kumral ada mavi tuna

tuna’nin ada’yi tarif ederken kullandigi cumle obegi(bkz: entrynin sonu),hafizama kazinan,bir erkek ancak taparcasina sevdigi bir kadini boyle anlatabilir dememe sebep olan,tarifi imkansiz guzellikteki buket uzuner kitabi.
"onu anlatmak icin ’guzel’,’boylu poslu’,’sarisin/esmer’,’sahane’,gibi sozcukler kullanmak haksizlik olurdu.onun icin bu dunya disindan gelmis kadar degisik,bir kuyruklu yildiz kadar etkileyici,iyi pismis kahve kadar tiryakilik yaratici,gezegene yalniz yollandigi icin essiz,bir ipekbocegi kadar dikbasli denildiginde bir seyler soylenmis sayilirdi ancak."
ve de
"yasantimda ne daha once ne de sonra bu kadar kumrala boyanarak dogmus baska bir kiz gordum ben!ve o andan sonra hicbir kadinin gozleri onunkinden daha derin ve guzel olmadi!"

buket uzunerin ilk okudugum kitabidir ve diger kitaplari asla ayni zevki verememis,hayal kirikligi yaratmistir.kitap bitince kuzguncuk’a gitmek,kup griye yemek istersiniz gittiginizde tuna ve adayi orda bulabilmek umidiyle.ic savas bolumleri bir yerden sonra siksa da beni benden almayi basarmis kitaplardan birisidir.buket uzuner’e tesekkuru borc bilirim.
unutmadan (bkz: mabel)

sanssizliklarin kitabi.. sevip de bulusamayan hatta bunu dile bile getirmeye cekinen ada ve tunanin hikayesini konu alan surukleyici super bir kuzguncuk romani.

nasil tarif etsem bilemiyorum ama okuduktan sonra insanin kendisini sorgulamaya yonelten kitaplardan birisidir.

"sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim... yalnızca bir arkadaş, bir kan kardeş, bir sırdaş, bir çok yakın dost değil, bir büyük sevgisin sen. yanında sonsuz şımarabileceğim ve hala kaybetmekten korkmayacağım tek kişi. yani biraz annem, biraz babam, hatta hiç görmediğim dedem, belki hiç doğmayacak oğlum... sonra daimi hayranım ve tabi dokunulmamış sevgilim. sen benim masumiyetimsin tuna.."

"başımı kaldırdığımda ada’nın hüzünlü kumral gözleriyle karşılaştım. sevgiyle bakan iri ela gözler. o bana acıyarak koruyarak bakmadı hiç. onun bakışlarında hep ’yanında olacağım, seni anlayacağım ama sana ait olmayacağım.’ altyazılarını okudum ben."

ada isminin popüler olmaya başladığı kitap.

okuyan herkesi inanılmaz etkileyen bir kitap. etkilenmeyen tek bir insan tanımıyorum.

tutkunun romanı.
vefanın,saf aşkın,takıntılı aşkın,hüznün...her türlü duygunun en etkileyici biçimde satırlara döküldüğü,asla unutamadığım romanlardan birisidir.yazarının gönlümde taht kurmasına vesile olmuştur.

herseyden korkma durumu. zannediyorum cekilmez bir durum olsa gerek. ornegin yolda yuruyorsunuz ama yoldan korkuyorsunuz ve aglamaya basliyorsunuz bu arada aglamaktan da korkuyorsunuz. agladiginizi goren bir yasli amca yardim etmek istiyor ama yasli amcadan da korkuyorsunuz (bkz: gerontofobi). eve gitmek istiyorsunuz ama arabaya binmketen (bkz: okofobi) ve eve girmekten korkuyorsunuz (bkz: klostrofobi). bu durumda tek cozum otenazidir. ama muhtemelen olmekten de korkacaktir (bkz: tanatofobi).

(bkz: kuzguncuk)

tarif edecek sözcükleri bulmakta zorlandığım, ilk kez lise-1 de okuduğum daha sonra kaç kez yeni baştan okuduğumu hatırlamadığım, bana bir kitabın da özlenebileceğini öğretmiş kitap..

ayrıca kitaptaki doğan gökay karakteri attila ilhan, süreyya mercan karakteri sadri alışık ve pervin gökay karakteri çolpan ilhandır..

(bkz: biz dört kişiydik)

bir çırpıda okuyup, bitirilen kitaplardan. hikayesi çok güzel ve etkileyici. kuzguncugu bilen biri için oldukça gerçek bir roman.
-spoiler-
fethipaşa korusu ve aras’ın denize atladıgı yer gözün önüne gelir hemen. otobüsle geçerken onu öldüren taşın hangisi oldugunu anlamaya çalışır insan.
-spoiler-
imkansız aşkın güzelliği. çocuksu saflıgın çekiciligi. tuna’nın mavi gözleri, ada’nın güçlü karakteri, aras’ın yakışıklılıgı, başarıları ve james dean’e benzerligi, meriç’in sarı saçları akılda kalanlar...

ama asıl can alıcı nokta, tuna’nın içinde kopan fırtınalar, iç savaşın ortasında kendi içinde patlak veren daha kanlı bir savaşla başaçıkma ugraşlarıdır.

okuyup üzerine ciddi ciddi düşünebilinecek yada tatlı tatlı dalıp bir "tuna" hayali kurulabilinecek bir kitap. her yönüyle doyurucu.

<bkz buket uzuner>

icine girdigim roman

iç savaş bölümlerini hızla geçip bi an önce ada,tuna ve aras ın olduğu bölümlerini okumak için çabaladığım ve iç savaş kısımlarının daha kısa kesilip asıl hikayeye daha fazla yer verilseydi daha güzel olacağını tahmin ettiğim ama her şeye rağmen çok ama çok güzel bi buket uzuner romanı.tuna’nın adaya karşı olan inanılmaz hayranlığı,adanın şair dayısına karşı olan hayranlığı,meriçin tunaya karşı olan hayranlığı,adanın arasa olan hayranlığı,kısacası herkes birbirine takılıp kalmış birbirine geçmiş ve çözülmez bir yumak halini almış.kesinlikle okunmaya değer...