komünist manifesto

emma the gold one
1893 italyanca baskıya önsöz

italyan okura

komünist parti manifestosu’nun yayınlanışının, 18 mart 1848 ile, o güne dek bölünmelerle ve iç çelişmelerle zayıflamış ve böylece yabancı egemenlik altına düşmüş, biri avrupa kıtasının, ötekisi akdeniz’in merkezinde yer alan iki ulusun silahlı ayaklanmaları olan milano ve berlin devrimleri ile çakıştığı söylenebilir. italya’nın avusturya imparatoruna bağımlı olmasına karşılık, almanya rus çarının, daha dolaylı olsa bile daha az etkin olmayan boyunduruğu altına girdi. 18 mart 1848’in sonuçları, hem italya’yı ve hem de almanya’yı bu yüzkarasından kurtardı; bu iki büyük ulus, 1848’den 1871’e kadar geçen zaman içerisinde yeniden kurulabilmişler ve her nasılsa kendi başlarına kalabilmişlerse, bu, karl marx’ın dediği gibi, 1848 devrimini bastıranların, kendilerine karşın gene de bu devrimin vasiyetnamesinin icracıları olmaları sayesindedir. bu devrim her yerde işçi sınıfının eseri olmuştur; barikatları kuran ve bunu hayatıyla ödeyen işçi sınıfıydı. hükümeti devirmekteki niyeti, açıkça, burjuva rejimini devirmek olanlar yalnızca paris işçileriydi. ama kendi sınıfları ile burjuvazi arasındaki onmaz uzlaşmaz karşıtlığın bilincinde olsalar bile, gene de, ne ülkenin ekonomik gelişmesi, ne de fransız işçi kitlesinin zihinsel gelişmesi, henüz toplumsal bir yeniden kuruluşu olanaklı kılacak aşamaya ulaşmış değildi. bu nedenle, devrimin meyvelerini toplayan, son tahlilde, kapitalist sınıf oldu. öteki ülkelerde, italya’da, almanya’da, avusturya’da, işçiler, daha baştan, burjuvaziyi iktidara getirmekten başka bir şey yapmadılar. ama herhangi bir ülkede ulusal bağımsızlık olmadıkça, burjuvazinin egemenliği olanaksızdır. bu yüzden, 1848 devrimi, o zamana dek birlik ve özerklikten yoksun bulunan uluslara, kendisiyle birlikte, birlik ve özerklik getirmek zorunda kaldı: italya’ya, almanya’ya, macaristan’a. sıra polonya’ya da gelecektir.

böylece, 1848 devrimi bir sosyalist devrim olmamışsa da, bunun için yol açmış, ortam hazırlamıştır. büyük sanayiin bütün ülkelerde gelişmesiyle birlikte, burjuva rejimi, son kırkbeş yıl içerisinde, ortaya, her yerde, kalabalık, yoğun ve güçlü bir proletarya çıkardı. böylece, manifesto’nun dilini kullanacak olursak, kendi mezar kazıcılarını yarattı. her ülkenin özerkliği ve birliği sağlanmadıkça, proletaryanın uluslararası birliğini ya da bu ulusların ortak amaçlara doğru barışçı ve akılcı bir
işbirliğini gerçekleştirmek olanaksız olacaktır. italyan, macar, alman, polonyalı ve rus işçilerin 1848 öncesi siyasal koşullar altında uluslararası eylem ortaklığı yaptıklarını düşünün bir!

böylece, 1848’de verilen savaşlar boşuna verilmemişlerdir. bizi o devrimci dönemden ayıran kırkbeş yıl da boşa gitmemiştir. meyveler olgunlaşıyor, ve benim bütün dileğim, manifesto’nun ilk yayınlanışı nasıl uluslararası devrimin habercisi olduysa, bu italyanca çevirinin yayınlanışının da italyan proletaryasının zaferinin habercisi olabilmesidir.

manifesto, kapitalizmin geçmişte oynadığı devrimci rolün tam hakkını vermektedir. ilk kapitalist ulus italya idi. feodal ortaçağın sonuna ve modern kapitalist çağın başlangıcına, dev bir kişi damgasını vurdu: hem ortaçağın son şairi ve hem de modern zamanların ilk şairi bir italyan, dante 1300’de olduğu gibi, bugün de, yeni bir tarihsel çağ yaklaşıyor. italya, bize, bu yeni, proleter çağın doğuş anına damgasını vuracak yeni dante’yi verecek mi?

londra, 1 şubat 1893
friedrich engels

meyveler halâ olgunlaşıyor. halâ...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol