullah, jitem gibi güçlere karşı başlattığı mücadele ile ön plana çıkmıştı.

eski hadep genel başkanlarından hikmet fidan: 6 temmuz 2005 tarihinde diyarbakır’da öldürüldü. pkk’nın eylemlerini eleştiriyordu.
independence
gundemi gercek anlamda uzun sure me$gul edebilecek joker arandiginda alti isitilarak masaya getirilen konu.

konu diyorum bak, sorun demiyorum. akp oncesinde boyle bir konu ile ha$ir ne$ir olan varsa hatirlatsin bana, ben hic hatirlamiyorum. ne zaman ki akp iktidara geldi, kurt sorunu adi altinda gundem degi$tirme materyalleri elden ele dola$maya ba$ladi. kurt sorununun kesmedgi yerde turban sorunu devreye girdi, uzun bir sure de o me$gul etti gundemi.

akp 7 senedir iktidarda. 7 sene boyunca turban ve kurt sorunlari haricinde kafanizi kaldirip memleketin esas sorunlarina hic goz atabildiniz mi, du$unun bir. i$sizlik, durmaksizin ust uste binen vergiler, zamlar, islami kadrola$ma, irtica ve benzeri $eyler. bunlardan kacini du$unebildiniz bu 7 senelik zaman zarfi icerisinde bir animsayin haydi. ergenekon diye bir $ey cikarttilar, tum cumhuriyetcileri ve ataturkculeri iceri tiktilar ki pa$alar da dahil buna, o gun bugundur laiklik ve demokrasi ile alakali bir soylem duydunuz mu siz? bu hal ve harekat bir sure daha devam ettigi taktirde neredeyse insanlara ulkenin bir cumhuriyet ve kurucusunun mustafa kemal ataturk oldugu bile unutturulacak, bak demedi deme.

demorasiyi amac degil arac olarak goren bir zihniyetten nasil bir demokratik acilim bekliyorsun sen sevgili okur? kurtlere olmasi gereken haklarini tanimak adina pkk’yi neredeyse legalle$tirme arzusunda olan bir zihniyetten ne acilimi, nasil bir acilim bekliyorsun? senin bu acilimlari bekledigin hukumetin milli egitiminin bastirdigi haritada bile neredeyse azerbaycan isimli ulke turkiye cumhuriyeti sinirlari dahiline alinmi$ti, daha 10 gun onceki mesele, hatirla. meclis ba$kaninin kac donemdir akp siralarindan ciktigini hatirla, cumhurba$kaninin daha once mecliste hangi siralarda oturdugunu hatirla.

her $eyden ote, cumhurba$kaninin e$inin kendi ulkesini avrupa insan haklari mahkemesine $ikayet ettigini hatirla, unutma bunlari. bir kac gun sonra sinav yapacagim.
kasif
binlerce yıldır anadolu topraklarındayım.
siz türkler henüz iran, azerbaycan ve anadolu’ya gelmeden biz oradaydık. anlaşılmayan nedenlerden ötürü uzun zamandır hukuk devleti kuramadık, aşiret sisteminin en ilkel yöntemi ile kendi varlığımıza inanarak ve onu savunarak yaşamaya çalıştık.

yaptıklarımızın vahşeti sorulunca: “bizi cahil bıraktılar(nız)” muammasının arkasına sığındık! aslında ne istediğimizi tam olarak biz de bilemedik.
ayrı bir toprak bütünlüğünde kurulacak olan kendi devletimiz mi yoksa federasyon yahut konfederasyon sistemi ile sizlerin içinde kalmak mı, karar veremedik.
kısacası bunu bilemedik, sonuçlarını kestiremedik.
bu hezeyanlarımızda en çok birinci sınıf ülkelerin ekmeğine yağ sürdü. bazı hallerde onların da kuklası olduk. onur için savaşıyoruz dedik amma, onurdan da çok defa ödün verdik!

kendimi asla t.c’ye ait görmedim, belki de büyüklerimden duyduğum ezberdi bu; ki, bozamadım onu; tekrarı yineleyip durdum.
oysa şu cumhuriyette bana seksenli yılları yok sayarsam ( ki o zamanlar kim cefa çekmedi, kim ayrıştırılmadı ki! tam bir yüz karasıdır o dönem ) hiçbir şey yasak edilmedi aslında.
evimde, onu aştım kamusal alanlarda anadilimi konuştum, hani şu bize yasak edildiğini ısrarla vurguladığımız hal; sonra parlamentoda seçeceğim etnik kökenlerimden olanlar yer aldı ve dahi ben seçme hakkımı da kullandım oyumu vererek, türkiye’nin hemen her alanındaki iş sektöründe müteşebbis, yönetici, mühendis, hukuk adamı, orta düzey yönetici, memur ya da işçi olarak görev aldım, inkar etmek benim ayıbım olsun!
haa bir de biliyor musun: milliyetçisi çok bu ülkenin hamasetinin aslında derin güçlerin, medya ve benzeri kuruluşların abartısı olduğuna empati ve biraz da bilgilerimle inanmamayı tercih edip, gerçeği görmeye çalıştım.
aslında benim etnik kökenlerim ve diğer azınlıklar bu ülkede rahatça yaşadı. nedendir ki, son zamanlarda fay hattında ciddi kırılmalar olmakta.

dediğim gibi, bizim ne istediğimizi tam olarak kestir(e)mememiz ( ne istediğimizi bilseydik binlerce yıl aşiret sistemini aşar, kendi zekamızı ya da diğer ülkelerin hukuk sistemini baz alır, önce bu noktada netliğimiz ile bir yol çizerdik. m.ö hammurabi kanunları vardı misal ve en basitinden buna rağmen biz neden bir devlet olamadık bunca uzun yıllara rağmen? ) asıl sorundur.

amaç ne, kim ne istiyor; aslında tam olarak bu da henüz netleşmiş değil. her kaynaktan bir görüş geliyor, raporlar sunuluyor. peki ya bu durumu iyileştirdi mi?
tam tersi, daha da kısırdöngüye soktu!

sanıyor musun ki her etnikdaşım bu topraklardaki sistemden bağımsız olmayı istiyor, ya da bu topraklardan ayrılmayı öngörüyor! peki bunu isteyenlerin oranı nedir? ve tabii istemeyenlerin?
bunu ne için istemektedirler?
t.c ile anlaşamadıkları nedir?
onlara hangi hak verilmiyor, sağlanmıyor?

oyunlar büyük, ben bu karışık aklımla anlatamam sana bunu.
üstelik aklı karışık olmayanlar yaptıysa bunu sana-bana!

bir de şu var en ince detayından; yirmi il var kürtlerin yaşadığı ve yaklaşık yirmi milyon nüfusumuz var. işsizlik ve devletin yetersiz ve ihmalci teşvik primlerinin mahrumiyeti ile kürt kökenli vatandaşın en çok göç ettiği yerler oldu batı şehirler.
ne demek bu biliyorsun değil mi?
hepimiz iç içeyiz; ve dahi artık içreyiz!
bunca bütün olmuşluğun nazarında, nasıl kalırız birbirimizin dışarısında?
senin de kafan karıştı değil mi bu oyunlara?
gücün yetecek mi benim gibi sorgulamaya?
ve dahi elini sağduyu ve vicdanına koymaya?

hllrsn
olimpiyat stadının dağlık bir bölgeye yapılmasından dolayı bu bölgede ortaya çıkan kurtların yarattığı sorundur.
gozlerihalacocuk
turk sorunu diye bkz vermistim ama silinmis bir bakinizdan tum dusuncemi anlatmasini beklemek benim safligim olsa gerek. neyse...

evet efendim kurt sorunu, turk sorunudur dunden beri bu boyledir, kurtlerin var olmasi turklerin zenginligidir, birinin cikari digerinin kaybi degildir, olmamistir, olmayacaktir!

cozum ne hakkari de karakol bombalamaktir, ne 30. operasyona bilenmektir. kurt sorunun cozumu, mersin’ de turk bayragini yakan cocuklara turk’leri’ turk’lere de o cocugu sevdirebilmektedir. nefretlerine nefret katmak degil.

nacizane dusuncem bu anlasmazliga kurt sorunu olarak bakilmamasi gerektigidir. turkler bu soruna turk sorunu olarak bakmalidirlar... en nihayetinde yuz yillardir beraber yasamis kardes halklariz.

simdi daha net soyluyorum kurt sorunu = turk sorunu.

(bkz: turk sorunu)
karakedi
genelde türkçeyle başka diller arasına sıkışmış bir dil konuşan ama bazıları gerçekten insanlıklı olan temiz kalpli insan ırkı.
ahiskali
kurtlar gece dağdan inip milletin koyunununa, kuzusuna ve de keçisine saldırmaktadır. buna müteakibben silahlanan çobanlar bu soruna şiddetle bir çözüm aramaktadırlar. ha bir de şey aklıma geldi... giresundayken bizim sürüye yaban domuzları dadanmıştı, onlara da benzer bir çözüm geliştirdik.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol