"kimseyle yaşlanmak istemiyorum kendimle bile."
kalanlar
tezer özlünün en sağlam eserlerinden biridir.
birdenbire çok yorulduğumu, taşıyamayacağım kadar yaşantı üslendiğimi ölürcesine algıladım. kitapsız, sanatçısız, tartışmasız bir yaşamın özlemi sardı benliğimi.
insanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. yazdıkları, okumak istedikleridir. sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.
birdenbire çok yorulduğumu, taşıyamayacağım kadar yaşantı üslendiğimi ölürcesine algıladım. kitapsız, sanatçısız, tartışmasız bir yaşamın özlemi sardı benliğimi.
insanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. yazdıkları, okumak istedikleridir. sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.
tezer özlü namına bilinen, bilinebilen ne varsa barındıran kısacık küçücük bir hayattan kalanların kısacık küçücük kitabı.
iktidardaki egemen sınıf ve toplumdaki düzen her gün sayısız kez benim ve benim gibileri vazgeçmeye ve bizi kendisi gibi olmaya zorladı. ben bir kezinde aklımı yitirdim, ama kendimi yeniden kendi elime geçirdiğimde daha da zor yenilebilir durumdayım. -syf 31-
düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. hiçbir şey. hiçbir korku… aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğuşundan, ne gün batışından. sakin ol. öylece dur. yaşamdan geç. kentlerden geç. sınırları aş. gülüşlerden geç anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur – artık hiçbir yerdesin. -syf 47-
şimdi okunmuş kitapları yeniden okuyorum. şimdi bildik müzikleri yeniden dinliyorum. yenmiş yemekleri yeniden yiyorum. sevip yitirdiklerimi yeniden seviyorum. şimdi uykusuzluğumu yeniden uyuyorum. şimdi açlığımda yeniden acıkıyorum. şimdi gittiğim kentlere yeniden gidiyorum. şimdi havada uçuyor, raylarda, su yüzeylerinde, yaşama ve ölüme karşı duyduğum aynı umursamazlıkla dolaşıyorum. tartışmaları biliyorum. duyguları. korkuları. sözcükleri. her dili anlıyorum. anlıyor ama kavrayamıyorum. -syf 48-
insanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. yazdıkları, okumak istedikleridir. sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir. -syf 61-
iktidardaki egemen sınıf ve toplumdaki düzen her gün sayısız kez benim ve benim gibileri vazgeçmeye ve bizi kendisi gibi olmaya zorladı. ben bir kezinde aklımı yitirdim, ama kendimi yeniden kendi elime geçirdiğimde daha da zor yenilebilir durumdayım. -syf 31-
düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. hiçbir şey. hiçbir korku… aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğuşundan, ne gün batışından. sakin ol. öylece dur. yaşamdan geç. kentlerden geç. sınırları aş. gülüşlerden geç anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur – artık hiçbir yerdesin. -syf 47-
şimdi okunmuş kitapları yeniden okuyorum. şimdi bildik müzikleri yeniden dinliyorum. yenmiş yemekleri yeniden yiyorum. sevip yitirdiklerimi yeniden seviyorum. şimdi uykusuzluğumu yeniden uyuyorum. şimdi açlığımda yeniden acıkıyorum. şimdi gittiğim kentlere yeniden gidiyorum. şimdi havada uçuyor, raylarda, su yüzeylerinde, yaşama ve ölüme karşı duyduğum aynı umursamazlıkla dolaşıyorum. tartışmaları biliyorum. duyguları. korkuları. sözcükleri. her dili anlıyorum. anlıyor ama kavrayamıyorum. -syf 48-
insanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. yazdıkları, okumak istedikleridir. sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir. -syf 61-
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?