kanser

0 /
meekma
montaigne denemeler'den çok kısa bir bölüm.

"cicero'nun mektuplaştığı pomponius atticus hastalığında, damadı agrippa'yı ve iki üç dostunu çağırtmış, demiş ki onlara: iyileşmeye çalışmaktan hiçbir kazancım olmadığı kanısına vardım. hayatımı uzatmak için her yaptığım şey acılarımı da uzatıp artırıyor. onun için hayatıma da hastalığıma da son vermeye kararlıyım. bu kararımı hoşgörmenizi ve herhangi bir durumda beni vazgeçirmeye çalışmamanızı dilerim. kendini açlıkla öldürme yolunu seçen pomponius nasılsa birden iyileşivermiş; ölmek için bulduğu yol sağlık getirmiş ona."

son iki cümleyi tekrar yazıyorum

"kendini açlıkla öldürme yolunu seçen pomponius nasılsa birden iyileşivermiş; ölmek için bulduğu yol sağlık getirmiş ona."

denemeler 1580'de yayınlandı. adı geçen pomponius atticus milattan önce 110 - 32 yılları arasında yaşıyor.

daha uzun uzun yazmak isterim geniş bir vaktimde.

kanser muhtemelen 20. yüzyılın en büyük dolandırıcılığı. ama bu iş 21. yüzyılda devam etmeyecek. az kaldı diye umuyorum.
goshenit
tedavi surecini ozetleyen bir film repligi vardir;

"kanser olmanın en kötü kısmı size yaptıkları değil sevdiğiniz insanlara yaptıklarıdır."

deadpool (2016)
komple teorisyen
tüm vücut organlarının yapı taşı olan hücrelerin,kas ve sinir hücreleri hariçbelirli sayıda çoğalıp temsil ettiği organı onarma işlevi vardır.işte bu belirli sayıyı aşıp kontrolsüz şekilde çoğalan hücreler kitle tıbbi adıyla tümör oluştururlar ve organın işleyişini bozarlar bu duruma verilen addır.caolarak kısaltılır tıp literatüründe.
elma sekeriiii
insani olum korkusuyla sarmaktan cok yasayamadiklarina pisman eden hastaligin ta kendisi...

"hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
hastayken yatağa girer dinlenirdim. ben olmadığım zaman her şey
kötüye gidecek diye düşünmezdim..
gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
... daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..

oturma odasında tv seyrederken, patlamış mısır yer. yerler leke olacak diye korkmazdım.. bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.. kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım..

saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim..
eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum..
tv seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.. ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım..

hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.. bu o kadar nadir bir olay ki.. mucize gibi bir şey..

çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla "önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim.. onlara daha çok "seni seviyorum", ondan da daha çok "özür dilerim" derdim..
ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu..

dikkatle bak.. gerçekten gör.. yaşa.. vazgeçme..
küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç..
bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi..
bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım..
sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için
şükredin..
tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor.. umarım her gününüzü değerlendirirsiniz.."

mmkurabiye
insanlık olarak o kadar da yaralı değiliz bu bela hastalıktan.
bu hastalığın binlerce türü var evet, bazılarına çözüm yolu bulunmuş durumda, erken teşhis imkanı ile birlikte.
ancak bazı türleri hala çok karanlık. öyle ki neden olduğu dahi bilinmiyor net olarak. pankreas kanseri olmamak için mesela nelere dikkat etmen lazım, bilmiyorsun, kimse bilmiyor. oldun diyelim, doktorlar da açıklayamıyor neden olduğunu. kuvvetle muhtemel bir ihtimal dahi veremiyorlar.

herneyse, savunma- silah sektörü, bilgisayar-teknoloji vs.. her konuda ilerlemeler ışık hızıyla alınırken, sağlık sektörü bu alanı aydınlatmada yavaş kalıyor.

ben de biliyorum, diğer ilerlemelerin gereksiz olmadığını, mantıklı sebeplere dayandığını ancak, hasta oluyorsunuz ve yapılacak hiçbir şey yok, üstelik yavaş yavaş ölümü beklemek zorundasınız da. bu çok anlamsız ve bir o kadar acı verici.


bir bilen
karadenizli bir ailedeyseniz; kalp krizi kadar hatta her gün tv de gördüğünüz trafik kazaları kadar sık karşılaşıp her doktora gidişinizde yüreğinizde taşıdığınız endişedir. nereden nasıl geleceği belli olmaz ama hep en sevileni hep en kısa sürede gözyaşı eder.
filhakika
karadenizlilerin ailelerinden birini kesinlikle götüren evlerden ırak hastalık. allah kimseye vermesin. sürekli check-up tan geçilinmeli.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol