emine ayna kişisine göre bitmiştir. sebebide evrim teorisine inancımı sürekli yineleyen o önderimiz dedikleri adamın dışarı çıkarılmaması imiş. eğer bunun için bitti bu süreç gözüyle bakıyosan emine ayna allah senide savunduğun değerleride dünyada cehennem azabı yaşatsın. gün yüzü görmeyesiniz. bir tek allaha yalvarabiliyorum zira. devlet dediğim oluşumun sen ve senin gibiler için yaptığı hiç bir şey malesef!
kürt açılımı
bu ülkede her dilden,her ırktan,her dinden insan yasıyor.madem bir açılımdır gidiyor,hadi o zaman hepsi için aynısını yapalım.herkes neden silahlarla sopalarla aramıyor hakkını,neden insan gibi hak aranmıyor da çocukların ellerine taşlar sopalar verilip salınıyor sokaklara.yok yok olmaz böyle açılım maçılım elde patlar.herkes kardeşçe yasamayı baskasına saygı duymayı bilecek.aynı seyi aleviler de ermeniler de hristiyanlar da museviler de isteyebilir.neden öfkeyle aranıyor haklar dedirten hadisedir bu.
açmadan önce çalkalayınız tavsiyesine uyulmuştur. bütün millet çalkalanıyoruz bakalım köpürecek miyiz.
canım hükümetim açılımı anlatmak için broşürler hazırlamış. canım başbakanım da valilere halka açılımı anlatın emri vermiş. kapı kapı dolaşılıp anlatılacakmış açılım. bütün işimi gücümü bıraktım, bayramlıklarımı giydim, evde açılımcı bekliyorum 1 haftadır. içeri buyur edip kahveleri yaparken içeri sesleneceğim evinizdeymiş gibi rahat edin hemmmen geliyorum sonra oturup karşılarına bacak bacak üstüne atarken ekleyeceğim eee anlatın bakem nedir bu açılma konusu?
en son bu durumu seçimlerden önce hediye çeki dağıtılması konusu gündemdeyken yaşamıştım. seçim geldi geçti gelen giden olmadı. kilerden alışveriş yaparken hediye çeki kullananlara ağlamaklı baktım aylarca ben. ama bu sefer gelecekler inanıyorum. kahve biraz bayatladı ama olsun.
en son bu durumu seçimlerden önce hediye çeki dağıtılması konusu gündemdeyken yaşamıştım. seçim geldi geçti gelen giden olmadı. kilerden alışveriş yaparken hediye çeki kullananlara ağlamaklı baktım aylarca ben. ama bu sefer gelecekler inanıyorum. kahve biraz bayatladı ama olsun.
terorun bugune kadar en $iddetli halini almasini saglami$tir, ba$ka da kanal $e$ acilmi$ti ama haklarini yemeyelim.
(bkz: türkiye de son günlerde artan terör olayları)
(bkz: türkiye de son günlerde artan terör olayları)
bu acilimin ne oldugunun net olarak anla$ilabilmesi icin bir internet sitesinden rakamlari ile birlikte alinti yapiyorum. 2000 senesinde "0" olan $ehit sayimizin akp iktidari ile birlikte nasil 3 haneli rakamlara yukseldigini bir okuyun;
----------------------------------------*--------------------------------------
akp iktidarının “demokratik açılım” adını verdiği kürt açılımı, bölücü terör örgütü pkk’ya bugüne kadar hiç olmadığı ölçüde cesaret verdi. akp’nin kürt açılımı söylemini ortaya attığı tarihten bu yana verdiğimiz şehit sayısı 128 oldu. bu rakam, demokratik açılımın "fiilen" uygulandığı son 4 ayı kapsıyor. aynı dönemde, güvenlik güçlerimiz tarafından öldürülen terörist sayısı ise 159.
akp’nin iktidara geldiği dönemden itibaren, terör saldırıları da, bu saldırılara kurban verdiğimiz şehitlerimizin sayısı da artmaya başladı. türkiye bu kâbus dolu günlere nasıl geldi? hani herşey çok güzel olacaktı? hani türkiye’de “ayrımcılık” vardı? akp, bu ayrımcılığın önüne geçecekti!..
başbakan erdoğan’a göre, bu devlet yıllarca yanlış yönetilmişti! erdoğan’ın sözünü ettiği o “yıllar”da neden şehit sayımız ‘sıfır’a inmişti o halde? terör örgütü, 2002 yılında niçin kendisini “fesh etme” kararını almıştı? yanlış olan neydi?
teröre 6 şehit verdiğimiz 2002 yılından bu yana, akp iktidarının “kanatları” altındaki terörle mücadelenin bilançosuna baktığınızda ne göreceğinizi biliyor musunuz? biz yardımcı olalım…
işte rakamlarla türkiye’nin terör mücadelesi:
1999 yılında 203 şehit verdiğimiz terör, 2000 yılından itibaren hızla güç kaybetmeye başlamış, bölücü faaliyetlerinin sayısı gözle görülür oranda azalmıştı. 2000 yılında, terörün kanlı eylemlerinin sayısı 3 bin 2198’den 45’e düşmüş, şehit olan güvenlik görevlisi sayısı ise bir yılda 22 olarak belirlenmişti. 2000 yılında, terör örgütünün türkiye içindeki mevcudiyeti korunamaz hale gelmiş, terörist miktarı ise 4 bine kadar düşmüştü. bu sayının ancak ve ancak yüzde 10’u türkiye topraklarında barınabiliyordu.
gelelim 2001 yılına… 2001’de teröre verdiğimiz şehit sayısı sıfırdı. 2002’de ise sadece 6 askerimiz terör saldırılarında şehit düştü. işte rakamlar. sıfır olan şehit sayısı akp döneminde nasıl üç haneli sayıları buldu.
2003 yılında 21 şehit
2004 yılında 73 şehit
2005 yılında 92 şehit
2006 yılında 121 şehit
2007 yılında 118 şehit
2008 yılında 150 şehit
2009 yılında 135 şehit verdik.
2010 yılına gelindiğinde, iktidarın “demokratik açılım” söylemleri de meyvesini(!) vermeye başladı. terör saldırıları bir anda artarken, eylemlerin yalnızca güneydoğu bölgelerinde sınırlı kalmadığı, karadeniz bölgesi başta olmak üzere, batı’ya doğru bir kaymanın başladığı dikkat çekiyordu.
2010 yılına geldiğimizde, karşımıza çıkan tablo şu:
18 nisan tarihinden bu yana geçen iki aylık sürede güvenlik güçlerine 224 saldırı düzenlendi. son dört aylık dönemde, türk silahlı kuvvetleri’nin bölücü terör örgütüyle mücadelesinde, öldürülen terörist sayısı 159 oldu. yine bu dönemde, her gün bir çatışma haberi aldık, hemen her gün en az bir şehit verdik. son terör saldırısında ise 10 vatan evladımızı yitirdik.
peki bu ülkeyi yönetenler ne yaptı?
biz söyleyelim ne yaptıklarını... terörü "şiddetle" kınadılar ve mücadelenin "kararlılıkla" devam edeceğini duyurdular.
bu mücadeleyi "kararlılıkla" sürdüren yegane kurum, türk silahlı kuvvetleridir... bu mücadeleyi baltalayanlar ise, okyanus ötesinden ve burnumuzun dibinde yeşertilen kukla devletçikten, köklü türkiye cumhuriyeti devletini yönetenlerin içine düştüğü acziyete sevinenlerdir... kirli terör siyasetçilerinin, içerideki işbirlikçileri, kalemşörleri, "demokrasi çığırtkanlığına" soyunmuş liberal görünümlü hainleridir...
ordunun, terörle mücadelesini baltalayanlar, terörü müzakere konusu yapmayı kabullenip, şehit kanları üzerinden pazarlığa oturanlardır...
dünün peşmerge reisi, çapulcu barzaniyi, ülkesine buyur edip, krallar gibi karşılayanlar, ona "mesud abi" diye seslenmekten hicap duymayanlardır...
ordunun terörle mücadelesini baltalayanlar, şehit kanı akıtan eli kanlı teröristleri, haburdan güllerle karşılayıp, düzmece mahkemelerde yargıladıktan sonra serbest bırakanlardır...
onlar bugün susuyor... bakmayın siz onların sözde kınamalarına, kararlılık söylemlerine... onlar gerçekten "acı"duysalardı bugün; temsil ettikleri milletin karşısına dimdik çıkarak yiğitçe söylerlerdi söyleyeceklerini... söylemediler...
yarın şehit cenazelerinde "vatan sağolsun" diyenlerin acısı manşetlerden düştüğünde, onlar açılım safsatasına bıraktıkları yerden devam edecekler...
------------------------------------*-----------------------------------------
bu da haberin kaynagi;
http://www.gazete5.com/haber/akp-doneminde-kac-sehit-verdik-olen-terorist-sayisi-dengir-mir-firat-23559.htm
----------------------------------------*--------------------------------------
akp iktidarının “demokratik açılım” adını verdiği kürt açılımı, bölücü terör örgütü pkk’ya bugüne kadar hiç olmadığı ölçüde cesaret verdi. akp’nin kürt açılımı söylemini ortaya attığı tarihten bu yana verdiğimiz şehit sayısı 128 oldu. bu rakam, demokratik açılımın "fiilen" uygulandığı son 4 ayı kapsıyor. aynı dönemde, güvenlik güçlerimiz tarafından öldürülen terörist sayısı ise 159.
akp’nin iktidara geldiği dönemden itibaren, terör saldırıları da, bu saldırılara kurban verdiğimiz şehitlerimizin sayısı da artmaya başladı. türkiye bu kâbus dolu günlere nasıl geldi? hani herşey çok güzel olacaktı? hani türkiye’de “ayrımcılık” vardı? akp, bu ayrımcılığın önüne geçecekti!..
başbakan erdoğan’a göre, bu devlet yıllarca yanlış yönetilmişti! erdoğan’ın sözünü ettiği o “yıllar”da neden şehit sayımız ‘sıfır’a inmişti o halde? terör örgütü, 2002 yılında niçin kendisini “fesh etme” kararını almıştı? yanlış olan neydi?
teröre 6 şehit verdiğimiz 2002 yılından bu yana, akp iktidarının “kanatları” altındaki terörle mücadelenin bilançosuna baktığınızda ne göreceğinizi biliyor musunuz? biz yardımcı olalım…
işte rakamlarla türkiye’nin terör mücadelesi:
1999 yılında 203 şehit verdiğimiz terör, 2000 yılından itibaren hızla güç kaybetmeye başlamış, bölücü faaliyetlerinin sayısı gözle görülür oranda azalmıştı. 2000 yılında, terörün kanlı eylemlerinin sayısı 3 bin 2198’den 45’e düşmüş, şehit olan güvenlik görevlisi sayısı ise bir yılda 22 olarak belirlenmişti. 2000 yılında, terör örgütünün türkiye içindeki mevcudiyeti korunamaz hale gelmiş, terörist miktarı ise 4 bine kadar düşmüştü. bu sayının ancak ve ancak yüzde 10’u türkiye topraklarında barınabiliyordu.
gelelim 2001 yılına… 2001’de teröre verdiğimiz şehit sayısı sıfırdı. 2002’de ise sadece 6 askerimiz terör saldırılarında şehit düştü. işte rakamlar. sıfır olan şehit sayısı akp döneminde nasıl üç haneli sayıları buldu.
2003 yılında 21 şehit
2004 yılında 73 şehit
2005 yılında 92 şehit
2006 yılında 121 şehit
2007 yılında 118 şehit
2008 yılında 150 şehit
2009 yılında 135 şehit verdik.
2010 yılına gelindiğinde, iktidarın “demokratik açılım” söylemleri de meyvesini(!) vermeye başladı. terör saldırıları bir anda artarken, eylemlerin yalnızca güneydoğu bölgelerinde sınırlı kalmadığı, karadeniz bölgesi başta olmak üzere, batı’ya doğru bir kaymanın başladığı dikkat çekiyordu.
2010 yılına geldiğimizde, karşımıza çıkan tablo şu:
18 nisan tarihinden bu yana geçen iki aylık sürede güvenlik güçlerine 224 saldırı düzenlendi. son dört aylık dönemde, türk silahlı kuvvetleri’nin bölücü terör örgütüyle mücadelesinde, öldürülen terörist sayısı 159 oldu. yine bu dönemde, her gün bir çatışma haberi aldık, hemen her gün en az bir şehit verdik. son terör saldırısında ise 10 vatan evladımızı yitirdik.
peki bu ülkeyi yönetenler ne yaptı?
biz söyleyelim ne yaptıklarını... terörü "şiddetle" kınadılar ve mücadelenin "kararlılıkla" devam edeceğini duyurdular.
bu mücadeleyi "kararlılıkla" sürdüren yegane kurum, türk silahlı kuvvetleridir... bu mücadeleyi baltalayanlar ise, okyanus ötesinden ve burnumuzun dibinde yeşertilen kukla devletçikten, köklü türkiye cumhuriyeti devletini yönetenlerin içine düştüğü acziyete sevinenlerdir... kirli terör siyasetçilerinin, içerideki işbirlikçileri, kalemşörleri, "demokrasi çığırtkanlığına" soyunmuş liberal görünümlü hainleridir...
ordunun, terörle mücadelesini baltalayanlar, terörü müzakere konusu yapmayı kabullenip, şehit kanları üzerinden pazarlığa oturanlardır...
dünün peşmerge reisi, çapulcu barzaniyi, ülkesine buyur edip, krallar gibi karşılayanlar, ona "mesud abi" diye seslenmekten hicap duymayanlardır...
ordunun terörle mücadelesini baltalayanlar, şehit kanı akıtan eli kanlı teröristleri, haburdan güllerle karşılayıp, düzmece mahkemelerde yargıladıktan sonra serbest bırakanlardır...
onlar bugün susuyor... bakmayın siz onların sözde kınamalarına, kararlılık söylemlerine... onlar gerçekten "acı"duysalardı bugün; temsil ettikleri milletin karşısına dimdik çıkarak yiğitçe söylerlerdi söyleyeceklerini... söylemediler...
yarın şehit cenazelerinde "vatan sağolsun" diyenlerin acısı manşetlerden düştüğünde, onlar açılım safsatasına bıraktıkları yerden devam edecekler...
------------------------------------*-----------------------------------------
bu da haberin kaynagi;
http://www.gazete5.com/haber/akp-doneminde-kac-sehit-verdik-olen-terorist-sayisi-dengir-mir-firat-23559.htm
açılım, temiz geçinen bir ev hanımının halılarının altını kaldırıp bakma talebiydi. halıları kaldırınca bir de baktık ki ev ahalisi tozun toprağın içinde yaşıyormuş. “ev temizdi, niye halıların altına bakıp rahatımızı bozdunuz” ne demekse, “açılımdan önce sorun yoktu, nereden çıktı şimdi” o demektir.
http://www.gencsiviller.net/artikel.php?artikel_id=555
http://www.gencsiviller.net/artikel.php?artikel_id=555
hükümetin başarısızlıklarından sadece bir tanesi.
ama en ses getireni oldu. insanlardan çıkan seslerden bahsetmiyorum bile. silahlardan, çatışmalardan vs.
bunu bir tarafınız sıkışınca oy için değil de, zamanında gerçekten ihtiyaç olduğu zamanlarda, hani şu bölge insanına, neden pkk ya destek verdiniz ? şeklinde sorulduğunda, "devlet bize sahip çıkdı da biz mi başkaldırmadık agam" demişlerdi ya. hani "devlet devlet oldu da arkamızda mı durdu ? kızımız, oğlumuz zorla dağa kaldırılırken, kafamıza silah dayanıp da erzağımız alınırken, başka ne yapabilirdik ki agam ?" dedikleri zaman vardı ya, işte o zaman neden yapmadınız ? dur tahmin edeyim; çünkü o zaman oy derdiniz yokdu değil mi? bugün de aynı durumda olsaydınız yapar mıydınız böyle bir girişim ? kendinizi kandırıyorsunuz. evet kendinizi kandırın hatta istediğiniz her şeyi yapın kendinize, hatta gidin kendinizi parmaklayın ama bunları yaparken insanların canını yakmayın. bugüne kadar türlü türlü sktiniz bizi, bari şimdi rant yüzünden ülkedeki böylesine hassas yaraları kurcalayıp da yeniden kanatmayın. çözüm sadece silah ile olmaz derken silahlı çatışmalara zemin hazırlamayın.
bir açılım ski tutturdunuz gitti, peki ne geçti elinize ? sonuç ne oldu ?
dur onu da ben tahmin edeyim;
çözümü bekleyen bir konuyu, arı yuvasına çomak sokar gibi sadece kendi amaçlarınız uğruna kurcaladınız. ama baktınız sizin harcınız değil o sorunlara çözüm üretmek öylece bıraktınız, yarım yamalak.
e ne oldu şimdi. bir takım fırsat bekleyen kesimlerin, daha açık bir ifade ile pkk sempatizanlarının ağızlarına bir parmak bal sürüp, bırakmadınız mı ortada ? germediniz mi ortamı ? onlar da bunu fırsat bilip karıştırdı ortalığı.
biz de şunu gördük ki, oy uğruna siz kamplarda ki adamlarla ortak operasyon bile yaparsınız.
son söz: son söz falan yok size, zira yaptıklarınız ortada sonuçlar da ortada. buna rağmen akıllanmamış olan sizler buradaki bir kaç son söz ile mi akıllanacaksınız.
ama en ses getireni oldu. insanlardan çıkan seslerden bahsetmiyorum bile. silahlardan, çatışmalardan vs.
bunu bir tarafınız sıkışınca oy için değil de, zamanında gerçekten ihtiyaç olduğu zamanlarda, hani şu bölge insanına, neden pkk ya destek verdiniz ? şeklinde sorulduğunda, "devlet bize sahip çıkdı da biz mi başkaldırmadık agam" demişlerdi ya. hani "devlet devlet oldu da arkamızda mı durdu ? kızımız, oğlumuz zorla dağa kaldırılırken, kafamıza silah dayanıp da erzağımız alınırken, başka ne yapabilirdik ki agam ?" dedikleri zaman vardı ya, işte o zaman neden yapmadınız ? dur tahmin edeyim; çünkü o zaman oy derdiniz yokdu değil mi? bugün de aynı durumda olsaydınız yapar mıydınız böyle bir girişim ? kendinizi kandırıyorsunuz. evet kendinizi kandırın hatta istediğiniz her şeyi yapın kendinize, hatta gidin kendinizi parmaklayın ama bunları yaparken insanların canını yakmayın. bugüne kadar türlü türlü sktiniz bizi, bari şimdi rant yüzünden ülkedeki böylesine hassas yaraları kurcalayıp da yeniden kanatmayın. çözüm sadece silah ile olmaz derken silahlı çatışmalara zemin hazırlamayın.
bir açılım ski tutturdunuz gitti, peki ne geçti elinize ? sonuç ne oldu ?
dur onu da ben tahmin edeyim;
çözümü bekleyen bir konuyu, arı yuvasına çomak sokar gibi sadece kendi amaçlarınız uğruna kurcaladınız. ama baktınız sizin harcınız değil o sorunlara çözüm üretmek öylece bıraktınız, yarım yamalak.
e ne oldu şimdi. bir takım fırsat bekleyen kesimlerin, daha açık bir ifade ile pkk sempatizanlarının ağızlarına bir parmak bal sürüp, bırakmadınız mı ortada ? germediniz mi ortamı ? onlar da bunu fırsat bilip karıştırdı ortalığı.
biz de şunu gördük ki, oy uğruna siz kamplarda ki adamlarla ortak operasyon bile yaparsınız.
son söz: son söz falan yok size, zira yaptıklarınız ortada sonuçlar da ortada. buna rağmen akıllanmamış olan sizler buradaki bir kaç son söz ile mi akıllanacaksınız.
ulkede iki dil iki bayrak gibi soylemlerin ortaya cikabilmesini saglami$tir. nazarimda en buyuk etkisi budur.
memlekete en buyuk getirilerinden biri teror orgutunun ba$ina yani abdullah ocalana "sayın öcalan" $eklinde hitap edilebilmesini saglamasidir. eger bunu getiri olarak goren dangalaklar varsa tabi.
fiyaskodur.ileri değil geriye götürmüştür.altyapısız,öngörüsüz bu sorunu çözeceğim diye atlarsan işte böyle burnun sürtülür.
böyle bir sorun yoktur ki açılım olsun. götten uydurulmuş bir durumdur. maksat bizi birbirimize düşürmektir. lan bundan bi 5-6 yıl öncesini düşünün varmıydı hiç bu ayırım??
bugun 13 askerimizin $ehit edilmesi sonucunda daha da acilmi$tir. bakalim bu tavizler daha ne kadar cana mal olacak bize;
(bkz: 14 temmuz 2011 diyarbakır silvan çatışması)
(bkz: 14 temmuz 2011 diyarbakır silvan çatışması)
teroru kamcilayan, daha fazla deh$et sacmasini saglayan bir hukumet acilimi. ke$ke o kadar acilmasaydik da kan golu boyumuzu gecmeseydi. $imdi geciyor.
(bkz: açılın ben kürdüm)
açıla açıla abdullah öcalanın içerisinden cıkabileceği bir delik halini almıştır. yakındır içinden özgürce çıkması.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?