küçük ev

van ness
avcılar da bir mekandı burası hala açık mı değil mi bilmiyorum. o zamanlar istanbul üniv. hatunları filan takılırdı. bolca gittiğim bir mekandı.
fasa fiso
trt’in yanilmiyorsam 70li yillarda dallas’tan sonra en fazla izlenen pembe dizisidir bu.yakin zamanda da kanal 7 de yayinliyordu.ben de 70li yillari gormemis olsam da izleme firsati bulmustum.
efendim dizide cogunuzun duymus oldugu uzere kucuk ev ahalisi amerika’da bir kasabada yasiyordu.cekirdek aileydi bunlar.charles ıngalls (baba), caroline ıngalls(anne), loura ıngalls(ortanca kiz) ki dizi bu kizin etrafinda donuyodu galiba.bicir bicir, cacaron biriydi* ablasi vardi bunun bi de mary die.kor olmustu da, ziril ziril aglamistim.nasil olur ama mary cok iyi kalpliydi diye.kucuk kiz vardi bir de ama pek bi baskin degildi.kopekleri vardi.
baba tam bi babaydi.eviyle ilgilenen, cocuklarini seven, karisina yardimci olan, daima iyiyligi dogrulugu, dindar olmanin gereklerini ogutleyen,
anne de anacti.yemek yapardi ocakta.kahveye ekmek banarlardi.bak nasil da kalmis bunlar aklimda.ozel gunlerde saraba banarlardi ekmeklerini.tatli neyin yapardi anne.
loura ablasiyla okula gider gelirdi.her sinifta oldugu gibi cadi bi kiz vardi.kotu kizdi o.sevmezdik.
mary sarisindi.kor oldu o.sanki bi ara da gayri mesru cocuk yapmisti.
kucuk kardesleri kucuktu iste.pek bir sey hatirlayamadim onunla ilgili.dedim ya loura’nin yaninda sonuk kaliyodu.
kopek bildigimiz lassie benzeri bi kopekti.bazen aileden birinin hayatini kurtarirdi.boz zamanlarinda loura ile cayir cimen kostururlardi.


dizideki aile katolikti.her pazar kiliseye giderlerdi.sarapli ekmek yarlerdi.yemekten once ve yatmadan once dua ederlerdi.daima sukrederlerdi.baslarina olmadik belalar gelirdi.bunlar sukretmeye devam ederlerdi.dini gunlerini kutlarlardi.bir sekilde kafamiza kazinmisti bu.nostaljik bi diziydi iste.severdim ben.

(bkz: hey gidi gunler hey)
firambogaz
bir sibel alaş şarkısı.

bana bir küçük ev iki göz oda
yeterdi ama söyleyemedim
tutuldu dilim koşup ardına
dokunup sana dur diyemedim

bana bir küçük ev iki göz oda
yeterdi ama söyleyemedim
tutuldu dilim koşup ardına
ne olur benimle kal diyemedim

çoktan beri bildiğin çocuk
uyur büyür de hep özler yazık
yüzüme baksana bana dokunsana

bana az sokul yeni uynadım
yar beni sen de çocuk mu sandın
dokun usul usul canına yandım
yar beni sen de çocuk mu sandın
salavin
türk halkını derinden etkileyen bir dizidir. hani bir türk filmi vardı. adile naşit ve münir özkul turşucu iki karı kocayı oynuyordu. filmin bir sahnesinde şener şen(ziya), adile naşit televizyon seyrederken içeri giriyor. adile naşit ağlayarak acıklı küçük ev bitsin konuşuruz diyordu. işte o dizi. benim yaşlarımda olanlar en çok laura’yı hatırlar. şöyle bir tekerlemesi vardı.

lora ingıls,meri ingıls, karolin karolin,çars çars çars.

dizinin orjinal adı; little house on the prairie.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol