ilkokulda yapılan acımasız davranışlar

matrax
tuğçe’nin eteğinin altına bakmaya çalışmak.(hem de diz kapağına kadar kalın tayt giyiyorken ve seksüel açıdan herhangi bir tık henüz yokken)
nevarkiyani
daha mini mini birken, bir sırada tam uç kişi oturabilecek kadar kuçukken, beş kişilik bir arkadaş grubu olarak oğretmeninden sırayla tuvalet izni alıp dersin sonuna kadar okulun bahçesinde çılgınlar gibi oyun oynayıp, daha sonraki günlerde yeterince guvenini kırdığınız oğretmeninizden çiş izinlerinin reddilmesiyle, bu sefer gerçekten gelen çişinizi tutamayıp sıranıza yaparak sınıfı sidik kokusundan yaşanılamaz bir hale sokabilme.
blackrons
o sabah zorla ağzıma sokulmuş yumurtayı yarım saat geçmesine rağmen yutmamış, televizyon izliyordum. annem burnumu tıkar tıkamaz yutmuştum yumurtayı, işkence dolu bir sabahtan sonra okula gidecektim, televizyonda bir öğrenci filmi vardı, haylazlık yapan bu veletler, birbirinin altına kalem falan koyuyorlardı, çok hoşuma gitmişti bu...

sütümü de içtikten sonra okul yoluna koyuldum, kimin koyduğunu bilmiyordum ama sonra baktım annem koymuş, devam ettim.
etrafa mal mal sırıtarak yürümeye devam ediyordum, izlediğim şey yarım kalmıştı, bir yandan da buna üzülüyordum.

okula vardığımda sınıfta bi kaç çocuk vardı, şapkamla alay ettiler, rengi neden kırmızı imiş, çok sinirlenmiştim, annem örmüştü alt tarafı, kız şeyi olsa örmezdi değil mi? belki örerdi, zaten annem beni kızım diye severdi, neyse yahu bu dalga geçmelerini gerektirmezdi..

ders başlamış, sıkıcılık hat safhada idi, ben ise önümde oturan ve şapkamla dalga geçen halit’i gebertmek istiyor, yırtarcasına bakıyordum, yanımdaki kızın uçlu kalemi vardı, almama hiç izin vermez hemen öğretmene söylerdi, o gün o kalemi alıp sabah izlediğim şeyin aynısını halit’e uygulamaya karar vermiştim...

öğretmen soru soruyor parmak kaldıranları kaldırıyordu, halit tembel bir piç olduğundan parmak kaldırmıyor, öylece sıranın üstünde yatıyordu, bu ibnenin kalkması şarttı..

sonra öğretmen bu soru çok kolay herkesin yapması lazım gibisinden bir şey dedi, bende probremle uğraşırken o mükemmel ses geldi..

- halit, kalk bakalım buldugun cevabı söyle.

halit ayağa kalkmış mal mal düşünüyordu, bir an önce oturması için arkadan sonucu söyledim, halit tam cevabı söylerken kızın kalemini kaptım ve halit oturduğu anda...

- corrrrt.

bu ses hayat demekti, hayatımda duyduğum en iğrenç ama en haz veren sesti, sanırım ilk cinayetimi işlemiştim, halit’in götüne tam anlamıyla sokmuştum kalemi, ardından ikinci ses geldi, bu daha da haz verdi.

- aaaaaaaaaaa!

bu halit’in sesiydi, sabah şapkamla alay eden halit’in, beni küçük düşüren halit’in, götünde kalemle ayağa fırlayan ibne halit’in..
herkes gülüyordu, öğretmen koşarak halit’in yanına gitti, götüne giren kalemi zaarrt! diye çekti, çekmenin verdiği acıyla halit bi daha bağırdı, halit’in bağırmasıyla tüm sınıf bir daha güldü...

o gün hayatımda hiç yemediğim dayağı yedim, öyle ki okula ailem çağırıldı, bir de annemden yedim, ertesi gün öğretmenden bi daha yedim, müdüre çıkarttı bir de o dövdü, o kadar çok dayak yedim ki bir süre sonra kendimden geçtim, bir de çocuğun annesi tokadı patlatınca tam olmuştu, yılların acısını üstümde çıkarmışlardı, olsundu.. o gün halit’in koca götünü patlatmıştım, aklımda uyarladığım planı aynen yerine getirmiştim.

sonra mı? halit bir hafta eşofmanla okula geldi, götü pasumanlı biçimde, ben ise bir hafta ağzım yüzüm şiş gezdim, yediğim dayak neticesinde..
yanımdaki kız mı? bir daha o kalemi kullanmadı, kalemi ise ilk defa kendi isteği ile -al senin olsun, diyerek bana verdi...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol