kanser olduğunu öğrenmek

başından aşağı kaynar sular dökülür bir anda, sevdigin kanser olduğunu söyler.ne kadar hayata bağlıysa da gülen gözleri,her fırsatta sizden uzaklaşmaya çalışır...artık kendi üzülmesini geçmiştir çünkü sizi iyice kendine bağlamaktan korkar siz üzülmeyesiniz diye aşkını kalbine gömer içinde yaşar..der ki "seni, elimi tutmaya, kokumu içine çekmeye, sarılmaya, yanımda olmaya alıştırdıktan sonra bir gün elinden kayıp gidicem nolur sevme beni uzak dur benden..!" nafiledir boşuna yakarış sizi dinlemez çekip gider uzaklara...

istanbul tıp fakülteinde hasta olarak bulunduğunuzda öğrenme ihtimalinizin çok az olduğu hastalık.çünkü bu ekolde yetişen doktorlar hastalarına kanser olduğunu söylemez.

daha önce 8-9 doktordan dinlediğim asparagas haber.hepsi dedi "beyle beyle lenf kanserisin" diye.bir olay olmadı.yani geleceğim nokta hemen inanmayın.daha fazla doktora gidin.yine de inanmayın ve "kanser ne ki?günde bi vitamin atarım geçer." deyin.en iyi çıkış noktası bu.

ps:evet doktorlar kansersin dedi.hem de daha 13 yaşındayken.ama ölmedim.çünkü 5 ay sonra "yok lan değilmişsin" dediler.benim yerimde başkası olsa "ölücem ölüceaam" derdi.siz siz olun demeyin onu.x yıllık hayatınızın tadına varın.

isyana surukler ilk duydugunuzda; bu ben olamam diyip kabullenememe durumu gorulur. ardindan $oktan cikarsiniz, gozya$lari tum acinizi da icine alarak yanaklarinizdan suzulmeye ba$lar...

once icinizi bir korku kaplar. acaba ! dersiniz olecek miyim? lakin hayata o kadar sıkı sıkı sarılırsınız ki, o hayatı elinizden bırakın tanrıyı - kanseri kimse artık alamayacaktır.hele ki, size destek olacak bır sevdiceginiz ya da sevdikleriniz varsa vız gelir tırıs gider, artık nereye gidiyorsa kendini yenilemeyen o yavsak hucreleriniz.

gunes sızın ıcın soluk dogar her sabah, acaba soruları cogalır.bugun mu? yarın mı? ne zaman gıbı soru ısaretleri ile zaten yorgun olan beyniniz daha da yorulur ama bır gunes her sabah dogar kapınızda ve elinde kocaman bır buket gul ile " gunaydın askların en guzeli " der.ne solan gunes gelır akıllara ne hucreler.koy gotune hayatın der ademoglu ve o cıcek getırene oyle sıkı sarılır ki bırakmamacasına, kerpeten getırsenız sokemezsınız.

gun gelir beyaz bır melek o uzun sarı saclarınızı odunc ıster sızden.hayır dersınız, aglarsınız, sızlarsınız ama vermek zorundasınızdır.evet kemoterapi ve ardından radyoterapiye tabi tutulursunuz.aynaya her baktıgınızda acaba soruları cogalır.acaba bu uzun sarı saclarım gibi bedenım demi teslim olacak!

yine o gunes dikilir her sabah kapınıza " askların en guzeli " der.kafanızdaki bereyi cıkarır oper.

sevdiceginize saka ile karısık, bu yasta evlenip cocuk dogurulur mu be diyen siz, allahım ne olur gunesimden torun torba gormemi nasip eyle dersiniz.

evet maalesef yukarıdaki eleman sızı iplemez ve buraya kadar der.

nereden mi biliyorum ?

askların en guzelinden