komünist

bencillik değil paylaşma yanlısı büyük insanlar.

öncelikle anti kapitalizme inandıkları için anti-emperyalistdirler.bu nedenle anti-kapitalist olmadığı halde anti-emperyalistim diyen kavram karmaşası yaşayanlara benzemezler.

ikinci olarak kendisini marksist, komünist, sosyalist, devrimci gibi terimlerle ifade eden insanların tek bir dogmaya veya statik olaylara inanma durumu mevcut değildir.o nedenle bu insanların sscb, çin, küba veya diğer her hangi bir konuda aynı düşündüğünü sanmak yanıltıcıdır.marksistler iyi okunduğunda ve analiz edildiğinde, yani kulaktan dolma şeylerle eleştirilmedikleri taktirde onların sscb deneyimini ne şekilde eleştirdikleri, sömürü düzeyine kayıldığında nasıl karşı çıktıkları görülebilir.o nedenle bu insanları sessiz kalmakla suçlamak solun tarihini ve iç eleştirilerin bilinmediği anlamını taşır.

komünistler ülkelerini , halklarını ve tüm canlıları severler;bunun yanında komünistler hiçbir zaman milliyetçi olmazlar/olamazlar.bunun en önemli nedeni ideolojinin temelinde milliyetçilik karşıtı enternasyonalizm ilkesinin barınmasıdır.

bu insanlar dış politikada sscb ya da çin yanlısı değillerdir.öncelikle leninizmin sscb demek, maoizmin de çin demek olduğu yanlışını akıllardan silmek gerekmektedir.marksizm gibi leninizm ve maoizm de -beğenelim beğenmeyelim o ayrı- enternasyonal kavramlardır, düşüncelerdir.bu nedenle bir ideolojinin savunulmasını ya da enternasyonalizm babında sosyalizm çizgisindeki devletlerle gönül bağı kurulmasını dış politikada o devletleri savunma anlamında kullanmamak hasıl olur.

hayallerine gelince: bu insanların düşünceleri hala bir ütopyadır.dünyaya hiçbir zaman gelmemiş komünizmin -ki tek ülkede olan sosyalizmdir ancak- hayalleri yıktığı ya da yenildiği, düşüncelerinin gerçekleşmesinin imkansız olduğu kapitalizmin ’’umutları yık, hayalleri gerçekleştirme’’ stratejisinin bir yansımasıdır.

ülkemizde bazı kesimler tarafından yanlış anlatılarak bireylerin gerçekte ne olduğunu anlayamadığı eşit işe eşit aş felsefesiyle çok (basit) şekilde anlatılabilecek idolojiye inanan insana verilen ad. tatlı bir rüya. (i hasta la victoria siempre)

ne kadar paylaşımcı kollektif bir ideoloji gibi görünsede, dünyaya bir stalin diktatörü hediye etmişliği,bir mao çin kültür devrimi ayağıyla milyonlarca çinliyi açlıktan öldürmüşlüğü vardır ki, o çiçekleri tank namlularına değilde işte her yerlerine -sen anladın- da soksalar artık benim gözümde kapitalizm vahşetinden ayırt edilmesi çok zor olan leninin yıkık heykelleri kadar paslı bir fikir. ha, kapitalizm niye hala hayatta? çünkü komünizm, o ilk safhasında insanların kalplerine seslenmişti, bahsedilen tüm romantik yaklaşımlarda o kısa sürmüş devirden kalmaktadır, kapitalizm ise insanın duyularına ve arzularına hitap eder. insanda genellikle yağmacı karakterde olduğundan,yaşatır bu ideolijiyi. bu kadar basittir, çırpınmaya hüzünlenmeye gerek yoktur.

kamu herseye sahiptir.
kamu herseyi dagitandir.
hersey esit bir bicimde dagitilir.
amac toptan kalkinmadir.
insan egoizm duygularini torpuledigi anda bu egitim ve saglik basta olmak uzere insan yasamindaki onemli kistaslarin ucretsiz oldugu rejimde ulusca bir kalkinma saglanmaktadir. tipki cccp orneginde oldugu gibi...

tkp tarafindan haftalik cikartilan, bazen istiklal’de partililer tarafindan satilan siyasi dergi.

bazi insanlar tarafindan hobi duzeyinde yapilmakta.

sevilesi insanlar..
bir komünist, kendisini sever, ülkesini sever, milletini sever, tükü sever, kürdü sever, azı sever, çoğu sever, dünyayı sever, insanları sever, doğayı sever, hayvanları sever, kübayı sever, rusyayı sever, castroyu sever, cheyi sever. nasıl yaşaması gerektiğini bilir, eğlenmeyi bilir, sorunları bilir, çözüm üretmeye çalışır; fakat çözüm üretemez.

amerikayı sevmez, emperyalizmi sevmez, haksızlığı sevmez, antidemokratikliği sevmez, buşu sevmez, coca colayı sevmez, pizza hutı sevmez, burger kingi sevmez.

ne yazık ki azdır bu insanlardan günümüzde.
yöntemleri yanlış, aynı zamanda sistemleri çökmüş de olsa, sevilesi insanlardır komünistler, boş kafalı değillerdir, zeki insanlardır.
ben bir tane bile bilgisiz komünist tanımadım. kendine komünist diyen bilgisizler tanıdım ama, bunlara komünistler de komünist demez zaten, özenti zavallılardır bunlar.

yine de içimde çok ukde var bu insanlarla ilgili.

türkiyedeki gerici herkesin kendinden farklı düşünen ve çıkarlarını engellemek isteyen herkese vurduğu yaftadır böylece bu kelime vatan haini ile aynı kapıya çıkmıştır ama şunu unutmamak gerekirki esas kendileri kutsal kitabımızı alet ederek halkı sömürmüş ve kendi ceblerini doldurmaya bakmıştır.

marksizme bagli olan ve siniflar mücadelesinin de örgütlü mücadele ile verilebilecegine ve ancak bu mücadele ile sermayenin emek üzerindeki egemenligini kaldirip, emegin egemenliginin kurulabilecegine inanan ve bu ugurda mücadele eden insanlar.

hayalleri, söyleyecek sözü olan, sevmeyi ve sevilmeyi bilen, paylaşmaktan hoşlanan, hayatı ucundan değil tam ortasından yakalayan kişilere verilen ad... derdi bir arkadaşım. sevmeyi biliyorlar hakkaten.

orijinali daha bir güzel olduğu için çevrilmemiştir;
"when i give food to the poor, they call me a saint. when i ask why the poor have no food, they call me a communist"
helder camara

(bkz: türkiye komünist partisi)

kutsal kitabı "das kapital" dir.

kimilerine,ne yazık ki çoğunluğun,göre tu kaka,dinsiz,imansızdırlar.kimilerine göre ki azınlıktır,eşitliği,halkların kardeşliğini,parasız eğitim-sağlık vb hizmetlerin sağlanabilmesi gerektiğini savunanlardır.onlara(komünistlere)göre ise anlaşılmamak,zulüm-işkence görmek,yalnızlıktır;ama hayattır,paylaşmaktır,inanmaktır.bir gece ansızın evinin basılıp hücrelere kapatılsalar,ayaklarının altları işkenceyle parçalansa,öldürülseler de vazgeçmeyenlerdir,komünist.bildikleri tüm şeylerin acısını her zaman çekenlerdir,komünist.

aslında destek vermiş liderlerden çok marx ve engels ile anılması gereken inanış, düşünce biçimi, siyasal olgu. şimdi neden mi böyle söylüyorum elbette az çok okuyan ve bu okuduklarını anlayabilen birisi olarak kendi argumanlarımı ortaya koyayım:
josef stalin denilen ve vlademir ilic lenin’den sonra sovyet sosyalist rusya’nın liderine bakalım; "bir kişinin ölümü trajik, milyonların ölümü ise sadece istatistiktir" diyebilmiş, sscb’yi dış ülkeler ile iletişime kapatmış, hitler ile ittifak arayışlarına gitmiş ve dokunulmazlık antlaşması imzalamış, polonya’nın kuzeyini işgal etmiş, kırım’da bulunan türkleri bir gecede trenlere yükleyerek vatanlarından ve evlerinden etmiş, kendi askerlerini savaş alanında yavaş hareket ediyorlar diye otomatik silahlar ile taratmış, toplama kampı fikrini bizzat hitler’e vermiş, ukrayna ve kazaktistan’daki toprakları bilerek tarıma kapatarak insanların çocuklarını dahi yiyecek olarak görmelerini sağlamış, artık yazmaktan yorulduğum binlerce orospu çocukluğunu da gözünü kırpmadan ve büyük metanet göstererek yapmıştır. şimdi bu adamı komünist diyerek bir yere koymak mı mantıklıdır, yoksa hitler’den bile daha psikopat bir rus faşistiydi demek mi daha mantıklıdır?

stalin başa geçmemiş olsaydı günümüzde olduğundan üç kat fazla sayıya ulaşabileceğini düşündüğüm şahsiyetlerin tümü.

hayal gucleri yuksek insanlar.

devlet aygitinin ortadan kaldirildigi, insanin kendisine yabancilasmadigi, uretim araclarinin kamu mulkiyetinde oldugu, somurunun olmadigi, egitimin, sagligin, ulasimin, haberlesmenin, enerjinin... yani her insanin refahi icin gerekli olan bilimum materyalin ucretsiz oldugu siyasal rejim.

abd ye yeşil kuşak projesini hazırlattıran komünizmle yönetilen ülkelerde yaşayan insanlar idi.