jean jacques rousseau

(bkz: jan jak russo)

’’her şey tanrının elinden çıktığı zaman iyidir;sonradan insanların elinde dejenere olmuştur.’’

j j rousseau

dusunurun, "toplum sozlesmesinden" alinmis bazi tanimlari soyledir;
egemenlik genel iradenin kullanilmasidir.
genel irade bireyin ozel iradesinden olusur.
genel irade kanun biciminde belirir.
devlet; esitlik, ozgurluk ve adaletin simgesi olmak durumundadir.
halk egemenligi; hukumetlerin halk tarafindan kullanilmasidir.
halk iradesi temsil edilemez ve devredilemez.
hukumet egemen gucun aracidir, kanunlarin uygulayicisidir.

bir de soyle demistir;"yasama, yurutme, yargi ic ice gecmisse, ozgurlukler garantide degilse, anayasa yok demektir. kuvvet kimdeyse o hakimdir."

neredeyse 350 yil once etmis, adamcagiz bu laflari.

unlu felsefeci. insanlar onu fransiz olarak bilir ama aslinda cenevre’de dogmustur, daha sonra zorunlu olarak fransa’ya gecmistir. 1712-1778 yillari arasinda yasamistir. ilk ses getiren eseri insanlar arasindaki esitsizlikligin kaynagi’ydi, bu eseri 1754’te cenevre’de yazdi. daha sonra ise onun icin onemli olan olaylardan birisi olan "doga durumu" nu acikladi. insanlar arasindaki esitsizligin temel sebebinin ozel mulkiyet oldugunu soyledi ve esit toplumlarin sadece doga durumuna gore yani ozel mulkiyetsiz ve gelisimden uzak olan toplumlar oldugunu belirtti. en onemli eseri toplum sozlesmesi’ni yazdi. ona gore gelisimin onune gecilemeyecegi gozle gorulen bir olguydu madem ki gelisim ozel mulkiyeti beraberinde getirecek oyleyse esitlik saglayan ve herkese adalet dagitan bir genel iradenin olmasinin ve bu irade ile halk arasinda bir sozlesme olmasinin gerekliligini soyledi. onun toplum sozlesmesi hukuktu. monstesquie’nun gucler ayriligi prensibinin tersine gucler birligi prensibini benimsedi. mustafa kemal’inde en cok feyz aldigi filozoftur.

baskici yonetime kar$i cikan bir du$unur.

discours sur l’origine et les fondements de l’ineglite parmi les hommes: insanlar arasındaki eşitsizliğin kökeni ve temelleri, le contrat social: toplum sözleşmesi ve de pedagojik bir kitap olan emile gibi eserlerin yaratıcısıdır.insanın doğasının değil, toplumun kötü olduğunu savunmuş, insanları doğaya geri dönmeye cağırmıştır.

romantik düşünürlerden, yani insanoğlu dünyaya geldiğinde tertemizdir, günahsızdır fakat zamanla günaha bulaşır; kirlenir. bu yüzden kızı emily yi hiçkimseyle görüştürmemiş bir babadır. dilin doğuşuyla ilgili enteresan fikirlere sahiptir, yeni heloise nin yazarıdır.

yalnız gezerin düşleri mutlaka okunması gereken kitabıdır.

(bkz: man is born free but everywhere in chains)

itiraflar’ı, "hangi insan benim gibi açık yüreklilikle bunları yazabilir" sözüne uygun olarak, bazen çok rahatsız edici bir şekilde içten ve cesurcadır.

(bkz: du contrat social ou principes du droit politique)

’’insan hasta bir hayvandır’’ demiş adam. öpüjem.

ne zaman ki, bir adam kendi topragı oldugunu iddia ettigi yerin çevresini çitle çevirdi, o zaman insanların hayatlarında sınırlamalar dogdu, özgürlük denen $ey kayboldu dü$üncesindedir.

ayrıca;
birinin özgürlügünün ba$ladıgı yerde digerininki biter demi$tir bu adam.
o yuzden biri size, bunu yapamazsın dediginde siz; aynı $eyin size de yapılmasından dogabilecek olan sıkıntıyı dü$ünüp vicdanınız kar$ınızdaki ki$i için dogru söylüyor alarmlarını vermektedir.

’’hakları ve zevkleri ellerinden alınan gençler onların yerine daha gizli ve tehlikeli olanları koyarlar.’’ demiş bir de. tehlikeli oyunlar vardı elimde, bıraktım bir etrafıma baktım.

- russo beni duyuyorsan 3 kere voltaj düşsün.

(bkz: İnsan özgür olmaya zorlanmalıdır) sözünün sahibi filozof.