okuyan us kitabevinden çıkan deli öyküler kitabında yer alan bir öykü..
beynimin iç mekanında bilmediğim fotoğrafların izlerini arıyorum gözümün tersiyle. üç buçuk renkten yapılmış olduğunu bildiğim ama ne renk olduğunu bilmediğim yepyeni bir renk açıyor iç cidarda. akışı takip ediyorum, göz yuvarım acıyor. içine bakmaktan daha acı ne var diye düşünüyorum. hala düşünebiliyorum. düşünmememyi başarmıyorum. ellerimi görebiliyorum. beynimin kırşıklıklarını açmaya çalışıyorlar. annem beni karşısına geçirirdi, yeni yıkanmış çarşafı aynen böyle gerdirirdik. önce farklı uçlardan çapraz gerdirme yapıyorum. sonra annemin elleri de giriyor görüntüye, nemli ve çatlak. kırışıklık açılınca tam alttan bir şey göreceğim derken annem bırakıyor öbür ucunu gerginliğin, yeniden büzüşüyor, saklanıyor merak konusu şey.
yazdıklarımı okuduktan sonra, düş sandığını söylüyor karşımdaki beyaz gömlekli kadın. ben evet diyorum, seviniyor haklılığına. derdi günü haklılık gibi görünüyor. oysa kastettiğim dus sandigi. "sizin sandığınız benim sandığım değil" diyorum. "siz ne sandınız" diyor. "sandık" diye düzeltiyorum. o halde siz benden fazla kişisiniz, "kim diğerleri?" diyor. önündeki kağıtta matbuu hazırlanmış yere bir çek atıyor. halusinasyon ve parantez içinde varsani yazan yerin yanındaki kutuya. bu sandık, o sandık, şu sandık diyorum. bir çek daha atıyor okuyamadığım bir yere. "usandık" diyorum. "birileri size kötülük mü yapıyor?" diye soruyor. kalemi elinden atıp hezeyan, parantez içinde sanri yazan yere ben bir çek atıyorum. görüşmemiz bugünlük bukadar diyor, belli ki ruhumu on dakikada çözüyor, oysa bedenimi yatağa bağlı bırakıyor...
..."başka şeyler de var mı yazdığınız?" diye soruyor. var diyorum. ezberimde olan bir parça okuyorum. şizofrenik bir tabloya benzediğini söylüyor şef, onu da dinleyince. oysa ezberden söylediğim bu sözler bu kez benim değil. kafka dan kısa bir bölüm. hoca hemen ekt başlatın diyor...
...başladılar. şokmuş sözü edilen. kafkaya ve bana, her ikimize de yaptılar...
...taburcu olurken hoca kıllı elini öptürdü bana. öptüm, ev gidince babamınkini de, anneminkini de öptüm. oğlan iyileşti diye kurban kesti babam., kanını alnıma sürdü. ben de eğilip kediye yalattım kanı, göz kırptım, o da kırptı. babam görse ikimiz de boylardık tımarhaneyi, kedi hocanın elini öperdi...
kedi kafka kurt ve kendim
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?