türkçeye cesaretin var mı aşka olarak çevrilmiş 2003 yılı fransız yapımı, biraz dram biraz romantik komedi karışımı mükemmel film. başrollerinde guillaume canet ve marion cotillard yer alır.
"cap ou pas cap?" repliğini zihninize kazır bu film, aynı zamanda müzikleride son derece güzeldir.
-büyüyünce ne olacaksın?
-diktatör. sen?
-kayısılı turta
jeux d enfants
romantik, süper bi film.
ha bi de ekliym, kanımca filmi dublajlı izlemeyiniz. işin sırrı "cap ou pas cap"ta.
ha bi de ekliym, kanımca filmi dublajlı izlemeyiniz. işin sırrı "cap ou pas cap"ta.
oldukça güzel ve eğlenceli bir film.
nereye kadar gidilebilir sorusunu kamçılayan zihinlerin oyunudur.
nereye kadar gidilebilir sorusunu kamçılayan zihinlerin oyunudur.
(bkz: marion cotillard)
bittikten sonra ben de böyle bi aşk yaşar mıyım diye düşündüren, ama hiç çocukluk aşkı yaşamadığımı farkettiren film .
fransız filmleri arasında en izlenebilirlerden biri..ayrıca sonunda klişe bir mutlu son olmadıgı icin idealdir.
tam türkçeye çevirisi "çocuk oyunu" dur.
fransızların yaptığı en kral filmlerden biridir.amerikan sineması ne kadar götünü yırtsa da klişe filmleriyle bu tadı yakalaması oldukça zordur.
-----------------------------spoiler----------------------------
:okulda iddia sonucu başka bi kızla sadece küpelerini almak için sevişen esas oğlanımız:
-il görüşte aşka inanır mısın?
+evet
-salaksın o zaman.
-----------------------------spoiler----------------------------
-----------------------------spoiler----------------------------
:okulda iddia sonucu başka bi kızla sadece küpelerini almak için sevişen esas oğlanımız:
-il görüşte aşka inanır mısın?
+evet
-salaksın o zaman.
-----------------------------spoiler----------------------------
(bkz: cap ou pas cap)
arkadaşlığı, dostluğu, aşkı değil de; sevdiğiniz insanla ruh ikizi olmayı, ruh ikinizle aşkı anlatır bu film...
birbirlerine "cap ou pas cap" dedikleri anda gercek hayattan kopup iddialarından baska hiç birseyi önemsemeyen iki arkadaşın hikayesi... izleyince insanın aşka inancı bir kez daha tazeleniyor,
kah gülüyor kah kızıyor kah endişeleniyor kah gözleriniz doluyor!..
bu seçkin fransız yapımı filmi mutlaka izleyin diyorum ben;
cap ou pas cap ?
birbirlerine "cap ou pas cap" dedikleri anda gercek hayattan kopup iddialarından baska hiç birseyi önemsemeyen iki arkadaşın hikayesi... izleyince insanın aşka inancı bir kez daha tazeleniyor,
kah gülüyor kah kızıyor kah endişeleniyor kah gözleriniz doluyor!..
bu seçkin fransız yapımı filmi mutlaka izleyin diyorum ben;
cap ou pas cap ?
cevap veriyorum efendim; cap
hakkinda "cap" demekten oteye gidilmesi gerektigini dusundugum film.okuyacaklariniz spoiler icerir,aman diyim.
filmde iki cocuk goruyoruz,hayat onlar icin sadece bir oyun,sadece kendilerini dusunuyorlar geri kalan kimsenin onemi yok onlar icin,surekli baslari belaya da girse vazgecemiyorlar birbirlerinden.
derken buyuyor bu cocuklar,kiz artik duygularini aciklamak ister hale geldi,ask icin oyunlar oynamak istedi.erkek de ona karsi bos degildi,hatta olesiye seviyordu,o da oyunlara devam etti,hemen ardindan pisman da olsa.film gel gitlerle devam ediyor.4 yil sonra gorusuyorlar,sonra 10 yil gorusmuyorlar.derken ikisi de 35 oluyorlar,ikisi de evlenmis ama ikisi de mutlulugu bulamamislar.onlar hala oyunlarini oynuyorlar..
hayatimda izledigim en kotu sonlardan birine de sahip oldugunu soylemeden edemeyecegim...
mosyo janvierin sophie hakkindaki yorumu,ingilizcesi daha manidar bence;
sophie was back in the game! pure, raw, explosive pleasure! better than drugs, better than smack! better than a dope-coke-crack-fix-shit-shoot-sniff-ganja-marijuana-blotter-acid-ecstasy! better than sex, head, 69, orgies, masturbation, tantrism, kama sutra or thai doggy-style! better than banana milkshakes! better than george lucass trilogy, the muppets and 2001! better than emma peel, marilyn, lara croft and cindy crawfords beauty mark! better than the b-side to abbey road, jimmy hendrix and the first man on the moon! space mountain, santa claus, bill gates fortune, the dalai lama, lazarus raised from the dead! schwarzeneggers testosterone shots, pam andersons lips! woodstock, raves... better than sade, rimbaud, morrison and castaneda! better than freedom, better than life!
aziz sophie..yine muhtesemdi.hiç bir seyle karsilastirilamazdi..nükleer bomba, ot, uyusturucu..hap, içki, kadin, escinsellik..extasy, seks, 69, mastürbasyon..
hayal edilebilecek,her seyden daha iyiydi..hiz, korku, mankenler..hayatimdaki her seyden daha iyi..bill gatesden, maçta hissettiklerinden..testosterondan, uzaydan, paradan..asktan, hayattan..
filmde iki cocuk goruyoruz,hayat onlar icin sadece bir oyun,sadece kendilerini dusunuyorlar geri kalan kimsenin onemi yok onlar icin,surekli baslari belaya da girse vazgecemiyorlar birbirlerinden.
derken buyuyor bu cocuklar,kiz artik duygularini aciklamak ister hale geldi,ask icin oyunlar oynamak istedi.erkek de ona karsi bos degildi,hatta olesiye seviyordu,o da oyunlara devam etti,hemen ardindan pisman da olsa.film gel gitlerle devam ediyor.4 yil sonra gorusuyorlar,sonra 10 yil gorusmuyorlar.derken ikisi de 35 oluyorlar,ikisi de evlenmis ama ikisi de mutlulugu bulamamislar.onlar hala oyunlarini oynuyorlar..
hayatimda izledigim en kotu sonlardan birine de sahip oldugunu soylemeden edemeyecegim...
mosyo janvierin sophie hakkindaki yorumu,ingilizcesi daha manidar bence;
sophie was back in the game! pure, raw, explosive pleasure! better than drugs, better than smack! better than a dope-coke-crack-fix-shit-shoot-sniff-ganja-marijuana-blotter-acid-ecstasy! better than sex, head, 69, orgies, masturbation, tantrism, kama sutra or thai doggy-style! better than banana milkshakes! better than george lucass trilogy, the muppets and 2001! better than emma peel, marilyn, lara croft and cindy crawfords beauty mark! better than the b-side to abbey road, jimmy hendrix and the first man on the moon! space mountain, santa claus, bill gates fortune, the dalai lama, lazarus raised from the dead! schwarzeneggers testosterone shots, pam andersons lips! woodstock, raves... better than sade, rimbaud, morrison and castaneda! better than freedom, better than life!
aziz sophie..yine muhtesemdi.hiç bir seyle karsilastirilamazdi..nükleer bomba, ot, uyusturucu..hap, içki, kadin, escinsellik..extasy, seks, 69, mastürbasyon..
hayal edilebilecek,her seyden daha iyiydi..hiz, korku, mankenler..hayatimdaki her seyden daha iyi..bill gatesden, maçta hissettiklerinden..testosterondan, uzaydan, paradan..asktan, hayattan..
ağlatabilen filmdir.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
betonun içinde öpüşürken donup ölmek gibi bir fantezi vardır filmde. bu yaratıcı ve romantik ölüm seçeneğiyle film insanı kendine hayran bırakır.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
betonun içinde öpüşürken donup ölmek gibi bir fantezi vardır filmde. bu yaratıcı ve romantik ölüm seçeneğiyle film insanı kendine hayran bırakır.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
izleyenlerin diline bir süre cap ou pas cap kelamını dolayan film.
jö danfan şeklinde telaffuz edilir. anlamı ise çocuk oyuncağıdır. aşka cesaretin var mı gibi saçma salak bir çeviri yapılmıştır, orijinali daha güzeldir.
dublajsız çince altyazılı izlediğimde bir şey anlamadığım film. fransızca dublajlısı güzel olmuş ama. şaka bi yana hakkında durmadan şirin şirin şeyler yazmak var içimde o derece yoğun duygular besliyorum bu filme karşı. en güzel ve farklı aşk filmi bana göre. yazmayacam ama.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?